Cumhuriyet Meclisi, 523 milyon 313 bin 200 TL. olarak öngörülen Milli Eğitim Bakanlığı bütçesini ele aldı.

Bütçe görüşmelerinde eleştiri yerine katkı koymaya çalıştığını dile getiren Arabacıoğlu, beklentisinin sistemin değişimin yönelik bir takım artışların yapılması olduğunu bekledi.

Sistemin tıkandığını söyleyen Arabacıoğlu, ilkokulların 6 yıldan 5 yıla indirilmesinin külfet olduğunu söyleyen Arabacıoğlu, bunun ayrıca alt yapının yetersizliğini ortaya çıkardığını ve sınıflardaki öğrenci sayısının artmasına sebep olduğunu kaydetti.

Kolej sınavlarında bölgesel fırsat eşitliği olması için tek tercihin önemli olduğunu ifade eden Arabacıoğlu, kolejlerle ilgili çarpık bir durum yaşandığını söyledi.

Sistemin kendi içerisinde öğretmen yiyen bir sistem olduğunu dile getiren Arabacıoğlu, var olan sistemden dolayı sürekli öğretmen ihtiyacının arttığını kaydederek, gerekli görülmesi halinde bazı liselerin kapatılması gerektiğini belirtti.

Lefke Gazi Lisesi’nde 5-6 kişilik sınıflar olduğunu ve bu sınıflara da öğretmen göndermek zorunda olunduğunu belirten Arabacıoğlu, 5 ilçedeki kolejde 9’uncu sınıflara üniversiteye hazırlık yönünde eğitim verecek yeterli öğretmen sayısı olmadığını da savundu.

Eğitimde en büyük ihtiyacın Mesleki Teknik kampus olduğunu dile getiren Arabacıoğlu, daha önce böyle bir yer ayrıldığını fakat bu yerin dere yatağı olmasından dolayı Metehan bölgesinde başka bir yer tahsis edildiğini bundan sonraki süreçte de bu kampusun buraya yapılarak faaliyete açılmasını temenni etti.

Bakanlık döneminde en büyük sorunlardan birinin hademe konusu olduğuna dikkat çeken Arabacıoğlu, “hademe olarak alınan bir kişinin idari kadroya almak suretiyle görevlendirilmesini” eleştirdi.

Arabacıoğlu, bazı okullarda temizlik hizmeti alımı yaptıklarını ve bunun da devam etmesinin doğru olduğunu düşündüğünü söyledi.

Okullardaki güvenliğin de ciddi sorun olduğunu söyleyen Arabacıoğlu, özellikle uyuşturucu konusunda okulların etraflarının korunmasının önemini söyledi ve tedbirler alınması gerektiğini kaydetti.

Okullarda özellikle yeterli sayıda Psikolojik Danışmanların olması gerektiğini dile getiren Arabacıoğlu, öğretmenin ders dışında da okulda öğrencisine sahip çıkması gerektiğini bundan dolayı da dersini veren öğretmenin okul süresi bitmeden ayrılmamasının gerektiğini kaydetti.

Öğretmen sendikaları ile iyi diyalog kurmak istemesine rağmen bazı tutumlarını beğenmediğini ve bu sendikal anlayışının da geriye götürülmesi gerektiğini söyleyen Arabacıoğlu, kendisinin sendikalara karşı olmadığını ama sendikaların da hükümetin üzerinde bu kadar baskın olmaması gerektiğini kaydetti.

Özel okullara da değinin Arabacıoğlu, bu okulların her ne kadar Milli Eğitim Bakanlığı’nın denetimde olduğunun fakat bu okulların gerçekte Bakanlığın denetiminde olmadığını kaydetti ve Bakanlığı kale almayan bir takım tavırları olduğunu belirtti.

Kolejlere alımda sayı artışını eleştirerek, artış sebeplerinin keyifi olduğunu düşündüğünü kaydeden Arabacıoğlu, Eğitim Bakanı’nın kolejlere giriş sayısının artışı yerine özel okullardan yatay geçiş sınavı yapabileceğini kaydetti.

Eğitime girmeyen ve içinde yaşamayanların eğitimdeki sorunları anlamayacağını belirten Arabacıoğlu, “istifasını vermesinin en büyük amacının da eğitim sisteminin düzeltilmesine dikkat çekmek olduğunu”  dile getirerek, eğitimin paramparça olduğunu öne sürdü.

Arabacıoğlu ayrıca, Bakanlıkta taşımacılıkla ilgili sorunlar da olduğunu fakat bu konunun Eğitim Bakanlığı’nın sorunu olmadığını dile getirdi.

BEROVA

DPUG Milletvekili Özdemir Berova ise, DAÜ taşeron firmalarında çalışanların eylem yaptığına değinerek, bu taşeron firma çalışanların haklarının verilmediğini ve bu işin de tamam olmamasından dolayı Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konuyla ilgilenmesini istedi.

Milli Eğitim’in herkesin ortak dairesi olduğunu ve büyük bir kitleyi içerisine alan eğitim öğretim ihtiyacını karşılayan bir Bakanlık olduğunu dile getiren Berova, hükümet programı içerisinde vaad edilen hususların bu bütçe yapısıyla gerçekleştirilmesinin mümkün olmayacağını kaydetti.

Berova, Milli Eğitim Bakanlığı yapığı dönemde yaşadığı tecrübeler ve uygulamaya koymaya çalıştığı projelerden örnekler vererek, bu çalışmaların ne aşamada olduğunu sordu.

Uzaktan eğitim alanındaki çalışmaların önemine işaret eden Berova, bu proje ile birçok öğrencinin yaşayabileceği sorunların giderileceğine ve mezun olmalarının sağlanacağına inanç belirtti, projenin en yakın zamanda hayata geçirilmesini istedi.

Berova, eğitimde sürdürülebilir bir yapı kurulması ve Talim Terbiye Dairesi’nde gerekli düzenlemelerin yapılması yanında Lefkoşa’da ikinci bir koleje ihtiyaç duyulduğunu, Meslek Liseleri için kampüs kurulması, liselerde yeniliklerin yapılması gerektiğini kaydetti.

Kampus için bir arazinin verildiğini ve bakanlığa devredildiğini, projelendirme çalışmalarının yapıldığını, finansman yönünde de ilerlemeler sağlandığını ifade eden Berova, ancak bu yılki bütçede bu yönde bir kaynak olmadığını görmekten üzüntü duyduklarını söyledi.

Yüksek Öğrenime de değinen Berova, ülkenin lokomotif sektörlerinden olan yüksek öğrenimde eğitim gören öğrencilerin hem sosyal hayata hem de ekonomisine ciddi katkılar yaptığına işaret etti. Berova, bu alanda bir profesyonelleşmenin önemine işaret ederek, üniversitelerde bu alanda yapılacak çalışmaların kaliteyi de artıracağına inanç belirtti.

Berova, kalite ve öğrenci memnuniyetinin artırılması açısından YÖDAK’ın yaptırım gücü olmadığını, bu yüzden bu kurumun yaptırım gücünün artırılması gerektiğini ifade ederek, bu yöndeki görüşlerini paylaştı, etkin bir mekanizma kurulması ve ortaya bir standart çıkarılıp desteklenmesi gerektiğini kaydetti.

Yeni burs tüzüğünün geçirilmesine teşekkür eden Berova, yaşam boyu eğitim projesine de destek verdiklerini ve çok önemsediklerini kaydetti, bu projenin hayat bulmasını temenni etti.

Berova, öğretmen nakillerinde yaşanan sıkıntıların da en büyük sıkıntılarından olduğunu belirterek, nakil tüzüğünün önemine işaret etti, bu konuda yapılan çalışmaların tamamlanması gerektiğini kaydetti.

E-okul projesine de devam edilmesi gerektiğini söyleyen Berova, taşımacılık sektöründe yaşanan sıkıntılara da değindi ve bakanlığın eğitim alanındaki tüm etkenler üzerinde etkin denetimin şart olduğunu belirtti.

ANGOLEMLİ

TDP Gazimağusa Milletvekili Hüseyin Angolemli de, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinde yatırıma ilişkin kalem olmadığını belirterek, bu bütçenin hiç tartışmadan reddedilmesi gerektiğini söyledi.

Angolemli, “Öğretmene ve çalışana ne kadar verilecek, okulların tamiri için ne ayrıldı, yeni okullar için ne ayrıldı bunları görmek istiyorduk bütçede ama bu giderler yazılmadı. Bu ödeneklerin karşısında ödemeler sıfır görünür. Ankara’ya gidecekler de sonra karar versinler o zaman Ankara’ya gidip geldikten sonra bu bütçeyi görüşselerdi” dedi ve eğitimde ne yapılacağını merak ettiğini söyledi.

Angolemli, eğitim alanında özelleştirmeye doğru gidildiğini ve şu anda eğitim alanının yarısından fazlasının özelleştiğini ifade ederek, özel okulların öğretmenlerinin hangi kurala göre alındığını sordu, gençlerin mi emeklilerin mi eğitim verdiğini merak ettiğini söyledi.

Angolemli, bütün özel okullarda emekli öğretmenlerin hizmet verdiğini, ancak buna bir kural getirilip gençlerin alınmasının önünün açılması gerektiğine vurgu yaparak, eğitimin şakaya gelmeyeceğini, eğitimin sağlık gibi önemli olduğunu ve eğitim alanının denetlenmesi gerektiğini kaydetti.

Özel okullarda müfredatın çalışanların eğitim kalitesinin denetlenmesinin şart olduğunu, çünkü ülkede eğitimin gelecek olduğunu, denetim olmadığı için gençlerin günden güne kaybedildiğini savunan Angolemli, eğitimin gelecek olduğunu, başıboş bırakılamayacağını vurguladı.

Hüseyin Angolemli, özel ve kamu okullarının müfredatlarının paralel olması gerektiğini ifade ederek, özel okullarla ilgili çekincelerini ortaya koydu. Denetimsiz bir eğitim sisteminin düşünülemeyeceğini ifade eden Angolemli, eğitim sendikalarının eğitimdeki yerine de değindi.

Angolemli, dün Mağusa Dr. Fazıl Küçük Meslek Lisesi’nde yaşanan darp olayına da değinerek, okullarda güvenliğin şart olduğunu, öğretmenlerin ve öğrencilerin güvenliğinin sağlanması ve okulların bekçi yerine güvenliğinin artırılması gerekliliğine dikkat çekti.

Öğretmenlerin okullar ve öğrenciler üzerindeki etkisine vurgu yapan Angolemli, okullarda yaşanan sorun ve aksaklıkların hep denetimsizlikten yaşandığına inanç belirtti. Angolemli, ülkede 82 bin yüksek öğrenim öğrencisi bulunduğunu ve bunun bir nimet olduğunu ifade ederek, bu sektöre dört elle sarılmaları gerektiğini vurguladı.

Bet ofislerin eğitimle çeliştiğini ifade eden Angolemli, bunların kapanması gerektiğini, öğrencilerin güvenliğinin ciddi anlamda sağlanması gerektiğini kaydetti.

Angolemli, ülkede her alanda denetimsizlik olduğuna işaret ederek, ülkedeki tüm sıkıntıların başının denetimsizlik olduğunu vurguladı.

2011 yılında hayata geçirilen Kamu Çalışanlarının Maaş ve Diğer Ödeneklerini Düzenleyen Yasanın bir türlü ellenemediğini, kaldırılamadığını ifade eden Angolemli, bu yasanın kaldırılması yerine başkasının hakkının alınıp diğer haksızlığa uğrayana verildiğini, bunun doğru olmadığını kaydetti.

Hayat pahalılığı, eşel mobil gibi uygulamaların durdurulduğunu, hazırlık ödeneklerinin üzerinde oynandığını, eski öğretmenden kısılıp yeni öğretmenlere verildiğini işaret eden Angolemli, bütçenin artık buna göre ayarlanıp bu yasanın kaldırılması gerektiğine işaret etti.

Angolemli, bu yasa kalkmadığı sürece ülkede huzur olmayacağını savunarak, özel sektöre böyle yasalarla destek olunamayacağını, özel sektöre sendikalaşma hakkı verilmesi durumunda adaletin sağlanacağını kaydetti.

Kamu okullarının desteklenmesi ve geliştirilmesi gerektiğini, bunun yerine özele destek verilip devlet okullarının geride bırakılmasının kabul edilebilir olmadığını belirten Angolemli, kamu ile özel arasındaki eşitliğin sağlanması için gerekiyorsa yasal düzenlemelerle tam gün eğitime geçilmesi gerektiğini söyledi.

Angolemli, okullarda yazılma parası alındığını, çünkü okullara bakanlık tarafından destek olunmadığını savunarak, buna devletin hakkı olmadığını, kimsenin okulları zor duruma düşürmeye hakkı olmadığını, her okula öğrenci sayısına göre katkı sağlanması gerektiğini vurguladı.

Ülkede çoğu ailenin yemeğinden ihtiyaçlarından kesip çocuğunu özele yazdırdığını ifade eden Angolemli, seçim sonrası ülkede 3 bakan değişmesini de eleştirdi. Angolemli, artık ülkede yeterli bütçe ve geleceğe yönelik plan ve programların yapılmasının şart olduğunu ifade ederek, denetimlerin de artırılması, kadroların gençleştirilmesini gerekliliğini savundu.