Özge Kizir

Partileşme düşüncelerinin “ayrılık yaratacak” sözleriyle eleştirilmesine karşı çıkan Erhan Arıklı, “KKTC’ye inanmayan siyasi partiler var ve kimse çıkıp onlara ‘siz Kıbrıslı ve bölücü partisiniz’ demiyorlar. Türkiye kökenliler bir siyasi oluşum içerisine girmeye çalıştıkları anda bir anda şaha kalkılıyor. Evet tehlikeyiz. Düzene ve sistemden beslenen partilere karşı tehlikeyiz. Çünkü radikal önlemler içeren tekliflerle halkın karşısına çıkacağız” dedi.

KKTC’deki Vatandaşlık Yasası’nı “cinayet” olarak nitelendiren Arıklı, “Bu vatandaşlık yasası tam bir yüz karasıdır. Resmen cinayettir. O yasada ayrımcılık vardır. Yasada KKTC kimliği taşıyan kişi 5 yıl yurt dışında yaşadıysa vatandaşlıktan çıkarılır. Böyle bir şey olabilir mi?” ifadesini kullandı.

Türkiye kökenlilere karşı bir ötekileştirme politikasının yürütüldüğünü belirten Erhan Arıklı, “Bir Türkiye vatandaşı Savcı veya Savcı Yardımcısı olmaz mı? Bunların bir adım öteye gitmesini engelleyen nedir? Bize ‘aldıkları puan bu, hak etmediler’ deyin. Ama böyle bir şey yoktur. Bunları düşününce yeni jenerasyon isyan ediyor. ‘Bizim hakkımız ne olacak?’ diyor. Yani birileri devleti ele geçirmiş ve ayrımcılık yapıyor” şeklinde konuştu. 

Kartal Harman’ın sunup yönettiği “Ayaküstü 1 Saat” programının geçtiğimiz akşamki konuğu Yeni Doğuş Hareketi (YDH) Sözcüsü Prof. Dr. Erhan Arıklı oldu.

Seçim ve Halkoylaması Yasası’nda yapılmaya çalışılan değişiklikleri eleştiren Arıklı, ülkedeki seçim sisteminin çoğunluğun tercihlerine dayalı olduğunu vurguladı.  Arıklı, bu sistemin Türkiye kökenli vatandaşların seçilmesini engelleyen ve temsili adaleti geciktiren bir sistem olduğunu söyledi. “Toplumdaki yüzde 20’lik bir kesimi Meclis’te de temsil etmek durumundasınız” diyen Arıklı şöyle konuştu: 

“Çarşaf liste diyerek halkı kandırdılar, ucube bir yasa ortaya çıktı”

“Son zamanlarda bir yasa daha geçti. ‘Çarşaf liste’ diyerek halkı kandırdılar. Fakat bir baktık ki ucube bir yasa ortaya çıktı. Buna göre eski sistem çok daha iyiydi. İşin kötü tarafı mevcut milletvekilleri kendi mantalitelerine uygun bir yasa hazırladılar
“Siz burada kalkar da azınlık durumunda olan kesimin seçilmesini de etkileyecek bir düzenleme yaparsanız yanlış olur”
Yasaya itiraz ettiğimizde bize söylenen ‘aday olun ve kazanın’ oldu. İyi de hemşericilik faktörü dünyanın her yerinde vardır. İnsanlar tanıdığına, akrabasına veya düğününe gelene oy verecektir. Dolayısıyla oy verirken ve tercihini yaparken kendine en yakın insanlara oy vermeyi doğal olarak düşünür. Düşünmesi de normaldir. Fakat siz burada kalkar da azınlık durumunda olan kesimin seçilmesini de etkileyecek bir düzenleme yaparsanız yanlış olur. Dolayısıyla bu seçim sistemiyle Türkiye kökenlilerin tamamen Meclis’te temsil edilmesi ortadan kaldırılmış oluyor. Buna itiraz ettiğimizi belirttik. ‘Ya bu seçim sistemini düzeltin herkesin anladığı manada tek bölgeye, çarşaf listeye geçin, ya da bu hareket partileşecek’ dedik.” 

“41 yıldır yan yana yaşayan insanların ötekileştirmesi veya ayrılması söz konusu değildir”

Toplumda son zamanlarda ciddi bir ötekileştirmenin yaşandığını belirten Arıklı, sözlerine şöyle devam etti: 

“Son yıllarda bunu biraz daha katı bir şekilde gördük. Özellikle 1974’ten sonra gelen vatandaşlara karşı devletin bazı kesimlerinde ötekileştirme yaşanıyor. Halkta bir sorun yoktur. 41 yıldır yan yana yaşayan insanların ötekileştirmesi veya ayrılması söz konusu değildir. Fakat siyasete ve devletin kademelerindeki belirli kişiler bu ayrıştırmayı ve ötekileştirmeyi profesyonelce yapıyorlar. 

“Bunlar artık devlet yönetiminde söz sahibi olmak istiyorlar”

Örnek vermek gerekirse Türkiye’den gelen vatandaşların geçmişte eğitimleri yoktu, daha çok lise mezunu ağırlıklıydı. Üniversite mezunlarının oranı belki yüzde 1’di. Dolayısıyla o kademedeki insanlar daha alt kademelerdeki işleri yapmaya taliptiler. Devlet yönetimine talip değillerdi. Fakat ikinci ve üçüncü jenerasyon okudu. Bugün her evde üniversite mezunu ve hatta akademik kariyer sahibi gençler var. Bunlar artık devlet yönetiminde söz sahibi olmak istiyorlar. Parlamentoda temsil edilmek istiyorlar. Türkiye’den gelen vatandaşların oranı nüfusa bakıldığında yüzde 30-40’lardadır. Fakat parlamentoya bakıldığında 2 tane milletvekili vardır.”

“Vatandaşlık yasası tam bir yüz karasıdır”

Toplumda yaşanan ötekileştirmeye değinen Arıklı, “Siz parlamentoda şayet yeterince temsil edilmezseniz, sizin sesinizi parlamentoda duyurmazlarsa ve parti içi disiplin adı altında sizi temsil eden 1-2 milletvekili dahi parlamentoda çıkıp da mağdur olduğunuz konularda dahi engel olursa, dikiş bir yerde patlar. Şu anda Vatandaşlık Yasası vardır. Bu Vatandaşlık Yasası tam bir yüz karasıdır. Resmen cinayettir. O yasada ayrımcılık vardır. Yasada KKTC kimliği taşıyan kişi 5 yıl yurt dışında yaşadıysa vatandaşlıktan çıkarılır. Onun çocuğu varsa ve yurt dışında yaşıyorsa o da vatandaşlıktan çıkartılır. Fakat Londra veya Avusturya’da yaşayan Kıbrıs Türkü, kök anadan babadan Kıbrıslı ile ne zaman isterse gelip vatandaşlık alabilir. Böyle bir şey olabilir mi?” dedi.

“Türkiyeli Kıbrıslı ayrımı yapanlar var”

Türkiyeli- Kıbrıslı ayrımının yapıldığını ifade eden Arıklı şöyle dedi:  

“Türkiyeli Kıbrıslı ayrımı yapanlar vardır. Bir tane Savcı veya Savcı Yardımcısı Türkiye vatandaşı olmaz mı? Bunların bir adım öteye gitmesini engelleyen nedir? Bize ‘aldıkları puan bu, hak etmediler’ deyin. Ama böyle bir şey yoktur. Sürekli oralara birileri geliyor ve doğum yerlerinden dolayı bazı kişilerin orada temsiliyeti engelleniyor. Bunları düşününce yeni jenerasyon isyan ediyor. Yeni jenerasyon ‘Bizim hakkımız ne olacak?’ diyor. Yani birileri devleti ele geçirmiş ve ayrımcılık yapıyor. Halkta bir sıkıntı olmamasına rağmen ‘siz bizim hakkımızı savunmuyorsunuz’ diyor…” 

“Kıbrıs kökenli vatandaşlarımızın olduğu sandıklarda Türkiye kökenli vatandaşa aday tercihi çıkmaz”

Siyasi partilerin Türkiye kökenli vatandaşların sadece oylarına talip olduklarını belirten Arıklı, “Demokrat Parti MYK’sında (DP) görev yapmış kişiyim. Ulusal Birlik Partisi’ni de (UBP) çok yakından izliyorum. Bu siyasi partileri yöneten irade ayrımcılığı yaratan iradedir. O partileri yönetenler Türkiye kökenli vatandaşların sadece oylarına taliptirler. ‘Gelin birlikte yönetelim’ diye sadece lafta derler. Örneğin İskele bölgesinde her bölgeye hitap eden Karadenizli veya Adanalı koyarlar. Mağusa’da ise 13 tane aday vardır ve hiçbir zaman 7 olmaz, mutlaka 5’tir. Tercih yapan kişi 5 tane Türkiye kökenli vatandaşa tercih versin, ama geri kalan 2 tanesini diğer tarafa versin. Kıbrıs kökenli vatandaşlarımızın olduğu sandıklarda 1 tane Türkiye kökenli vatandaşa aday tercihi çıkmaz. Mümkün değildir. Halk beni yanlış anlamasın, Kıbrıs kökenli adaylara oy veren ya da tercih eden veren vatandaşı suçlamıyorum. Böyle olması son derece normaldir” ifadesini kullandı.

“KKTC’ye inanmayan partilere kimse ‘siz bölücü partisiniz’ demiyor”

Yeni Doğuş Hareketi konusunda çıkan açıklamaları değerlendiren Arıklı sözlerini şöyle tamamladı: 

“Mevcut siyasi partilerde görev alan kesimler ve o siyasi partilere hizmet eden kişiler ve kalemler partinin bölücü veya ayrılıkçı olduğunu servis ediyorlar. Son derecede normaldir. Garipsemiyorum aksini de düşünemiyorum. Neticede ortada bir pasta var ve yüzde 30’luk bir kesimi 4 siyasi parti bir şekilde bölüşmüşlerdir. Şimdi Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı çıktı. O da pastadan bir pay almak istiyor. Çünkü cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 23’lük bir oy almıştı. Sandık bazında incelendiğinde çok büyük bir oranını yarıya yakınını Türkiye kökenli vatandaşlardan aldı. KKTC’ye inanmayan siyasi partiler vardır. Onlar da saf Kıbrıs doğumlu arkadaşlardır. Hiç kimse çıkıp onlara siz Kıbrıslı ve bölücü partisiniz demiyorlar. Türkiye kökenliler bir siyasi oluşum içerisine girmeye çalıştıkları anda bir anda şaha kalkıyor. Evet tehlikeyiz. Düzene ve sistemden beslenen partilere karşı tehlikeyiz. Çünkü radikal önlemler içeren tekliflerle halkın karşısına çıkacağız.”