Özge Kizir

Çözüm için paranın gerekli olduğunu belirten Hüseyin Angolemli “toprağın ve nüfusun çoğunluğu bizde kalacağına göre tazmin etme konusunda büyük bir meblağa ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaçta ortaya çıkar çıkmaz dünya hemen devreye girer. IMF ve Dünya Bankası da buraya geldiyse demek ki büyük devletlerde işin içindedir ve mutlaka karışacaklardır” şeklinde konuştu.

TDP milletvekili Hüseyin Angolemli, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in seçimlerden başarı ile çıkması halinde 2016 yılı içerisinde bu görüşmelerin olumlu yönde tanımlanacağına inandığını söyledi.  Herşeye rağmen temkinli olmak gerektiğine işaret eden Angolemli “Fakat siyasette 2+2 her zaman 4 etmez” dedi. 

Güney’i eskiden beri tanıdıklarını, her an her şeyin olabileceğini ifade eden Angolemli, “Birleşmiş Milletler (BM) tarafından önümüze birkaç kez Kıbrıs konusunda bazı formüller koyuldu. Biz onu zamanında meclisten ‘evet’ olarak çıkardık. Mesela Perez de Cuellar belgesi vardı. O bir çözüm belgesiydi fakat Rumlar maalesef son noktaya geldiğimizde ‘hayır’ dediler. Bir de bu gerçeğimiz vardır. Bundan dolayı temkinli ve iyimseriz demekteyiz” şeklinde konuştu. 

Rum kesiminin bazı belgeleri sızdırdığınına vurgu yapan Angolemli, “ilk defa değildir… Müzakerelerdeki bazı noktaları maalesef Güney tarafı bir şekilde elde etmektedir. Bu durum da görüşmelere zarar vermektedir” dedi.

Toplum Demokrasi Partisi (TDP) Milletvekili Hüseyin Angolemli, müzakere sürecinde son yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Haberal Kıbrıslı gazetesine Avrupa Birliği ve dış ülkelerin çözüm sürecine müdahil olmasını değerlendiren Angolemli, “Kıbrıs sorununu etkileyen bir takım olaylar vardır. Örneğin Türkiye’deki bütün hareketler burayı etkilemektedir.  Bununla beraber burada İngiliz üsleri vardır. Kıbrıs artık maalesef bir dünya sorunu gibi herkesin ilgilendiği bir alan oldu. Stratejik konumu da çok önemlidir. Bu bakımdan biz istesek de istemesek de İngiltere doğal olarak ilgilenmektedir. Dolayısıyla burada bulunan iki toplum odak noktasıdır. Fakat bu ikisinin de istemesiyle işler bitmez. En görünür hali mali yönden bitmez. Eğer bir meblağ bulunmazsa bu çözüm olmaz. Çözüm nasıl olacak?” ifadesini kullandı.

“Şimdiye kadar alınan yol ciddi bir mesafedir”

Çözüm sürecinde genel tabloya bakıldığında ciddi bir yol alındığını gördüğünü belirten Angolemli, “Çeşitli araştırmalar, gelen tutanaklar ve gerek parti temsilcileri olarak çıktığımız sarayda alt alta koyup topladığımda gerçekten görüşmelerin yüzde 80’i iyi yönde tamamlanmış durumdadır. Geri kalan bir takım noktalar da önemlidir. Bazıları ise çok önemlidir. Şimdiye kadar alınan yol ciddi bir mesafedir” şeklinde konuştu.

“Giderayak Kıbrıs konusunda bir şeyler yapmanın rahatlığını duymak isterler”

Özellikle Amerika, İngiltere ve Almanya gibi devletlerin müzakere süreci ile ilgilendiklerini belirten Angolemli, “Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı davet ediyorlar. Bunun yanında Amerika Birleşik Devletleri’nin Başkanı Barack Obama veya Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-mun gibi kişilerin de görevleri bitiyor. Bütün bunlar 2016 içerisinde hemen hemen görev başında olacaklardır. Dolayısıyla Kıbrıs meselesinin çözümü için bana göre büyük gayret sarf edeceklerdir. Giderayak Kıbrıs konusunda bir şeyler yapmanın rahatlığını duymak isterler” ifadesini kullandı.

“Anastasiadis kazanırsa bu yılın sonunda çözülebilir”

Anastasiadis’in seçimlerde başarı ile çıkması durumunda 2016 yılının olumlu yönde etkileyeceğine inandığını vurgulayan Angolemli, “Güney kesimde yapılacak olan seçimlerden görüşmeci, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis başarı ile çıkarsa, 2016 yılı içerisinde bu görüşmelerin olumlu yönde tanımlanacağına inanmaktayım. Bu konuda içimde büyük bir inanç vardır. Her şeye rağmen tabi ki temkinliyiz ama genel olarak baktığımda ve mantığı da öne koyduğumda olumlu sonuç olabilir. Fakat siyasette 2+2 her zaman 4 etmez” dedi.

“Rumları iyi tanıyoruz”

Rumların her an ray değişikliğine gidebileceğine vurgu yapan Angolemli, Perez de Cuellar belgesinin çözüm niteliğinde bir belge olduğunu hatırlatarak, sözlerine şöyle devam etti: “Güney’i eskiden beri tanımaktayız. Hakikaten birkaç kez Kıbrıs konusunda bazı formüller bize Birleşmiş Milletler (BM) tarafından önümüze koyuldu. Biz onu zamanında meclisten ‘evet’ olarak çıkardık. Mesela Perez de Cuellar belgesi vardı. O bir çözüm belgesiydi fakat Rumlar maalesef son noktaya geldiğimizde ‘hayır’ dediler. Bir de bu gerçeğimiz vardır. Bundan dolayı temkinli ve iyimseriz demekteyiz. Biraz yaklaştık ama maalesef Güney tarafından o sonuçların alınması engellendi. Bu da Güney iyi niyetli mi yoksa değil mi konusunda bizi karamsarlığa itmektedir. 

“Güney’de son dakika ne olacak?”

Geçmişte yapılan görüşme tutanaklarını incelemekteyim. İlk defa bu dönemde her iki tarafın da lideri Annan Planı’na ‘evet’ dedi. Bütün bunlara baktığımızda umutlanmak istiyoruz ve umutlanıyoruz. Fakat yukarıdaki söylediğim nedenlerle de temkinli umutlanıyoruz. Güney’de son dakika ne olacak? Önceden masa bozulmuştu sonradan tekrar kuruldu. Kurulurken de Türkiye Barbaros araştırma gemisini çekti. Güney’de karbon yataklarının askıya aldı. Fakat bugünlerde bakıyoruz seçim arifelerinde yine yer altı enerji yatakları üzerinde bir takım ihaleler ve hareketler başlattılar. Bu samimiyet konusunu zedelemektedir. Dış dünya ve başta Amerika olmak üzere bütün bunların farkındadır.”

“Tazminatlar konusunda ihtiyacımız olan miktar konusunda büyük bir çaba var”

Dış dünya ile yapılan görüşmeleri değerlendiren Angolemli, Kuzey Kıbrıs’ta bir hazırlık yapıldığını kaydetti. Angolemki, “IMF’yi ve Dünya Bankasını buraya gönderiyorlar. Yani bir hazırlık başladı. Tazminatlar konusunda ihtiyacımız olan miktar konusunda bize yardımcı olmak için büyük bir çaba vardır. Dünya bankasının ve IMF’nin buraya gelmesini bu çabanın işaretleri de olarak görüyorum. Dünya kurumları kendi başlarına buraya gelmiş değillerdir. Avrupa Birliği, Amerika ve Almanya gibi söz sahibi ülkeler bunları buraya göndermişlerdir. Demek ki ciddi bir çalışma vardır. Bütün bu çalışmalarda Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın söylediği şekildedir.2016’ya yoğunlaşmıştır” şeklinde konuştu.

“Kimse bu konuyu sorun yapmış değildir”

Rum Müzakereci Mavroyannis’in ‘Türkiye, Kıbrıs Türk toplumunun 17 Milyar Euro’ya ulaşan borcunu silmezse, çözüm başarılamaz’ şeklindeki açıklamasına değinen Angolemli, sözlerine şöyle devam etti: “Kapalı oturumlarda biri öğrendi ve bunu Rum basınına söyledi. Öyle bir şey yoktur. Öyle bir tartışma geçti ama Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ın söylediği gibi veyahut Güney basınında çıktığı gibi değildir. Kimse bu konuyu sorun yapmış değildir.

“Güney kesimde de söyleyince bizimkiler havada bunu kaptı ve farklı anlaşıldı”

Bunun nasıl olacağını da orada konuştular ve olumlu bir takım görüşler ortaya attılar. Fakat görüşme tutanaklarındaki bu konuyu kim sızdırdıysa Güney kesime söylettiler. Güney kesimde söyleyince bizimkiler havada bunu kaptı ve farklı anlaşıldı. Siyasi yönden bunu öyle görmekteyim. Çünkü yaptığım incelemelerde bunlar görüşülmüştür. Bir konuşmalar geçmiştir. İlk defa da değildir daha önceden de geçer ama müzakerelerdeki bazı noktaları maalesef Güney tarafı bir şekilde elde etmektedir. Bu durum da görüşmelere zarar vermektedir.

“Avrupa Birliği başta olmak üzere Türkiye veya İngiltere’de hepsi de yardımcı olmaya çalışacaklardır”

Bunu bizim taraftaki bazı politikacılar veyahut kişiler alır ve istediği gibi kullanırlar. Yardımcı olmak konusunda; Avrupa Birliği başta olmak üzere Türkiye veya İngiltere’de hepsi de yardımcı olmaya çalışacaklardır. Bu şekilde çok sorun yaratmayan konuşmalardır. Fakat nasıl oldu? İşte bu konuşmaların bir kısmını cımbızla alırlar ve diğer tarafa atarlar. O tarafta özellikle çözüme samimi olmayan bazı kesimler bunu alır ve evire çevire kullanır.”

 “IMF ve Dünya Bankası da buraya geldiyse demek ki büyük devletler de işin içindedir ve mutlaka karışacaklardır”

 Büyük devletlerin de çözüm süreciyle ilgilendiklerini ifade eden Angolemli, “Bizim prensiplerimize yani toprağın ve nüfusun çoğunluğu bizde kalacağına göre tazmin etme konusunda büyük bir meblağa ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaçta ortaya çıkar çıkmaz dünya hemen devreye girer. IMF ve Dünya Bankası da buraya geldiyse demek ki büyük devletlerde işin içindedir ve mutlaka karışacaklardır. Fakat esas iki toplumdur. Bunların önce bir yere varması gerekir. Ondan sonrada eğer samimiyse dış dünya çözüm kaçınılmazdır” dedi.

“Beğensek de beğenmesek de Kıbrıs’ın tümü coğrafik bakımından AB toprağıdır”

AB’nin sürece fazla karışmasını istemediklerini belirten Angolemli, “Avrupa Birliği’nin fazla karışmasını istemeyiz. Masada illa bir taraf olarak masada oturmak istiyor. Çünkü beğensek de beğenmesek de Türkiye’nin de tanıklığında Kıbrıs’ın tümü coğrafik bakımından AB toprağıdır. Bununla beraber Yeşil Hat meselesi vardır. Yeşil Hat bile bunun bir ispatıdır. Diyor ki, ‘evet Kuzey Kıbrıs da bizim haritamızdadır ama Kuzey Kıbrıs’ta bizim kanunlarımız geçmez’ diyor” şeklinde konuştu. 

“Bana göre 2016 yılı içerisinde özellikle Güney kesimdeki seçimlerden sonra çok yoğun çalışmalar yapılacak”

Angolemli, sözlerini şöyle tamamladı: “Bana göre 2016 yılı içerisinde özellikle Güney kesimdeki seçimlerden sonra çok yoğun çalışmalar yapılacak. Belki de taraflar bu yoğun çalışmaların bir bölümünü de her şeyden uzak bir kampta geçirebilirler. Böyle sonuca varmak için 1 ay bir yerde toplanabilirler. Böyle bir yoğun çalışmayı izliyorum ve taraflarda yavaş yavaş yaklaşıyorlar. Çözüm metoduna sıcak bakmaya başladılar.”