Akıncı’nın Basın Bürosu’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre Akıncı, bu sabah BRT 1’de yayınlanan programa katılarak, seçime ve Kıbrıs sorununa ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı, her iki toplumun da kan gölleri, acı ve sıkıntıları paylaştığına işaret eder, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum tarafının akıl yolunu seçerek müzakereleri başlatması gerektiğini vurguladı ve “Artık bu adanın nimetlerini paylaşma zamanı gelmedi mi?” diye sordu.

Bir soru üzerine halktan gelen çağrı ve aldığı mesajlar üzerine aday olmaya karar verdiğini ifade eden Akıncı, siyasi geçmişini anımsatarak makam arayışında olmadığını kaydetti; “Ancak topluma hizmetin sınırı yoktur. Toplum sizden görev istiyor ve bu mesajı veriyorsa, bu sorumluluktan kaçmanız mümkün değildir. Buna uymak gerekir” dedi.

“HALK SİYASET KURUMUNA GÜVENİNİ YİTİRDİ”

Halkın gerek yerel seçimler, gerekse Anayasa halkoylamasındaki tavrını yorumlaması istenen Akıncı şöyle konuştu:

“Bunun tek bir yorumu var. Halk siyasetçi ve siyaset kurumuna olan güvenini yitirdi. Tamir edecek olan ise yine siyaset kurumunun kendisidir. Yaptığı yanlışlardan arınacak, daha temiz daha şeffaf bir siyaset kurumunun kurulmasına öncülük yapacak. Aday olmamı isteyen insanlara ‘neden’ sorusunu çok sordum. Cevaplardan biri ‘senin siyasi geçmişin temiz’ oldu. İnsanlar geçmişi kolay unutmuyor. Hatırlıyor.”

Vizyonunu ilk açıklayan aday olduğunu da söyleyen Akıncı, Kıbrıs Türk halkının, vizyonunu oluşturan dört boyuta ihtiyacı olduğuna inandığını da kaydetti.

Akıncı, “Bu adada Kıbrıs Türk halkının haklarını koruyarak bir başka toplumun da var olduğunu; meşru hakları bulunduğunu kabul edip empati de yapabilecek, kampanya sürecini eğitim süreci olarak da algılayıp topluma yalan söylemeyecek, topluma gerçekleri açıklayarak geleceğe hazırlayacak lidere ihtiyaç var” dedi.

“İKİ TARAFIN DA ATMASI GEREKEN ADIMLAR VAR”

Önümüzdeki süreçte müzakere masasının yeniden kurulup kurulamayacağı yönündeki görüşü sorulan Akıncı, seçilecek yeni cumhurbaşkanına bu fırsatın verilmesi gerektiğini;  bunun için de her iki tarafın atması gereken adımlar olduğunu vurguladı. “Sadece ‘masadan kaçtın gel’ demekle olmaz” diye konuşan Akıncı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bize açıklandığına göre Türkiye, KKTC hükümetinin isteği üzerine Navtex ilan etmiş. Ben buradan çağrı yapıyorum ve ‘Hükümetimiz 6 Nisan’da sona erecek olan Navtex’in yenilenme sürecini dondursun ve yeni lidere müzakereleri yeniden başlatma şansı tanınsın’ diyorum. Rum tarafı da, elbette ‘Biz devletiz. Araştırma yapıyoruz, para kazanmaya başladığımızda Kıbrıslı Türk vatandaşlarımızın hakkını, çözümden sonra teslim etmek üzere, bankaya yatıracağız’ şeklinde bize ve dünyaya karşı kullandığı söylemden vazgeçmeli. Çünkü adanın zenginliklerinde Kıbrıslı Türklerin de hakları var. İşin başında Kıbrıslı Türkler de buna ortak olmalı. Bu zenginliği de, Temmuz’da geleceği söylenen suyu da paylaşmak akıl işi değil mi? İki toplum kan göllerini, acı sıkıntı paylaştı. Artık nimetleri paylaşma zamanı gelmedi mi?

Eğer bu olmazsa Barbaros, savaş gemileri eşliğinde dolaşmaya devam ederken, Kıbrıs’ı ziyaret eden Yunanistan da Savunma Bakanı’nın önerdiği gibi Kıbrıs’ı savaş uçağı almaya teşvik edecek, kendi de savaş gemisi gönderecek ve bir savaş potansiyeli yaratılacak.”

Ortadoğu’da halkların petrol yüzünden yıllardır savaşın acılarını yaşadıklarını anımsatan ve Doğu Akdeniz’de var olan doğal gaz yataklarında da benzeri durumların yaşanmaması için tüm tarafların çok dikkatli olmaları gerektiği açıktır” diye konuşan Akıncı, “Ben göreve geldiğim takdirde tüm tarafların kazançlı çıkacağı akıl ve karşılıklı yarar yolunu savunacak; toplumumuzun mutlu geleceği için uğraş vereceğim” dedi.