Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı, 19 Nisan’ın tarihe, Kıbrıs Türk toplumunun iradesini göstereceği bir dönüm noktası olarak geçeceğini vurguladı.

Akıncı dün seçim çalışmaları çerçevesinde yoğun bir günü daha geride bıraktı.

Programına Serdarlı/Çatoz’daki Kültür Sanat Festivali’yle başlayan Akıncı, sırasıyla, Mehmetçik/Galatya Eko Gün, Yiğitler/Arçoz Gafgarıt Festivali ve Lefke Portakal Festivallerine katıldı. Vatandaşlarla sohbet ederek tüm stantları gezen Akıncı, alış veriş de yaptı. Akıncı daha sonra Doğancı/Elye’ye geçerek burada kedini karşılayan coşkulu bir kalabalığa hitap etti.

Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı, bu sabah da Girne’de sırasıyla Polis Müdürlüğü, Akçiçek Hastanesi, Kaymakamlık, Tapu Dairesi, Sosyal Hizmetler, Çalışma ve Vergi Daireleri, İhtiyat Sandığı ve Yeni Limana giderek çalışanlarla bir araya geldi.

“Daha aydınlık bir geleceği el birliğiyle inşa edeceğiz”

Doğancı/Elye’deki konuşmasına bu beldeye verdiği özel önemi vurgulayarak başlayan Akıncı, “Burası barışın kardeşliğin, dostluğun ve aynı zamanda sevginin yeri. Beni bu sevgiyle kucakladığınız karşıladığınız için hepinize yürekten teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Din, dil, ırk, köken fark gözetmeden hep birlikte daha aydınlık mutlu bir geleceği el birliğiyle inşa etmek için yola çıktıklarını kaydeden Akıncı, 19 Nisan’dan sonra, gençlere çok daha güzel bir gelecek vaat eden bembeyaz bir sayfa açılacağını vurguladı ve “19 Nisan tarihe bir dönüm noktası olarak geçecek” dedi.

Akıncı konuşmasını şöyle sürdürdü:

Elye’nin Kıbrıs’ın barış mücadelesi tarihinde ayrı bir yeri var. O nedenle burada olmaktan ayrı bir mutluluk duyuyorum.

O dönemlerde iş başına getirilenler, burada dile getirilen arzuların gereğini şu ya da bu nedenle yerine getirmediler ya da getiremediler. Artık geleceğe dönük olarak çok fazla fırsatımız kalmadı. Kıbrıs’ta federatif anlamda, barış içinde yaşayabileceğimiz bir geleceği kurmak için her iki tarafın mevcut fırsatları doğru değerlendirmesi gerekiyor. İşte ben bu nedenlerle; gelecek kuşaklara bu anlamda duyduğum sorumluluk duygusuyla “yola çıktım.”

akinci-doganci2.jpg

“Cumhurbaşkanlarının doğruyu görme, gösterme sorumluluğu vardır”

Konuşmasında gençlerin en büyük sorununun işsizlik olduğunun altını çizen Akıncı, zor şartlar altında ülkede tutunmaya çalıştıklarını vurguladı. Akıncı ‘Bir sandviç parasına Lefkoşa’ya gidip geliyoruz’ diyen gençler olduğunu ifade ettiği konuşmasında, özel sektörle kamu sektörü arasındaki uçurum ve kamunun kendi içerisinde yaratılan büyük eşitsizliğe de yer verdi.

Akıncı sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu bir partiler seçimi,  meclis seçimi değil. Cumhurbaşkanı seçeceğiz; Kıbrıs Türk toplumunun liderini seçeceğiz.  Cumhurbaşkanlarının doğruyu görme, gösterme, rehberlik yapma sorumluluğu var. Adaletsizlik olduğunda karşı çıkma ve seslendirme görevi vardır.

Bu ülkede cumhurbaşkanının ve hele bu dönemde adayların, etliye sütlüye karışmama, suya sabuna dokunmama hakkı yoktur. Eğer bir genç insanın evi basılıp kapısı kırılıyor, kelepçelenerek götürülürken, teyzesi dedesi tartaklandığı iddiaları yer alıyorsa,  buna ses vermek lazım. Başlamış bir hukuk süreci var. Böylesi bir konuda sessiz kalınamaz. Cumhurbaşkanı’nın hukuk sürecinin tamamlanmasını istemek hakkı var.

Eğer yanı başımızda Akkuyu’da nükleer santral kuruluyorsa, Japonya’da yaşanan nükleer felakete benzer kazalar bizi nasıl etkiler diye uyarı yapma sorumluluğu var. Her ülkede enerji açığını kapatmak önemli ama enerjiden önemli bir şey vardır ve o da insan hayatıdır, sağlığıdır, can güvenliğidir; gelecek kuşakların bu topraklarda sağlıklı yaşamasıdır.

“Bu topraklarda bir zeytin ağacı gibi kök salacağız”

Bu seçim bu ülkede bir zeytin ağacı gibi kökleşeceğimiz seçimdir. Amblemimiz üzerinde zeytin taneleri de olan zeytin dalıdır.  Zeytin dalı barış, ama aynı zamanda üretimi simgeler. Zeytin, kuzeyiyle güneyiyle tüm Kıbrıs’ın, ama aynı zamanda Akdeniz’in, barışın simgesidir. Zeytin ağacı kökleşmek ve bu topraklarda var olmak anlamını da taşır. Zeytin dalının kazanacağı seçim, ‘bu topraklarda varız, var olacağız’ demek anlamına gelecek.”

Akıncı bu nedenle siyasi görüşü, ideolojisi ne olursa olsun, Memuru, işçisi, köylüsü, emeğiyle, alın teriyle geçinen insanlarımız, sivil toplum örgütleri, gençler, kadınlar, iş insanları, aydınlar; bu ülkenin geleceğini düşünen barış içinde mutlu huzurlu gelecek arayan tüm insanların desteğini aldığını vurguladı.

Her gittiği yerde insanlardan büyük yakınlık ve ilgi gördüğünü ifade eden Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ben halkın gözlerinde bu seçimin galibi olacağımızı görmekteyim ve öyle olacak. Ama benim bile tahminlerimi aşan bir rüzgâr var. Bu rüzgâr, ciddi bir şekilde fırtınaya dönüşüyor.

14 Nisan akşamı Girne Kapısı İnönü Meydanı’ndaki “Cevap Meydanda” şöleninde, bu fırtınaya dönüşen rüzgâr kasırgaya dönüşecek ve bir oy patlaması ile birinci turdan bu işin bitme ihtimali doğacak. Bunu birlikte başaracağız.

Başka adayların makamları, paraları, kiralık arabaları olabilir, ama bir şey eksik; o da parayla satın alınmaz. O, inançtır,  güvendir ve bu yolculuktaki kararlılıktır.”

akinci-festival-serdarli.jpg

akinci-festival-serdarli1.jpg

akinci-mehmecik-festivali1.jpg