YKP Örgütlenme Sekreteri Kanatlı, hükümetin ana karakterlerinin sermayeyi ve sermaye kesimini kurtarmak olduğunu savunarak, “Sermayenin de aklı karışık. Geçmiş yıllarda tasarruf önlemi adı altında 13’üncü maaş verilmesin diyen sermaye kesimi bugün 13’üncü maaşın peşin ödenmesini istiyor" dedi.

"Bu ülkenin esas kurtuluşuna katkı sağlayacak olan stabil bir para birimine geçilmesi gerektiği de çok net bir şekilde ortada. TL gibi bir parayla biz bunları yaşamaya devam edeceğiz, Türkiye sallandıkça, biz fırtınaya tutulmaya devam edeceğiz, bu koşullarda da yapılması gereken bir stabil para birimine geçmek ve adada çözüme ulaşmaktır”

Açıklamalarında  yüksek banka faiz oranlarına da  değinen Murat Kanatlı, "Bugün faizlerin altından kalkamayan vatandaş bu bir önceki CTP-DP  Hükümeti’nin hediyesi olan birleşik faizin uzantılarıdır. Hiç bir kural ve usule uymayan anaparayı geçecek şekilde faizlerin uygulandığı anormal bir sistem yaratılmıştır" dedi.

"Tüm bu olumsuzluklara karşın asıl büyük papara 2016 ekonomik paketi ortaya çıktığında net olarak yaşanacak, bütün her şey orada daha net bir şekilde ortaya çıkacak.”

Eniz ORAKCIOĞLU

YKP Örgütlenme Sekreteri Murat Kanatlı, Ömer Kalyoncu  hükümetinin yönetim şeklini  "Aciz" olarak nitelendirerek, “Öncelikle Ankara’nın daha sonrada sermayenin güdümünde olan bir hükümet yapısı var ve bütün yaptığı iş buna dayanıyor. Son asgari ücretin belirlenmesinde de bu yöntem çok net bir şekilde ortaya konuldu. Tüm bunlara rağmen asıl büyük papara 2016 ekonomik paketi ortaya çıktığında net olarak yaşanacak, bütün her şey orada daha net bir şekilde ortaya çıkacak. Bugün itibarıyla hükümetin yapıyormuş gibi göründüğü ve  dövize karşı önlem alıyorum dediği şey aslında laftan öteye geçmeyen gereksiz laf cambazlığıdır. İthalat, ihracat makasının bu kadar açık olduğu koşullarda bu hükümetten başka bir şey beklenemezdi” diye konuştu.

“Hükümet sermaye kesimini kurtarmaya çalışıyor”

Kanatlı, hükümetin ana karakterlerinin sermayeyi ve sermaye kesimini kurtarmak olduğunu savunarak, “Sermayenin de aklı karışık. Geçmiş yıllarda tasarruf önlemi adı altında 13’üncü maaş verilmesin diyen sermaye kesimi bugün 13’üncü maaşın peşin ödenmesini istiyor. Bu ülkenin esas kurtuluşuna katkı koyacak stabil bir para birimine geçilmesi gerektiği de çok net bir şekilde ortada. TL gibi bir parayla biz bunları yaşamaya devam edeceğiz, Türkiye sallandıkça, biz fırtınaya tutulmaya devam edeceğiz, bu koşullarda da yapılması gereken bir stabil para birimine geçmek ve adada çözüme ulaşmaktır” şeklinde konuştu.

“Polis eksik değil, yeteneksiz ve yetersizdir”

Başbakan Kalyoncu’nun birçok şeyi anlamadığı gibi, polis ve asayiş konularına da uzak olduğunu belirten Kanatlı, “Ortalamalara bakıldığında kişi başına düşen polis sayısı birçok ülkeden çok yüksek, kısacası bizde polis eksikliği yok, çok fazla polis vardır. Ama bu polisi nasıl kullandıkları ve polisin yetenekleri ile ilgili ciddi sıkıntı var. Polis alışkanlık haline getirdi ve herhangi bir suçu ortaya çıkarmaya çalışmıyor, işkence ile itiraflar yaptırıp suçu örtüyor. En son Mağusa’daki kavga olayı var ki her şey ortada olmasına rağmen aylarca yıllarca süren davalarla, bu insanlara bir şekilde zemin hazırlanıyor. Bu ülkede hemen hemen her kesim uyuşturucu kullanımının ortaokula kadar düştüğünü söylemektedir,  uyuşturucu bu kadar yoğun alıcı bulabiliyorsa  bundan polisin hiçbir şey yapamadığı anlamı çıkıyor. Polisin operasyon yapıp da bulabildiği birkaç gramlık marijuana türü uyuşturuculardır. Ortada ciddi derecede mali suçlar ve tefecilik suçları vardır. Bu ülkede esnaf, zanaatkar, müteahhit herkes tefecilerin elindedir, çekler yasadışı şekilde kırılıyor ve bunlar net bir şekilde mali suça girmektedir. Buna rağmen polis hiçbir önlem alamıyor. Polis sayısı eksik değil, polis yeteneksiz ve yetersizdir ve bu konularda da asayişi sağlaması beklenemez” dedi.

“Başsavcılık hükümetin avukatı”

Kanatlı sözlerine şu şekilde devam etti; “Polisin yetersizliğine ve yeteneksizliğine ek olarak Başsavcıyı da değinmek gerekiyor, başsavcılık müessesesi çok net bir şekilde adaletsizliği üreten, adalet üretmekten yoksun, yasaları bilmeyen, yasaları uygulamaktan aciz, hükümetin avukatlığını yapan siyasi bir tetikçi pozisyonundadır. Yazık ki böylesi bir başsavcılıkla, böylesi bir polis teşkilatı ile bu ülkede adalet de asayiş de sağlanmaz.”

“Yeni bir faiz yasası şart”

Açıklamalarında  yüksek banka faiz oranlarına da  değinen Murat Kanatlı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bugün faizlerin altından kalkamayan vatandaş bu bir önceki CTP-DP  hükümetinin hediyesi olan birleşik faizin uzantılarıdır. Hiç bir kural ve usule uymayan anaparayı geçecek şekilde faizlerin uygulandığı anormal bir sistem yaratılmıştır. TC Elçiliği’nin yayınladığı son raporda da bu açıkça görünüyor. Birçok kişi zarar ederken bankalar ciddi kar elde etmektedirler. Aslında yapılması gerekenin ne olduğunu herkes biliyor, Barolar Birliği bununla ilgili birleşik faizi ortadan kaldıracak yasal bir düzenleme ve yeni bir faiz yasası çıkması gerektiğini defalarca söyledi. Bu konuda mahkeme kararları olmasına rağmen, hükümetler  bunları geçiştiriyor. Barolar Birliği’nin hazırlamış olduğu bir yasa tasarısı var ve yapılacak olan ortadadır, fakat belli ki hükümet sermayeden korkuyor.”

“Kalyoncu, sermayenin sözcülüğünü yapıyor”

Kanatlı, asgari ücretin belirlenme kriterlerinin defalarca belirtilmesine karşın bunların hayata geçmediğini belirtti.  Kanatlı, “Kötü olan ise CTP’nin hem muhalifmiş gibi, hem de hükümetmiş gibi davranmasıdır, bu çok tehlikelidir. Sosyalist, emekten yanaymış gibi kimi vekilleri konuşturarak toplumun gazını alıyorlar, ancak icraatlarıyla  sermayenin bir partisi olduklarını net bir şekilde gösteriyorlar. Sonuç ortada, gerek sendikalaşma, gerek asgari ücret, gerekse faiz yasası gibi konuları toplum tartışıyor ve bu noktada da ne istediğini iyi biliyor. Herkes ne istediğini biliyor ve bununla ilgili süreç de tamamlandı. Yapılması gereken basittir ve bu da toplumun ihtiyacı olan yasal düzenlemeleri yapmaktır, ama sermayeyi korkutmak istemeyen bir hükümetle karşı karşıyayız. Kalyoncu, 70’lerden kalma solculuk kimliğine sığınarak sanki de mühim bir siyasetçiymiş gibi davranıyor ama aslında yalnızca sermayenin sözcülüğünü yapıyor ve yaptığı başka bir şey değil” dedi.

“Niyet, yıkım paketini hayata geçirmek”

YKP Örgütlenme Sekreteri Murat Kanatlı, bu hükümetin rötarlı "Alo Beşir hükümeti" olduğunu savunarak, “Niyetleri, 2016 TC ile imzalanacak yıkım paketini hayata geçirmektir. Bunun içerisinde birçok özleştirme kalemi vardır. Reform adı altında birçok emekçinin haklarının budanması vardır. Buna karşı emek ve sivil toplum örgütlerinin direnişi ile bu hükümetin ömrü orantılı olacak. Bu ülkede devletin elinde  kalan Mağusa Limanı, Elektrik Kurumu ve Telefon İdaresi’nin özelleştirilmesi ile ilgili adım atacaklar ve bu adımlarla ilgili kim ne kadar direnebilecek kim ne kadar dayanacak hep beraber göreceğiz. Ama maalesef emek örgütleri de bu konuda çok hazırlıklı değil. Elektrikle ve telefonla ilgili yapılan hamlelerin tümü bizi seri bir şekilde özelleştirmeye götürüyor. Çünkü her zaman için ilk yapılan işlem belli kurumları zarar ettirip, bakın biz iyilik yaptık şeklindedir” diye konuştu.

“Toplum silkinmeli”

Kanatlı, sözlerine şu şekilde tamamladı: “Ciddi bir biçimde pasiflik içindeyiz. Toplumun silkinmesi gerekiyor. Daha büyük bir fırtına  geliyor. Biz kendi ayaklarımız üzerinde kendi üretimimizi yapan bir toplum olmayacaksak ve ithalat-ihracat makası bu kadar açık olmaya devam edecekse bu makas bizi hep kesecek. Kendi başımıza üretebileceklerimiz ve kendimize yetebileceğimiz konular vardır. Yeter ki iyi bir şekilde planlayalım ki kendimize yetebildiğimizi görebilelim. Biz bu yetebilmeyi geçmişte görmüştük.”

Kaynak: Yeni Bakış