Özge Kizir

CTP milletvekili Asım Akansoy, Kıbrıs Türk insanının Türkiye’nin garantörlüğüne sıcak baktığını belirterek, “Yapılan araştırmalar halkın yüzde 85’ininTürkiye’nin garantisini istediğini gösteriyor” dedi.

CTP-BG Gazimağusa Milletvekili Asım Akansoy, konuk olduğu bir televizyon programında Rum kesiminin müzakerelerle ilgili olarak halkını bilgilendirdiğini ancak bu durumun Türk tarafında böyle olmadığını söyledi. “Biz birazcık kendi içimize kapandık” diyen Akansoy, Özdil Nami’nin önümüzdeki dönemde olumlu gelişmeleri beraberinde getireceğini ifade etti.

“2016 önemli bir tarih”

 “Aslında Kıbrıs sorununda çok önemli bir zemin vardır. Bu konuda Amerika ve Avrupa Birliği devrededir dolayısıyla elbette bende kişi olarak bu sürecin 2015 içerisinde biçimleneceğine çok fazla inanmıyorum. Aslında öyle bir beklentim yok. 2016 ise bu noktada önemli bir tarihtir. Bu konuda çok yoğun bir çalışma yaşanıyor. Müzakereci Özdil Nami’nin çalışmaları ve liderlerin de karar verici yaklaşımları bence önümüzdeki dönemde çok daha kritik ve olumlu gelişmeleri beraberinde getirecektir” diyen Akansoy, Güven Artırıcı Önlemlere ağırlık verilmesini de çok önemli bulduğunu ifade etti.

“Kendi yapıları içinde hayatlarını sürdüren iki toplum bulunuyor”

Akansoy sözlerini şöyle sürdürdü: “Güven yaratıcı önlemler, yeni kapıların açılmasından tutun da, çeşitli komitelerin kurulmasına kadar önemli bir yerde bulunuyor. Bununla beraber toplumların birbirini daha fazla fark etmeleri ve farklılıklarını tanımaları gerekiyor. Kendi kültürleriyle yaşayan ve kendi yapıları içinde hayatlarını sürdüren iki toplum bulunuyor. Bunların da fark edilmesi gerekiyor.

“Halkın yüzde 85’i Türkiye’nin garantisini istiyor”

Ben inanıyorum ki güven yaratıcı önlemler, çözümün biçimlenmesinde ve kabullenmesinde liderlere önemli bir zemin yaratacaktır. (Garantilerle ilgili bir soruya karşılık da)Kıbrıs Türk halkı garantiler konusunda oldukça hassastır. Kıbrıs Türk insanının Türkiye ile kendi güvencesini gözettiği oldukça açık bir konudur. Yapılan araştırmalar da halkın yüzde 85’ininTürkiye’nin garantisini istediğini gösteriyor. (Türkiye’nin garantörlüğünü Kıbrıslı Rumların istememesi konusunda) Rumlar kendi tarihsel geçmişlerinden kaynaklanan sebeplerden dolayı Türkiye’nin garantörlüğünü istemeyebilir. Dolayısıyla bulunacak olan formülün Kıbrıslı Türkleri ve Rumları tatmin edecek bir model içermesi gerekiyor.” 

“Su, Türkiye’nin değil, Kıbrıslı Türklerin avantajı olmalı”

Türkiye’den gelecek olan su, limanların ve kurumların özelleştirmesi konusunu değerlendiren Akansoy, “Türkiye çok büyük bir ülkedir. Türkiye’nin küçük hesaplarla uğraştığını asla düşünmüyorum. Limanların özelleştirilmesinde Türkiye’ye bir katkısı yoktur. Burada en stratejik olan konu sudur. Suyun gelecek olması stratejik bir konudur. Bu durumu da Türkiye’nin çıkarı açısından değil, Kıbrıslı Türklerin avantajı açısından değerlendirmemiz gerekir. Dünya artık su savaşları çağına giriyor. Bugün dünya nüfusunun yüzde 40’ı temiz su bulamıyor. Böyle bir dönemde ve böyle bir tarihte bizim bu suyu almamız ve 50 yıl boyunca bu suyu kullanacak olmamız bence Kıbrıs Türk tarafı açısından çok önemli bir avantajdır” dedi.

“Kıbrıs’taki sorunun çözümüne hassasiyetle yaklaşıyor”

“Türkiye elbette herhangi bir çözümde kendi Güney sahillerinin bir şekilde, yeni devlet tarafından kapatılmasını istemiyor. O yüzden gerek Mersin Serbest Limanı gerek Antalya Turizm ve gerekse Bakü Ceyhan Boru Hattı gibi ulusal çıkarları için Kıbrıs’taki sorunun çözümüne hassasiyetle yaklaşıyor” diyen Akansoy, Türkiye’deki seçimlerle ilgili olarak da şunları söyledi: 

“Yüzde 38 oranında çekirdek oyu vardır ve çekirdek oyuna kaymaya başladı”

“Ciddi bir hata yapılırda, erken zamanda bir erken seçime gidilir ise bundan AK Parti’nin avantajlı olmayacağını düşünüyorum. AK Parti’nin şuanda yüzde 38 oranında çekirdek oyu vardır ve çekirdek oyuna kaymaya başladı. Ortadoğu’da olsun ve mısır olsun bir sürü hatalar yapıldı, medyaya kısıtlamalar getirdi. Bunun gibi birçok konu var. Dolayısıyla Ak Parti’nin kendine bir çeki düzen vermesinin, hem Türkiye hem Kıbrıs Türkü açısından çok önemli olacağını düşünüyorum.”