Pelin Yükselay

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) Adli Tıp Kurumu’nun bulunmaması nedeniyle, polisin araştırma yaptığı dosyaların sonuçlandırılması ve yargının karar verebilmesi uzun bir süre alıyor.
Kürtaj skandalı nedeniyle, Türkiye Adli Tıp Kurumu’na gönderilen örnekler ile ilgili sonuçların 2.5 aydan beridir gelmediğine dikkat çeken hukukçular, geciken adaletin adalet olamayacağını ancak, KKTC’deki siyasilerin de bu büyük eksikliği giderecek önlemleri almadığını belirtiyor.

Görüşlerine başvurduğumuz üç sağlık eski bakanı, Adli Tıp Kurumu’nun önemine dikkat çekerek, bunun için büyük paralar gerekmediğini söyledi. Dr. Gülsen Bozkurt, “Adli Tıp, bir devletin olmazsa olmazıdır” derken, Dr. Mustafa Arabacıoğlu, Adli Tıp’a ihtiyaç olduğunu söyledi. Dr. Ertuğrul Hasioğlu da “Adlı Tıp olmaması yargı için büyük bir sorun” dedi. Sağlık eski bakanlarının konu hakkındaki görüşleri şöyle:

Arabacıoğlu: Öğrenciler Adli Tıp’ı seçmiyor

“Adli Tıp birimi oluşturulması için, ilk önce talep olması lazım. Sanırım bizim ülkemizde bu iş Türkiye ile halledildiğinden, şu anda böylesi bir talep yok. Tüm bunların yanında Adli Tıp Birimi oluşturulması için gelişmiş laboratuvarınız olması lazım. Bu laboratuvarda DNA, toksit analiz gibi verileri sağlayabileceğiniz donanımlarınız olması lazım. En önemlisi de adli tıp uzmanı olması lazım. Bu iş, tabii ki, sadece adli tıp uzmanı ile de bitmez. DNA uzmanı, diğer analizleri yapabilecek uzmanlar, otopsi ekibi olması lazım. Ülkedeki en büyük zafiyet uzmanlar. Özellikle Tıp Fakültesi öğrencileri uzmanlık alanı olarak nedense Adli Tıp’ı seçmiyor; ki en büyük sıkıntı bu. Bence, ülkemizde Adli Tıp Merkezi’ne ihtiyaç vardır.” 

Bozkurt:Siyasi baskıdan arınmış bir kurum olmalı

“Adli Tıp kurumu bir devletin olmazsa olmazıdır. Kendi bakanlık dönemimde, konuyla ilgili ciddi bir çalışma başlattım. Özerk bir kurum olarak, siyasi baskıdan arınmış bir şekilde, Adli Tıp kurumunun hayata geçirilmesini hayal ettim. Tabii, bunun hayata geçmesi için ciddi yasal değişiklikler, en önemlisi de insan yetiştirmek gerekiyordu. Sağlık Bakanlığı dönemim, ülkedeki ekonomik krizin, bankaların battığı döneme denk geldi. Bakanlığımın o döneme denk gelmesi, hayalimi hayata geçirememem için büyük bir sebepti. Bir yandan ekonomik kriz, bir yandan yataklı tedavi kurumlarındaki eksikler, diğer yandan Adli Tıp Kurumu eksikliği… Tabii, en öncelikli olan yataklı tedavi kurumlarındaki eksikliklere önem verdik o dönemde. Yine de bu bizi yıldırmadı ve Adli Tıp Kurumu hayalimizi hayata geçirmek için de çalışmalar yaptık. İlk olarak DNA laboratuvarı kurmak için çaba sarf ettik hatta bugün patoloji laboratuvarının olduğu yere DNA laboratuvarı kurulması için çalışma başlattım ve alt yapıları da tamamlandı. Personel eğitimi için de devlet laboratuvarından iki kişiyi eğitim için Türkiye’deki adli tıp kurumuna gönderdim. Bu arada bir patoloğa da adli tıp konusunda doktora yaptırdık. Bu arkadaşımız adaya döndüğü dönemde biz hükümette değildik. Arkadaşımız ülkeye geldiğinde pratisyen hekim olarak hastanede çalıştırıldığını duyduk, daha sonra da hiç haber alamadık. Bizden sonra hiçbir bakanlık bu konunun üzerine eğilmedi, herhangi bir çalışma yapmadı. Şu an ülkemizde bir adli tıp uzmanı olduğunu biliyorum. Ancak, kurum olmaması, bununla ilgili laboratuvar olmaması çok büyük bir eksiklik. Devletin bir an önce Adli Tıp Kurumu’nu hayata geçirmesi lazım. Ve şu unutulmamalı. Bir şeylerin hayata geçirilmesi için önce bina gerektiği, alet edevat gerektiği söylenir. Hâlbukiki önce insan yetiştirilmeli, uzmanlar yetiştirilmeli. Sağlık Bakanlığı bu konuda adım atmalı.”

Hasipoğlu: En önemli eksik yasa

“Adli Tıp Kurumu yasa ister, alt yapı ister, uzman ister. Bu konuda en önemlisi yasadır. Gerekli yasanın hazırlanması lazımdır. Bunun yanında, Adli Tıp Kurumu kurulması için çok büyük maddi bir güç de gerekmez çünkü, zaten devlet laboratuvarlarımız vardır. Bir sekreter ve uzmanlar, Adli Tıp Kurumu sorununu çözebilir ancak, dediğim gibi en önemli kısım yasalar. Mahkemeler açısından düşündüğümüzde Adli Tıp Kurumu olmaması büyük bir sorun ancak, adli tabip de mahkemelerde oluşan sıkıntıların aşılması için yeterlidir.”