Deniz Abidin

TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli, gündeme ilişkin son durumu değerlendirdi. Angolemli, hükümetin bozulmasıyla ilgili olarak  senaryonun önceden çizildiğini ve bir plan çerçevesinde hareket edildiğini söyledi. Angolemli, UBP'nin kolay kolay hükümet krizi yaratamayacağını kaydetti. Angolemli, "UBP kriz yaratmışsa demek ki farklı senaryolar olabilir" diye konuştu. Hüseyin Angolemli, UBP'nin önüne hangi paket konulursa konulsun imzalayacağını, imzalasa da zaten uygulamayacağını söyleyerek, "TDP olarak bu konuda çok deneyimimiz var" diye konuştu.

Angolemli, 1986 yılında da aynı senaryonun yaşandığını, o dönem UBP-TKP koalisyonu olduğunu, TKP'nin dayatılan paketi kabul etmediğini ama UBP'nin imzaladığını anımsattı.

"İlle bakan olayım mantığı var"

Angolemli şunları söyledi, "Dıştan destekli bir azınlık hükümeti. Önemli olan komitelerin çalışmasıdır. İşte burada aç gözlülük yaptılar. Siyasi açıdan sırıtmaktadır. İlle bakan olayım mantığı var. Belli ki DP'nin milletvekilleri bakan olmak için muazzam bir baskı kurdular. Halbuki dıştan bürokrat olarak tayin edilmiş olsalardı, Bakanlar dıştan alınsaydı Mecliste  DP veya hükümet  hiç sıkıntı çekmemiş olur. Serdar Bey ne dedi? CTP ile konuşacağım kabul ederlerse teknokrat bir hükümet kuracağım. Bu ne demektir? Kiminle kuracaksın? CTP kabul etmedi. Ne oldu? 5 tane Milletvekili vardı, 4'ü  hükümete girdi. Bu aç gözlülüktür. 5 Milletvekilli bir partinin 4 vekili de bakan olmak zorunda mıydı? Bulunmamış hint kumaşı mı? Doktoru Eğitim Bakanı, öbürünü Turizm Bakanı, hele kendisi Maliye Bakanı oldu. Bilmiyorum bu konuda bir uzmanlığı var mı ? Hüseyin Özgürgün de herhalde Ersin Tatar Bakan olmasın diye bunu kabul etti. Maliye,  istihdamdan tutun da her alanda etkili bir bakanlıktır. Hükümette olalım da ne olursa olsun denildi"

"Siyasete yepyeni bir bakış gelecek"

Angolemli, "Tek bölgeli seçim cumhurbaşkanı tarafından da imzalanırsa çok şey değişecek"diyerek, yasanın hayata geçmesiyle birlikte ilk seçimin ardından meclis'in yapısının değişeceğini belirtti. Angolemli, kolay kolay milletvekili olunamayacağını ifade ederek, "hısım akraba geçmeyecek, para bile geçmeyecek"dedi. Angolemli, çok kaliteli bir Meclis'in oluşacağını kaydederek, bunun büyük bir dönüşüm olacağını anlattı. Angolemli, halkın baskısının çok önemli olduğunu söyleyerek, "UBP hayır diyecekti, ancak sanırım bir kamuoyu yoklaması yaptı ve tepki alacağından evet dedi" diye konuştu. Angolemli, "Umarım etkilerini göreceğiz. Siyasete yepyeni bir bakış gelecek" dedi.

Türkiye'nin hükümet üzerinde etkisi var"

Yeni oluşan UBP-DP Koalisyonunun  siyasi çıkarların düşünülerek oluşturulduğunu savunan TDP Milletvekili Angolemli, UBP ile DP'nin  de siyasi arenada çok yıprandığını kaydetti. Angolemli,  bir süre sonra bu koalisyonun da  maaşları bile ödeyemez duruma düşeceklerini ardından ise  sandığa gitmek zorunda kalacaklarını belirtti. Türkiye'nin ise hükümetler üzerinde etkisinin bariz olduğunu anlatan Angolemli,  Türkiye'nin bu yıl sonuna kadar kriz istemediğini,Kıbrıs müzakere masasının dağılmaması için 2016 yılı sonuna kadar hükümetin sürmesine destek vereceğini ifade etti.  

"Toplumda moral çöküntüsü var"

Konuşmasında toplumun içinde bulunduğu durumla ilgili değerlendirmelerde de bulunan Angolemli, toplumda büyük bir moral çöküntüsü içinde geleceğe kaygıyla baktığını kaydetti. Angolemli, geçmişte bir çözüm olacak ve bu sorunlar bitecek şeklinde düşünüldüğünü, ancak şimdi vatandaşın bu söylemlere inancının kalmadığını kaydetti. Angolemli, Kıbrıs Türkünün sabrının yüksek olduğuna dikkat çekerek, "Kıbrıs Türkleri kolay kolay ayağa kalkmaz ama kalktı mı da bir daha oturmaz, bizim böyle bir yapımız var" şeklinde konuştu.

"Tazmin edilmesin  diye hastalıklar tespit edilmiyor"

Angolemli, üreticinin hayvan hastalıklarıyla  mücadele ettiğine işaret ederek, birçok hayvanın öldüğünü ve kırsal bir alanda çukurlara atıldığını anlattı. Angolemli, hükümetin bu hayvanları tazmin etmek zorunda olduğunu ancak  bunu yapmamak için hastalıkların tespitini yapmadığını iddia etti. Angolemli, "ne acı bir durumdur ki hayvanlar ölüyor ve gidip bakılmıyor" dedi. Angolemli, memurun, çiftçinin elinde para olmaması durumunda bunun esnafa yansıdığını söyleyerek, marketlerde ithal sütlerin satılmakta olduğunu belirtti. "Hayvancı sütünü sokağa döker, sen ise kapılarını ardına kadar açmışsın bırak süt ürünlerini, peyniri, pastörize süt geliyor bu ülkeye. Ayıptır"dedi.

"Reel üretimden koparıldık"

Angolemli konuşmasında Kıbrıs Türkü'nün üretimden koparıldığına da işaret ederek, Merhum  Turgut Özal'ın Başbakanlık dönemine atıfta bulunarak, "Ne Sanayi Holding kaldı ne de birşey. O zaman hiç unutmam Özal, 'bizde herşey var, sizin üretmenize gerek yok, zaten havanız kurak' demişti.  O dönem reel üretimden koparıldık. O dönem naranciye fabrikası vardı ve Türkiye'ye narenciye için karton kutu satardık, şimdi bu fabrikalar gitti ve biz bugün bu kartonları  ithal ediyoruz"dedi. "Tüketen toplumlar tükenmeye mahkumdur" diyen Angolemli, köylünün pazar bulunması şartıyla üretmekten kaçmadığını belirtti. Angolemli, pazar bulunması konusunda çok zayıf kalındığını söyleyerek, "Neden büyük masraflarla üretilen patatesin denetimi burada yapılmıyor?"diye sordu. Bu konuda mazaret olamayacağına dikkat çeken Angolemli, "özellikle Elye'de bu işle uğraşanlara yazık değil mi?"diyerek tepkisini dile getirdi. Angolemli, Elye'nin üreten kesim olduğunu söyleyerek, devletin  bu insanlara sahip çıkmadığını kaydetti.

"AKEL evet derse bu iş biter"

Açıklamalarının sonunda  Kıbrıs Müzakere sürecine de değinen Hüseyin Angolemli,  Cumhurbaşkanı Akıncı'nın Cumhurbaşkanı seçilmesinin bir avantaj sağladığını belirterek, Meclise gelen tutanaklar da incelendiğinde geçmişe göre daha çok umutlu olduğunu söyledi. Angolemli, Anasatasiadis'in  toplumu ile sıkıntısının daha çok olduğunu belirterek, "bu seçimde DİSİ öne çıkarsa, Kıbrıs sorunu açısından daha avantajlı olacağız. Ama benim için AKEL'in tavrı önemlidir. Asıl AKEL evet derse bu iş biter. AKEL sol partiyim, barış görüşmelerine katkım var diye söyler ama Akıncı'nın maraş ercan ve mağusa limanı konusundaki görüşlerini benimsemedi" dedi.

"Akıncı ve Anastasiadis bu sorunu çözerse tarihe geçer"                      

Angolemli, 2016 yılı  sonuna kadar bir çözüme gidilmezse parça parça çözüm yoluna gidilebileceğini kaydetti.