Özlem Çimendal

Orhan Dizliklioğlu isimli vatandaş, İngiltere’de çalışıp kazandığı parasıyla yurdunda ev almak isteyince başına gelmeyen kalmadı. 2002 yılında Ağırdağ yolu Boğaz’da satın aldığı iskelet halindeki yarı bitmiş inşaatın projenin uygulama aşamasındaki yanlışlıklar nedeniyle çökme noktasına gelmesi ve proje müelliflerinin hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemesi, Dizliklioğlu’nun binlerce sterlin zarar etmesine neden oldu. Binayı satın aldığı dönemde projedeki aksaklıkları fark ederek, bilirkişilere başvuran ve inşaatın çürük olduğuna dair raporlar alan Dizliklioğlu’na hukuki yollar da tıkandı. Tek isteğinin hakkı olanı almak olduğunu belirten Dizliklioğlu, “Bu binanın bu noktaya gelmesinden sorumlu olan kişi zararı karşılamak zorundadır” dedi. Davayı alacak avukat bulamayan Dizliklioğlu yaşadığı süreci Yeni Bakış’a anlattı.

"Mimar ve mühendisin umuru değil"

İskelet halinde satın aldığı inşaatın mimarının Yücem Erönen mühendisinin ise Hasan Akçay olduğunu söyleyen Dizliklioğlu, binanın duvarlarının çatı yapımı sırasında ağırlığa dayanamayarak çatlamaya başladığını anlattı. Dizliklioğlu, binayı satın aldıktan sonra kendi mimarı ile çalışmak istediğini ancak Mimar Erönen’in kendisinin bu isteğine karşın İskandinav ülkelerinde mimarisini yaptığı bu inşaatla yarışmaya katılacağı gerekçesiyle müelliflik vermeye yanaşmadığını söyledi. Mimarın izni olmadan inşaatın devam edemeyeceğini anlatan Dizliklioğlu, inşaatın mühendisinin durumunun ise daha vahim olduğunu söyledi.

“Mühendis binanın yerini bilmiyordu”

Binanın mühendisi olan Hasan Akçay’ın ise binanın çatısı çıkana kadar inşaatın nerede bile olduğunu bilmediğini iddia eden Dizliklioğlu, mühendisinin Hasan Akçay’ın olduğu mimarlığını Yücem Erönen’in yaptığı binanın tüm sorumluluğunun bitene kadar bu iki kişide olduğunu söyledi. Mühendis Akçay’ın tüm sorumluğu Mimar Erören’in aldığını söyleyerek sorumluluk kabul etmediğini belirten Dizliklioğlu, buna karşın Erören’in de kendisinde olan sorumluluğu reddettiğini ve inşaattaki zararı karşılamadığını söyledi.

“Çatıyı kaldırmayan inşaat çökmeye başladı”

Arabulucuların katkısı ile Yücem Erönen’le görüştüğünü ve inşaata devam etmesi için 1500 sterlin ödediğini söyleyen Dizliklioğlu, 1500 sterlini de anahtar tesliminde vereceği konusunda da anlaştıklarını ifade etti.  “Bütün işçileri kendisi bulacaktı. Yapıcı Ali-Ahmet Arı kardeşlerle inşaata başlandı. Çatı işi için de Ahmet Mişon ustayla 8 bin sterline anlaşıldı. Çatının inşaatı başlayınca duvarda da çatlaklar başladı” diyen Dizliklioğlu, haklı olarak Yücem Erönen’e şikâyette bulunduğunu ancak “merak edilecek bir durum olmadığı, kendilerinin bu konuyu halledecekleri” cevabını aldığını söyledi.

“KTMMOB inşaata yüzde 95 hatalı raporu verdi”

İnşaatta yanlış giden bir şeyler olduğunu fark ettiği için 2004 yılında Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne gittiğini söyleyen Dizliklioğlu, yapılan incelemeler sonucu inşaatın yüzde 95 oranında hatalı çıktığını belirterek, “Uydurmasyon bir bina yapıldı. Çatı inşaatı başlayınca duvarlarda çatlama başladı. Çatı düştü ve bina yıkılmaya başladı” dedi.

“Mahkemeye verildim, İstinaf’ta kazandım”

İnşaatta çatlamaların ve yıkılmaların başlamasıyla olayın da ortaya çıktığını belirten Dizliklioğlu, inşaatın durmasıyla birlikte çatı işini alan Ahmet Mişon’un da parasını almak istediğini ancak inşaata başlarken muhatabının kendisi değil Yücem Erönen olmasına rağmen parasını almak için kendisini mahkemeye verdiğini belirtti.  Kendisine açılan davayı alt mahkemede kaybeden Dizliklioğlu, karara itiraz etti ve İstinaf Mahkemesi’ne giderek davayı kazandı ancak yarım kalan inşaatın akıbetinin hala sonuçlanamadığını ve mağduriyetinin bir türlü giderilmediğinden şikayet etti. 

“Avukatlar davayı almaktan çekiniyor”

Hiçbir avukatın açmak istediği davasını almak istemediğini iddia eden Dizliklioğlu, avukatların Yücem Erönen’in eşinin üst mevkilerde görevli olmasından kaynaklı olarak, “Avukatlar bu davayı aldıkları an hayatları boyunca dava kazanamayacaklarını kendi ağızlarıyla söylüyorlar” iddiasında bulundu. Bugüne kadar 20 bin sterline yakın avukat parası ödediğini, ama bir arpa boyu yol kat edilmediğini ifade eden Dizliklioğlu, mahkemeye sundukları raporun da kabul görmediğini belirtti.

“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracağım”

Mahkemeye Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden rapor sunduklarını ancak kendilerinden Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği imzalı rapor istendiğini ancak bu raporun da kabul edilmediğini söyleyen Dizliklioğlu, “İstedikleri KTMMOB imzalı raporu da dava dosyasına eklememize rağmen bize hiçbir gerekçe gösterilmeden davayı aleyhimize sonuçlandırdılar” diyerek isyanını dile getirdi. Daha sonra tekrar İstinaf Mahkemesi’ne gittiklerini ancak olayın orada düğümlendiğini ve hiçbir ilerleme kaydedilmediğini iddia eden Dizliklioğlu, “Yüksek Mahkeme’den çıkacak sonucu bekliyoruz. Yüksek Mahkeme’den de aleyhte karar çıkarsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracağım” diyerek mağduriyetine dikkat çekti.

“Bulunan orta yolu da yerine getirmediler”

İnşaatın akıbetinin yılan hikâyesine dönmeye başlamasıyla parasını bekleyenler tarafından hacze verildiğini söyleyen Dizliklioğlu, “Bana haciz yolluyorlar. Benden herkes parasını istiyor. Ama benim aldığım hiçbir hizmet yok. Ben de büyük bir haksızlığa uğradım” dedi. Mahkeme süreci başladıktan sonra inşaatı tamamlamak için anlaşılan Ali Arı’yla bir orta yol bulmaya çalıştıklarını, inşaatı bitirme karşılığı belli bir ücrette anlaştıklarını söyleyen Dizliklioğlu, daha sonra ona da yanaşılmadığını, bu teklifin de kendisinin kabul etmeyeceği üzerinde durularak oyun oynanmak amacıyla yapıldığını iddia etti. “Aslında benim reddetmemi bekliyorlardı. Bu vesileyle de mahkemeyi otomatikman kazanacaklardı ancak ben tekliflerini hemen kabul ettim ve inşaatın bir an evvel bitirilip bu konunun da kapanmasını istedim. Ancak işlerine gelmedi” dedi. Uğradığı haksızlığın telafisi yapılana ve mağduriyeti giderilene kadar bu işin peşini bırakmayacağını söyleyen Dizliklioğlu’nun olayının Yeni Bakış olarak biz de takipçisi olacağız.

Kaynak: Yeni Bakış Gazetesi