Fehime Alasya
Dipkarpaz bölgesinde yaklaşık 6 ay önce Çevre Koruma Dairesi tarafından Altın Kumsal'da bulunan bungalovların kaldırılmasıyla ilgili açılan dava süreci neticesinde bazı işletme sahipleri mahkeme kararıyla bölgeden atılmasına karşın bu sahilde yaşanan yeni gelişmeler bölge halkının ve turistlerin tepkisine neden oldu.
Altın Kumsal'a indirilen birçok şezlong, yerli, yabancı turistlerin öfkesine neden oldu.
Doğanın çöplerle, pet şişe ve naylon poşetlerle kirletildiğini görenler, sahil için adeta ağladığını dile getirdi. Kumlarda bulunan kömür kalıntıları ise duyarlı vatandaşlar tarafından 'İçler acısı' olarak nitelendirildi. Bayram haftası tatili fırsat bilen birkaç kendini bilmez doğacının Altın Kumsal'da çadır kurup kamp yaptığını iddia eden görgü tanıkları, "Çevreciler burasını savunurken canını yedi, özel koruma alanıdır, zarar verilmesin denilerek burayı kollayan işletmelerin görevine son verildi, kendini bilmezler gelip burada kamp yapsın, ateş yaksın diye mi oldu tüm bunlar? Yetkililer madem bu kadar korumacı niye bunları denetleyip herkese ibret olacak cezalar vermiyor? ilgili kurum ve kuruluşlar neden Altın Kumsal'ı koruyamıyor da şikâyet üzerine harekete geçiyor?" diye isyan etti.
"GECE BOYU YANAN MANGAL, NASIL OLUR DA YETKİLİLERİN GÖZÜNDEN KAÇAR?"
Bayram haftasında bir grup vatandaşın Altın Sahil'e çadır kurup kamp yaptığı da öğrenildi.
Gece boyu mangal yakan kampçıların nasıl olur da yetkililerin gözünden kaçtığını sorgulayan duyarlı vatandaşlar, "Bizler gece el feneriyle bile bu sahilde yürümeye çekinirken, millet burada gece boyu mangal yakıyor. Işık gören kaplumbağalar sahile çıkmaz bunu bilemeyecek kadar mı cahiliz yoksa bunu bilip de umursamayacak kadar mı vurdumduymaz olduk? Doğal alanı korumaktan kastınız bu muydu? Karpaz'ı böyle mi koruyacağız? Yazıklar olsun" diyerek tepkilerini dile getirdiler.
"KONUNUN TAKİPÇİSİ OLACAĞIM"
Halkın Sesi'ne konuya ilişkin açıklama yapan Turizm Bakanı Müsteşarı Bülent Arkın, gereken incelemenin başlatıldığını ve konunun bizzat takipçisi olacağını kaydetti. Arkın, "O şezlongları sahile indirmek için İskele Kaymakamlığı'ndan verilen cevap olumlu ise koşullara uygun mu? Olumsuz ise de nasıl olur da o şezlonglar sahile iner? Tüm bunlara bakıp derhal gereğini yapacağız" şeklinde konuştu.
"KOŞULLU GÖRÜŞ VERİLDİ"
Altın KumsaTa indirilen şezlonglara ilişkin bölge kaymakamlığından gerekli açıklamayı beklediklerini dile getiren Turizm Bakanlığı Müsteşarı Bülent Arkın, Çevre Koruma Dairesi'nin bu konuda izin değil, koşullu görüş verdiğini kaydetti. Arkın; "Hiçbir şekilde Altın Kumsal işletmeye verilmedi. Şezlong iznini veren makam da biz değiliz, kaymakamlıktır. Şezlong izni vermeyiz, biz sadece görüş verebiliriz. Çevre Koruma Dairesi görüş verebilir fakat günün sonunda izinlendirmede yetkili makam kaymakamlıktır. Çevre Koruma Dairesi de bu konuyla ilgili Kaymakamlık olan İskele Kaymakamlığı'na koşullu görüş verdiğini dile getirdi ve bu koşulları şöyle ifade etti; "Oraya Çevre Koruma Dairesi tarafından izin verilmedi, koşullu görüş verildi. Bu da şu anlama geliyor, koşullarımız şöyle. Altın Kumsal kaplumbağaların yumurtlama alanı olduğu için oraya şezlong koyulacaksa bunların sabah 08.00'de konulup akşam en geç 20.00'de toplanması koşuludur. Diğer önemli koşulumuz ise halkın denize ulaşımına engel olunmamamsıdır. Orada isteyen vatandaş şezlong kiralar, istemeyen de kiralamadan denize ulaşır. Bu şekilde koşullu görüş verdik. Bu konuyla ilgili İskele Kaymakamlığı'na bir şahıs müracaat etti, kaymakamlık da bize görüş sordu." dedi.
"O İŞLETME KALICIYDI, BU İŞLETME KALICI DEĞİL"
"Orada zaten işletme vardı, madem başka işletmeler sahile inecekti neden mevcut işletmeler kapatıldı?" sorusu üzerine ise Arkın, "O işletme kalıcıydı, bu işletme kalıcı değil, böyle bir kıyas yapmak doğru olmaz. Bu kalıcı bir yapı değildir. Biz orası için koşullu görüş verdik, izinlendirme makamı olan İskele Kaymakamlığıdır." dedi.
ÇEVRE BİLİNCİ YETERSİZ
Bayram haftasında Altın Kumsal'da kamp kurulması, çevrenin kirletilmesi ve koruma alanında mangal yakılmasını eleştiren Bülent Arkın, toplumun çevreye karşı duyarsızlığından yakındı. "Bayram haftasından önce piknik alanlarında gerekli temizliği yaptık, birinci günün ardından yeniden temizlik yaptırdık, üçüncü gün gittiğimizde yine ayni kirlilik vardı. Bakanlığın tümüne yetişmesi mümkün değil, artık çevre bilincinin yerleşmesiyle mümkün olacaktır. Biz temizliyoruz, vatandaş da kirletmeye devam ediyorsa bu kısır döngü devam edecektir. Bunun artık olmaması için bilincin yayılması lazım. Bizim görevimiz çevreyi kirletenlere ceza yazmaktır fakat temizlik konusunda da çok duyarlıyız."
"MEVCUT KADROMUZ İLE DENETLEMEKTE YETERSİZ KALIYORUZ"
Eylül ayında okullarda çevre bilincini geliştirmek amacıyla hazırlanan kitabın dağıtımına başlanacağı müjdesini veren Arkın, "Altın Kumsal bizim için de çok değerlidir bu yüzden mahkeme sürecimiz de o bölgeden başladı. Mevcut kadromuz ile denetlemekte yetersiz kalıyoruz. Çevre bilincini de vatandaşlarımızın büyük bir kısmı taşımıyor. Vatandaşların büyük bir kısmı bu bilinci taşımaya başlarsa sorunu büyük ölçüde çözmüş oluruz. Her yerden ihbarlar alıyoruz, bunun önüne geçemiyoruz. Bu konuyla ilgili tüm yerel yönetimlerle bölgesel toplantılar yapıp bu konuyu tartışmamız gerekiyor." şeklinde konuştu.
"VATANDAŞIN BU ALANLARI KORUYARAK KULLANMASI GEREKİR"
Şezlonglarla ilgili HALKIN SESİ'nden alınan bilgileri ve sorularımızı bir ihbar olarak kabul ettiklerini dile getiren Arkın, bölgeye hemen ekiplerini yönlendireceklerini dile getirdi. Arkın, Altın Kumsal'ın temizliği ile ilgili "Ekiplerimizi temizlik için hemen oraya göndereceğiz ama ben eminim ertesi gün yine kirletilecek, bazı vatandaşlarımızda maalesef bilinç yok. Telleyelim de kimse giremesin, böyle mi koruyalım? Vatandaşın bu alanları koruyarak kullanması gerekir. Bunun için çaba sarf ediyoruz ama maalesef bu bilinci sanınm yerleştiremedik. Özel koruma çevrelerinin sorumluluğu bize aittir, bilgimiz dışında hiçbir şey yapılamaz, ama temizlik konusunda işbirliği içerisindeyiz." şeklinde konuştu.
Konuya ilişkin görüşüne başvurmak istediğimiz İskele Kaymakamı Kemal Yılmaz'a ise ulaşmak mümkün olmadı.
