Özge Kizir

Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski bakanlarından ve Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) eski milletvekillerinden Sonay Adem, Haberal Kıbrıslı gazetesine çözüm sürecini değerlendirdi. Başpiskopos Hrisostomos’un açıklamalarına değinen Adem, “Hrisostomos  Kıbrıs görüşmelerini yürüten bir insan değildir. İstediği konuda istediği görüşü öne sürebilir. Beni ırgalayan iki liderin masada Kıbrıs sorununu çözmek için elinden geleni yapması meselesidir. Bence bunun üzerine odaklanılması gerekilir. Yoksa Güney’de her bağıranın peşine biz düşersek, Kuzey’de her bağıranın peşine de Rum siyasetçiler düşer. Bir yere varmak mümkün değildir” şeklinde konuştu.

“Yılı sonuna kadar sürecin bir noktaya ulaşmasını ve 2017’de de referanduma götürebilmeyi ümit ediyoruz”

Şu ana kadarki görüşme sürecini olumlu olarak değerlendiren Adem, “Zaman zaman liderlerin farklı noktaları öne çıkarıcı ve sanki şart olarak öne sürücü tavırları hariç süreci olumlu olarak değerlendiriyorum. Bu süreç, halk olarak ümit ediyoruz ki 2016 yılı sonuna kadar bir noktaya ulaşır ve 2017’de de referanduma götürebiliriz” ifadesini kullandı. 

“Takvim Güney’de alerji yaratıyor”

Dış ülkelerin etkilerine değinen Adem, “Güney’de sürekli olarak bir takvim söz konusu olduğunda alerjik bir durum oluşuyor. Yani sanki bütün dünya onları istemedikleri bir çözüme zorluyor gibi bir hava yaratılmasını sağlayacak bir atmosfer oluşuyor. Dolayısıyla toplum lideri olarak görüşme masasında kim olursa olsun sürekli olarak bir takvimden kaçınmaya çalışır. Biz ise zorla bir takvim yaratmaya uğraşıyoruz. Bir takvimlendirme olmamış olmasına rağmen yıl sonuna kadar doğal bir takvim varmış gibi, gerek Güney gerek Kuzey’de böyle bir yaklaşım var. Bu yaklaşım konusunda da sanırım herkes mutabıktır” dedi. 

“Yeterince süre var”

Adem, sözlerine şöyle devam etti: 

“Gelinen aşamada olayı sonuçlandırabilmek ve uluslararası konferans noktasına işi getirebilmek için iyi bir süreç vardır diye düşünüyorum. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri de aynı çerçevede olayı değerlendirmiştir. Bence yeterince süre vardır. Gelinen aşamada olayı sonuçlandırabilmek ve uluslararası konferans noktasına işi getirebilmek için iyi bir süreç vardır diye düşünüyorum. Bununla beraber iyi bir süre de vardır. Bunun iyi kullanılması halinde ille ‘şu tarih’ diye söylenmeden bu işin kurtarılabileceğine inanıyorum.

2017 sıkıntılı yıl

Her iki lider kendini ona göre bağlamış bulunmaktadır. Çünkü herkes gayet iyi bilmektedir ki 2017 geldikten, hele de birkaç ay geçtikten sonra Güney’de 2018 yılına dönük olarak cumhurbaşkanlığı seçim atmosferi yayılacak. Ayrıca doğal gaz meselesi ile ilgili yeni süreçler devreye girebilir. Dolayısıyla bunların sıkıntı olduğu bilindiği için de 2016 yılının sonuna kadar bu sürecin iyi kullanılması gerektiği konusunda taraflar hem fikirdir diye düşünüyorum.”

“Medya olumsuzlukları değil, olumlu yanları öne çıkarmalı”

Medyanın çözüm sürecinin olumlu yanlarını öne çıkartması gereken bir süreçte olunduğunu vurgulayan Adem, “Özellikle medyanın olumsuzlukları öne çıkarıcı değil, olumlu yanları öne çıkartması gereken bir süreçteyiz. Orada Hrisostomos konuşuyor, bu yanda ise başka Türk motiflerin arkasına saklanıp yalan-yanlış bir hayli şeyler söyleyerek halkı yanıltmaya çalışan figürler vardır. Bunları eğer dikkate alacak olursak,  bunlar üzerinden kaotik bir ortam yaratılmasına neden olacak bir atmosfer yaratılmasına neden oluruz. Soruna katkı yapmak yerine, sorunun çıktığı noktada kalmasını sağlamış olacağız” şeklinde konuştu. 

“Maraş açılsın da ganimet alalım mantığı’ sorunu çözmek yerine daha büyük hale getirir”

Kapıların açılmasına yönelik önerilerin sorunun çözülmesine değil, sürecin berhava edilmesine yönelik olduğu görüşünü belirten Adem, “’Maraş açıldığında bizim ekonomimiz yükselecek’ gibi bir durum yerine burada dünyada hangi pozisyona sürüklenecek konusunda o atmosferin iyice değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyorum. Bazıları hala daha ‘Maraş açılsın da ganimet alalım’ mantığında ise bu, sorunu çözmek yerine, aslında sorunu daha büyük hale getiriyor. Kıbrıs’ta ekonominin gelişmesinin temeli bellidir. Uyduruk ve bu memleketin özgür şartlarına uygun olmayan ekonomik paketlerle yürütülemeyeceğinin herkes farkına varmalıdır” ifadesini kullandı.