Avukat Ayşe Öztabay, yaptığı araştırmada satıcının ve içicinin ayrılmamış olduğu beş bin uyuşturucu davası dosyasının mahkemelerin gündeminde olduğunu belirterek, her yıl 20 ile 30 bin kişinin bu nedenle direkt veya dolaylı yollardan uyuşturucu sorunuyla ilgili mağdur olduğunu söyledi.

Öztabay, her geçen gün çığ gibi büyüyen uyuşturucu kullanımı hakkında derhal devlet politikası geliştirilmemesi durumunda, gelecek yıllarda barış yapacak bir Türk toplumunun kalmayacağını, Kıbrıs Türklerinin uyuşuk ve suçlu bir toplum olarak ortaya çıkacağını savundu.

Abbas ELMAS

Ülkemizde son yıllarda baş edilemeyecek seviyelere çıkan madde kullanımı ve özellikle Bonzai olarak bilinen sentetik uyuşturucu bağımlığıyla ilgili gazetemize konuşan Avukat Ayşe Öztabay, çarpıcı açıklamalarda bulundu ve görüşler ortaya koydu.
Avukat Ayşe Öztabay, ailelerin günümüzde çocuklarının uyuşturucu kullandığı için çok güç durumlara düştüğünü, mahkemelerde anne ve babaların avukatlardan çocuklarının bağımlılıklarından kurtarılması için yardım istediklerini söyledi. Bu ailelerin kendilerinden bir avukat oldukları için değil, insani bir talep olarak ve de gazetelerde ve televizyonlarda konunun gündeme getirilerek devletin harekete geçmesi yönünde yardım istediklerini kaydetti.
Mahkemede ülkedeki herkesin şu anda yardım isteyenlerin yerinde olma ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu söyleyen Öztabay, herkesin sorunu olan uyuşturucu madde ve Bonzai sorununa usullerine göre çözümler üretilmezse, gelecek yıllardaki nesillere daha fazla bulaşacağını ve “KKTC toplumunun geleceği” diye bir şeyin söz konusu olmayacağını savundu.

5 bin dosya

KKTC’de hukuksal yönden “satıcı” ile “içici”yi ayırt edecek nitelikte yasalar olmadığına işaret eden Ayşe Öztabay, yaptığı araştırmada 5 bin adet dosyalanmayı bekleyen satıcı ve içicinin ayrılmamış olduğu davalar bulunduğunu belirterek, 20 bin 30 bin kişinin bu sorun yüzünden ateş gibi yandığını kaydetti. Bu durumu şiddetle kınadığını ifade eden Öztabay, devlet tarafından insanlara şiddet uygulandığını ve hedefin iyileştirmeye değil, tamamen yargılamaya yönelik olduğunu ifade etti.

Hapishane kabul edilir değil

Yöneticilerin nereye öncelik vereceklerini bilmediğini kaydeden Ayşe Öztabay, ülkede birilerinin hayati tehlikesi varsa, başka bir olayın daha önce gelmemesi gerektiğini ifade ederek, Türkiye’de uyuşturucuyla ilgili mahkeme huzuruna giden içicilerin denetimli serbestlik uygulamasına tabi tutarak rehabilitasyon programlarına dâhil edildiğini kaydetti.

Anayasanın ilk maddesi olan “KKTC Sosyal Hukuk Devletidir” maddesinin bu ülkede yaşayan her canlının yaşama hakkı olan bir devlet olması gerektiğine dikkat çeken Öztabay, uyuşturucuyla ilgili ciddi ciddi herkesin potansiyel birer içici olma riski taşıdığını belirterek, ülkede sığınma evi ve rehabilitasyon merkezi olmadığı için bu kişilerin hapse atılmasının ya da toplumdan dışlanmasının kabul edilir bir durum olmadığını söyledi.

Kullandıranlar yargılanmalı

Bu konuyla ilgili devletin her kurumunun ve herkesin bu konuyla ilgili sorumluluk taşıdığını ifade eden Öztabay, kimsenin “Elimizden bir şey gelmez” dememesi ve içicilerin cezaevine gönderilmesi yerine, tedavi olabileceği bir ortam yaratılması ve bunun devlet politikası haline getirilmesi gerektiğini vurguladı.

Çocuk mahkemeleriyle ilgili anayasal boyutlarda olmazsa da alt yasalarla bazı çalışmaların olduğunu aktaran Avukat Ayşe Öztabay, ülkede artık çocuk suçları olduğunun kabullenilmesi gerektiğini söyledi. Öztabay, çocukların uyuşturucu kullanmasının onlara kullandıran birilerinin olduğu anlamına geldiğini ve asıl bu kişilerin yargılanması gerektiğini söyledi.

Yetkililer “kaynak yok” diyor

Türkiye’deki uyuşturucuyla mücadele ve denetimli serbestlik politikalarının KKTC’de uygulanmasının çok kolay olduğunu da kaydeden Ayşe Öztabay, bir avuç insanı olan adada bunun çok rahatlıkla yapılabileceğini ifade etti, ancak yetkililerin bu sorunu çözme gibi bir niyet içinde olmadığını belirtti. Yetililerin bu işe kaynak ayıramayacaklarını söyleyip durduklarına da dikkat çeken Öztabay, istenirse uyuşturucu ile mücadele ve rehabilitasyon merkezi kurulmasıyla ilgili bir kampanya başlatılabileceğini ve rahatlıkla toplayacakları yardımlarla kaynağın yaratılabileceğini kaydetti. Öztabay, yetkililerin “kaynak yoktur” açıklamalarının kabul edilemeyeceğini vurguladı.

Medya yoluyla halkta farkındalık yaratılmalı

Televizyon, radyo ve gazetelerde kamu spotları yayınlanarak, halkın bilgilendirilmesi için kısa filmler yapılarak sorun hakkında biraz da olsa farkındalık yaratılabileceğine de değinen Öztabay, zaten gazetelerin uyuşturucuyla ilgili ciddi yayınlar yaptığını ifade etti.
Devletin bir an önce politikalar üreterek uyuşturucu sorununun önüne geçilmesi gerektiğini de kaydeden Öztabay, kimsenin “Barış olursa her şey düzelecek. İnsan hakları olan bir toplum olacağız” dememesi gerektiğini, çünkü bu gidişle kısa zamanda barış yapacak bir Türk toplumunun kalmayacağını iddia etti.

“Katkı koymaya hazırım”

Yetkililerin “gelecek için bir karış toprak vermeyecekleri” açıklamaları yaptıklarını, ancak iç geleceğini sağlamak için de hiçbir adım atmadığını ifade eden Ayşe Öztabay, yasamanın derhal uyuşturucu, şiddet ve istismarla ilgili ciddi politikalar üretmesi gerektiğini, talep edilmesi durumunda da sabahlara kadar çalışarak politikaların geliştirilmesi için katkı koyabileceğini açıkladı. Bu işlerin klimaların altında oturarak olmayacağını, yetkililerin sokağa çıkarak terlemesi gerektiğini ifade eden Öztabay, bu gibi politikaları yapabilmek için önce halkın arasına inilmesi ve sorunun bire bir gözlemlenmesi gerektiğini ifade etti. Özellikle uyuşturucu içicilerinin topluma kazandırılması için yetkililerin bu işle ilgili meslek gruplarından destek alabileceğini kaydeden Öztabay, uyuşuk ve suçlu bir toplum yaratılmaması için ciddi politikalar geliştirilmesini istedi.

“Cezaevine atmak çözüm değil”

Derhal önlem alınmaması durumunda uyuşturucu bağımlılığının ülkede her yıl katlanarak çoğalacağını ifade eden Öztabay, insanları cezaevine atmanın çözüm değil, sorunun daha da büyümesine neden olacağını vurgulayarak, meclisi, derhal uyuşturucu ile mücadele konusunu gündemine alarak ciddi çalışmalar yapmaya çağırdı.