Çiğdem Aydın

Gönyeli bölgesinin sevilen insanlarından Ali Çetin Amcaoğlu 12 yıl süreyle belediye başkanlığı, 4 yıl da milletvekilliği ve Tarım Bakanlığı yaptı. Son zamanlarda aktif siyasette yer almayan Amcaoğlu, halkın siyasete olan güveninin azaldığını söyledi.

Diyalog’a konuşan Amcaoğlu, ekonomik sorunların giderek arttığını ve halkın gelecekten endişe duyar hale geldiğini söyledi. 

Soru: Siyasete ne zaman başladınız, ne zaman ara verdiniz?..

Cevap: Siyasete hiç ara vermedim her zaman siyasetin içinde oldum. Spordan koptuktan sonra 1994 yılında Gönyeli Belediye başkanı oldum. Ve bütün vaktimi siyasete verdim. Gönyeli iki bin nüfuslu bir yerdi ve ben Ulusal Birlik Partisi’nin seçim organizasyonunda çalışıyordum. Anlayacağınız gençlik yıllarımdan beridir siyasetin içerisindeyim.

Soru: Siyaset öncesinde ne iş yapıyordunuz, şimdi ne yapıyorsunuz?..

Yanıt: Siyaset öncesinde fiilen kamu görevlisi idim. Maliye Bakanlığı’nda 21 yıl çalıştım. Sporla ilgilendim. Futbol benim için çok önemliydi. Futbol oynadım, antrenörlük yaptım ve teknik direktörlük görevlerini de başarıyla yürüttüğüme inanıyorum. Şu anda ise hala siyaset ile iç içeyim. Ulusal Birlik Partisi’nin seçimlerden sonra oluşturduğu komisyonlarda görev yapıyorum. Bu komisyonlar maliye ve tarım komisyonlarıdır. Ayrıca partinin organizasyonlarına da katılıyorum. 

Asgari ücretli adam Maliye Bakanı olmalı

Soru: Ekonomik durumunuz nasıl? Nasıl geçiniyorsunuz? Ne kadar maaş alıyorsunuz?

Yanıt: Geçimimi sağlayacak kadar kazancım var. Zaten fazlasını da istemem. Hiçbir zaman para hırsım olmadı. Siyasete nasıl girdiysem öyle çıkacağım. Hayatımda sıfır kilometre bir araba kullanmadım dersem galiba bu konuya daha somut bir örnek olur. Eşim çalışmıyor ve eve tek maaş giriyor. Ama başta da söylediğim gibi hiçbir zaman para hırsımız olmadı. Şaşalı yaşamlardan uzak mütevazı bir hayatımız var ve öyle de kalacak. Tabi ülkede yaşanan ekonomik zorlukları bizde hissediyoruz ve yaşıyoruz. Asgari ücretle bu ülkede insanlar nasıl geçiniyor bunu sorgulamak lazım. Hatta daha da ileri gidiyorum onlardan birini Maliye Bakanı yapmak lazım bu ülkeye çünkü en iyi ekonomist bu insanlardır. Şu anda ben 6.500 TL maaş alıyorum.

Soru: Siyasetten ayrıldıktan sonra dostlarınızın size karşı ilgisi değişti mi? Arayıp, soran oluyor mu?..

Yanıt: Aslında ben hiç terk edilmişlik hissi yaşamadım. Sağ olsun dostlarım beni hiç yalnız bırakmadı. Evet, ilk olarak Bakanlık görevimden ayrıldığımda acaba şimdi kapımızı kimler çalacak diye düşünmedim değil. Fakat zaman gösterdi ki o dönemde de şimdi de sağlam dostluklar kurmuşum. Müdürlerim, müsteşarlarım, mesai arkadaşlarım her zaman gelirler, dışarıda buluşur yemek yeriz, sohbet ederiz. Birbirimizi ararız hal hatır sorarız bu benim en büyük zenginliğim. Özellikle bayram günleri sabah 09.00’da başlar ziyaretler bu eve taa ki gece 23.00’e kadar gelirler giderler buralar hep cıvıl cıvıldır. Şükürler olsun. 

Siyaset çirkinleşti

Soru: Bugünkü siyaseti nasıl buluyorsunuz? Yanlışlar nedir? Neler yapılmalı?

Yanıt: Bugünkü siyaseti çok çirkin buluyorum. Tek kelimeyle. Siyasetten de siyasetçiden de insanlar artık uzaklaşıyor. Bir kere iktidarda başka muhalefette başka davranışlar sergilerseniz bu size halktan ciddi bir olumsuzluk olarak yansıyor. Siyasetçilerin ilkeli davranmadığı kanaati halk arasında yaygınlaşıyor. Ekonomik açıdan da ülke çok kötü durumda, yani insanlar dünü arar oldu. 

Kıbrıs sorunu çözülmez

Soru: Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ne düşünüyorsunuz?

Yanıt: Bugünlerde heyecan artıyor gibi görünse de iddialı söylüyorum bana göre Kıbrıs sorunu çözülmeyecek. İyimserlik normal ama bu mesele kısa sürede çözülür gibi bakanlar için söylüyorum hayal kırıklığı yüksek olacak. Ama arzu ederim ki çözülür. Şu bilinmelidir ki arzu etmek yeterli değildir. Bugün hala her iki tarafın da vazgeçilmezleri vardır. Ve her iki tarafta da taviz durumları söz konusu olduğunda toplumlar kendi liderlerini suçlayacaktır. Ve halkın tepkisini göğüsleyebilecek bir mekanizma iki tarafta da yoktur.

Soru: Kıbrıs Türk tarafı çözüme hazır mı? Değilse ne yapmalı?

Yanıt: Kıbrıs Türk tarafı her zaman çözümden yana bir tavır almıştır. Özellikle Ulusal Birlik Partisi’ni uzlaşmaz bir parti gibi görmelerine rağmen çözüme en istekli parti de yine Ulusal Birlik Partisi olmuştur. Ama burada çözüm derken çözülme anlamında bir çözümden bahsetmiyoruz. Her iki tarafın da hak ve hukukunu koruyacak bir çözüm şekli olmalıdır.

Soru: Müzakerelerde en önemli sorun ne olacak? Ve bu nasıl çözülebilir?

Yanıt: Toprak konusu en önemli konu ama daha da önemlisi taviz ve egemenlik konularıdır bana göre. Güney Kıbrıs olası bir anlaşmazlıkta Kuzey’in self determinasyon hakkının olmayacağını söylüyor, dolayısıyla bu çok önemlidir. Katalok evliliği gibi bir anlaşmaya herhalde Kıbrıs Türk’ü bile bile evet demez. Toprak konusu, takas yoluyla çözülebilir, egemenlik konusu ise gelecekte bir sorun yaratmayacak şekilde çözülmelidir. Kıbrıs Türklerinin olası bir anlaşmazlıkta tanınmış bir devlet kurmaya hakları olmalıdır.