Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, dönüşümlü başkanlığın siyasal eşitliğin kaçınılmaz sonucu olduğunu söyledi.

İki kesimli, iki toplumlu ve siyasal eşitliğe dayalı federal yapıya işaret eden Akıncı, “Kıbrıslı Türk’ün hiçbir zaman bu yapının başına geçemeyeceğini söylüyorsak, orada siyasi eşitlik yok demektir. Bu konuda ısrarlıyız. Bu konu gündemdedir. Sanıyoruz ki bir uzlaşmayla sonuçlanacaktır. Şu anda bu konuda bağlanmış bir durum yok. Olumlu şekilde bağlanmasını umuyoruz” dedi.

Akıncı, toprak, mülkiyet, yönetim ve güç paylaşımı, AB ve ekonomi gibi konularda iki tarafı tatmin edecek bir uzlaşıya varılması halinde garantiyle ilgili de bir çıkış bulunabileceğine inandığını ifade etti.

Garantinin iki toplumun müzakere sürecinde kendi başına çözebileceği bir konu olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Garantör konumda olan 3 ülkenin iki toplumla uzlaşması gerek. Bu alanda henüz yeni bir sunum yok. Eğer diğer alanlarda ciddi bir uzlaşma noktasına yaklaşırsak, bu konuda bir çıkış yolu bulunabileceğine inanıyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum lider Anastasiadis’le bugün 9’uncu kez görüştüğünü de ifade ederek, başladıkları noktada olmadıklarını, olumlu yönde yol aldıklarını, birbirlerini suçlayan ve kendi pozisyonlarını tekrarlayan bir süreç yürütmediklerini söyledi.

AKINCI’DAN LİDERLER GÖRÜŞMESİ HAKKINDA AÇIKLAMA

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’le ara bölgede yaptığı görüşmenin ardından Cumhurbaşkanlığı’na dönüşünde basına açıklama yaptı, soruları yanıtladı.

“MEVCUT DURUMU GÖZDEN GEÇİRDİK”

Mustafa Akıncı, Nikos Anastasiadis yapıcı bir görüşme gerçekleştirdiklerini kaydederek, mevcut durumu gözden geçirdiklerini anlattı.

Akıncı, “Bugüne kadar yapılan çalışmaları, müzakere heyetlerinin yürüttüğü çalışmalar sonrasında vardığımız noktayı çeşitli başlıklar altında bir kez daha gözden geçirdik. Tek bir noktaya yoğunlaşıp kalmış değiliz. Yapıcı bir görüşme gerçekleştirdiğimizi düşünüyorum” dedi.

“EN KISA SÜREDE ÇALIŞMALARIMIZI OLUMLU BİR NOKTADA SONLANDIRMAYI HEDEFLİYORUZ”

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin liderler adına yaptığı açıklamaya işaret eden Akıncı, “Önümüzdeki süreçte daha yoğun bir çalışma temposuna girmeyi ve mümkün olan en kısa sürede çalışmalarımızı olumlu bir noktada sonlandırmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

cb-akinci-gorusme-sonrasi-aciklama-(2).jpg

“MÜZAKERECİLERDEN İSTEDİĞİMİZ BAZI ÇALIŞMALAR VAR…”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, gelecek ay 12 Ekim ve 30 Ekim olarak saptanan 2 görüşmeleri olduğunu anımsatarak, “Müzakerecilerin daha sık buluşmaya devam edecek. Kendilerinden istediğimiz bazı çalışmalar var, onları da yapacaklar. Kasım ayıyla birlikte daha yoğun bir çalışma temposuna girmeyi hedefliyoruz” dedi.

Akıncı, bir soru üzerine, “Kasım ayında 4 defa ya da 5 defa buluşacağız diye kesin bir rakam koymadık. 6 da olabilir, 7 defa olabilir. Ya da 4–5 defa olamıyorsa aralıkta sıklaştırabilir. Çünkü yurtdışı programlar da söz konusu” ifadesine yer verdi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı şöyle devam etti:

“Sayın Anastasiadis’in konumu, dünyada tanınmış olmanın gereği bizden daha sık seyahat etmek gibi bir durumu var, çok hoşlanmazsak da böyle bir gerçeklik var.

Ancak o da şunu farkındadır ki kasım ile aralık ayları bizim çok yoğun çalışmamız gereken aylar. Güney’deki seçimler nedeniyle mayıstan bahsettim. Tabi o tarihe kadar her şey bitmezse dünyanın sonu değil. Ama bir seçim var ve bu seçim yeni hassasiyetler demek. Mümkün olursa başlattığımız bu süreci en erken zamanda bitirmek, Sayın Anastasiadis’in de benim de arzumuzdur.

Kasım ayında birkaç günlüğüne benim de bir yurtdışı ziyaretim olacak. Araya ne kadar fazla görüşme sıkıştırabilirsek sıkıştıracağız. Ancak aralıkta da bunu devam ettireceğiz. Yetiyorsa ve bitiriyorsak ne ala, yetmiyorsa elbette ocakta da yoğun şekilde çalışacağız.

Hedefimiz, açıklanmamış, ortak metin hale getirilmemiş dahi olsa, bu tarihe kadar bir sonuca ulaşmak…”

“MÜZAKERELERDE 4 AY ÖNCEKİ NOKTADA DEĞİLİZ”

Bir basın mensubunun “müzakerelerde nerdeyiz?” sorusu üzerine Akıncı, “Müzakerelerde 4 ay önceki noktada değiliz kesinlikle... Anastasiadis ile buluşmaya 11 Mayıs günü Ledra Palace’ta bir akşam yemeğiyle başladık. Bugün 9’uncu görüşmemizi yaptık. Kesinlikle olumlu yönde yol aldık” şeklinde konuştu.

“ZOR BİR KONUYU ÇÖZMEYE ÇALIŞIYORUZ…

“Elbette her konu çözümlenmiş, halledilmiş değildir” diyen Mustafa Akıncı, şunları kaydetti:

“Her şey halledilmiş olsa, müzakerelerin bittiğini ilan ederdik. Zor bir konuyu çözmeye çalışıyoruz. Yılların biriktirdiği, kalıplaştırdığı tutumlar, davranışlar, pozisyonlar var. Biz o pozisyonlardan ayrılıp makul bir noktada buluşmayı, anlaşmayı deniyoruz.”

“BİR ZOR VE DOĞRU OLANIN PEŞİNDEYİZ”

Hedefin çözüm olduğunu vurgulayan Akıncı, “Her toplantı sonrasında birbirini suçlayan, kendi pozisyonunu tekrarlayan bir müzakere süreci yürütmüyoruz” diyerek şunları ekledi:

“Hedef çözüm olunca bu kolay bir süreç değil. Anlattığım tarz, geçmişte yaşanan tarz bir müzakere süreci çok kolay süreçti. Tarafların sürekli kendi pozisyonlarını tekrar etmeleri kolay bir süreçtir. Sonuç getirici değil. Biz zor ve doğru olanın peşindeyiz.”

“KARAMSAR DEĞİLİM… MAYIS 2016’DAN ÖNCE…”

“Ben karamsar değilim” diyen Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, mesafe kat edildiğini gördüğünü söyledi ve şöyle konuştu:

“Zor başlıklar var. Mülkiyet gibi… Bu başlıklarda, daha yavaş gelişmeler olmasını beklemek doğru olur diye düşünüyorum. Sonuç almayı çok fazla geciktirmek gibi bir düşüncemiz de yoktur. Mayıs 2016’da Güney’de parlamento seçimleri yapılacak. Bizim tercihimiz o güne ulaşmadan Kıbrıs sorununda kapsamlı bir çözüme ulaşabilmektir. Çünkü ister istemez seçimler, başkanlık seçimi olmasa dahi hassas dönem demektir. Çalışmalara istesek de istemesek de etkisi olmaktadır. Mümkün olan en büyük ilerlemeyi ve mümkün olursa sonuca ulaşmayı Mayıs 2016’dan önce sağlamak tüm tarafların yararınadır.”

cb-akinci-gorusme-sonrasi-aciklama-(3).jpg

“RUM TOPLUMUNUN ACILARINI DA TANIMAK GEREKİR”

Bir basın mensubunun BKP ve AKEL heyetlerinin şehitliğe yaptığı ziyaretle ilgili sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Akıncı şunları söyledi:

“Geçmiş acılardan dersler çıkarmak Kıbrıs’ın geleceği için son derece önemlidir. Acı olaylar yaşandı. Muratağa-Atlılar-Sandallar da bizim tarihimize üzülerek anımsayacağımız acı bir olay olarak geçmiş bir katliamdır. Ne yazık ki, bunlar yaşandı...

Rum toplumunun acılarını da tanımak gerekir. Onlar da bu adada acılar çektiler ve bütün mesele bunlardan ders çıkararak yeni bir gelecek kurmaktır. Bizim yapmaya çalıştığımız da budur. Çözüm çabalarını sürdürürken birbirimizin acılarını tanımaya, diğer toplumun da ne hissettiğini anlamaya çalışmaya gayret ediyoruz.

UZLAŞMA KOMİTELERİ

Ben ilk günden beri verdiğim tüm mesajlarda buna özen gösteriyorum. Yaşanmışlıklar tek taraflı değil. Her iki tarafın da acıları vardır. Bu gibi acılar dönemler geçiren toplumlarda, ‘gerçek nedir, nerededir’ ve toplumların geçmişleriyle yüzleşmesini sağlamak için kurulan uzlaşma komiteleri vardır. Güney Afrika’da bu yapılmıştır. Yeri ve zamanı gelince Kıbrıs’ta da benzer yaklaşımlar olabileceğini düşünüyorum.

“YAPILAN İŞİN YANLIŞ OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM”

Hassas olan toplum kesimlerine yaklaşım gösterirken belki de daha dikkatli ve daha üsluba özen göstererek, belki onlarla diyalog kurarak, öncesinde ortamı hazırlayarak yaklaşmakta yarar vardır. Ama son tahlilde de yapılan işin yanlış olduğunu düşünmüyorum. Elbette kötü niyetle bir iş değil. İyi niyetle yapılmış bir iştir. Belli ki öncesinde biraz daha dikkatli hazırlıklar yapılması gerekiyor, bu tür durumların bir daha yaşanmaması için…”

“NULAND İÇİN AYRI BİR GÜNDEM MADDEMİZ YOK… YAŞADIĞIMIZ NEYSE ONUNLA DA AYNI ŞEYLERLE PAYLAŞACAĞIZ”

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Victoria Nuland’ın yarın gerçekleştireceği ziyaretle ilgili soruyu da yanıtlayan Akıncı şunları kaydetti:

“Nuland için ayrı bir gündem maddemiz yok. Şu anda yaşadığımız neyse onunla da aynı şeylerle paylaşacağız. Ancak, Amerika Birleşik Devletleri sürece destek olduğunu söyleyen önemli bir ülke. Sürece ilgi göstermeleri doğal.

Nuland 11 Şubat 2014 uzlaşmasının sağlanmasına olumlu katkı koyan bir isim. Kendisine bizim bakış açımızdan olayın nasıl geliştiğini anlatma fırsatı bulacağız. Kıbrıs Türk halkının hassasiyetlerini onunla da paylaşmak isteriz elbette.

Hedefimizin her iki tarafın da kaygılarını dikkate alan bir çözüm olduğunu kendisiyle paylaşacağız. ABD’nin de çözüme katkı yapabileceği alanlar elbette ki vardır.

Bu süreç bir BM sürecidir, AB süreci olmadığı gibi, bir ABD süreci de değildir. AB’nin oynayacağı olumlu roller olduğu gibi, inanıyorum ki ABD de bu sürece katkısını koyabilir. Tarafların kabul edebileceği çerçevede...”

“KIBRIS’TA ÇÖZÜMÜN NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞUNUN ALTINI ÇİZME FIRSATIMIZ OLACAK…”

Nuland ile ilgili soruyu yanıtlarken, Doğu Akdeniz’de istikrarın ne kadar önemli olduğuna işaret eden Akıncı şunları da söyledi:

“Doğu Akdeniz’de bir enerji olayı var. Bu Amerika’nın da değer verdiği, benim de çok önemsediğim bir konu.

Doğu Akdeniz’de bulunacak yeni ek kaynaklarla birlikte Kıbrıs’ın doğal gazının muhtemelen İsrail gazıyla da birleştirilerek belki gelecekte, Türkiye’nin Mısır ve İsrail ile ilişkilerinin gelişmesine paralel olarak bir enerji koridorunun yaratılması… Bu doğal gazın Türkiye üzerinden Avrupa Birliği’ne taşınmasını, bunun yanı sıra ekim ayı sonunda Türkiye’den gelmesini beklediğimiz suyun ileride kapasite artırımına da giderek Kıbrıs’ın bütününde kullanılır hale gelmesi…

Belki gelecekte bu teknoloji yaşamını başarıyla sürdürürse, sürdürülebilir bir altyapı olduğu kanıtlarsa, ki öyle olacağını umuyoruz ve istiyoruz bunun belki buradan Ortadoğu’ya su aktarımına yeni yollar açabileceğini öngörerek Nuland’a daha büyük bir resim içinde Kıbrıs’ta çözümün ne kadar önemli olduğunun altını çizme fırsatımız olacak.

Yani konu sadece Kıbrıs noktası değil, bunun ötesindedir. Bu adada bir barış çevreye de olumlu yansımalar yaratacak diye düşünüyorum. Özellikle Ortadoğu’nun bugün içinde bulunduğu durumda...”

cb-akinci-gorusme-sonrasi-aciklama-(5).jpg

“GARANTİ EDİLECEK ŞEY FEDERAL YAPIDIR”

Bir basın mensubunun Rum Sözcü’nün garantiler ve dönüşümlü başkanlık konusundaki açıklamalarını işaret etmesi üzerine Akıncı şunları kaydetti:

“Garantilerle ilgili öteden beri söylediğim bir şey var. Aynen geçerlidir. Biz garantilerin, garanti edilecek olan şey ortaya çıktıktan sonra ancak gündeme geleceğini söylüyoruz.

Garanti edilecek şey federal yapıdır. O federal yapıyı oluşturur, garanti dışında kalan, toprak, mülkiyet, yönetim, güç paylaşımı, AB, ekonomi gibi bütün başlıklarda iki tarafı da tatmin edecek bir uzlaşmaya varırsak garanti konusunu da tarafları tatmin edecek çerçevede halledebileceğimize inanıyorum.

Henüz bu noktada değiliz. Garanti konusu iki toplum müzakere sürecinde kendi başlarına çözebilecekleri bir konu değil. Çünkü bu uluslararası niteliği olan bir anlaşma.

Yani ‘ben bu anlaşmadan çekildim’ diyen bir Yunanistan’ın bu tavrıyla bitmez bu konu. Garantör konumda olan 3 ülkenin de uzlaşması lazım, iki toplumla birlikte. Haliyle bu alanda yeni bir sunum yok. Size inancımı teyit ediyorum; eğer diğer alanlarda ciddi bir uzlaşma noktasına yaklaşırsak, bu konuda bir çıkış yolu bulunabileceğine inanıyorum.

Dönüşümlü başkanlığı biz siyasal eşitliğimizin kaçınılmaz bir sonucu olarak görüyoruz. Kıbrıs’ta bulacağımız federatif yapı iki kesimli, iki toplumlu ve siyasal eşitliğe dayalı olacağını söylediğimiz bu yapıda bir Kıbrıslı Türk’ün hiçbir zaman bu yapının başına geçemeyeceğini söylüyorsak, orada siyasi eşitlik yoktur demektir. Bu konuda ısrarlıyız. Bu konu gündemdedir. Sanıyoruz ki bir uzlaşmayla sonuçlanacaktır. Şu anda bu konuda bağlanmış bir durum yok. Olumlu şekilde bağlanmasını umuyoruz.”