Suna Erden

Dört kişinin ölümüyle ilgili yargılanan Altınfincan 5 yıl hapse mahkûm edilirken, ölenlerin yakınları cezaevine götürülen sanığa “katil” diye bağırdı, sanık ise gözyaşı döktü 

Akademisyenler İmge Kozok, Ayşe HadımcıCandemir, Figen Arkın ve Dilek Yılmaz’ın ölümüyle sonuçlanan trafik kazasına neden olan araç sürücüsü Çiğdem Altınfincan hakkındaki karar dün açıklandı.Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nde 10 davadan yargılanan sanık ceza yasasında 7 yıl hapis öngören suçlardan 5 yıl hapse mahkûm edildi.Duruşmayı kazada yaşamını yitirenlerin aileleri de izlerken, polis geniş güvenlik önlemi aldı. Kararın ardından polis sanığı gizlice arka taraftan götürürken, son anda sanığı fark eden acılı aileler “Katil, 5 yıl ile kurtulacağını mı sanıyorsun” diye bağırdı. Sanık Altınfincan ise cezaevi aracına götürülürken gözyaşı döktü. Öte yandan ağır ceza mahkemesinin verdiği kararla bir yıldır tutuklu bulunan sanık 1 buçuk yıl sonra şartlı tahliye olabilecek. 

ACILI AİLELER DURUŞMA SALONUNU DOLDURDU 

Dikkatiz, tedbirsiz ve acele ile halka tehlike teşkil edecek şekilde araç kullanarak dört öğretim görevlisinin ölümüne neden olduğu gerekçesi ile yargılanan sanık Altınfincan hakkındaki dava karara bağlandı.Karar duruşmasına yaşamını yitiren İmge Kozok, Ayşe HadımcıCandemir, Figen Arkın ve Dilek Yılmaz’ın yakınları da hazır bulundu. 

POLİS EK TAKVİYE GÖNDERDİ 

Yaşamını yitirenlerin ailelerinin duruşmaya gelmesi üzerine polis, mahkemeye ek takviye gönderdi. Lefkoşa Cürümleri Önleme Şubesi ile Adli Şube Ekipleri, bir olay yaşanmaması için güvenlik önlemi aldı. Başkan Ömer Güran,Kıdemli Yargıç Melek Esendağlı ve Yargıç Alev Ulunay,saat 11.30 sıralarında kararı okumak için oturdu.Duruşma salonu yaşamını yitirenlerin yakınları ile dolarken, gergin bekleyişin ardından Başkan Güran kararı okumaya başladı. 

ARAÇ 340 METRE SÜRÜKLENDİ 

Güran, okuduğu kararda ilk olarak sanığın yargılandığı davaları tek tek açıkladı, ardından kazanın oluş şekli ile ilgili olguları söyledi. Lefkoşa-Güzelyurt anayolunda meydana gelen kazada direksiyon hâkimiyetini kaybeden sanığın, önce rampaya çarpıp ardından karşı şeride uçarak içerisinde dört akademisyenin bulunduğu araca çarptıktan sonra yine aynı şeritte arkadan gelen başka bir araca çarptığını ifade etti. Güran, çarpmanın etkisi ile Ayşe Hadımcı Candemir yönetimindeki aracın kontrolsüz bir şekilde 340 kilometre boyunca sürüklendikten sonra orta refüjde durduğunu, kaza sonunu üç kişinin olay yerinde Dilek Yılmaz’ın ise Lefkoşa Devlet Hastanesi’ne yaşamını yitirdiğini kazada iki kişinin de yaralandığını belirtti. 

SAVUNMA, “BİR ANLIK KAZA, O TRAFİK CANAVARI DEĞİL” 

Dava ile ilgili duruşmalarda 5 tanık dinlendiğini, kaza ile ilgili 23 emare sunulduğunu kaydeden Güran, dava süresince sanık avukatının öne sürdüğü hafifletici nedenlere de değindi. Güran, savunmanın kazanın olduğu yerde yol aydınlatması olmadığını, çelik bariyerler bulunmadığını, yol güvenliğinin olmamasının kaza sonucunda etkili olduğunu ileri sürdüğünü açıkladı. Sanık avukatının kaza anında müvekkilinin çok aşırı süratli olmadığını, pervazsız veya trafik canavarı olmadığını, bir anlık dikkatsizlik sonucu yoldan çıkarak kazaya neden olduğunu, bu kazada yol güvenliğinin de eksikliğinin etken olduğunu belirterek savunma yaptığını dile getirdi. Güran, savunmanın ayrıca sanığın sabıkasız bir kişi olmasını ve Türk Dili Edebiyatı mezunu bir kişi oluşunu da mahkemeye söyleyerek ceza takdirinde değerlendirilmesini talep ettiğini belirtti. 

NEDEN SONUÇ İLİŞKİSİ DEĞERLENDİRİLDİ

Güran, kararda yol güvenliği ile ilgili eksikliklere dikkati çektikten sonra davaya konu olan kazanın neden ve sonuçlarının iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Güran, bir kazanın meydana birçok etken bir araya gelerek oluşabileceğini ifade ederek, sanığın yapmış olduğu kazanın normal, sıradan bir kaza olarak algılamanın mümkün olmadığını dile getirdi. 

"TEK NEDEN SANIK, BAŞKASI DEĞİL"

Güran, neden ve sonuç arasındaki olgulara baktıklarında sanığın fiilleri dışında kazaya neden olan bir unsur olmadığını söyledi. Güran, okuduğu kararda savunmanın, ‘eğer çelik bariyer olsaydı, karşı şeride geçmeyecekti” iddiasını da değinerek şu açıklamayı yaptı: “Sanık direksiyon hâkimiyetini kaybedip, karşı şeride geçerek kazaya neden oldu. Kazanın olduğu yolda çelik bariyer olmaması tesadüfi bir şey değildi. Sanığın makul bir mazereti yoktur. Bu kazada sadece sanığın sorumlu olduğunu dikkate almalıyız. Sanık direksiyon hâkimiyetini kaybedip karşı şeride geçerek masum bir şekilde araçlarında seyreden dört kişinin ölümüne neden oldu. 

"TEK NEDEN O, BAŞKASI DEĞİL"

Güran, yasaların başkalarının haklarını gerektiği gibi gözetmeden hareket edilmesine karşı önlem alması gerektiğini vurgulayarak, “Sanık trafik kurallarını dikkate almadan, hız sınırı üzerinde ve dikkatsiz bir şekilde karşı şeride geçerek bu kazayı yapmıştır. Ayrıca kazanın meydana gelmesinde karşı tarafın herhangi bir katkısı yoktur” dedi. 

BEŞ YIL HAPSE MAHKÛM EDİLDİ 

Güran, kaza esnasında aydınlatma olmasa bile havanın açık olduğunu, kazaya neden olacak bir etken teşkil etmediğini, sanığın makul bir özrü bulunmadığını, tedbirsiz, acele, halka tehlike oluşturacak bir şekilde dikkat ve gerekli özeni göstermeden sürüş yaptığı için kazaya neden olduğunu belirterek, sanığa hürriyeti bağlayıcı ceza vermeyi uygun gördüklerini söyledi. Güran, kamu menfaatinin de göz önünde bulundurulduğunu ifade ederek, sanığı yargılandığı davalardan 5 yıl süre ile hapse mahkûm ettiklerini açıkladı. 

ACILI AİLELER “KATİL” DİYE BAĞIRDI

Kararın ardından yaşamını yitirenlerin ailelerinin duruşma salonunda çıkarılması beklendi. Aileler ve basın duruşma salonu önünde beklerken polis, sanığı arka taraftan gizlice aşağı indirerek polis otosuna götürdü. Polisin sanığı gizlice götürdüğünü son anda fark eden akademisyenlerin aileleri, “Katil, 5 yıl ile kurtulacağını mı sanıyorsun” diye bağırdı. 

KARARDAN SONRA DAKİKALARCA AĞLADI

Bu arada cezaevi aracına götürülen sanık Çiğdem Altınfincan elleri ile yüzünü kapatarak ağladı. Cezaevi arabasına koyulan sanığın ağlama sesleri dışardan dahi duyuldu. 

EN FAZLA BİR BUÇUK YIL SONRA ÖZGÜR KALACAK 

Ceza yasasında en üst sınır 7 yıl olan suçlardan yargılanan ancak 5 yıl hapse mahkûm edilen sanık Altınfincan, bir yıldır hükümsüz tutuklu olarak cezaevinde bulunuyordu. Aldığı cezanın dörtte üçünü yatacak olan sanık, bir buçuk yıl sonra şartlı tahliye olabilecek. 

"YOLLARIMIZ ACİLEN TADİL EDİLMELİ"

Sanık Altınfincan hakkında verilen karada Başkan Ömer Güran çarpıcı noktalara değindi. Sanık avukatının yol güvenliği eksikliği üzerinden yaptığı savunma gerekçelerine ilişkin açıklamalar yapan Güran şunları söyledi:“2004 yılında yasada yapılan değişiklikle tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu meydana gelen ölümlü kazalarla ilgili hapis cezası 2 yıldan 7 yıla çıkarıldı. Yasa koyucu, bu suçlara daha ağır cezalar verilmesi gerektiği görüşündedir. Ancak unutulmamalıdır ki bu suçlar ceza artırmakla önlenememektedir.Trafik suçları sürekli ve hızlı bir şekilde artış göstermektedir. Öte yandan gün geçtikçe trafikteki insan ve araç sayısı artmaktadır. Avrupa ve gelişmiş ülkelerde bu suçlara ağır cezalar verilmesi öngörülmektedir fakat o ülkelerdeki yol güvenliği, trafik düzeyi ve trafik ile ilgili eğitimler dikkate alınmalıdır. “Ülkemizdeki mevcut yolların ivedilikle(acilen) kullanıma uygun, vahim sonuçlara neden olan kazaları önleyecek bir şekilde tekrar elden geçirilmesi gerektiği açık ve net bir şekilde yaşanmış olan bu davada görülmektedir. Tüm yollarımızın acilen tadil edilmesi gerekmektedir.”