Eniz Orakcıoğlu

Demokrat Parti (DP) Lefkoşa Milletvekili Mustafa Arabacıoğlu, hükümet krizine değinerek, “Bu kadar kısa bir sürede bu kadar hükümet değişiminin olması ekonomi ve meclis çalışmaları açısından her şeyin sil baştan başlaması demektir. Bu durumda rahatsız olmamak elde değildir, rahatsız olmamak demek ülke sorunlarına duyarsız olmak demektir. Dolayısıyla bu süreçten bizde rahatsız olduk, biran önce bu belirsizliğin aşılmasını ve kurulacak olan hükümetin de kısa vadeli hükümetten ziyade gerçekten bu ülkeyi seçime kadar taşıyacak 2 yıllık hükümet olmasını arzularım” şeklinde konuştu.

“Hükümette adil paylaşım yoktu”

CTP-UBP hükümetinin adil bir paylaşım içermediğini belirten Arabacıoğlu, “112 kurum ve müdürlüğün 70’ini CTP alırken, 40’ını da UBP alarak paylaşmıştı ve bu paylaşım kesinlikle adil değildir. Bütçe içerisindeki bakanlıklara baktığımız zaman UBP’ye verilen bakanlıklar CTP’nin bakanlıkları yanında çerez gibi kalmıştı. Böyle bir anlayışla zaten kurulan CTP-UBP hükümetin uzun süreli olmayacağı ortadaydı. Zaten bu hükümet kurulurken UBP’de kurultaya yönelik bir ortaklıktı. Göründüğü gibi su konusunda UBP’nin sesi çıkmadı, yine ekonomik protokol söz konusu oldu CTP yalnız yürüdü. Bu bağlamda da oluşacak yeni hükümette bu tarz bir ortaklığın olmasını istememekteyim” dedi.

“Koltuk için ortaklık kabul etmeyiz”

DP’nin 2-3 koltuk için ortaklığı asla kabul etmeyeceğini belirten Arabacıoğlu, “Eğer bir ortaklık söz konusu olursa ortaklık kurulmadan önce daha önceki hükümet zamanında sorun olan ekonomik paket gibi başlıkların incelenip, tarafımızdan tartışılması ve ne kadar kabul edilebilirliği görülüp ona göre adım atılmalıdır. Kısacası ortağımla hiç anlaşmadan, konularda hem fikir olmadan ve ortak olduktan sonra tartışmaktansa, masaya o konuma gelmeden önce ortaklıkta buluşmam gerekir. Bu yaklaşıma benzer bir yaklaşımımız Annan sürecinde de olmuştu” diye konuştu.

“Büyük olasılıkla DP hükümetin içindedir”

Çalışmalarının Cumartesi’nden başladığını vurgulayarak, “Cumartesi, Pazar kendi aramızda değerlendirmeler yaptık. Pazartesi akşamı ise genişletilmiş MYK toplantımız vardı. Esasında bu toplantı daha önceden belirlenmiş kurultaya yönelik bir toplantıydı, fakat ülkede gündem maddesinin bir anda değişmesiyle toplantının içeriği de değişti ve bu toplantıda başkanımıza görüşmelerle ilgili yetki verdik. Başkan’da bu 2 günde birtakım temaslar yaptı ve dünkü parti meclisinde de hükümet kurmakla ilgili başkan yetkilendirildi. Cuma, Cumartesi ve Pazar günü hükümet kurma çalışmalarında ise çok büyük olasılıkla hükümet kurulacak ve yine çok büyük olasılıkla DP hükümetin içinde yer alacaktır” şeklinde konuştu.

“Görevlendirmenin kime verileceği önemli”

Cumhurbaşkanının görevlendirmeyi kime vereceğinin önemine dikkat çeken Arabacıoğlu; “Kafalarda bir partiye daha yakın duruş pozisyonu olabilir, bu noktada da yakın olduğun duruş pozisyonundaki partiye görev verilmezse durum biraz daha farklı olabilir. Bunun yanında Cumhurbaşkanı Parti Genel Başkanları ile görüşme yaptı, bu görüşmelerde bir izlenim ortaya çıkabilir. Bu izlenim doğrultusunda da en çok milletvekili olan parti genel başkanına hükümet kurmayla ilgili görevi değil de kendi düşündüğü doğrultuda ilerleyebilir. Geçmişte 2 kez bunun örneği olmuştu biri olumlu, biri olumsuz sonuçlanmıştı” dedi.

"İstifa eden vekillere tabanda sıcak bakılmıyor"

Bağımsız milletvekilleri konusunda değinen Arabacıoğlu, sözlerine şu şekilde devam etti; “Bağımsız vekil olan arkadaşlarımızın 3 tanesi UBP ve DP koalisyonuna destek vereceklerini belirttiler ki onların desteği ile sayı 26 olur. Bunun yanında tabanda da en çok konuşulan ve en çok tartışılacak konu bağımsızlardır. Ama günün sonun da yapılacak bir hükümet ortaklığında 3 milletvekili ile biz muhatap olmayacağız. DP’den ayrılan ve şu anda vekillik görevini bağımsız olarak yürüten kişilerin yeniden partiye dönmek istemeleri halinde bu olaya ön yargılı bakmıyorum. Günün koşullarında böyle bir talep gelirse ve süreçle ilgili iyi niyet görürsek olmayacak diye bir şey yoktur. Bunu da belirtmek isterim ki siyasi partiler yasasında seçime kadar bağımsız kalma zorunluluğu vardır maddesi geçmektedir, ama tekrar istifa ettiği partiye dönemez, ya da dönebilir bir belirtme yoktur. Bunların yanında eğer biz bu hükümete gireceksek bağımsız vekillerin hükümet harcayacağı caba karnelerine yazılacaktır. Diğer bir nokta ise Önder Sennaroğlu’nun destek açıklamalarıdır ve diğer bir artımız ise Meclis Başkanı Sibel Siber 27’inci kişidir.”

“Elektriğin hesaplanması gerekmektedir”

Arabacıoğlu, Limanlarla ilgili özelleştirmeden kast edilenin kamu-özel ortaklığı olduğunu vurgulayarak; “Elektrik kurumunu ise Üretim, ileti ve tahsilat olmak üzere 3 ayağa ayrıldı. Bu noktada ise bakıldığı zaman zaten biz elektriğimizin yüzde 65’ini özelden almaktayız. Elektriği kaça alıp kaça sattığımızı hesaplayıp aradaki farkın nerden kaynaklandığını sorgulamak gerekir. Ben vatandaş olarak bu kadar yüksek fiyatlara elektrik ödemek istemiyorum ve dünya fiyatları ile orantılı elektrik ödemek istiyorum. Türkiye’den gelmesi söz konusu elektriğin ise kaça geleceği, gelirse fiyatların halka, sanayiye, turizme nasıl yansıyacağı gibi başlıkların hesaplanması gerekmektedir. Stratejik olarak baktığımız zaman elektrik santrallerimizin her an için aktif durumda olacak şekilde orda bulunması gerekir bu bir stratejik olaydır. Bunun dışındaki tahsilat ve ileti konularının oturulup değerlendirilmesi gerekir” diye konuştu.

“Talat ne artı koymuş ki biz engel koyacağız”

CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat’ın “ Eroğlu-DP hükümeti kurulacak müzakere süreci sabote edilecek” şeklindeki yaklaşımını da değerlendiren Mustafa Arabacıoğlu, “Ben böyle bir sürecin yaşanacağına ihtimal vermem. Bunun yanında hükümet ve Sayın Talat’ın bu sürece ne artı koymuş ki biz ne engel koyacağız. DP ve UBP olarak bu süreçteki toplantılarda hangi konularda biz Sayın Akıncı’nın masasını takozlayacak engel koymaya çalıştık. Sayın Talat bu söylemleriyle, CTP hükümetinin müzakere süreci açısından hükümette olmasının artısı olabileceğinin toplumda algısını yaratmaya çalışmaktadır” dedi.