Akıncı, Avrupa Birliği Komisyon Başkanı’nın Kıbrıs Özel Temsilcisi olarak Pieter Van Nuffel’in taraflar talep ettiği sürece teknik konularda yardımcı olacak bir pozisyonda olduğunu kaydetti.

Akıncı bugün, Kıbrıs Türk İşadamları Derneği (İŞAD) ile Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) yetkililerini kabul etti.

AKINCI: “ÇÖZÜM AYLAR İÇİNDE MÜMKÜN”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı kabulde yaptığı konuşmada, ziyarete gelen TÜRKONFED ve İŞAD heyetlerine teşekkür ederek, çözüm yolunda örgütlerin verdiği desteğin önemli olduğunu söyledi.

Adada müzakerelerin 47 yıldır sürdüğüne işaret eden Akıncı, çözümün aylar içinde mümkün olduğunu söylediğinde duyanların şaşırdığını, ancak 47 yılda konuşulmayan şey kalmadığını ifade etti.

Çözümün aylar içinde mümkün olduğunu inanarak söylediğini anlatan Akıncı, bunun kararlılık ve siyasi iradeyle mümkün olduğunu kaydederek, müzakerelerin yoğun şekilde devam ettiğine işaret etti.

Çözümüm federal Kıbrıs’ı Avrupa Birliği’ne taşıyacağını ve böylece Türkçe’nin Avrupa Birliği’nin resmi dili olacağını dile getiren Akıncı, bunun Türkçe konuşan ülkeler açısından önemine değindi.

“AB ÇÖZÜM SÜRECİNE KATKIDA BULUNABİLİR AMA BU BİR BM SÜRECİDİR”

Avrupa Birliği’nin çözüm sürecine katkıda bulunabileceğini ancak bunun bir Birleşmiş Milletler Süreci olduğunun altını çizen Akıncı, Avrupa Birliği Komisyon Başkanı’nın Kıbrıs Özel Temsilcisi olarak Pieter Van Nuffel’in BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide gibi sürecin bir parçası olmadığını hatırlatarak, Nuffel’in taraflar talep ettiği sürece teknik konularda yardımcı olacak bir pozisyonda olduğunu kaydetti.

Akıncı, Avrupa Birliği’nin daha önce AB’ye üye olan ülkelere yaptığı gibi Kıbrıslı Türklere de uyum sürecinde yardımcı olması gerektiğini söyledi.

“HELLİM KONUSUNDA GELİNEN NOKTA ÖNEMLİ”

Hellim konusunda gelinen noktanın önemli olduğunu kaydeden Akıncı, hellimin sadece Rumca adıyla tescil ettirilmek üzere olduğu bir noktadayken, şu anda hem Türkçe hem de Rumca adıyla tescil edilecek noktaya gelindiğini kaydetti.

Akıncı, bu şekilde Rumca tescil halinde pek çok üreticinin yaşayacağı mağduriyetin önüne geçildiğini ancak bu süreçte Kıbrıslı Türklerin de daha kaliteli ve standartlara uygun üretim yapmak için elinden geleni yapması gerektiğini belirtti.

“MÜZAKERELERDE TÜM AYRINTILARI PAYLAŞMAK MÜMKÜN DEĞİL”

Müzakere sürecinde masa etrafında olanların, tüm konularda anlaşmadıkça parçada anlaşılanın geçerli olmaması nedeniyle her ayrıntıyı paylaşamayacağını, bu yüzden bazı sıkıntılar yaşandığını anlatan Akıncı, bu sıkıntılardan birinin de bireyin mülkiyet hakkı konusunda yaşandığını belirtti.

Bireyin mülkiyet hakkıyla ilgili ilkenin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş zamanından beri kabul edildiğine işaret eden Akıncı, “Bireyin mülkiyet hakkı meselesi başkadır, onun nasıl kullanılacağı başkadır” diye konuştu.

“SADECE 41 YIL ÖNCE KOÇAN SAHİBİ OLAN DEĞİL 41 YILDIR ORADA YAŞAYAN İNSANLARIMIZIN DA HAKLARI VARDIR”

Gelinen noktada müzakereciler ve teknik heyetler aracılığıyla bireyin mülkiyet hakkının nasıl kullanılacağının kriterlerinin müzakere edildiğini anlatan Akıncı, şöyle devam etti:

“Çünkü sadece 41 yıl önce koçan sahibi olan değil, 41 yıldır orada yaşayan insanlarımızın da hakları vardır ve bu Avrupa insan hakları mahkemesinde de tescillenmiştir bazı davalarda. Dolayısıyla orada yaptığımız açıklamada hem bireyin mülkiyet hakkı, hem de kullanıcının da adını geçirerek aslında dengeli bir şey açıklandı. Fakat bazı insanlar sadece bir kısmını görüyor, diğer kısmını görmek istemiyor.”

Müzakerelerde her şeyin anında paylaşılamayacağını söyleyen Akıncı, “Çünkü biz gerçekten üzüm yemek istiyoruz, gerçekten çözüme ulaşmak istiyoruz” diye konuştu.

“ÇÖZÜM REFERANDUMDA ONAY ALMADAN, SUNULMADAN YÜRÜRLÜĞE GİRMEYECEK”

Rum basınında çıkan haberler nedeniyle “iki lider anlaşacak ve bu iş bitecek” gibi yanlış bir algı oluştuğunu ifade eden Akıncı, bunun doğru olmadığını söyledi ve “İki lider anlaşacak ama ardından referanduma gidilecek. İki toplum birden aynı anda kabul etmeden anlaşma yürürlüğe girmeyecek” dedi.

Öte yandan 20 Temmuz kutlamalarında gazetecilerin sorusu üzerine isim konusunda bir örnek verdiğini ancak bunun “adı bile konuldu” şeklinde çarpıtıldığını kaydeden Akıncı, “Kurulacak olan federal bir devlettir. Yeni bir oluşum olacak ve referandumdan hemen sonra bu yeni statü yaşama geçecek. Evet, gidip Birleşmiş Milletler’e yeniden başvurmayacağız çünkü şu anda da 1960’dan gelen bir yapı var. Avrupa Birliği’ne tüm süreçleri yeniden başlatmayacağız. Ancak referandumun ertesi günü yeni bir varlık oluşacak. Bunun üzerinden spekülasyon yapmaya gerek yoktur” diye konuştu.

Akıncı varılacak bir çözümün ilgili tüm paydaşlara fayda sağlayacağının da altını çizdi.

KADOOĞLU: “BÖLGEYE BARIŞ GELMESİ İŞ DÜNYASI AÇISINDAN OLUMLU”

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu da kabulde yaptığı konuşmada, bölgeye barış gelmesinin iş dünyası açısından olumlu olacağını kaydetti.

Adada federal bir çözümü desteklediklerini anlatan Kadooğlu, Kıbrıs sorunun çözülmesinin TC’nin Avrupa Birliği’ne girmesine fayda sağlayacağını söyledi.