Fehime Alasya

Eskiden beridir alışkanlık haline gelen mangal kültürünün balık tüketim alışkanlığının önüne geçtiğini belirten balıkçılar, oluşan hastalıklar ve artan ölümler nedeniyle vatandaşın, giderek sağlıklı ve bilinçlenmeye beslenmeye yöneldiğinin altını çiziyor. Uzun yıllardır ülkede çok zayıf olan balık tüketiminin son birkaç yıldır arttığı KKTC’de, görülen artışa rağmen yine de ülkedeki balık tüketiminin çok zayıf olduğu ifade ediliyor. Haftada en az bir veya iki kez düzenli balık tüketen aileler olsa da genel olarak ülkedeki birçok sofraya sadece ayda bir balık girdiğini ifade eden balıkçılar, bu durumu üzücü olarak nitelendirdi.  

BALIK, MANGALA GİREMEDİ

Mangal kültürünün yaygın olduğu ülkede, et ve tavuk tüketiminin çok fazla olması, balık tüketiminin ise oldukça düşük seviyelerde seyretmesinin en büyük nedeni arasında hanımların ev temizliği geliyor. Bilinçli tüketildiği zaman birçok faydası bulunan balık, sofralarda yeni yeni yerini almaya başlasa da mangalda yer bulamıyor. Evde temizlik kaygısı ile her vatandaşın sofrasına giremeyen balık, lokantalardaki yüksek fiyatından dolayı ise sürekli tüketilen öğünler arasında yerini alamıyor.

Fiyat farkından dolayı KKTC’de tekneden 60-65 TL civarında alınan Mercan balığı kilosunun Türkiye’de 25 TL civarına satıldığını kaydeden balık satıcısı Hüseyin Pekün, bu yüzden Türkiye’den balık getirilmesinin daha cazip olduğunu kaydetti. Nüfusa oranla, balıkçı teknelerinin fazla oluşuyla ve buna benzer bazı durumlardan dolayı Türkiye’den balık getirilmesinin daha cazip olduğunu vurgulayan Hüseyin Pekün, Türkiye’den gelen balıkların reyon ömrünün ise en fazla üç gün olduğunu kaydetti.

“BEN DE BUNDAN SONRA ARACIMIN ARKASINA BALIK ASIP MARKET ÖNÜNDE VEYA PAZARDA SATACAĞIM”

Yıllardır balıkçılıkla uğraşan Hüseyin Pekün, KKTC genelinde balık tüketiminin düşük olmasını birçok nedenle açıklıyor. Pekün, vatandaşın balığa küstürüldüğünü dile getiriyor. Sık sık balık tüketen bazı vatandaşların, istemeden de olsa balık tüketiminden soğumasına neden olarak seyyar balık satıcılarını işaret eden Pekün, “Taze olmayan, düşük kalitede ve eski balıkların satıldığı, buzlukların çalıştırılmadığı ortamlarda sağlıksız satılan balıklar, vatandaşı balık tüketiminden uzaklaştırıyor” diyor.

Sağlık Bakanlığı’nın denetimsizliğinden de yakınan Pekün, tepkisini “Ben de bundan sonra aracımın arkasına balık asıp market önünde veya pazarda satacağım. İnsanlara eski balık satarak küstürdüler” ifadelerini dile getiriyor.

EV HANIMLARININ TEMİZLİK HASSASİYETİ

Balıkların evde pişirilmemesinin en büyük nedenlerinden birini de ev hanımlarının temizlik ve koku konusunda olan hassasiyetine bağlayan Pekün, sağlıklı bir yaşam için koku ve temizliğe göğüs gerilmesi gerektiğini kaydetti. Evde temizlik kaygısı ile pişirilmek istenmeyen balık, lokantalarda ise yüksek fiyattan dolayı her vatandaşın sofrasına giremiyor. Yurt dışında yaygın olan ancak adamızda çok fazla rastlanmayan balık tüketiminin sağlıklı bir öğün olduğunu ve bu yönde sürekli tüketilmesi gerektiğini dile getiren Pekün, ev hanımlarının bu konuda olan hassasiyetlerini, çocuklarının sağlığı için en aza indirgemeleri gerektiğini vurguladı. 

“HİLELİ SATIŞLAR, VATANDAŞI BALIKTAN SOĞUTTU”

İnsanların artık adet ile balık aldığını, bunun da tamamen güvensizlikten kaynaklandığını dile getiren Hüseyin Pekün, bazı balıkçıların hileli satışından dolayı ortaya bu tablonun çıktığını anlatıyor. Pekün, “İnsanlar gelir ve 15 adet vobba, dört tane çipura veya iki dilim somon isterim diyor. İnsanlar gidip balık alır, bazı balık satıcıları balıkları temizlerken içinden çalıyormuş. ‘Balıkçıda alınan bir kilo balık eve gelince nasıl olur da 800 gram çıkıyor anlamadık’ diyen insanlar, tane veya adet ile alışveriş yapmaya başladı. Hal böyle iken insanlar kendini korumaya aldı. Bu olur şey değil” diyor.

İNSANLAR DOLANDIRILIYOR

Pekün, halkın çok fazla tükettiği çipura cinsi balıkların ise bazı balıkçılar tarafından tamamen kar amaçlı, vatandaşı istismar ederek satıldığının altını çizdi. Vatandaşın daha sağlıklı ve doğal yaşam alanında beslendiğini düşündüğü için deniz çipurası satın aldığını, çiftlik çipurası tercih etmediğini, çiftlik çipurasının kilosunun 18-20 TL arası iken, deniz çipurası diye satılan ama aslında deniz çipurası olmayan, çiftliklerde büyük, belli bir gramajın üzerine gelen balıkların ise kilosunun 25-28 Türk Lirası’ndan satıldığını anlatan Pekün, bunun dolandırıcılık olduğunu ifade etti. Pekün, “Deniz çipurası almaya gelen müşterilerimiz çipuraları küçük görünce korkuyor, bu nasıl deniz çipurası diyor. İnsanlar deniz çipurasının çok büyük olduğu konusuna inandırılmış. Hâlbuki bu her zaman öyle değildir. Çiftlikteki çipuraları besleyip, belli bir gramajın üzerine çıkanları deniz çipurası diye satıyorlar veya çiftlikten kaçan çipuraları yakalayıp, deniz çipurasıdır diye satıyorlar. Ben Türkiye’den çipura alıyorum. Bu çipuralar çiftlikte fakat yem ile beslenmiyor, hamsi ile besleniyorlar, doğal ortamlarındaymış gibi. Bu yüzden bu firma ile çalışıyorum. Somon balıklar da genelde taze olarak geliyor fakat somonun bol ve ucuz olduğu zamanlarda, bazı varlıklı balıkçılar, toptan somon balığı alıp donduruyor ve kullanım için çözüyor. Bu sağlık açısından hiç de hoş olmasa da maddi açıdan çok karlı. İnsanlar donmuş ve çözülmüş balığı alıp, birkaç gün sonra pişiririm deyip yeniden kendi evinde dondurursa ve çözer, esas tehlike o zaman ortaya çıkar. Bunun yanında mevsimi olmayan balıkların da reyonlarda satıldığını görüyor vatandaşlar. Taze diye satılıyor bu balıklar. Hamsinin mevsimi kasım, aralık, ocak, şubat aylarıdır ve bu ayların dışında taze hamsi bulamazsınız, bulsanız bile donmuştan çözülmüştür.”

“BALIĞI TAZE TÜKETİN, BUZLUKTA BEKLETMEYİN”

Balık satın alma ve pişirme konusunda önemli püf noktalara değinen Hüseyin, balıkları taze tüketmenin ve buzlukta bekletmemenin doğru olduğunu dile getirip, buzlukta muhafaza emenin şartlarına değindi. Pekün, “Taze somonun rengi pembe, donmuş somonun renginin de daha koyu olur. Eve aldığınız balıkları buzdolabında dondurup yeniden çözüp pişirmeyin. Taze tüketin. Evde bulunan buzlukların balık muhafaza etmesi için uygun ısısı eksi iki derece civarında olmalıdır. Yani birçok buzlukta bu ısı olmadığı için buzlukta tutulan balık dahi bir günde bozulabiliyor. Dışarıda buzlu ve soğuk olmayan bir ortamda ise balığın ömrü yaklaşık iki saattir. Taze aldığınız bir balığı hemen buzluğa koyun, ağzı açık şekilde muhafaza edin ve bir gün içinde tüketin.” şeklinde konuştu.

LEZZETİN SIRRI PİŞİRMEDE

Pekün, balık pişirme konusunda da önemli ayrıntılara değiniyor: “Fırında yapacağınız balığı mutlaka bir gün önceden soslayınız. Sarımsağı küçük küçük doğrayın, kuru nane, biraz kimyon, çok az kekik koyup bir güzel karıştırın, zeytin yağını dökün. Bu sosun içine balığı yatırıp, bir saat bekletin. Pişireceğinizde üzerini kapalı tutun ki önce kendi buharında iyice pişsin, sonra da üzerini açın, kızarsın ve servis yapın. Kızartma yapacağınız zaman ise sade balık severler için, mısır unu ve tuz karışımına balığı batırıp kızartmasını öneriyorum. Bilinçli balık tüketmek lazım. Hamile ve çocuklar için dip balıklarını çok önermiyoruz, mercan, mezgit, barbun gibi balıkların kurşunu fazla o yüzden çok fazla tüketmemek lazım yoksa faydadan çok zararı dokunur. Tüm bunları araştırıp, öğrenmek ve bilinçlenmek lazım. Alabalalık tatlı su balığı fakat somon kadar faydalı ve fiyatı da ucuz. Alabalığı herkesin tüketmesi gerek diye düşünüyorum.” diyor.  

NİSAN AYINDA İZMARİT VE AÇIK SU MERCANI SOFRALARDA

Mevsim balıklarının bilinmesi ve her balığı mevsiminde tüketilmesi gerektiğine de değinen Hüseyin Pekün, nisan ayında özellikle izmarit ve açık su mercanı cinsi balıkların sofrada yerini alması gerektiğinin altını çizdi.

“KIBRIS HALKI, BEŞ, ON YILA KADAR ÇOK DAHA FAZLA BALIK TÜKETECEK”

Balıkçılar Birliği Başkanı Kemal Atakan ise KKTC genelinde son yıllarda artan balık tüketiminin umut verici olduğunu dile getirdi. Bazı balık fiyatlarının yüksek oluşundan dolayı sofralarda yerini alamamasını ise “Her sofraya bonfile girebilir mi? Herkes bonfile yiyemez, bazı balıklar da pahalıdır ve her sofraya giremez” diyerek açıkladı.

Ülkedeki balık tüketiminin ve özellikle bilinçli tüketimin giderek arttığını ifade eden Balıkçılar Birliği Başkanı Kemal Atakan, balıkçı dükkânlarında veya marketlerde temizlenerek satılan ve evde pişirilmek için hazır olan balık satışının yapılmasına, restorandaki balık fiyatlarının yüksek oluşuna, artan hastalık ve ölüm oranlarına bağlıyor. “Artık insanlar denizden çıkan her balığın taze ve faydalı olduğuna inanıyor ve güveniyor. Son yıllarda balık tüketimi giderek arttı, daha da artacağına inanıyorum. İnsanların haftada en az iki kez balık tüketmesi gerekiyor, tıbbi açıdan da bunlar açıklanıyor. İnsanlar yavaşça bu bilince erişiyor ve balık tüketimi giderek artıyor. Kıbrıs halkı, beş, on yıla kadar çok daha fazla balık tüketecek.”    

Balıkçılar tarafından sürekli dile getirilen ve yıllarca balık tüketiminin yaygınlaşması önünde adeta bir engel teşkil ettiği düşünülen nedenler arasında yerini alan ‘Denetimsizlik’ konusunda yorum yapmayan Balıkçılar Birliği Başkanı Kemal Atakan, bu konuda sadece tebessüm ettiğini dile getirdi.       

Bazı balık cinsleri ve kilo fiyatları:

Çipura (Deniz): 25 TL

Çipura (Çiftlik): 20 TL

Sorgoz: 55 TL

Somon: 43 TL

Hamsi: (Mevsimi geçti, zamanında 15 TL idi)

İstavrit: 18 TL

Barbun (Yerli): 55-70 TL arası

Barbun (Türkiye): 25-55 TL arası

Levrek: 25 TL

Lokum: 25 TL

Kılıç Balığı (Taze): 35-45 TL arası

Orfoz (Yerli): 55 TL

Lagos (Yerli): 55 TL

Fangi Mercan: 65 TL

Sinarit: 65-75 TL arası

Açık Su Mercanı: 15 TL

Vobba: 15 TL