Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Stefano Manservisi, Türkiye'nin AB'ye dahil olmasının AB'nin ve Türkiye'nin stratejik menfaatlerine uygun olduğuna inandıklarını belirterek İlerleme Raporu'nun amacının Türkiye'nin AB sürecini devam ettirmek ve hangi alanlarda çalışılacağını belirlemek olduğunu söyledi.

Büyükelçi Manservisi, AB Türkiye Delegasyonu binasında düzenlediği basın toplantısında dün açıklanan 2014 Türkiye İlerleme Raporu'na ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Genişleme sürecinin AB için taktik bir hareket ya da küçük bir proje olmadığını vurgulayan Manservisi, genişlemenin kapsamlı bir süreç olduğunu ve birlikte daha güvenli, refah düzeyi yüksek, insanların daha iyi yaşadığı bir Avrupa kurma felsefesine dayanan bir süreç olduğunu dile getirdi.

Dün yayımlanan İlerleme Raporu'nda oldukça dengeli bir tablonun sergilendiğine dikkati çeken Manservisi, Türkiye'nin AB konusunda anlamlı ilerleme kaydettiğini ifade etti.

"Takdirlerimizin yanı sıra bazı endişelerimiz var" diyen Manservisi, raporda yargı, temel haklar, ifade özgürlüğü, internete erişimin beraberinde getirdiği konularla ilgili endişelere yer verildiğini aktardı. Manservisi, olumsuz olmayan ancak olumlu da sayılamayacak ancak özgürlükleri kısıtlar nitelikteki uygulamalara kapı açabilecek unsurlarla ilgili endişelerin de raporda yer aldığını söyledi.

Türkiye'nin AB müktesebatına uyum konusundaki çalışmalarının da detaylı bir şekilde tanımlandığını belirten Manservisi, "Raporda, hangi alanlarda ilerleme kaydedildiği, hangi alanlarda halihazırda çalışmanın devam ettirilebileceği üzerinde durulmuştur" diye konuştu.

"Soma'daki kazadan sonra standartların ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmıştır" ifadesini kullanan Manservisi, "Standartlar kağıt üzerinde olsun diye değil, standartalar deneyimlerin de paylaşılmasıyla sistemin daha iyi olabilmesi için önemlidir" dedi.

Genişlemenin AB'ye sağladığı fayda üzerinde de duran Manservisi, Türkiye'nin AB sürecinin hızlanmasını ve daha fazla faslın açıldığını görmek istediklerini kaydetti.

"Türkiye'nin dahil olduğu genişlemenin AB'nin ve Türkiye'nin stratejik menfaatlerine uygun olduğunu düşünüyoruz" diyen Manservisi, tarafların özgür iradesi çerçevesinde Türk hükümetinin ve halkının aldığı kararlar sonucunda Türkiye'nin AB sürecinin başladığını belirtti. Manservisi, "Raporun amacı bu süreci devam ettirmek ve hangi alanlarda çalışılacağını belirlemek" diye konuştu.

Büyükelçi Manservisi, çözüm süreci ve Kobani ile ilgili düzenlenen gösterilere ilişkin bir soru üzerine, raporda değerlendirilen hususların özgürlükler ve çeşitliliğe saygıya dair konuların hukuki zeminiyle ilgili olduğuna dikkati çekti. Manservisi, "İlerleme Raporu daha karmaşık bir yapıya bakıyor. Yasalara, kararnamelere, geliştirilen projelerin hepsine birden bakıyor. Umut ediyoruz ki bu süreç yolunda gidecektir. Amacına ulaşacaktır ama biz şu mesajı veriyoruz: 'Bu süreci devam ettirin. Doğru yolda gidiyorsunuz' diyoruz" ifadesini kullandı.

Raporda yer alan değerlendirmelerin yasalara ve uygulamalara bakılarak yapıldığına dikkati çeken Manservisi, raporun bu konulardaki reformlara odaklandığını ve kısa süre içinde sonuç alınmasını beklemediklerini de aktardı.

Büyükelçi Manservisi, yargı konusundaki bir soru üzerine, Türkiye'de yargı alanındaki reformların kesintiye uğradığına dair hususların raporda yer aldığını ancak bunun yargının daha önce mükemmel bir durumda olup da son dönemde baskı altına alındığı anlamına gelmeyeceğini vurguladı. "Sadece İlerleme Raporu'nda değil, uzun zamandır söylediğimiz bir husus var. Türkiye'deki yargı çok farklı yargı paketleri çerçevesinde reforma alınmış bir sistemdi zaten" diyen Manservisi, "Reform sürecinin tekrar başlaması lazım ki daha bağımsız, profesyonel ve etkin bir yargı olabilsin" şeklinde konuştu.

KIBRIS'TAKİ MÜZAKERE SÜRECİ

Büyükelçi Manservisi, Güney Kıbrıs Rum yönetiminin Kıbrıs sorunu konusunda adada yürütülen müzakereleri askıya alma kararıyla ilgili bir soru üzerine, yasa ve süreç arasındaki farkın çok iyi bir şekilde ortaya konulması gerektiğine dikkati çekti.

Manservisi, şöyle devam etti:

"Uluslararası kanunlar var. AB tarafından tamamlanmamış, AB tarafından tanımlanmamış, Avrupa ekonomik bölgesi tarafından da tanımlanmamış ama münhasır ekonomik bölgeleri tanımlayan uluslararası kanunlar var. Dolayısıyla hangi devlet, ister AB üyesi olsun ister olmasın, onların münhasır ekonomik bölgelerindeki haklarının ihlal edilmiyor olması gerekir. Dolayısıyla bir ihlal durumunun olduğu düşünülüyorsa bu anlaşmazlık mevcut mekanizmalar aracılığıyla çözülmelidir. Zaten bizim de vurguladığımız bu olmuştur."

Adadaki müzakere sürecin iki tarafın ortak beyanıyla başladığını hatırlatan Manservisi, sürecin kesintiye uğraması sebebiyle endişeli ve üzgün olduklarını dile getirdi. "Sürecin tekrar başlaması gerektiğini düşünüyoruz. Neden? Çünkü bu görüşmeler daha fazla barış, insanların hayatının iyileştirilmesi, daha fazla istikrarın sağlanması açısından çok önemli" diye konuştu.