Çiğdem Aydın

Kuzey Kıbrıs’ta genellikle kalp ve kanser hastalıklarındaki artışlar konuşulurken, psikolojik rahatsızlık nedeniyle hastaneye başvuranların sayısındaki patlamanın dikkatlerden kaçtığı ortaya çıktı. Elde edilen bilgilere göre; geçtiğimiz yıl içinde Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne başvuranların sayısı 18 bin 540 kişiye ulaştı. Özel kliniklere ve yurt dışındaki hastanelere başvuranların sayısı ise bilinmiyor.

Diyalog muhabirine konuşan Hastane Başhekimi Dr.Abidin Akbirgün, tedavi amaçlı başvuru yapanlardan 4 bininin çocuk olduğunu belirtirken; 122 tanesi madde kullanımı bozukluğu, 113’ü de şizofreni olmak üzere 314 kişinin de yatılı tedavi gördüğüne dikkat çekti.

Akbirgün, ülkemizde uyuşturucu ve madde bağımlılığından dolayı son 5 yılda Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde yatılı tedavi görenlerin sayısında yüzde 68 oranında artış olduğu bildirdi. 

Abidin Akbirgün, Diyalog’a yaptığı açıklamada, bugün hastanede tedavi görenlerden çok, dışarıda kişilik bozuklukları olan bireylerin daha fazla olduğuna dikkati çekti. 

Hastanede çalışan personel sayısının yetersiz olduğuna işaret eden Akbirgün, 1932 yılından kalan Ruh Sağlığı Yasası’nın da değişmesi gerektiğinin altını çizdi.

Dr. Abidin Akbirgün’ün sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

Soru: 2016 yılında kaç kişi psikolojik rahatsızlık için başvuru yaptı? 

Cevap: 2016 yılında polikliniğe 18 bin 540, 2015 yılında ise 18 bin 503 kişi başvuru yaptı. Bunların yaklaşık 4 bini çocuktur. Genelde yatılı hastalarda rahatsızlıkları noktasında rakam vermek daha kolay. Fakat polikliniğe başvuranlar genel olarak kontrol amaçlı geliyorlar.

Soru: Polikliniğe başvuranlar genellikle hangi problemlerden dolayı başvuru yapıyor? 

Cevap: Çoğunluğu madde bağımlısı. Örneğin, alkol bağımlıları fazlalıkta. Günlük stresler, aile içi sorunlar için başvuranlar, adli psikiyatri de bizim branşımızda olduğu için polis tüm tutukladıklarını ağır ceza vakalarını bize getiriyor. Cezai ehliyeti var mı yok mu biz tespit ediyoruz ve bu belirttiğim poliklinik rakamlarının içinde bunlar da yer alıyor. Genelde ağırlığımız psikozlardır yani şizofreni psikozlar. Duygu durum bozuklukları ve madde bağımlıları çoğunluğu oluşturuyor. 

Soru: Yatış yapan hastaların şu anda kaçı kadın kaçı erkek? 

Cevap: 2015 yılında 314 kişi yatılı tedavi gördü. Bunların 122’si madde kullanımı bozukluğu, 113’ü şizofreni benzeri hastalıklar, 50 tane duygu durum bozukluğu (depresyon türü hastalıklar) 10 tane Nevroz (takıntılar, panik atak, anksiyate bozuklukları) 5 kişi ağır kişilik bozukluğu (vurma kırma saldırganlık, aşırı tepki, eşini döven, trafikte kavga vs… ) Bu hastalar toplumun en büyük sorundur ve zaman zaman yatırmak zorunda kalıyoruz. Fakat bunlar akıl hastası değiller. Bunların cezai ehliyeti vardır. 4 tane de rentaldeternasyon (zeka geriliği) hastası yatış yaptı. Ama Alzamier ve zeka geriliği olan kişilerin hastaneye yatmalarına gerek yoktur. Burası onlar için bir yer değildir. Onlar akıl hastası değildir. 2016 yılında ise toplam yatış 313 kişi fakat şu anda ayrımlarını yapmadık. 

Soru: Nüfusa oranla bu hasta başvurularına bakıldığı zaman ciddi bir oran mıdır? 

Cevap: Nüfusu 300 bin alacaksanız, bunun üzerine de bir 70 bin eklerseniz (öğrenci) olarak çünkü onlar da başvuruyor. Genelde 4-5 senelik verileri incelediğimizde panik atak, nevrotik durum, duygu durum bozukluğu, depresyonda artış yoktur. Bu tip hastalıklarda artış trendimiz yoktur. Artış görülen rahatsızlıklarda madde kullanım bozukluğundadır. Bir de şu anda ayrıntılı bir bilgi olmamasına rağmen gözlemlediğim kadarıyla, adli vakalarda bir artış vardır. Toplumun ruh sağlığı iyidir. Daha çok bizdeki olan kişilik bozukluğudur. Ama o akıl hastalığı değildir. O apayrı bir olaydır. Bizde akıl hastalıkları değil, kişilik bozukluklarıdır artış gösteren. Kişilik bozuklarının da cezai ehliyetleri vardır. Kendi isterse tedaviye gelir, isterse gelmez. Yani bir insan diyelim ki çok kıskançtır. Eşini çok kıskanır paranoyaya döner. Onunki kişilik bozukluğudur veya adam ben en büyüğüm ben her şeyi bilirim en doğru benim, benim dediğimden başka gerçek yoktur vs… gibi bu davranış şekilleri de kişilik bozukluğudur. Veya hiçbir kural tanımaz ben her şeyi bilirim der acitasyon yapar manipülasyon yapar. Bunlar da anti sosyal kişilik bozukluğudur ve akıl hastası olmadıkları için de dışarıdadırlar. Bunlar kendilerine değil topluma huzursuzluk yaratırlar. Asıl sorun budur ve bunları akıl hastanesine koyamazsınız. Kendi kendilerine karar vermelidirler ve tedavi istemelidirler. Toplumda çok rastlıyoruz akıl hastalıkları artıyor, deliriyoruz vs.. gibi aslında bu gördükleriniz ve bu algının nedeni aklı hastalıkları değil kişilik bozukluklarıdır. 

Soru: Türkiye’ye sevk yapıyor musunuz? 

Cevap: Biz psikiyatri olarak Türkiye’ye sevk yapmıyoruz. Sadece 2 kişiyi sevk ettik elektro şok tedavi gerektiren bir durum vardı ve geçen yıl iki hasta idi. Çok ağır depresyonda olan hastalardı. 

Soru: Sizce ülkede bu tür sorunların duyulması aileleri tedirgin eder mi?

Cevap: Burada kişilerin bilgileri paylaşılmaz. Bu da toplumda rahatsızlık yaratmaz. Eskiden psikiyatriste gitmek tabu olarak görülürdü. Ama son zamanlarda bu tabu yıkıldı. Toplumumuz artık bu konularda daha bilinçli. Kadınlar çok daha rahat başvuru yapıyor. Madde bağımlılarında yüzde 90’ı da erkeklerden oluşmaktadır. 

Soru: Hastanenin yatak kapasitesi nedir? 

Cevap: 180 yatak kapasitemiz vardır. Kıbrıs’ın en büyük ikinci hastanesidir burası. Burası depo hastane olarak da kullanılıyor. Diyelim ki hasta şizofreni oldu normalde bu hasta tedavi olup toplum içerisine geri dönmesi lazım çünkü onlar akıl hastası değildir. Ama bazı aileler istemez bu hastaları o yüzden burada yatılı kalıyorlar. Bazıları Rum zamanından kalan hastalardır. 1974 yılından önce Rum tarafında akıl hastaları vardı ve onlar da bize gönderildi. Bu tür hastaların yaş ortalamaları büyüktür. 

Soru: 180 yatak kapasitesinin doluluk oranı nedir? 

Cevap: Yüzde 100’dür ve yatak kapasitemiz de yeterlidir. 

Soru: Kaç servisiniz var? 

Cevap: Şu anda üç servisimiz vardır. Kronik servis, Hoster servisimiz var, klinik servisimiz var. Kronik servis genelde bakıma ihtiyacı olan akıl hastalarının kaldığı yerdir. Kimsenin sahip çıkmadığı daha çok bakım evi gibi hizmet veriyor orası.

Soru: Doktor sayısı yeterli mi? 

Cevap: Personel yetersizdir. Bu kadro çok eskiden karar verilmiş olmasına rağmen normalde 4 psikiyatri uzmanı, bir klinik şefi, bir de başhekim olması gerekiyor. Yani toplam 6 tane psikiyatrist olması gerekiyor. Ama şu anda hizmet veren 3 tane psikiyatrist var. Teşkilat yasasında şu anda 6 olması lazım. Yasamızın da yenilenmesi lazım. Ruh Sağlığı yasası 1932 yılından kalmadır. 

Soru: Madde ve Alkol Bağımlılarının oranı nedir? 

Cevap: Toplumun en büyük sorunu şu anda madde ve alkol bağımlıdır ve hızla büyüyen bir trend vardır. Ne yazık ki ülkemizde AMATEM de yoktur. (Madde ve Alkol Bağımlılarını Tedavi Merkezi). 2011 yılında alkol bağımlıları 40, madde bağımlıları 10 kişiydi toplam yatış 50, 2012 yılında alkol bağımlıları 43, madde bağımlıları 35 kişi toplam 78 kişi, 2013 yılında alkol bağımlıları 45, madde bağımlıları 31 toplam 76 kişi, 2014 yılında alkol bağımlıları 59 kişi, madde bağımlıları 47 kişi toplam 106. 2015 yılında alkol bağımlıları 46 kişi, madde bağımlıları 77 kişi, toplam 123 kişi son olarak 2016 yılında alkol bağımlıları 74, madde bağımlıları 57 kişi toplam 131 kişi. Acil önlem alınması gereken acil önlem alkol ve madde bağımlılığıdır. Akıl hastalarından fazla oldukları kesin.