Cumhurbaşkanı Eroğlu bugün CNN Türk’te Saymur Tezel Özgentürk’ün hazırlayıp sunduğu “Günlük” isimli programın canlı yayınına katılarak, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın KKTC ziyareti ve Kıbrıs konusundaki son gelişmelerle ilgili soruları yanıtladı

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Eroğlu, Rum lider Anastasiadis’in 24 Temmuz’da müzakere masasını terk etmesi olayıyla ilgili bir soru üzerine “Liderlerin önerileri arasında uzlaşma noktalarının arandığı bir sırada Anastasiadis’in sadece kendi isteğinin olacağına ilişkin bir anlayış sergilemeye başladığını” belirtti.  Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Anastasiadis’in geçmişte sağlanan yakınlaşmaların hiçbirini kabul etmek istemediğine” de dikkat çekti.

Eroğlu şöyle devam etti:

“Anastasiadis müzakerelere sıfırdan başlamak istiyor. 24 Temmuz’daki tartışma böyle başlamıştır. Kendisinin önerisine mukabil öneri sunduğumuzda öfkeleniyordu. O gün de öfkelendi. Ben kendisine  ‘sesini yükseltmekle bir yere varamayız. Size sunduğumuz öneriye cevap verin’ dedim. Daha sonra kendisi bir öneri sundu. Ben de şöyle değil böyle olursa çok daha iyi olur dedim. Bu verdiğim cevaba canı sıkılarak kulaklığını masaya vurdu ve masadan kalkıp ayrıldı. Hatta, ekibi kendisini zor yetişti. Biz bunu kamuoyuyla paylaşmadık. Çünkü biz müzakerelerin sonuç alıcı bir şekilde devamından yanayız.”

“BUTTENHEİM YOKKEN GÖRÜŞME MÜMKÜN DEĞİL”

“2 Eylül’de görüşme olacaktı. Görüşme niye gerçekleşmedi” şeklindeki soruya ise Eroğlu, müzakerecilerin geçtiğimiz günlerde bir araya geldiğini hatırlattı ve Rum Müzakereci Mavroyannis’in Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KKTC ziyareti nedeniyle görüşmeyi ertelemek istediğini belirtti.

“Biz bunu kabul etmedik. İki konu arasında bir bağlantı kurmadık. Erdoğan’ın konuşmalarını takip edip ona göre bir tavır belirleyecekler gibi bir hava belirlediler. Bu mümkün değil” diyen Eroğlu, daha sonra BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi’nin devreye girdiğini söyledi.

Özel Temsilcisi Lisa Buttenheim’ın New York’tan Kıbrıs’a dönüşünün ertelendiğini,  Buttenheim’ın ada dışındayken görüşme yapılmasının mümkün olmadığını söyleyen Eroğlu, şöyle devam etti:

“Genel Sekreter’den gelen rica ve bir de yeni atanan Kıbrıs Özel Danışmanı Eide’nin 5 Eylül’de Kıbrıs’a geleceğini de dikkate alarak Genel Sekreter’in erteleme önerisini kabul ettik.  Eide’nin randevu talebi de vardır. Randevuyu verdik…  5 Eylül’de görüşeceğiz. Biz bunları müzakerelerin devamı için kabul ediyoruz. Biliyorsunuz ben seçildiğimde BM Genel Sekreteri’ne bir mektup yazarak müzakerelere kaldığı yerden devam edeceğimi söyledim. Ancak Rum lider ortak açıklama metnini öne sürdü ve 1 yıl müzakerelerin başlaması için bekledik. Şimdi ise başka bahaneler ortaya koyuyor. Biz de müzakerelerin devam etmesi için bunları sineye çekiyoruz. Ama bunun da bir sonu vardır."

“KENDİ MENFAATLERİNE KULLANIYOR”

“Rum lider Anastasiadis niye zaman kazanmaya çalışıyor” şeklindeki bir soruya ise Cumhurbaşkanı Eroğlu, eski Rum lider Hristofyas ile hem kendisinin, hem de kendisinden önce İkinci Cumhurbaşkanı Talat’ın müzakere ettiğini hatırlattı.

Anastasiadis’in seçildikten sonra Annan Planı’na evet diyen bir kişi olarak dış dünyada umut yarattığını anımsatan Eroğlu, “Ama bu umudu kendi menfaatleri doğrultusunda kullanma planları yapmıştır. Hatta kampanya döneminde bile kendisine destek veren DİKO’ya, Annan Planı gibi bir planı kabul etmeyeceğini ve bunun gündemden düştüğünü ifade etmiştir” dedi.

“MASAYA KÖY İSİMLERİYLE GELİYOR”

Bunun yanında seçildikten sonra Rum Ulusal Konseyi’ne  uzun bir mektup yazarak konseyin yüzde 75’inin kabul etmeyeceği bir öneriyi sunmayacağı gibi, gelen bir öneriyi de kabul etmeyeceği sözü verdiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, şöyle devam etti:

“Eskiden Rum Ulusal Konseyi tavsiye nitelikli kararlar alırken, Anastasiadis’in bu tavrından sonra karar veren bir şekle büründü.  Bugün, Annan Planı’na evet demiş olmanın avantajını halen daha kullanmaya çalışırken,  masadaki tavırlarını da dünyadan saklamaya çalışıyor.

AB üyesi olmanın, tanınmış bir devletin başkanı olmanın ve batı yanlısı bir lider olmanın avantajını kullanarak masada ayak sürümektedir. Masaya, Türk tarafının kabul etmeyeceğini bildiği öneriler sunuyor. Bu da yeni bir taktiktir. Biz karşılıklı alı-ver’lere geçelim diyoruz.

Buna karşılık bize ‘özellikle Güzelyurt bana verilmezse müzakerelere devam etmem’ diyor.

Toprak konusunu gündeme getirmiştir. Biliyorsunuz toprak en son konuşulacak konudur. Ama masaya köy isimleri getiriyor. Bu isimlere baktığınızda zaten harita ortaya çıkıyor. Ne, Türkiye’den gelip vatandaşımız olanların vatandaşlıklarını kabul ediyor, ne garantileri kabul ediyor, ne de dönüşümlü başkanlığı...”

“ADAYLIĞIMLA İLGİLİ HERHANGİ BİR İFADE DE HENÜZ BULUNMADIM”

“Nisan 2015’te KKTC’de Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Bu yönde bir beklentileri de mi var? Siz de bu seçimle ilgili kararınızı kasım ayında açıklayacağınızı söylemiştiniz.  Siz kendinizi bu tartışmalarda nasıl görüyorsunuz” sorusuna karşılık ise Eroğlu,  “Sayın Anastasiadis ve tabii ki Rum Yönetimi maalesef sanki kendileri uzlaşmadan yana da uzlaşmaz olan benmişim gibi dünyaya ve kendi içimize mesajlar vermeye çalışmaktadır” dedi.

İkinci Cumhurbaşkanı Talat’ın, CTP Genel Başkanı olduğu dönemlerde, o dönem AKEL Genel Sekreteri Hristofyas ile iyi bir diyalog içinde olduklarını hatırlatan Eroğlu, “Sık sık görüşüp çözüm formülü üreten kişilerdi. Ama masaya oturunca çözüm bulamadılar” dedi.

Bir dönem BM Genel Sekreteri’nin adaya geldiğini ve iki liderin üzerinde anlaştığı noktaları kamuoyuna açıklamak istediğini hatırlatan Eroğlu, “Ama Hristofyas kabul etmemişti. Koltuğa kim oturursa otursun, Rumların bu hayalleri devam ettiği sürece bir çözüm mümkün değildir. Nisan’a daha çok zaman vardır. Aday olup olmayacağımı henüz hiçbir arkadaşımla paylaşmadım.  Herhangi bir ifadede bulunmadım ama şu anda ülkemizde iki parti, Ulusal Birlik Partisi ile Demokrat Parti aday olursam destek vereceğini söylemiştir. Ama dediğim gibi, şimdi öncelikli misyonum müzakereleri devam ettirmektir” diye konuştu.

ERDOĞAN’LA GÖRÜŞ BİRLİĞİ İÇİNDEYİZ

Eroğlu, “Cumhurbaşkanı Erdoğan ile uyuşmadığınız noktalar var mı? Yapılan açıklamalar Ankara-Lefkoşa fikir birliğini yansıtıyor mu? Bir de, sabrın sınırı var dendi. Bunu siz de söylediniz. O sabrın sınırı nedir?” yönündeki soruya ise şöyle cevap verdi:

“Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la baş başa bir saati aşan bir yemek yedik. Çok detaylı bir şekilde kendisine müzakerelerde devam eden, ortaya konan önerilerle ilgili bilgiler verdim.

KKTC’nin geleceğiyle, halkımızın beklentileri ile ilgili görüşlerimizi anlattım. Ekonomik sorunlarının aşılması konusunda da kendisiyle samimi istişarelerde bulundum. Fikir ayrılığımız yoktur. Görüş birliğimiz vardır.

Özellikle Cumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk ziyaretini KKTC’ye yapması bana göre dış dünyaya özellikle de komşularımıza önemli mesajlar vermiştir. Anastasiadis’in ‘Erdoğan cömert adamdır. Seçildikten sonra çok daha hızlı çözüme gideceğiz’ sözlerinin ardından  gelen bu açıklamalar sanırım Rumlarda hayal kırıklığı yaratmıştır.

Kıbrıs davasının, her iki devletin, KKTC ve Türkiye’nin milli davası olduğu dikkate alınırsa, bizim bu konuda ayrımız gayrımız yoktur. Ben Sayın Cumhurbaşkanı ile çok samimi bir diyalog içinde oldum. Ve ortaya koyduğum görüşlerde hemfikir olduğumuzu samimi bir şekilde ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ettim.”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bulunacak çözümün iki devlet esasına dayalı olacağını vurgulamasının öneminin de altını çizdi.

Eroğlu, “Biliyorsunuz biz  Rumların iddia ettiği gibi ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamından yana değil yeni bir ortaklıktan bahsediyoruz.  İki kurucu devletin oluşturacağı yeni bir devlet kurmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.