Erçin Şahmaran’ın hazırladığı “SÖZ SİZDE” programında cezaevi ve gardiyanların sorunları gündeme getirildi. 

ADA TV de yayınlanan programın konukları, Kıbrıs Türk Gardiyanlar Birliği Başkanı Salih Kayalı, Başkan Yardımcısı Şenol Akcebel ve Genel Sekreter Özgür Edebali oldu. Kıbrıs Türk Gardiyanlar Birliği Başkanı Salih Kayalı, psikolojik yardım aldıklarını vurguladı. Kayalı, “Cezaevine girincee kadar ayaklarınız geriye gidiyor. Ama mecburuz. Para kazanmak, bir meslek sahibi olmak için”dedi. 

“EĞİTİMLER YETERSİZ” 

Kıbrıs Türk Gardiyanlar Birliği Başkanı Salih Kayalı’nın programda yaptığı açıklamalardan öne çıkan detaylar şöyle: 

“Cezaevinde göreve başlayıp da, birkaç ayda bırakıp giden arkadaşlarımız var. Bu da bu işin zorluğunu gösteriyor. Yıllardır beklediğimiz eğitim düzeni oluşturulmadı. Bir aylık bir eğitim, yetersiz bir ilk yardım kursu veriliyor. Bunlar kesinlikle yetersizdir. Yakın müdahale, psikolojik, acil sağlık yardımı ile ilgili eğitim verilmeli. Ama maalesef yok.” 

“PSİKOLOJİK YARDIM ALIYORUZ” 

“Cezaevine girinceye kadar ayaklarınız geriye gidiyor. Ama mecburuz, para kazanmak, bir meslek sahibi olmak için. En zoru cezaevinden çıkıp eve gitmektir. Ben yaşadığım birçok olayı aileme anlatmıyorum. Üzülmesinler diye, basınımız bazı konuları inanılmaz şekilde anlatıyorlar. Ailelerimiz bunlardan olumsuz etkileniyor. İhtiyacımız olduğu zaman psikolojik destek almamız gerek, şahsen ben ve bazı arkadaşlarım, zaman zaman psikolojik yardım alıyoruz.” 

“HEM PSİKOLOG, HEM DE SOSYOLOG OLMAYA ÇALIŞIYORUZ” 

“Genelde mahkûmlara karşı mesafeli durmaya çalışıyoruz. Cezaevi ortamına uyum sağlayabilmeleri için destek vermeye de çalışıyoruz. İletişim kurmaya, empati yapmaya çaba gösteriyoruz. Özellikle genç mahkûmlar bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. Onları anlamaya çalışıyoruz. Biz hem psikolog, hem de sosyolog olmaya, tecrübelerimizle onlara yardımcı olmaya gayret ediyoruz. Tek tip mahkûm profili yok. Sorunlarıyla birlikte gelen mahkûmlar var. İlk geldiği günden ağzında jilet olan insanlar var. Bunları yaşadık. İlk geldiğinde, yoklama yaptığımızda ağlayan kişiler gördük. On kişinin bir mahkûma saldırdığına tanık oldum. Nasıl müdahale edeceğiz, hiçbir teçhizatımız yok. Yere yatırıp kelepçe takmadan sakinleşmeyen mahkûmlar var. Peki, nasıl sakinleştireceğiz bu insanları? Bizlere yapılan küfürleri anlatsam, inanamazsınız. Bunlar haftalık değil, günlük sıradan yaşanan olaylar. Durdurabilmek kolay değil, ideal noktadan çok gerideyiz.” 

BAŞKAN YARDIMCISI ŞENOL AKCEBEL “CEZAEVİ SIRADAN BİR DEVLET DAİRESİ DEĞİL” 

Kıbrıs Türk Gardiyanlar Birliği Başkan Yardımcısı Şenol Akcebel de programda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin cezaevi konusunda çağ atladığına dikkati çekti. Akcebel, “Çağdışı bir cezaevimiz var. Bu ortamda sağlıklı bir yaşam alanını nasıl sunabilirsiniz” dedi.

Şenol Akcebel’in de açıklamalarından öne çıkan detaylar şöyle: 

“KENDİNİ ASAN BİR MAHKUMU BİZLER KURTARDIK” 

“Çağdışı bir cezaevimiz var. Bu ortamda sağlıklı bir yaşam alanını nasıl sunabilirsiniz? Türkiye bu konuda çağ atladı. Hem çalışana, hem mahkûma en iyi ortamı sağlıyorlar. Sonuçta cezalı bile olsa herkes insandır. Biz tecrübelerimizle hem arkadaşlarımıza, hem de mahkûmlara yardımcı oluyoruz. Kendini asan bir mahkûmu bizler kurtardık. Bu bir örnek, üstelik eğitimsiz. Bir aylık eğitim yetersiz. Bilgi, tecrübe yoksa olaylara nasıl müdahale edeceksiniz? Cezaevi sıradan bir devlet dairesi değil. Cezaevinde kadro eksikliği var. On kişi, kadrosu cezaevinde olmasına rağmen, torpille başka dairelerde çalışıyor. Bunların önüne geçilmesi gerek.” 

“YENİ CEZAEVİ BİNASI BİRÇOK SORUNU BİTİRECEK” 

“Kadro istediği kadar artırılsın. Yeni ve yeterli bir cezaevi binası yapılmazsa hiçbir faydası yok. Yer ayrılmasına, önemli bir maddi kaynağın aktarılmasına rağmen, yeni cezaevi yapılmasını başaramadık. Umarım emekli olmadan yeni cezaevini görürüm. Sosyal hayatımızda kendimizi cezaevinden soyutlamıyoruz. Başka konulara yönelerek rahatlamaya çalışıyoruz. Başka türlü olmuyor. Çünkü her gün muhtelif olaylar yaşanıyor. Bir yumurta yüzünden tartışma yaşandı geçtiğimiz gün. Bütün özgürlüğü alınan insanlardır bu insanlar. Mesafeyi korumak, kurallar çerçevesinde yardımcı olmak görevimiz. Gardiyanlar bunları bilecek.” 

“CEZAEVİ SUÇLU ÜRETİYOR” 

“Bu cezaevinde sorunlar bitmez. Altyapısı yok, kırk kişilik koğuşlarda ayrı ayrı suçlardan yatıyor insanlar. Cezaevi ıslah edici değil, en kötüsü de budur. Cezaevinin amacı insanları topluma kazandırmaktır. Ama bizim cezaevimiz suçlu üretiyor. İnsanları hapse atmakla bitmiyor iş. Bir genç geldi. İlk geldiği zaman hırsızlıktı suçu, daha sonra uyuşturucudan geldi, sonra da cinayet. Tüm suçlular, hükümlüler, tutuklular aynı yerde. Suçu olmayanlar bile daha kötü suçları içerde öğreniyor. Gençlerin, çocukların ayrı yerlerde tutulmaması gerek. Suçu ne olursa olsun, özellikle gençler bir defa geldi mi, daha sonra sık sık ve değişik suçlarla geliyor cezaevine. Bu gidişle, hem toplumu hem de cezaevini çok kötü günler bekliyor.” 

“CEZAEVİ SORUNU ÇIĞ GİBİ BÜYÜYOR” 

“Yirmi yıllık gardiyanım. İlk girdiğim zaman otuz mahkûm vardı. Bugün rakam üç yüz yirmi bir. Beş yüz altmış rakamını da gördü bu cezaevi. Yerde yatırılıyordu insanlar. Çözümü çift ranzalarda buldu siyasiler. İnsanları yerden alıp yukarı koyduk. Kırk kişilik koğuş, üç tuvalet, iki duş, genelde tuvaletlerin biri çalışmıyor, sular akmıyor, sabah yüzünü yıkayacak su bulamıyor insanlar. Mahkûmlar sorunlu, gardiyanlar sorunlu, maalesef hazırlanan yasalar kadük oluyor. Sadece bekliyoruz. Artık sıkıntılar had safhada, cezaevi sorunu çığ gibi büyüyor. Ne çalışanlar ne de mahkûmlar arasında huzur yok.” 

GENEL SEKRETER ÖZGÜR EDEBALİ “BU İŞ YATIŞ İŞ DEĞİL” 

Gardiyanlar Birliği Genel Sekreteri Özgür Edebali de yaptığı konuşmada, genç suçluların arttığına dikkati çekti. Edebali, yeni cezaevinin yapımına da daha fazla gecikmeden başlanılmasını istedi. 

Genel Sekreter Özgür Edebali’nin de programda yaptığı açıklamalardan öne çıkan detaylar şöyle; 

“BU İŞ YATIŞ İŞ DEĞİL” 

“Yeni cezaevinin yapımına daha fazla gecikmeden başlamalı. Tüm şartlar hazırdır. Tek eksik siyasi iradedir. Hükümetle müteahhitler birliği arasında bir sıkıntıdır sorun. Türkiye Adalet Bakanlığı 50 cezaevi yapacaktı, elli birinciyi de size hibe olarak yapalım dediler. Bizimkiler kalktı oturdu, illa biz yaparız dediler. 

Cezaevleri özel binalardır. Kurşun geçirmeyen camlar, retina özellikli güvenlik sistemleri. Biz de eğitim bile yok. Bizi eğittikleri yasa da falaka cezası var, mahkûmun sigara içmeme yasağı var. Böyle eski, çağdışı bir yasayla eğitiyorlar bizi. Fakat cezaevinin içi çok farklı. Birçok ülkeden Türkiye’ye eğitime giden gardiyanlar var. Bize sordular siz neden talep etmiyorsunuz bu eğitimleri? Bilmiyoruz ki. Türkiye de altı ay sürer eğitim, eğitimi geçen gardiyan olur. Bu iş yatış iş değil.” 

“GENÇ SUÇLULAR ARTIYOR” 

“Yaşanan kötü olayları, toplum konuşuyor unutuyor. Ama biz her gün yaşıyoruz, bu suçu işleyenlerle karşı karşıyayız. Sonuçta biz de insanız. En üzücü olan genç suçlular artıyor. Her defasında farklı suçlar işliyorlar. Cezaevi ile ilgili çok haber yapılıyor. Gardiyanlarla ilgili çok tartışma var. Bir arkadaşımız bir suç işledi, birine uyuşturucu teminin de yardımcı oldu. Yine başka gardiyanlar bunu tepsi etti. Başka cezaevlerinde para olayı yoktur. Para dönmediği için, uyuşturucu da girmez, başka olaylarda olmaz. Bir başka önlem olarak da, çok iyi koruma ve arama sistemi kurmaktır. Cezaevine araç girmemeli, kim olursa olsun titizlikle aranmalı. Türkiye de Sincan cezaevine Bakan bile cep telefonu ile ve güvenlik sistemlerinden geçmeden giremez. Bu personele de güç veriyor.” 

“EĞİTİM DİYE BİR ŞEY YOK” 

“Üç mahkûm uyuşturucudan bayıldı. Tanık oldum, ne yapacağımı şaşırdım. Çünkü eğitim almadım, davranmamam gereken şekilde davrandım. Neden krize girdiklerini anlayamadım. Bunun eğitimleri var. Biz bunları bilmiyoruz. Bu eğitimleri herkes veremez, eğitmen olması gerek ve bizim eğitmenimiz yok. Dünyadaki sistem sizi mahkûmla, onların aileleri yüz göz etmez. Çünkü sistem ve kurallar bellidir. Herkes de buna uyar. En acı gerçek cezaevindeki sistemsizliktir. Sistem kurmak da zor değildir. Bunun yöntemleri var. İki veya tek kişilik koğuşlar mesela. Bunlarda yeni bina ile aşılabilir.” 

“MESLEKTAŞLARIMIZ YANIMIZDA OLSUN” 

“Yeni cezaevinin yapılması da tek başına sorunları çözmeyecek. Sistemle, eğitimle, ayıklanacak gardiyan profiliyle, hepsi bir bütün olacak. Yeni binaya odaklandık, çünkü sorunlarımızın çok önemli bir kısmını sona erdirecek. En başta meslektaşlarıma sesleniyorum, yanımızda olsunlar, yeni binanın yapılması sürecinde bize destek versinler.”