Ahmet Vamık

Biyologlar Derneği Genel Sekreteri Hasan Sarpten, Türkiye ile KKTC hükümeti arasında imzalanan 2012-2020 karayolları master planı çerçevesinde yapılacak olan karayollarının ülkemizde büyük bir çevre tahribatı yaratacağına dikkat çekti. Detay Gazetesi’ne konu ile ilgili olarak önemli açıklamalarda bulunan Sarpten, karayolları master planı ile ilgili ayrıntıların toplumdan gizlendiğini dile getirdi.

“Birilerinin direktifiyle planlar hayata geçiriliyor”

Mali konular, su, sağlık, eğitim ve daha birçok konuda Türkiye ile KKTC hükümeti arasında imzalanan protokoller gibi ulaşım alanında da, bir takım protokol imzalandığını ifade eden Biyologlar Derneği Genel Sekreteri Hasan Sarpten, “Bizim kontrolümüz, denetim ve söz hakkımız dışında birçok yapılacak faaliyet ortaya konmuş ve bunlar bir hayata geçiriliyor. Özellikle 2012-2020 karayolları master planı çevre konusunda büyük sakıncalar içeriyor” dedi.

“Mevcut yol sadece 3 km kısalacak”

Şu an kuzey sahil yolunun devamı niteliğinde olan Balalan-Yenierenköy arasında yapımı süren yola dikkat çeken Hasan Sarpten, mevcut başka bir yol olmasına rağmen ve yeni yapılan yolun mevcut yolu sadece 3 km kısaltacak olmasına rağmen, hiçbir ÇED raporu ve hiçbir yasal dayanağı olmadan master plan çerçevesinde bu yolun yapıldığını ifade etti. “Burada sorgulanacak birçok nokta vardır. Bu master plana göre 2020 yılına kadar ülkeye birçok yeni yol yapılması öngörülüyor. Örneğin Karpaz’da Zafer Burnu’ndan geçecek bir ring şeklinde yol yapılması gündemde. Yine Akdeniz özel çevre koruma bölgesi içerisinden karayolu geçirilmesi gündemde. Bu ve buna benzer birçok uygulama var” diyen Sarpten, bu uygulamaların KKTC yasalarıyla çelişmesine rağmen, bir takım direktiflerle hayata geçirileceğini söyledi.

“ÇED raporu almamak için yolu ikiye böldüler”

Özellikle Karpaz’da yapımı süren yolun toplamda 18 km’lik bir parkur olduğunu ifade eden Sarpten, bir takım kişilerin yasal mevzuatlara takılmamak için yolu 9’ar km’lik iki etap şeklinde yaptığını söyleyerek bunun nedenini açıkladı.

Sarpten, “Yapılan yol 10 km’nin altında olduğu zaman herhangi bir ÇED raporu ya da bir çevresel mevzuata uyulması gerekmiyor. Yasal boşluktan faydalanmaktan öte yasayı istedikleri şekilde yorumlayarak rahatça hareket ediyorlar” dedi.

“Bu master plan hangi amaca hizmet ediyor”

2020 yılına kadar sürecek olan bu karayolları master planının toplumdan gizlendiğini ifade eden Sarpten, nerelere yeni yollar yapılacağının ve yolların hangi güzergahlardan geçeceğinin tam bir muamma olduğunu belirtti.

Bu bilgilerin toplumdan saklanmasının sebebinin tartışılması gerektiğini söyleyen Sarpten, “Yol yapılması tabi ki önemlidir. Yol insanların ihtiyacıdır ama burada söz konusu olan sözde yol yapımı adı altında çevreye verilecek zarar hiç düşünülmeden hangi amaca hizmet ettiği tartışılacak şekilde toplumun bilgisi dışında bunların yapılmasıdır. O yol güzergahlarında kimlerin arsaları vardır. Kimler ucuza arsa kapatmıştır. Yollar kimin arsalarının üzerinden ya da yanından geçerek arsaların değeri katlanacaktır. Bunları halka açıklasınlar” dedi.

“Bu yollar yapılırken taş ocakları da büyük tahribat yaratacak”

Bu kadar yol yapılırken bir çevre tahribatı yapılacağını ve bu yollar yapılırken kullanılacak olan malzemenin nereden alınacağının, ne şekilde alınacağın da büyük bir problem yaratacağını belirten Hasan Sarpten, “Taş ocaklarının yarattığı tahribat ortada. Bu yollar yapılırken yaklaşık 20 milyon ton kırma kum, çakıl malzemeye ihtiyaç olacağı yönünde ifadeler var. Yasa gayet açıktır. Bu tür karayollarının yapımında ÇED raporu alınması gereklidir fakat hiçbir ÇED raporunun alınmadığı açıkça biliniyor. Özellikle koruma alanı olan Akdeniz bölgesinden karayolu geçmesi bizi endişelendiriyor” diyerek bir takım direktiflerle çevre koruma düşüncesi olmadan master planın karayolları tarafından uygulandığını belirtti.