CTP-BG Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na destek veren ana muhalefet partisinden konuyla ilgili konuşma beklediğini anlattı.

Cumhurbaşkanlığı’nın Kıbrıs sorunu gibi çok önemli bir noktada temsil edici pozisyonda olduğuna dikkat çeken Soyer, Nisan 2015’te Cumhurbaşkanlığı seçimi olacağı için geçtiğimiz dönemdeki iç ve dış gelişmeleri ele almanın önemine vurgu yaparak, ilgili dönemde yaşananları değerlendirdi.

Soyer, Cumhurbaşkanı’nın Kıbrıs Sorunu’nun çözülmesi için elde edilen şansı heba ettiğini savundu.

Eroğlu’nun kendi hükümet döneminde imzaladığı pakete daha sonra muhalif olduğunu iddia eden Soyer, Cumhurbaşkanı Eroğlu, Halil İbrahim Akça’nın atanmaması yönünde mektup yazmasına rağmen Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği’ne atandığına işaret ederek, bu tür davranışların Kıbrıs Türk toplumunun onurunu zedelediğini söyledi.

Soyer, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun UBP’deki kavgada doğrudan taraf olduğunu savunarak, bağımsız olarak hareket etmesi gerekirken bu tür davranışlara girmenin Cumhurbaşkanlığı makamını zedelediğini belirtti.

Bu dönemde yaşananların etkilerinin hala devam ettiğini söyleyen Soyer, İrsen Küçük hükümetinin düşmesinden, şimdiki hükümete kadar yaşanan tüm süreçlerde Eroğlu’nun etkili olduğunu iddia etti.

Soyer, bütün bu süreçlerin Cumhurbaşkanlığı seçimleri için hazırlandığını ileri sürerek, ülkenin böylesi bir dönemi hiç yaşamadığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun, seçim yatırımı için Kıbrıs müzakerelerinde “Ortak Metini” baskı altında imzaladığını açıkladığı yönünde açıklama yaptığını söyleyen Soyer, müzakerelerin durduğu bu aşamada bunun kabul edilebilir olmadığını belirtti.

Soyer, Eroğlu’nun iç siyaset ve Kıbrıs konusuyla ilgili tutumunu eleştirdi.

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşülürken söz alan ana muhalefet UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün Cumhurbaşkanlığı bütçesinin, hem Kıbrıs konusu hem seçimler göz önüne alınarak ele alınmasının doğal olduğunu söyledi.

Konuşmasında Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun Kıbrıs konusuyla ilgili icraatlarını ve süreci anlatan Özgürgün, Rum lider Anastasiadis’in tutumunu eleştirerek, Eroğlu’nun çözüme yönelik olumlu tavrı olmasa görüşmelerin çoktan kopacağını anlattı.

Başbakan’ın tanınmadığı bir yere gidip görüşmelerin yeniden başlamasını istemesini eleştiren Özgürgün, Rumların tavrını hep birlikte gördüklerini ve uluslararası toplantılarda sol ve sağ partilerin ortak görüş çerçevesinde hareket ettiğini kaydetti.

Özgürgün, Rum tarafındaki aşırı uçların görüşlerinin ortada olduğunu ve bu kesimlerin Kıbrıs Türk tarafı ile eşit statüde bir anlaşmaya izin vermediğini söyledi.

Ortak Metnin resmi olarak sunulmuş bir belge olduğunu anlatan Özgürgün, partiler içerisinde başka görüşlerin olabileceğini ancak bunun belgenin sunulduğu ve net olarak belgenin arkasında olunduğu gerçeğini değiştirmeyeceğini ifade etti.

Belgenin çözüm için büyük bir fırsat olduğunu söyleyen Özgürgün, Anastasiadis’in masaya dönmemesi için hiçbir neden olmadığını kaydetti.

Doğal gaz konusunda stratejik ortağın Türkiye olması gerektiğini Güney Kıbrıs’ın da görmesinin şart olduğunu söyleyen Özgürgün, Kıbrıs sorununun sadece siyasi bir sorun olmadığını, iki toplumun ortak menfaatinin bir anlaşmayla sağlanacağını ifade etti.

Özgürgün, bu noktada Kıbrıslı Rumların Türkiye’nin doğal gaz araması nedeniyle masadan kaçmasının yanlış olduğunu anlattı.

"ÇÖZÜMSÜZLÜĞE KARŞI AYRI DEVLET BİLİNCİYLE HAREKET EDİLMELİ"

Hüseyin Özgürgün olası bir çözümsüzlüğe karşı Kıbrıslı Türklerin ayrı bir devleti olduğunun bilinciyle hareket edilmesi halinde Kıbrıslı Rumların çözüme ikna edilmensin kolaylaşacağını anlattı.

Kıbrıs’ta hemen herkesin çözüm istediğini anlatan Özgürgün, bir anlaşmanın hem Kıbrıslı Türklere hem de Kıbrıslı Rumlara fayda sağlayacağını söyleyerek bunun Kıbrıslı Rumlar tarafından da böyle algılanması gerektiğini belirtti.

Anastasiadis’e masaya dönme çağrısı yapan Özgürgün, şikayet ettikleri konuların masada çözülebilecek konular olduğunu belirtti.

ANGOLEMLİ: “KONSEY OLUŞTURULSUN”

Daha sonra söz alan TDP GAzimağusa Milletvekili Hüseyin Angolemli, yapılanların çabuk unutulduğunu söyleyerek, yıllar önce Kıbrıs Cumhuriyeti Ortaklık Hükümeti’nin bırakıldığını söyledi.

Angolemli, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs konusunda çok önemli fırsatları kaçırdığını, Kopenhag ve Helsinki’nin bunlardan bazıları olduğunu söyledi.

Çözüm olmadan Güney Kıbrıs’ın AB’ye alınmasını eleştirerek, Annan Planı ile Türk tarafının çözüm istemeyen taraf imajının değiştiğini kaydeden Angolemli, Kıbrıs konusuyla ilgili Rum Ulusal Konseyi gibi bir konsey oluşturulmasını istedi.

Angolemli 11 Şubat çerçeve anlaşmasından her iki tarafın da kaçmaya çalıştığını iddia etti.

Görüşmelerin tıkandığını ve yeniden açılması gerektiğini söyleyen Angolemli, her iki toplum liderinin tutumunu eleştirdi.

77-79 Doruk Anlaşmalarında Kapalı Maraş’ın kapsamlı çözüme ulaşmadan sahiplerine verileceğinin yer aldığını ifade eden Angolemli, Kapalı Maraş’ın açılmasının tüm taraflara fayda sağlayacağını dile getirdi.