Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bu yıl 40’ıncısı yapılan Uluslararası Fuar’ın açılışında yaptığı konuşmasında Kıbrıs Türk üretici ve ithalatçılarıyla Türkiye’den gelen ürünlerin sergilendiği bir fuar olmaktan gerçek bir uluslararası fuara dönüşmesi için Kıbrıs sorununun çözümünün gerekli olduğunu söyledi.

“40. Uluslararası Fuar dedik adına ama ben gerçekçi olmayı seviyorum. Uluslararasılığı 40 yılda yaratamadık” diyen Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı şöyle devam etti:

“İşin gerçeği şu ki bu fuar Kıbrıs Türk üretici ve ithalatçılarıyla Türkiye’den gelen kardeşlerimizin ürünlerinin sergilendiği bir fuar halindedir. Bunun da bir tek nedeni var o da Kıbrıs sorununun ta kendisidir. Temenni ediyorum ki gelecekte gerçek anlamda uluslararası fuar dediğimizde içinin de dolu olduğu, başka ülkelerin de dahil olabileceği bir fuarı, böylesine bir fuarın da yaşandığını bu ülkede görelim gösterebilelim. Bunun için Kıbrıs sorununu çözmemiz gerektiğinin bilinci içinde davranmamız lazım, gerçekçi olmamız lazım”.

"EŞİTLİK, GÜVENLİK, ÖZGÜRLÜK"

Önümüzdeki ayların Kıbrıs sorunu açısından kritik ve önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Kıbrıs Türk halkının bana verdiği görev ve sorumluluk çerçevesinde bunları omuzlarımda hissederek süreci yürütüyorum. Bu süreçte desteğe ihtiyacım vardır. Kıbrıs Türk halkının eşitliğini, güvenliğini, özgürlüğünü müzakere masasında savunarak her iki toplumun da meşru hak ve yararlarını gözetecek bir çözüm için sonuna kadar uğraşlarımı sürdüreceğim” dedi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, çözüm yolunda ilerlerken KKTC’nin ekonomisi ve demokrasisi ile güçlenmesi, kurumsal yapısının gelişmesinin de son derece önemli olduğunu ifade etti.

“Toplumumuzun kendi ayakları üzerinde durabilmesi ve gelecekte federal bir yapıda ve Avrupa Birliği içerisinde yaşayıp yarışabilmesinin koşulu da budur” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, “Kurumsal yapımızı güçlendirmek, ekonomimizi güçlendirmek, belli standartları yakalamak, kaliteli üretim yapabilmek ve bunları elbette pazarlayabilmek önemlidir. Bu çerçevede atacağımız adımlar son derece önemlidir ve yakın bir gelecekte temenni ediyorum ki burada bulacağımız yaşayabilir ve adil bir çözümle hem bizim hem de Türkiye’nin gelecekteki ilişkilerine de katkı yapmış olalım” dedi.

_2n_7970.jpg

"REKABETİ ZORLAŞTIRAN UNSURLAR"

“İşin esası üretimdedir. Üretmek ama standartlara uygun, kaliteli ve uygun fiyata üretmek son derece önemlidir” diyen Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, şöyle devam etti:

“Bunu yaptığımız zaman bu çağda aşamayacağımız engel olmadığı kanaatindeyim. Evet ambargoların yarattığı haksız durumlar var. Mesela güneyde bir konteynerin bir yerden başka bir yere nakil fiyatı ile bize geliş ve gidiş fiyatları arasında gerçekten ciddi farklılıklar vardır. Bunlar rekabeti zorlaştıran unsurlardır, bunu her zaman iş insanlarımızdan, ihracatçılarımızdan, ithalatçılarımızdan bir yakınma olarak dinlemekteyiz. Ama iyi kalitede, iyi standartta ve uygun fiyatta ürettiğimiz ürünleri bir şekilde satmanın yolunu bulmak artık bu çağda mümkündür. Artık global bir köyde yaşıyoruz, bunun getirdiği geçmişte olmayan bir takım avantajlar vardır, bunların imkanlarını bulmamız lazım”.

"EN MAKUL ENERJİ YOLU"

Büyük resme odaklanıldığı zaman Doğu Akdeniz’deki enerji yataklarının piyasa sürülebilmesinin en kestirme, en akılcı, en makul yolunun Türkiye üzerinden taşınması olduğunun görüldüğünü belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, “Bunun dışındaki formüller çok daha büyük maliyetlere, çok daha fazla zaman harcamalarına neden olacaktır” dedi.

“Bunun yaşama geçebilmesinin en önemli unsurlarından birinin de Kıbrıs’ın geleceğidir” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, “Kıbrıs’ta bulunacak çözüm hem Kıbrıs Türkü’nü hem Türkiye’yi Doğu Akdeniz enerji denkleminin vazgeçilmez bir unsuru haline getirecektir” dedi.

Yakın bir gelecekte açıklanmasını umut ettiği Türkiye-İsrail arasındaki yakınlaşmaya ek olarak Kıbrıs’ta da bulunacak bir çözümle, İsrail’in doğal gazının Kıbrıs gazı ile birleşerek Kıbrıs ve Türkiye üstünden hem Türkiye’ye hem de Avrupa’ya sevk edilmesinin son derece önemli bir proje olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Aynı şekilde İsrail’den bir denizaltı elektrik kablosunun Kıbrıs’a, Kıbrıs’tan Girit’e, oradan Yunanistan’a ve Yunanistan’dan da Avrupa’ya bağlanması projesi üzerinde çalışıldığını bilmeyen yok. Bu gereksiz zaman ve gereksiz para harcanması demektir. Akıl yolu, mantık yolu bize söylemektedir ki deniz altından İsrail’den Kıbrıs’a, Kıbrıs’tan da Türkiye’ye çekilmesi halinde oradan zaten istenildiği an Yunanistan ile entegre bir sistem olduğunu biliyoruz, istenildiği an Bulgaristan ile entegre olunabileceğini biliyoruz, bunun geçmişte de deneyleri yapıldı, alışverişleri yapıldı” dedi.

_2n_8112.jpg

"ELEKTRİKTE GÜNEY ADIM ATMALI"

Güney ve kuzey Kıbrıs arasında elektrik alım satımının daha önce yapıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Şu anda güneyle geçici olarak bağlantı kurabiliyoruz . Kalıcı bağlantı kurma kararlılığımız var, bu noktada da güneyin adım atmasını bekliyoruz. Biz o noktada tüm gereklilikleri yerine getirmiş olan tarafız, onların da artık bu konuda gereken adımı atmasını bekliyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, “Kıbrıs bir bütün olarak İsrail’den gelecek kabloyla Türkiye üzerinden ile Avrupa’ya entegre olabilecek ve aynı zamanda Kıbrıs üzerinden Ortadoğu’ya, Doğu Akdeniz’e entegre olabilecek bir sistemden bahsediyoruz” dedi.

"SU, KIBRIS’IN BÜTÜNÜNE HAYAT VEREBİLİR"

Türkiye’den KKTC’ye gelen suyun son derece önemli olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Bu su, hem içme suyu hem tarımsal amaçlı kullanılacak. Türkiye’nin üst düzey yetkililerinin de defalarca ifade ettiği gibi bu sudan sadece Kıbrıs Türkü değil Kıbrıs’ın diğer toplumu da gelecekte yararlanabilir. Artık kanıtlanmış bir teknoloji var, kapasite artırımına da gidilebilir. Bu su Kıbrıs’ın bütününe de gelecekte hayat verebilir” şeklinde konuştu.

Büyük resme odaklanıldığında Kıbrıs’ta bir çözümün ne kadar hayati olduğunun ve bunun bu konjonktürde olmasının ne kadar değerli ve anlamlı olabileceğinin açık olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, “Böylesi bir çözüm Kıbrıs Türkü ve Türkiye’yi Doğu Akdeniz enerji denkleminin içinde tutacaktır, Doğu Akdeniz’deki ilişkiler, Türkiye-Yunanistan ilişkileri, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri çok daha farklı noktalara evrilebilecektir. Olaylara bu perspektiften bakıyorum ve bu perspektifle doğru olanın ne olduğunun bilinci içerisinde çalışmalarımı halkımdan aldığım yetkiye dayanarak sürdürüyorum. Bu yönde de desteğe ihtiyacım vardır. Bu çabaları sürdürürken, bu konuda yanlışa düşme, atacağımız adımlarda, verdiğimiz kararlarda yanlışa düşme  lüksümüz hiç yoktur. Dolayısıyla önümüzdeki ayları bu perspektifle değerlendirip en iyisini el birliğiyle yapacağımıza inanıyorum” dedi.

_2n_8127.jpg

_2n_8150.jpg