Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, "Eşitliğin, güvenlik ve özgürlüklerin olmadığı yerde bir anlaşma mümkün değildir. bu üç temel unsuru sağlayacak bir anlaşmaya biz varız" dedi.

Türkiye'ye çalışma ziyaretinde bulunan Akıncı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ortak basın toplantısı düzenledi.

Akıncı, Ankara'ya yaptığı ziyaretin iki amacının olduğunu belirterek, bunlardan birinin Kıbrıs sorununun geldiği aşamada durum değerlendirmesi yapmak ve 2016'yı gerçek anlamda barış ve çözüm yılı yapmak için var güçle çalışmaya devam etmek olduğunu dile getirdi.

Bunun yanında ziyaretin bir amacının daha olduğunu belirten Akıncı, "O da 15 Temmuz gecesi Türk milletine ve devletine, Türkiye'nin seçilmiş sivil yönetimine, sizlere yönelen malum darbe girişimi sonrasında 240 kardeşimizin yaşamını yitirdiği, 2 bine yakın insanımızın yaralandığı o olay karşısında bir kez daha Kıbrıs Türk halkının dayanışmasını sizlere iletmekti." dedi.

Bugünkü ziyaretinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ı, TBMM'yi ve Özel Hareket Merkezini ziyaret ettiklerini, Başbakan Binali Yıldırım ile görüştüklerin anımsatan Akıncı, darbe girişiminde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet ve yaralılara da acil şifalar diledi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, "Sizler o akşam gerçek bir liderlik sergilediniz. Hepimiz gözlemledik. O gerçek liderlik beraberinde Türk halkının gerçek bir vatanseverliğini tetikledi. Binlerce, onbinlerce insan sokaklara döküldü, tankların önünde vücutlarını siper ettiler, canlarını verdiler veya vücutlarının bir parçasını tankların paletleri altında bıraktılar. TBMM bombaların altında toplanabildi, milletvekilleri bir araya gelebildi. Bu milletvekilleri o Meclisi o akşam açık tuttular. Tüm bunlar, öyle sanıyorum ki bu ulusun tarihine altın harflerle yazılacak bir menkıbedir ve destandır. Temenni ediyorum ki demokrasiye layık olduğunu bu kadar kanıtlamış olan bu halk, demokratik hukuk devleti içerisinde yaşamını bir daha sarsılmayacak şekilde, bir daha bu tehditlerle yüzleşmeyecek bir biçimde yaşamını devam ettirecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Kıbrıs Türk halkı olarak ilk andan itibaren, televizyonlara bu haberlerin düştüğü andan itibaren Türkiye'de demokrasinin yanında saf tuttuklarını kaydeden Akıncı, "Türkiye'de sivil yönetimin, seçilmiş insanların ve sizlerin yanında saf tuttuk. Bunu tereddütsüz yaptık. 'Sabah olsun bakalım hangi taraf terazide ağır basacak' diye beklemedik, bekleyemezdik. Çünkü bizler de demokrasiye inanan, demokratik hukuk devletine inanan insanlarız. Kıbrıs Türk halkı bir bütün olarak bu davranışını sergiledi." ifadelerini kullandı.

"EŞİTLİK, ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLİK"

Kıbrıs müzakereleri hakkında ise Akıncı, Kıbrıs'ta artık gerçekten bir dönüm noktasına ulaştıklarını düşündüğünü söyledi. Akıncı, şunları kaydetti:

"Sayın Anastasiadis ile aynı kuşağın insanlarıyız. Bizim neslin son denemesini yapıyoruz. Ya 2016 yılı çıkmadan Kıbrıs'ta bir çözüme ulaşacağız ya da 2017 ile birlikte 2018 Şubat'ındaki Güney'deki seçimlerin propaganda sürecinin başlamasıyla birlikte bu fırsat penceresi de kaybolup gidecek. Her zaman yaptığımız uyarılara rağmen, 2017 yılı girdiğinde yeniden 'münhasır ekonomik bölge' dedikleri alanda Kıbrıs Türklerinin de hakkı olan alanda, doğal zenginliklerin araştırılması filan derken, yeni gerginlikleri tetikleyecekler. Yeni bir BM Genel Sekreteri gündeme gelecek. Dosyasını öğreninceye kadar, bu fırsat penceresi kapanıp gidecek. Onun için biz diyoruz ki; akıl ve mantık yolu 2016 yılı çıkmadan artık bu işi bir uzlaşmayla noktalamaktır. Doğu Akdeniz'deki doğal zenginliler bir gerginlik vesilesi yapmak değil bir işbirliği alanı haline dönüştürmektir."

Türkiye ile Yunanistan arasında yeni gerginlikler değil yeni işbirliği köprüleri kurmanın akıl işi olduğuna dikkat çeken Akıncı, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin ve bizlerin geleceği de barıştadır, huzurdadır ve işbirliğindedir. Sizlerin desteğini her zaman yanımızda hissetmek bize güç veriyor. Dolayısıyla önümüzdeki 23 Ağustos-14 Eylül sürecinde yedi toplantımız daha var. Onun ardından BM Genel Kurulu gündeme gelecek. Belki onun sonrasında bu 7 toplantıda iyi ilerlemeler sağlanabilirse eylül ayının sonunda doğru daha umutlu olabileceğimiz yeni süreçlere kapı açılabilir. Sizlerin de desteğiyle bu yolda ilerlemeye devam edeceğiz. Temenni ederim ki diğer tarafta bize bu fırsatı verir. Onlar da aynı paralelde yürürler. Çok önemli üç temel unsuru içerecek bir anlaşmayı elbirliğiyle sağlarız. Nedir bunlar? Eşitlik, özgürlük ve güvenlik. Eşitliğin, güvenlik ve özgürlüklerin olmadığı yerde bir anlaşma mümkün değildir. Bu üç temel unsuru sağlayacak bir anlaşmaya biz varız."

"TÜRKİYE'DE OLDUĞU GİBİ KIBRIS'TA DA GEREKEN YAPILACAKTIR"

Akıncı, bir daha yaşanan bu travmanın tekrarlanmamasını dileyerek, "Demokrasiden, hukuktan, özgürlüklerden ve sivil yönetimden yana olan Kıbrıs Türk halkı elbette kendi topraklarında ister adı 'FETÖ' olsun ister bir başka terör örgüt olsun hiç bir zaman kendi topraklarında bunların yeşermesine fırsat vermeyecektir. Bu konuda geçerli bilgiye, belgeye ve doğru kaynaklardan beslenecek olan istihbaratla eğer varsa bunların kökünün kuruması için de Türkiye'de olduğu gibi Kıbrıs'ta da gereken yapılacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

Demokratik hukuk devleti içerisinde elbette kurunun yanında yaşların yanmasına da cevaz vermeyecek bir anlayışın da sergilenmesi gerektiğinin altını çizen Akıncı, " Kıbrıs küçük bir yer, dedikodusu bol olan bir yer. Namık Kemal, Kıbrıs'ın hep dedikodusundan şikayet edermiş, bir de sivrisineğinden. Dedikodu, çekememezlik veya bazı gammazlıklarla günahsız bir takım insanların da boş yere suçlanmasını da istemeyiz tabii ki demokratik bir hukuk devleti olan KKTC'de. Burada siz de istemezsiniz eminim. Bu çerçevede elbette tüm bilgi, belge ve istihbarat, bize KKTC'de 'Böyle bir odak var ve bu Fetullahçı Terör Örgütü odağıdır veya bir başka odaktır, bunların demokrasiyle alakası yoktur, bunlar tüm yaptıkları fesattır başka bir şey değildir' diye bu bilgi geldiğinde hiç tereddütsüz bunların üzerine gidecek devlet makamları vardır KKTC'de. Bundan hiç endişeniz olmasın" diye konuştu.