28 Şubat davası Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam edildi. Duruşmada 13 Mart 1997 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısı tutanağıyla ilgili tutanak okundu.

28 Şubat davası, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı. 3 gün sürecek olan davada sanıklar günlere bölünerek sırayla dinlenecek. Duruşmaya Eski Başbakan Tansu Çiller katılmadı. Gelmemesi halinde görüntülü olarak ifadesi alınacak olan Çiller, 5 günlük rapor sunarak görüntülü olarak da ifade vermedi.

Duruşmada 13 Mart 1997 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısı tutanağı ile ilgili inceleme tutanağının 4 sayfalık kısmı hakim tarafından okundu.

Naip hakimler tarafından imzalana tutanağın toplantı ve karar özetleri başlığı altında, Devlet Bakanı Lütfü Esengün tarafından basın marifetiyle daha önce açıklanmış bulunan Milli Güvenlik Kurulu basın açıklamasının ve "Rejim Aleyhtarı İrticai Faaliyetlere Karşı Alınması Gereken Tedbirler"e ilişkin kararların okunduğu belirtildi.

Tutanağın üçüncü sayfasında, toplantıda "Cumhuriyet ve rejim aleyhtarı yıkıcı ve bölücü grupların laik ve anti-laik ayrımı ile demokratik ve sosyal hukuk devletinin güçsüzleştirmeye yeltendikleri, Türkiye'de laikliğin sadece rejimin değil aynı zamanda demokrasinin ve toplumun huzurunun da teminatı ve bir yaşam tarzı olduğu" ifadelerinin yer aldığı görüldü.

"OLAYLARIN BİR KISMI ŞİMDİKİ HÜKÜMETLE İLGİLİ DEĞİL"

Ayrıca Bakanlar Kurulu toplantı tutanağı ile ilgili tutanakta, "Bu metin ve adı geçen kararların okunmasından sonra Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'in Türkiye'nin çok ciddi bir dönemden geçtiği, bu kararlarla ortaya çıkan hususların gereğinin yapılacağını, alınacak tedbirlerin kısa, orta ve uzun vadeli tedbirlere yönelik olarak özellikle yasa gerektiren, ek mali kaynak gerektiren hususların tekrar Bakanlar Kurulunca değerlendirilmeye alınacağını, bu meseleler üzerine ciddiyetle gidildiği mesajının verilmesi gerektiğini, ancak, bu karşılaşılan olayların bir kısmının şimdiki hükümet ile ilgili olmadığı" ifadeleri bulundu.

BAŞBAKAN ERBAKAN, YARDIMCISI ÇİLLER'İN FİKİR BİRLİĞİ

Tutanağın yedinci sayfasında Başbakanın, Başbakan Yardımcısı'nın ifadelerine katıldığı, konuyu fevkalade güzel ortaya koyduğunu söylediği kaydedildi. Ayrıca Başbakan'ın "Koalisyondaki bu uyuma zarar getirmemek için başta medya olmak üzere bir takım gayretlerin sarf edildiğini, ancak hizmetlerin yürütüldüğünü ifade ederek, üzerinde durulan irtica konusunda Başbakan Yardımcısının temel tespitine katıldığını, irtica konusunun bu hükümetle ilgili olmadığını, icraatın ortada olduğunu ve her şeyin anayasaya uygun yapıldığını, irticanın ve kaba softalığın bir nevi hastalık olduğunu, Türkiye'de bunun asla bugünün meselesi olmadığını, bu işin 200 yıllık mazisi olduğunu, 27 Aralık 1987 tarihli belgeye atfen, o tarihte, yani 10 sene evvel Kenan Evren'in Cumhurbaşkanı, Turgut Özal'ın Başbakan olduğu dönemde toplanan Milli güvenlik Kurulu'nda "İrtica faaliyetlerinde alınması uygun tedbirler hakkında bilgi alınmış ve ek listede belirtilen tedbirlerin uygulanmasının hükümete bildirilmesine karar verilmiştir" denilerek, bir ek liste hazırlanmış olduğunu ve bu listeye bakıldığında bugün için alınması gerekli tedbirlerin hepsinin bu listede bulunduğunun görüldüğünün, o günkü listede bazı maddeleri de okuyarak ifade etmişler ve bundan da anlaşılacağı üzere irtica konusunun bugünün olayı olmadığını, 10 sene önce de aynı meselenin olduğunu, konunun bu hükümetle ilgisinin bulunmadığı, olayın toplumsal bir gelişme olduğunu ve bu konuyu bu hükümete izafe etmeye kalkışmanın medyanın bir oyunu olduğunu, 10 sene evvel Milli güvenlik Kurulu'nun bu 22 maddelik listesini hiç kimsenin bugün olduğu gibi 20 tane canlı yayınla takip etmediğini bugünkü durumda esas maksadın irtica ile mücadele olmayıp, medyanın asıl maksadının hükümeti yıkmak olduğu" kaydedildi.

"HÜKÜMET İRTİCAYI ÖNLEMEK KARARLIDIR"

Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın tutanakta devam eden ifadeleri arasında "hükümet irticayı önlemek için kesinlikle karar ve inançlıdır" yer aldı.

Tutanakta Başbakan Erbakan'ın "her bakanlığın kendisini ilgilendiren konularda çalışmalara şimdiden başlayacağı, konuların ciddi şekilde takip edilip yürütülmesini bizzat Bakanlar Kurulu'nun yapacağı, ancak bunun bir tehdit ve zorlama altında yapıldığının imajının verilmemesi gerektiği" ifadeleri bulundu.

MESUT YILMAZ'IN AVRUPA DEMOKRATLAR BİRLİĞİ TOPLANTISINDAKİ İFADELERİ

13 Mart 1997 tarihli Bakanlar Kurulu toplantı tutanağında, Mesut Yılmaz'ın Avrupa Demokratlar Birliği toplantısında, konuşmasının sonunda "Türkiye Avrupa Birliği'ne girmelidir" dediği ancak bu ifadesinin öncesinde "Türkiye'nin bir dönüşüm içinde olduğu ve çok farklı bir yöne gittiği izlenimini verdiğini, yaptığı konuşmada; Türkiye'de gericiliğin inanılmaz boyutta olduğunu, kadınların kapatılmak istendiğini, irtica hareketlerinin inanılmaz noktalara tırmandığını, tankların geçtiğini anlattığını, özellikle Mesut Yılmaz'ın konuşmasında Türkiye'deki rejimin değişme aşamasında ve askerlerin yönetime gelebilecek durumda olduğu ile Türkiye'de irticanın had safhaya çıktığının vurgulandığı" ifadelerini toplantıda sarf ettiği belirtildi.

Duruşmaya tanık Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Yekta Güngör Özden'in ifadeleri alınarak devam edildi.