Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum Lider Anastasiadis ile Temmuz ayının 5’inci görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, bugün de yaptıkları çalışmada yeni ortak anlayışlar sağladıklarını ve bu hususların yazımını yapmak üzere müzakerecileri görevlendirdiklerini açıkladı.

“Müzakerecilerimiz bu yeni mutabakatları yazıya dökecekler. Bugünkü verimliliği Ağustosun ikinci yarısından itibaren başlatacağımız süreçte de sürdürürsek, 2016 yılında çözüm amacımıza ulaşmamak için hiçbir neden yoktur” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, “Zorluklar vardır ama zorluklar aşılmak içindir. Zorluklar karşılıklı anlayış ve politik iradeyle aşılabilir” dedi.

Ağustos ayı başında müzakerelerde bir ara söz konusu olacağını belirten Akıncı, “Ancak Ağustos’un sonundan itibaren çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdüreceğiz” dedi.

Mayıs’taki ortak açıklamada 2016’da çözüm kararlılığının ifadesini bulduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı sözlerini şöyle sürdürdü:

“ORTAK HEDEF HALEN MÜMKÜN”

“Mümkün olan en kısa sürede, tercihen bu yıl içinde bir sonuca varmak istiyoruz. Bu, halen mümkün. Bu yönde de ilerlemeler sağlıyoruz. Hemen hemen her görüşmede ileriye doğru bir adım atılmaktadır. Bugün de böyle oldu. Bugün de yaptığımız çalışmalarda da yeni ortak anlayışlar sağladığımız hususlar oldu. Yeni ortak anlayışların yazımını yapmak üzere müzakerecilerimizi görevlendirdik. Bu yeni mutabakatları yazıya dökecekler. Bugünkü verimliliği Ağustosun ikinci yarısından itibaren başlatacağımız süreçte de sürdürürsek amacımıza ulaşmamak için hiçbir neden yoktur. Zorluklar vardır ama zorluklar aşılmak içindir. Zorluklar karşılıklı anlayış ve politik iradeyle aşılabilir. Bunları aşmamız gerekir. Kıbrıs’ta artık iki tarafın kabul edeceği bir anlaşmaya ulaşmamız gerekir. Cuma günü ilk defa toprak, güvelik ve garanti konuları konuşulacak.”

HARİTA, YÜZDELİK ve KÖY ADI KONUŞULMAYACAK

11 Şubat anlaşmasında tüm konuların dönüşümlü olarak ele alınması gibi bir anlayış beraberliği olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Akıncı, “6 başlığın dönüşümlü olarak ele alınması konusunda bir mutabakat söz konusuydu. Ama bir türlü bu gerçekleşemedi. Biz bunu da gerçekleştirmek kararındayız. Şart şudur: Harita, yüzdelik, köy ismi yer ismi gibi konular kesinlikle gündeme gelmeyecek. Bu genel bir çerçevede görüş alış verişi olacak. Beyin fırtınası şeklinde bir birbirimizi anlayacağımız bir toplantı olacak. Şu konudaki kararlığımızda da bir değişiklik yoktur; bu bahsettiğim konuların detaylı ele alınması, özellikle güvenlik ve garanti meselelerinin sonuçlandırılması sürecin en sonunda garantörlerin de katılacağı bir konferansta ele alınacaktır” dedi.

Bu konularda liderler olarak gelen bir değerlendirme yapacaklarını vurgulayan Akıncı, “Bu da gereklidir. Tarafların bir birini daha iyi anlaması için böyle bir genel değerlendirmeye ihtiyaç vardır” şeklinde konuştu.

“İLERİYE DOĞRU GİTMEKTEYİZ”

Akıncı şöyle devam etti:

“Günün sonunda bu ada hepimizindir. Bulacağımız bu güvenlik çerçevesinde hep birlikte yaşayacağız ve hepimizin oylarıyla sonuca bağlanacak bir konudan bahsediyoruz. Referanduma gidildiğinde bu adanın insanları olarak iradeleriyle sonuçlandırılacak. Sorunlar zorluklar, ayrık noktaları halen var. Ama bir taraftan bunları adım adım da olsa, kimi zaman daha hızlı kimi zaman daha yavaş bir şekilde daha ileriyle doğru gitmekteyiz.”

“YAKLAŞIMLAR OLUMLUDUR”

Cumhurbaşkanı Akıncı, Gürpınar, Aplıç/Derinya kapıları ve çözüm için son şans yönündeki ifadelerle ilgili sorulara da şöyle yanıt verdi:

“Maronitlerin kendi köylerine dönme arzu uzun zamandan beridir gündemdedir. Biliyorsunuz, bizim tarafta 4 köy var. Koruçam’da yerleşim var. Onun dışında az sayıda çok yaşlı insanlar olduğu biliniyor. Askeri bölge olan Gürpınar’da Kıbrıslı Türkler ve Maroniter beraber yaşıyorlardı. O köyden Kıbrıslı Türkler ve Maronitlerden oluşan bir heyet zaman zaman beni de ziyaret etti ve bu arzularını ifade ediyorlar. Aradan geçen 42 yılda orada içinde yaşanabilecek ev kalmadı. Oralara ev yapılması lazım. Gerek askeri açıdan gerekse de sivil yönetim açısından yaklaşımlar olumludur. Ancak karar alındı ve bu geri dönüş filan gün başlıyor diye somut bir durum yok. Bunlar sadece iyi niyetli düşüncelerdir. Eskiye oranla atılan bazı önemli adımlar oldu. Mesela Gürpınar’daki kilise tamir edilmeye başlanıyor. Geçmişte o kiliseye gitmek bile sorundu. Askeri makamlarla yaptığımız temaslar sonucunda, askeri bölgeye girmeden erişim için yeni bir yol yapıldı.  Niyetler olumludur ama bugün için somut bir tarih veremiyorum. O köyün eski sakinleri uyum içerisinde çalışıyorlar. O köyü yeniden yerleşime açacak gerekli alt yapıyı yapmak için çalışma var.”

DERİNYA VE APLIÇ

“Derinya ve Aplıç ile ilgili meydana gelen ihale gecikmeler üzücüdür. Bu yapım ihalesinde şöyle bir durumlar oldu:  Müteahhitler daha fazla süre istediler. Hiç teklif vermeyeceklerdi. Teklif verme süresi 3 gün uzatıldı. Ondan sonra verilen tekliflerde de Derinya için yüksek teklif verildi. Aplıç için hiç verilmedi gibi bilgiler var. UNDP-PFF uhdesindeki süreci yeniden tekrarlamak için ihaleye çıkılacak diye bir duyum var. Ancak bir gecikme olduğu aşikardır. Bunun nedenleri nedir bunları öğrenirsek yardımcı olabiliriz. O yüzden arkadaşlarıma gerekli talimatı verdim. Bu gecikmeleri minimumuma indirip bu kapıları açmamız lazım. Çünkü bazı vatandaşlar bu olayın pere gerisini bilmedikleri için, cumhurbaşkanı iradesini koysun da kapılar açsın diyor. Ama hangi safhalardan geçerek bu güne geldiğimizi unutmayalım. Lefke’de en azından mayınların temizlenmesi gerekiyordu. O temizlik aylar aldı. Dolayısıyla bilerek konuşmak lazım.

Şu anda Kıbrıs Türk tarafı olarak kapıların açılması için yapmamız gereken ve yapmadığımız bir konu yok. GSM telefonlar ve elektrik konularında olduğu gibi bizim yapmamız gereken ve yapmadığımız hiçbir şey yoktur. UNDP yetkilileriyle bu süreci hızlandırmak için konuşmamız lazım.”

“FEDERAL ÇÖZÜMÜN SON ŞANSI OLABİLİR”

Müzakere dönüşündeki bir gazetecinin sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Akıncı şöyle dedi:

“Bu sürecin, bizim neslin son denemesi olduğunu defalarca altını çizdim. Bu dönem, çözüm için bizim neslin son denemesini yapmaktayız. Bunu her ikimiz de biliyoruz. Evet, diplomaside nokta yoktur, virgüldür, noktalı virgüldür. Diplomasi gene devam eder diyebilir. Ama en diyorum ki federal çözüm ihtimalinin de son şansı olabilir bu deneme. Başarısızlık söz konusu olursa, bu kadar emek, bu kadar insan çalışıyor. Yüzlerce insan Kıbrıs sorunun bu döneminde çok yoğun bir şekilde çalışmaktadır. Bizi sonuca götürebilecek çok malzeme birikmiştir. Şimdi de olmazsa, Annan planının üzerinden 12 geçti. Böyle bir süreç 12 yıla mal oldu. Şimdi de, bu kadar emeğin olduğu bir ortamda yine olmazsa, buna son şans demeyip ne diyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Binali Yıldırım’ın federal çözüm için son şans sözleri bu çerçevede bir tehdit değil, gerçeğin ifadesidir.”

“YENİ FORMATA GİRİLECEKSE O GÜN GELDİĞİNDE AÇIKLARIZ”

Ağustos’tan sonra yeni bir formata geçilip geçilmeyeceği yönündeki bir soruya ise Cumhurbaşkanı şöyle yanıt verdi:

“Daha farklı bir model olacaksa yani onu günü gelince açıklarız. Bugünkü çalışmayla ilgili çok ayrıntıya girme durumunda değilim. Ele aldığımız konularda gerçekten daha ileri bir noktaya gelerek ayrıldık masadan. Ancak tabii çok ayrıntıya girmek, yeni yeni sorunlar yaratabilir. Bir taraf bir şey söyler, diğeri başka türlü algılar. O yüzden ben bunlara girmekten kaçınıyorum. Sürece zarar gelmesin diye yapıyorum bunu. Yoksa gizlemek için değil. Her iki halkın da, ne olduğunu anlayarak neyi oylayacağını bilerek referanduma gitmek için yeterli zamanı olacak. Şimdi henüz referandum aşamasında, o noktada değiliz. Hele bir görelim. O gün yaklaşınca yine konuşuruz.”