Melin Dobran

“Bankazedeler, gelişen siyasi olaylar, cinayetler, intiharlar, tecavüzler, tacizler, çocuk tecavüzleri, kumar, uyuşturucunun artıyor olması toplumdaki ruh sağlığı bozukluklarının artmasına sebep oluyor. Daha riskli bir ada olmamıza neden oluyor… Normal koşulların olduğu, normal ruh sağlığı atmosferi yaratan bir coğrafyada değiliz. Anormal bir coğrafyadayız. Bütün bu saydıklarımız bizi sıkıntılı bir toplum haline getiriyor.”  

“Geçmişte savaşın, göçün olması, ekonomik sıkıntıların ve işsizliğin yaşanıyor olması ve buna bağlı olarak gelecek belirsizliğinin olması, ülkedeki siyasi ve sosyal sorunların yaygınlığı, Kıbrıs Türklerinin ruh sağlığının olumsuz yönde etkilenmesine sebep oluyor. Bu da Kıbrıs’taki ruhsal sorunlar anlamında, her 3-4 insandan birinin ruh sağlığının bozuk olduğu anlamına geliyor.”

Ülkede suç oranlarının artışı, buna bağlı olarak intiharlar, tecavüzler, uyuşturucu kullanımında artış, kumar ve gece kulüpleri, boşanmaların, cinayetlerin artması, “Ruh sağlığımız bozuldu mu?” sorusunu akıllara getirdi. Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu tarafından belirlenen 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü nedeniyle ziyaret ettiğimiz Psikiyatrist Prof. Dr. Mehmet Çakıcı, “Benim akademisyen olarak ‘Ruh sağlığımız bozuk’ demem, genelleme yapmam doğru olmaz” diyerek, normal ruh sağlığı atmosferi yaratan bir coğrafyada olmadığımıza dikkat çekti.  

“3-4 kişiden birinin tedaviye ihtiyacı var”

Psikiyatrist Prof. Dr. Mehmet Çakıcı, Kıbrıs Türklerinin geçmişte yaşadığı savaşın, göçün ve bugünlerde yaşadığı ekonomik sıkıntının ruh sağlığını bozduğuna işaret etti. Çakıcı, Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlığın tanımını yaparken, fiziksel sağlığın tamam olmasının “sağlıklıyız” anlamına gelmediğini, fiziksel sağlığımızla beraber ruhsal sağlığımızın da tamam olması gerektiğini belirttiğini kaydetti. Dolayısıyla, bugün Dünya Sağlık Örgütü’nün yine yüzde 20- yüzde 30 arasındaki insanın, tedavi gerektirecek bir ruh sağlığı rahatsızlığı bulunduğunu belirttiğine işaret eden Çakıcı, 4-5 insandan bir tanesinin bugün ruh sağlığı tedavisine ihtiyacı olduğunun belirtildiğini, oranların bu kadar yüksek olduğunu söyledi. Çakıcı şöyle devam etti:

“Tabiî ki bizim gibi ülkeler çok daha riskli ülkelerdir. Geçmişte savaşın ı, göçün olması, ekonomik sıkıntıların ve işsizliğin yaşanıyor olması ve buna bağlı olarak gelecek belirsizliğinin olması, ülkedeki siyasi ve sosyal sorunların yaygınlığı, Kıbrıs Türklerinin ruh sağlığının olumsuz yönde etkilenmesine sebep oluyor. Bu da Kıbrıs’taki ruhsal sorunlar anlamında, her 3-4 insandan birinin ruh sağlığının bozuk olduğu anlamına geliyor. Bu durumda ruh sağlığı hizmetlerine duyulan ihtiyaç artıyor.” 

“Riskli bir ülkeyiz”

Prof. Dr. Çakıcı, evlilik sorunları, çocuklarla ilgili sorunlar, gençlik sorunları, alkol, uyuşturucu, ekonomik ve iş stresi gibi sorunlara bağlı depresyonlar meydana geldiğini söyledi. Şizofren, psikoz gibi akıl hastalıklarının çok yaygın bir ruh sağlığı hastalığı olduğuna dikkat çeken Çakıcı, bu durumun Kıbrıs’ta mevcut olduğunu söyledi. Çakıcı ruh sağlığı bozukluğunun tanısının bugün, “biyolojik”, “sosyal” ve “psikolojik” olarak tanımlandığını,  genler, hormonal yapı ve metabolik sorunlar, beyin yapısı, beyin kan akışı, sinir sistemindeki bozukluklar gibi biyolojik nedenlerin ruh sağlığını bozduğunu ifade etti. Ruh sağlığı bozukluğunun yalnızca psikolojik nedenlerle olmadığını söyleyen Çakıcı, “Kıbrıs’taki ruh sağlığına baktığımızda, sorunlar yaygındır. Diğer ülkelerden stresiyle, gerginliğiyle, kumarıyla, uyuşturucusuyla, kadın ticaretiyle baktığımızda, bir bütün olarak insanları strese sokan, daha gergin yapan, ruh bozukluğu anlamında daha yüksek oranların görülebileceği riskli bir ülkeyiz.” dedi.

“Ruh sağlığı kişilerde psikolojik bir nedene dayanmadan da bozulabilir. Kişinin ruh sağlığı, hiçbir psikolojik neden olmadan, biyolojik ve genetik nedenlere bağlı olarak da bozulabilir. Akıl hastalıklarında psikolojik nedenlerden daha çok, biyolojik neden arıyoruz” diyen Çakıcı, bir sıkıntısı olmadığı halde depresyon, şizofreni gibi hastalıkların kişide başlayabileceğini, daha önceden hiçbir psikolojik sorunu olmadığında, iyi yetişmesine bağlı olsa bile, kişide ruh sağlığı sorunları başlayabileceğini kaydetti.

“Tedavi hastalığa göre değişir”

Ruh sağlığı sorunlarının tedavisinin hastalığa göre değiştiğini belirten Çakıcı, çok çeşitli hastalık gruplarının olduğunu, duygu dururumu, anksiyete bozukluğu, uyku bozukluğu, yeme bozukluğu, cinsel ilişki bozukluğu gibi sorunların olduğunu söyledi. Çakıcı şöyle devam etti:
“Bir kısmının tedavisi var. Bir kısmının kısmi tedavisi vardır. Tedavi edemediğimiz sorunlar da vardır. Tedavi edildikten sonra kişinin sağlığı yeniden bozulabilir. Tekrarlayıcı depresyonlar, tekrarlayıcı anksiyete bozuklukları görülebilir.”

“Riskli adayız"

Çakıcı konuşmasının sonunda şu çarpıcı açıklamalarda da bulundu:

“Bankazedeler, gelişen siyasi olaylar, cinayetler, intiharlar, tecavüzler, tacizler, çocuk tecavüzleri, kumar, uyuşturucunun artıyor olması toplumdaki ruh sağlıklarının artmasına sebep oluyor. Daha riskli bir ada olmamıza neden oluyor… Normal koşulların olduğu, normal ruh sağlığı atmosferi yaratan bir coğrafyada değiliz. Anormal bir coğrafyadayız. Bütün bu saydıklarımız bizi sıkıntılı bir toplum haline getiriyor.”