Deniz Abidin

İçişleri Eski Bakanı, CTP Milletvekili Asım Akansoy, Serdar Denktaş’ın 7 bin 200 kişinin vatandaş yapıldığını, “bu rakam 27 bine çıkacaksa da çıkacak” açıklamalarının kabul edilebilir olmadığını söyledi.

Yeni Bakış’a açıklama yapan Akansoy, sözlü bir şekilde rakam verilmesini kabul etmediğini belirerek, Meclis’e ve halka hangi kriterlere göre ne kadar vatandaşlık yapıldığının açıklanması gerektiğini kaydetti.

“Gerekirse 27 bin kişiyi de vatandaş yapacağız” diyen Denktaş’ın abartılı ve  “ben yaparım olur” tarzıyla konuştuğunu belirten Akansoy, bunun bir devlet politikası olamayacağını söyledi.

Akansoy, Akıncı ve Anastasiadis’in nüfus konusunda mutabakatı olduğunu, Kıbrıs konusunun, vatandaşlık konusuyla alakalı bir konu olduğunu belirterek, “Serdar Denktaş’ın açıklaması dünyaya meydan okuyan bir açıklamadır. Eline kılıcı almış Don Kişot gibi bizim yel değirmenlerine savaş açma lüksümüz yoktur” dedi. Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, UBP-DP hükümeti döneminde 7 bin 200 vatandaşlık verildiğini, “bu rakam 27 bine çıkacaksa da çıkacak” açıklamasına İçişleri Eski Bakanı, CTP Milletvekili Asım Akansoy’dan tepki geldi. Akansoy, Yeni Bakış’a yaptığı açıklamada, ülkede vatandaşlık politikasıyla ilgili olarak ciddi bir boşluk olduğunu belirterek, şu anda yürürlükte olan yasanın ihtiyaçları karşılayabilir noktada olmadığını söyledi. Akansoy, yasa üzerinden hareket edildiğinde sorunların büyümekte olduğunu, vatandaşlık verme inisiyatifinin siyasilerin iki dudağının arasında kalmakta olduğunu kaydetti. Akansoy, bunun ortadan kalkmasının gerek vatandaşlık bekleyen kişilerin nasıl bir yasa çerçevesinde konumları olduğunu görmeleri, gerekse sorunu tamamen ortadan kaldırabilmek adına iyi bir vatandaşlık yasasının yapılmasının elzem olduğunu belirtti. Akansoy, CTP döneminde yapılan Yurttaşlık Değişiklik Yasa Tasarısı’nın bu amaçla hazırlandığına dikkat çekerek, ülkedeki vatandaşlık konusundaki sorunları tamamen ortadan kaldıracak, insanların ihtiyaçlarına cevap verecek çağdaş bir yasa tasarısı olduğunu söyledi. Akansoy, Yurttaşlık Yasası değerlendirilirken buna paralel olarak daimi ikametgah konusunun da değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Akansoy, şöyle devam etti, “İnsanlar bir ülkeye gittiklerinde çalışma izni alırlar, hangi haklara sahip oldukları daimi ikametgah izni yasası denilen yasalar çerçevesinde belirlenir. Bir kişi güvenlik açısından temiz, vergisini ödeyen ve sağlık açısından bir problemi yoksa bu kişinin bir sonraki adımı elbette ki vatandaşlık sürecinin başlatılmasıdır. Ciddiyetle üzerinde durulması gereken, bu yasanın bir an önce çıkmasıdır. CTP döneminde uygulanan prosedür, 12 çalışma izni olan kişiye vatandaşlık verilmesi şeklindeydi. Bunun dışında Bakanlar Kurulu kararıyla yasadan kaynaklanan anomaliler üzerine 14 kişiye vatandaşlık verilmişti. 

“Vatandaşlık nüfus sayısına göre değerlendirilmeli”

Akansoy, modern ve çağdaş yönetimin düzeyini gösteren en önemli politikalardan birinin vatandaşlık konusu olduğunu ifade ederek, bunun yapılırken insan haklarının gözetilmesinin, nüfus sayısının ve söz konusu ülkenin demokratik yapısının değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Akansoy, son zamanlarda bir mülteci akınının olmasına dikkat çekerek, Orta Doğu’da insanların dünyanın dört bir tarafına dağılmakta olduklarını belirtti. Akansoy, bu insanlara sahip çıkmanın insan olmanın en temel hakkı olduğunu belirterek, ülkelerin mültecileri kendi kapasiteleri çerçevesinde kendi içlerine aldıklarını söyledi.

“Meclis soru önergemize yanıt alamadık”

Akansoy, UBP-DP hükümetinin vatandaşlık konusunda çok net bir tavır içinde olmadığını belirterek, Ocak ayında Meclis’e soru önergesi verdiklerini,  “Ne kadar Bakanlık onayıyla vatandaşlık yapıldı? Ne kadar evlilikten dolayı vatandaşlık yapıldı? Bakanlar Kurulu tarafından yapılan vatandaşlıklar hangi kriterlere göre yapıldı? Bakanlık onayı ile vatandaş edilenler kimlerdir?” sorularına yanıt istediklerini söyledi. “Ne yazık ki hükümetten hiçbir yanıt alamadık” diyen Akansoy, önceki gün Serdar Denktaş’ın bir açıklama yaparak UBP-DP hükümeti döneminde 7 bin 200 vatandaşlık verildiğini söylediğini kaydetti.

“Vatandaşlık konusu sürekli gözümüze batırılıyor”

Akansoy,  şunları söyledi, “Bu açıklama yapılırken işin içine tuz biber katan yaklaşımlar da yok değil. Özellikle Sayın Tuğrul Türkeş’in  Kıbrıs’a geldiği son dönemde basın mensuplarıyla yaptığı konuşma dışarıya yansımış ve vatandaşlık konusunda “yapacaksınız kardeşim” denilerek, bu ülkedeki hassasiyetler ve siyasi irade dikkate alınmamıştır. Hükümetin ise “oldu bitti “ bir tavır içinde bu konuya yaklaşımı kabul edilebilir değil. Kişisel düzeyde yapılan görüşmelerde bunu anlıyor olmakla birlikte ne yazık ki kamuoyuna yapılan açıklamalarda bu vatandaşlık konusu gözümüze batırılmaktadır. Bu ülkede çalışma izinli yaşayan birçok kişinin ciddi sorunları olduğunu biliyorum. Beyaz kartın bu haliyle bu insanların sorunlarına tam olarak çare üretmediğini de biliyorum. O dönem çare olması yönünde Bakanlar Kurulu’ndan yetki almıştık. Ancak hükümetin ömrü yetmedi. Bu kişileri göz ardı eden bir tavır içinde olamayız ”

“Bunun açık beyanı yapılsın”

Akansoy, Serdar Denktaş’ın 7 bin 200 kişinin vatandaş yapıldığını söylediğini ifade ederek, “bunun açık beyanı yapılsın” dedi. Akansoy, sözlü bir şekilde rakam verilmesini kabul etmediğini belirerek, Meclis’e ve halka hangi kriterlere göre ne kadar vatandaşlık yapıldığının açıklanması gerektiğini kaydetti. “Biz vatandaş yapacağız, gerekirse 27 bin kişi de yapacağız” diye Denktaş’ın abartılı ve  “ben yaparım olur” tarzıyla konuştuğunu belirten Akansoy, bunun bir devlet politikası olamayacağını söyledi. Akansoy, bunun gayrı ciddi bir üslup olduğunu belirtti. Akansoy, mevzuata bağlı olarak çıkan rakamın yüksek olduğunu söyleyerek, “bu rakamı bu ülke taşıyamaz” dedi.

“Vatandaşlık konusu enstruman halini aldı”

Akansoy, vatandaşlık konusunun KKTC hükümetinin, Türkiye hükümetinin beklentisini karşılamaya dönük bir enstruman haline geldiğini söyledi. Bu yaklaşımın Türkiye olan ilişkileri de zedeleyebilen bir yaklaşım olduğunu ifade eden Akansoy, insanların vatandaş yapılma beklentilerinin kullanılarak siyaset yürütülmesini “talihsizlik ”olarak nitelendirdi. Akansoy, bu işin üzerine düşülerek yasal bir mevzuata götürülmesi gerektiğini savundu.

“UBP-DP hükümetine güvenimiz yok”

Akansoy, Türkiye’de turkuaz kart adı altında orada yaşayan insanların yaşamlarını rahatlatmak adına daimi ikametgah izni verdiğine dikkat çekti. Akansoy, vatandaşlık konusunda UBP-DP hükümetine güveni olmadığını söyleyerek, “yapıcı olduk sonra, yasa önerileri ortaya koyduk sonra ne yazık ki bizi dikkate almayan bir yapı içine giriyorlar. Bu hükümetin bu ülkeye katacak hiçbir şeyi yoktur” diye konuştu. “Karşımızda her geçen gün ülkenin geleceğinden çalan bir hükümet vardır” diyen Akansoy, bunun sürdürülebilir olmadığını kaydetti.

“Bu tarz küçük oyunlar toplumun geleceğine dönük ihanettir”

Akansoy, Kıbrıs sorununda çok önemli bir aşamadan geçilmekte olduğuna işaret ederek, bütün dünyanın gözünün Kıbrıs’ta olduğunu söyledi. Akansoy, Akıncı ve Anastasiadis’in nüfus konusunda mutabakatı olduğunu hatırlatarak, bu kadar tarihi, bu kadar önemli ve uluslararası camianın gözlerini üzerimize diktiği tarihsel bir aşamada bu tarz küçük oyunların toplumun geleceğine dönük ihanet olduğunu kaydetti.

“Denktaş eline kılıcı almış Don Kişot gibi”

Akansoy, şunları belirtti, “Bizim Kıbrıs sorununu çözme konundaki iradeyi, Türkiye’nin bu konudaki resmi desteğini ve yapılan girişimleri göz ardı etmememiz gerekir. Dolaysıyla Kıbrıs konusu, vatandaşlık konusuyla da alakalıdır. Sayın Serdar Denktaş’ın açıklaması dünyaya meydan okuyan bir açıklamadır. Eline kılıcı almış don kişot gibi bizim yel değirmenlerine savaş açma lüksümüz yoktur”