GÜNGÖRDÜ, BİREYLER ARASI HUZUR VE MUTLULUĞA ULAŞMADA BARIŞIN ÖNEMLİ BİR ARAÇ OLDUĞUNA DİKKAT ÇEKTİ

Girne Belediye Başkanı Nidai Güngördü, din, dil ırk ve cinsiyet ayrımı yapmadan kişi hak ve özgürlüklerinin sağlanması noktasında bireyler arası huzur ve mutluluğa ulaşmada barışın önemli bir araç olduğuna dikkat çekti.

Girne Belediye Başkanı Nidai Güngördü, 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle yayınladığı mesajda, “İnsanların huzur, güven ve mutluluk içerisinde yaşamasının temel koşulu olan barış ortamının sürekli olması, en büyük temennimizdir” dedi. Güngördü, Türkiye ve Ortadoğu’da her zamankinden daha fazla barış ve huzur ortamına ihtiyaç olduğunu belirtti.

Nidai Güngördü, “Bu duygu ve düşüncelerle, başta ülkemiz olmak üzere, çatışma ve ölümlerin yaşandığı bölgelere barış diliyorum. Barışın egemen olacağı bir ülkede ve dünyada yaşamak özlemiyle sevgi ve saygılarımı sunarım ve “1 Eylül Dünya Barış Günü’nü kutlarım” dedi.

TDP, BAĞIMSIZLIK YOLU VE BARAKA KÜLTÜR MERKEZİ 1 EYLÜL’DE SOKAĞA ÇIKMA ÇAĞRISI YAPTI

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), Bağımsızlık Yolu ve Baraka Kültür Merkezi, 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinliklerine destek verilmesi çağrısında bulundu.

Üç örgüt, TDP Basın Bürosu aracılığıyla yaptığı ortak açıklamada, 1 Eylül’de sokağa çıkma çağrısı yaptı.

Açıklamada, “1 Eylül Dünya Barış Günü’nde sokakta olmanın gerekliliğine inanıyoruz. Barış ne egemenlerin insafına, ne de beyhude bir bekleyişe bırakılacak bir şeydir. Barış, halkların iradesine bağlıdır ve bu irade örgütlü bir şekilde ortaya konabilir” denildi.

BAZI KIBRISLI TÜRK VE RUM STÖLERİ, TÜM ÖRGÜTLERİ BARIŞ ÇABALARINI DESTEKLEMEYE ÇAĞIRDI

Bir grup Kıbrıslı Türk ve Rum sivil toplum örgütü ortak açıklama yaparak tüm Kıbrıslı örgütleri 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde Ara Bölge’deki Ledra Palace noktasında, Dayanışma Evi’nin önünde, saat 19:00’da toplanarak barışın sağlanması ve güçlendirilmesi için ortaya konan çabayı desteklemeye çağırdı.

Yapılan ortak açıklamada, bu yılki 1 Eylül Dünya Barış Günü’nün, Kıbrıs sorununun çözümü ve ülkenin yeniden birleşmesi için yapılacak görüşmelerin en kritik aşamasına rastladığı belirtilerek, “Nazizm ve Faşizmin milyonlarca kurbanını İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden tam 71 yıl sonra yeniden hatırlamak ve onurlandırmak, iki toplumlu bir hareket olarak, 52 yıldır süregelen bu akıldışı çatışmaya karşı birlikte durarak ayrılığa son verme kararlılığımızı güçlendiriyor” denildi.

Önümüzdeki birkaç hafta sonunda, Kıbrıs sorununun çözümü için devam eden yoğun görüşmelerin, farklı tarafların ortak bir anlaşmaya varma konusunda ne kadar istekli olduğunu da ortaya koyacağı belirtilen ortak açıklamada, bu önemli evrenin iyi değerlendirilememesi durumda, şu anda hakim olan olumlu havanın, bölgedeki ve dünyadaki değişken ve de çelişkili durumu devam ettirecek negatif bir sarmalın etkisine girebileceği ifade edildi.

Doğu Akdeniz ve Ortadoğu’nun genelindeki istikrarsız durum, Türkiye’de yapılan darbe girişimi ve sonrasında yaşanan siyasi çalkantı ve de bölgede keşfedilen hidrokarbon yataklarının işletilmesi ile ilgili yaşanan gelişmelerin birkaç farklı olası sonucu bulunduğu kaydedilen ortak açıklamada, tüm bunların ivedi bir çözüm için teşvik edecek dinamikler olarak algılanıp, bu durumdan pozitif bir fayda sağlama yoluna gidileceğini, ya da bu gelişmelerin yıkıcı sonuçlar doğuracak rekabetçi jeopolitik oyunlara dönüştürüleceği vurgulandı.

Ortak açıklamada, “Biz Kıbrıslılar’ın, bütünlüklü bir irade ortaya koyup, karşılıklı kabul edilebilir bir anlaşmaya vararak, ülkemizin geleceğinin kontrolünü elimize almamız elzemdir: Böyle bir toplumsal duruş adanın, bizi tehlikeli ve daimi bir ayrılık ve de çatışmaya mahkum eden baskın güçlerden arındırılmasını sağlayacaktır; adadaki belirsizlik hali ve dış güçlere olan bağımlılık, geleceğimizi baltalamaktadır. Toplum liderlerimiz bu tarihi fırsatı, adamızı yeniden birleştirecek bir anlaşmaya varmak için çok iyi değerlendirmelidir; Yeniden başladığımız yere dönmek ya da çözüm konusunda yeni bir çıkmaza girilmesi hiçbir şekilde kabul edilebilir değildir” denildi.

Açıklamada, amaçlarının savaşların, kitlesel göçlerin ve acının sona erdiği barışçıl bir dünya için mücadele etmek olduğu, bu amaç doğrultusunda Dünya Sendikalar Federasyonu (DSF) üyesi sendikaların (PEO, DEV-İŞ, KTÖS, KTOEÖS, KTAMS, BES, KOOP-SEN) “tüm örgütlerin birleşerek, çözümün ve adamızın yeniden birleşmesinin en büyük önceliğimiz olduğunun dile getirilmesi” çağrısını coşkuyla karşıladıkları belirtildi.

“Çözümün ancak ve ancak adanın her iki kesiminde de, yeniden birleşmeye ve halkların kardeşliğine inanan sosyal ve sivil hareketlerin güçlerini birleştirmeleri ile sağlanabileceğinin altını önemle çizmek istiyoruz” denilen ortak açıklamada, Herkes tarafından kabul edilecek ve sürdürülebilir bir çözüm olana kadar çabalarının daha da yoğun bir şekilde ortaya koyacaklarını, ülkenin güney kesiminde Kıbrıslı Türkler’e karşı ortaya konulacak her türlü milliyetçi, ırkçı ve faşist saldırılara karşı duracaklarına söz vererek, adanın kuzeyi ve güneyinde, İki toplumlu, iki kesimli bir federasyon fikrine karşı olan güçler karşısında kararlılıkla duracakları belirtildi.

‘Barış’ın korunmasının ortak bir dava olduğu belirtilen ortak açıklamada, “Birleşik bir Kıbrıs için birlikte mücadele etmeye söz veriyoruz. Bunun ışığında; o zaman gelin barışı sağlamak için birlikte harekete geçelim ve kitlesel bir hareket başlatalım” denildi.

Destekleyen Örgütler şöyle:“ KTÖS, KTOEÖS, KTAMS, DEV-İŞ, BES, KOOP-SEN, ÇAĞ-SEN, TIİŞ,Pir Sultan Abdal Derneği, The Management Centre of the Mediterranean, PEO, Limassol Civil İnitiative ‘Solution-Reunification-Peace’, Proodeftiki Primary School Teachers movement, Proodeftiki Secondary School Teachers movement, United Turkish Cypriot and Greek Cypriot Teachers Platform, Socialist İnitiative, Bi-communal Initiative of Relatives of Missing Persons and Victims of 1963-74 events - Together We Can, Symfiliosi / Uzlaşma /  Reconciliation, New Cyprus Association, Left Wing, Bi-communal Choir For Peace in Cyprus, Cyprus Reunification Movement, German-Cypriot Forum, Workers Democracy, Youth Against Nationalism, NGO Support Centre, IKME Sociopolitical Studies Institute, Hands across the Divide, Association of Historical Dialogue and Research, United Cyprus Platform of the Overseas Cypriot Organizations, Stop the War Coalition, Kontea Heritage Foundation, Committee for a Radical Left Coalition ERAS, New Internationalist Left, Drasy- Eylem, GAT -Gender Advisory Team, Cyprus Academic Dialogue, Famagusta Our Town, Cyprus Sustainability Institute, Famagusta Initiative, KISA – Action for Equality, Support, Antiracism, Bicommunal Kyrenia Initiative, Cyprus Writer's Union, Epilogi Limassol cultural movement, Politia, INVEST IN EDUCATION, Cypriot’s Voice, Enorasis socio-cultural club”

MECLİS BAŞKANI SİBER’DEN 1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜ MESAJI

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında mesaj yayımladı.

Meclis Başkanlığı basın bürosundan yapılan açıklamaya göre, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Siber mesajında, Kıbrıs’ta yaşayabilir, adil,  kalıcı, karşılıklı güvene dayalı, geçmiş acıların bir daha tekrarlanmayacağı, güven içinde yaşanabilecek barışın daim olduğu bir çözümün arzulandığını ifade etti.

Siber mesajında şunları ifade etti:

“1 Eylül Dünya Barış Günü'nde, savaşların olmadığı bir dünya arzumuzu sürekli olarak ifade etmemize rağmen maalesef her gün savaş ve çatışma haberleri ile uyanmaya devam etmekteyiz. Yaşamlarını yitiren suçsuz insanlar, geride kalanların dinmeyen acısı,  yurtlarını terk etmek zorunda kalıp bilinmeze doğru yola çıkan ailelerin çaresizliği hepimizi derinden üzmektedir.

İnsanlık için yüz karası olan savaşın ne anlama geldiğini,  yakın tarihi acılarla dolu olan bizler çok iyi biliyoruz.  Geçmişte ülkemizde  yaşanan savaşın çirkin yüzüne, üzerinden onca yıl geçmesine rağmen açılan bir kuyuda, bir kazıda, bir haberde, bir yaşam öyküsünde ürpererek tanık oluyoruz.

Savaş, yalnızca geçmişteki ya da bugünkü mağdurlarını değil, süreğen etkisiyle sonraki kuşakları da etkileyen ağır bir travmadır.

Ülkemizde, yaşayabilir, adil,  kalıcı, karşılıklı güvene dayalı, geçmiş acıların bir daha tekrarlanmayacağı, güven içinde yaşanabilecek barışın daim olduğu bir çözümü arzuluyoruz.

Bu güzel adada,  halkların eşit egemenliğine dayalı, karşılıklı anlayış ve toplumsal haklara saygı çerçevesinde bulunacak adil bir çözümün yaşatılması en büyük arzumuzdur.

Öncelikle toplumsal iç barışın da kanıksanacağı barış kültürünün, adamıza ve içinde bulunduğumuz coğrafyaya geleceğe yönelik bir umut getirmesini diler, tüm insanlığın savaşa ve şiddete karşı içtenlikli ve onurlu bir dayanışma içinde olmasının  önemini bir kez daha vurgularım.”

EL-SEN‘İN 1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜ MESAJI

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (EL-SEN), 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle mesaj yayımladı.

EL-SEN Başkanı Umut Öksüzoğlu yayımladığı mesajda, Kıbrıslılar olarak savaşın yarattığı göçlerin ve acıların ne olduğunu çok yakından bildiklerini,  felaketin acılarını tüm Kıbrıslıların hala  daha yaşamakta olduğuınu belirtti.

Öksüzoğlu, “Ülkemizin bölünmüşlüğü tüm Kıbrıslıların acı çekmesinin temel sebebidir.Bu vesile ile El-Sen olarak Tüm halkımızın Dünya Barış Gününü kutlarız” dedi.

KTTB VE TABİP ODALARI: “BARIŞIN İYİLEŞTİRİCİ GÜCÜNE ÇOK İHTİYACIMIZ VAR”

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, Kıbrıs Türk Tabipleri Odası ve Kıbrıs Türk Diş Tabipleri Odası, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla mesaj yayınladı.

Barış Günü’nün tarihçesinden de bahsedilen ortak açıklamada, bölgedeki terör saldırıları ve savaşlara dikkat çekildi.

“Aslında bu 1 Eylül’de dünya yanıyor her yer yanıyor, yüreklerimiz kan ağlıyor. Hiç iyi değiliz” denilen açıklamada “Böyle bir gündemde ve coğrafyada Kıbrıs’ta artık yılan hikâyesine dönen görüşme masasından son bir çabayla hepimizi umutlandıran olumlu haberler geliyor” ifadelerine yer verildi.

Açıklama şöyle devam etti:
“Biz Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği ve Kıbrıslı Türk Hekimler her zaman barışın ve çözümün yanında olmuş bir meslek örgütü ve sivil toplum örgütüyüz. Çözümle başlayacak ve tüm adayı saracak barışın; ülkeye adalet, güçlü bir gelecek ve huzur getireceğine dair güvenimiz tamdır.

Biz Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği olarak olumlu mesajların geldiği şu günlerde çözüm için adanın Kuzey’inde hükümetle Cumhurbaşkanlığının uyum içinde çözüme odaklanmaları gerektiğini düşünüyoruz. Hükümetin de, Cumhurbaşkanın da birincil görevi Kıbrıslı Türklere barış kokan topraklarda güzel bir gelecek inşa etmek için çalışmaktır. Geçmişi acılarla dolu olan bu toplumun dünyadan kopuk, kimliksiz, öngörüsüz politikalarla yok oluşun uçurumuna sürüklendiğini artık her kesimin net bir şekilde anlaması gerekmektedir.

Kurulan bu görüşme masası en azından bir nesil ve uzun bir süre için artık son şanstır. Elbette ki çözüm ve barış için iki toplumun da iradesi önemlidir ancak bilmeliyiz ki; barışa dair verilen tüm çabalar ve eylemler yaşamsaldır ve toplumların erdemidir. Biz Kıbrıslı Türkler 1 Eylül Barış gününde ve her zaman bu söylemi dilimize dolamak ve dünyaya ve haykırmak zorundayız.

Hiçbir zaman unutulmasın ki, her yerde olduğu gibi bizim ülkemizde de savaşların, ekonomik krizlerin, çözümsüzlüğün bedelini halklar ve en çok da emekçiler ödemektedir. Savaşlardan ve çözümsüzlükten en çok yoksul halk ve çocuklar etkilenmektedir. Bu nedenle barış için, çözüm için adalet için, demokrasi için mücadeleyi duraksamadan el ele vererek sürdürmeliyiz.
Yine unutmayalım ki coğrafyamızın içinden geçtiği bu kötü günlerde barışın iyileştirici gücüne hepimizin çok ihtiyacı vardır.”

Açıklamanın sonunda liderler, hükümetler ve tüm toplum, Kıbrıs’ta kalıcı bir barış için el ele vermeye ve daha çok çalışmaya davet edildi.

İZCAN BKP’NİN BARIŞ MÜCADELESİNİ KARARLI BİR ŞEKİLDE SÜRDÜRECEĞİNİ KAYDETTİ

Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) Genel Başkanı İzzet İzcan, BKP’nin, özgürlük ve barış için mücadele eden bütün dünya halkları ile dayanışmasını ve barış mücadelesini kararlı bir şekilde sürdüreceğini kaydetti.

İzcan, “barıştan yana tüm kesimleri ve halkı” bu gece ara bölgedeki Dayanışma Evi önünde düzenlenecek iki toplumlu barış etkinliğine katılmaya çağırdı.

BKP Genel Başkanı İzzet İzcan yazılı açıklamasında, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde tüm dünya ve ülkede barışa her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulduğuna işaret etti.

İzcan, “Kıbrıs sorununun çözümü ve barışın kökleşmesi için kararlı bir şekilde mücadeleye devam edeceklerini” kaydetti.

“Her iki toplumdaki milliyetçi ve emperyalist güçlerin doğrudan ve dolaylı müdahalelerinin bir sonucu olan Kıbrıs sorununun yıllardır çözümsüzlüğe mahkum edildiğini” savunan İzcan, tüm barış ve demokrasi güçlerinin birinci önceliğinin; “erken çözüm ve 42 yıllık bölünmüşlüğün sonlandırılması” olduğunu vurguladı.

İzcan, “yerel ve evrensel barış güçleri ile birlikte hareket ederek, emperyalist savaşlara ve kapitalist sömürüye karşı mücadeleye etmeye ve savaşa karşı barış, sömürüye karşı savaş şiarını ileriye taşımaya devam edeceklerini” vurguladı.

KAMU-SEN’İN 1 EYLÜL MESAJI…

Kıbrıs Türk Kamu Görevlileri Sendikası (KAMU-SEN), evrensel düzeyde barışın yaşama geçirilebilmesinin, devlet yönetiminde bulunan bireylerin eksiksiz her birinin, barışın temel ilkesinin etkin olduğu bireysel bilince sahip olmalarına bağlı olduğunu belirtti.

Dış İlişkiler Sekreteri Ayşe Özdemirağ, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla  sendika adına yaptığı yazılı açıklamasında, “toplumlar  veya ülkeler arasında egemenliğe ve toprak bütünlüğüne müşterek saygı ve eşitlik yer almadıkça barışın varlığından söz edilemeyeceği” görüşünü savunarak, bireyler ya da devletler arasında yaşanılan sorunların etkili iletişim ile çözülebileceğini, “savaşın hiçbir zaman, hiçbir sorunun çözümü olamayacağını” kaydetti: Özdemirağ şöyle devam etti:

“Sevgi ve insanlık, haklara saygı, barışın temel ilkeleri arasında bulunmaktadır. Evrensel düzeyde barışın yaşama geçirilebilmesi, devlet yönetiminde bulunan bireylerin, eksiksiz her birinin, barışın temel ilkesinin etkin olduğu bireysel bilince sahip olmalarına bağlıdır.

Dolayısıyla Kıbrıs konusunda ortak bir barış dili sağlanmasını ve  kendi içimizde gelişen gereksiz tartışmaların olmamasını,  ayni amaç içinde birlikte hareket ederek tek dilde ‘barış ve uzlaşı’ dilinde konuşabilmeyi tüm devlet büyüklerimizden talep eder, Dünya Barış Günü’müzü kutlarız.”

CTP GENEL BAŞKANI TALAT: ”BARIŞA SAHİP ÇIKMALIYIZ”

CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, bir an önce Kıbrıs sorununun çözülmesi, Kıbrıs’ta kalıcı barışın sağlanması ve Türkiye’nin komşularıyla olan sıkıntıların sona ermesi, Ortadoğu’da barışın gelişmesi, yerleşmesi ve insanların acı çekmekten kurtulmasının herkesin en başta gelen dileği olduğunu belirtti.

CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat yaptığı açıklamada, “Bir barış gününe daha ulaştık, bir barış gününü daha anıyoruz” diyerek hem ülkenin hem dünyanın, en başta da bölgenin, barışa ihtiyacı olduğu bir zamanda olunduğunu söyledi.

Kısa bir süre önce büyük mülteci felaketlerinin de yaşandığı Akdeniz’de hiç de barışçı bir ortam olmadığını ifade eden Talat, “Ortadoğu kaynıyor. Büyük savaşlar var ve insanlar ölüyor. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, gençler ölüyorlar, büyük acı çekiyorlar. Savaş en korkunç halini Ortadoğu’da gösteriyor. Ortadoğu da bizim kapı komşumuz, dibimiz. Orada patlayacak bir uzun menzilli silahın rahatça menzili içinde olan bir ülkedeyiz” dedi.

Talat, Kıbrıs sorununun da devam ettiğini önemli bir aşamanın arifesinde olunduğunu söyleyerek, liderler arasında 3-4 toplantının daha yapılacağını, sonrasında da herkesin umduğu New York zirvesinin yapılacağını anımsattı.

New York zirvesine giderken burada önemli konuların kapatılacağı, önemli başlıkların sonuçlandırılacağı ve sadece 1-2 uluslararası konferans konusu olan başlığın kalacağının düşünüldüğünü belirten Talat, “Eğer Eylül 2016’da bu başarılabilirse o zaman 2016 çözüm yılı olabilir. 2016’yı çözüm yılı haline getiremezsek zaten geç kalmış oluruz” dedi.

Talat, birçok defa ifade ettiği gibi 2017’nin Güney Kıbrıs’taki seçimlerin başlangıç yılı olduğunu, 2017’ye bırakılacak bir müzakere sürecinin rahat bir süreç olamayacağını belirterek, 2016’da müzakerelerin bitmesi ve 2017’de de referandum olması gerektiğini söyledi.

Bu sürece yaklaşırken ülke içinde de ilginç gelişmelerle karşı karşıya olunduğunu ifade eden Talat, “Çözüm istemeyenler, kategorik olarak çözüme karşı olanlar çeşitli bahanelerle sıkıntı yaratmaya başladılar. En başta hükümet... Nasıl kurulduğu herkesin malumu olan hükümet... İcazetle, çıkar ve menfaat elde etme amacıyla aniden bağımsızların da desteğiyle kurulan bir azınlık hükümeti... Bu hükümetin hasbelkader başbakanı, hükümet kuruldu diye birden bire müzakere heyetinin değişmesini istiyor...” dedi.

BUGÜNE KADAR OLMAMIŞ TALEP

Talat, hükümetin bugüne kadar hiçbir zaman olmamış bir talepte bulunarak, “Hükümetin de müzakere heyetinde bir temsilcisi olsun” dediğini belirterek açıklamasına şöyle devam etti; 

“Bugün müzakereler nasıl yürütülüyor? Cumhurbaşkanı, görüşmecisi ve onun yanında da konuyla ilgili olan uzman. Peki hükümet temsilcisi nerede olacak? Bunlardan birinin yerine mi geçecek? Bugüne kadar olmayan bir talebi ısrarla öne çıkararak ülke içinde kavga çıkarmak, hayır kampanyasının hazırlığı gibi algılanıyor. Bu konuda uyanık olmalıyız. Kıbrıs Türk halkının barışa ve Kıbrıs sorununun çözüm sürecine sahip çıkması lazım. Dünyada nasıl ki kapitalizmin ve silah tüccarlarının savaş kışkırtıcılığı binlerce insana acı çektiriyorsa, ülkemizde de çözüm karşıtlarının bugüne kadar ortaya koyduğu çabalar çözümü engelliyor. Çözümün engellenmesi hepimizin bildiği gibi Kıbrıs Türkünü uluslararası hukukun dışında tutuyor, Kıbrıs Türkünü dünyadan izole edilmiş halde tutuyor ve insanımızın geleceğini karartıyor. Halkımız o nedenle mutsuzdur, sıkıntılıdır ve geleceğini karanlık görmektedir.

Barış gününde tekrar bunları hatırladık ve herkese de hatırlatmalıyız. Dünya barışına sahip çıkmalıyız, Kıbrıs’ta barışa sahip çıkmalıyız.”