Din İşleri Başkanı Prof. Dr. Talip Atalay,  “Kıbrıs’ta mahkeme kararıyla ezanın yasaklandığı veya ezanların susturulduğu” şeklinde bir algı oluştuğunu ancak bu algının gerçeği yansıtmadığını vurgulayarak, “KKTC’de Ezanın susturulması asla söz konusu değildir ve olamaz. Camilerimizden ezanlarımız aynı şekilde okunmaya devam edecektir.” dedi.

Atalay, yazılı açıklamasında, Güzelyurt Kaza Mahkemesi’nde görülen davada, Lefke’de oturan Feza Güzeloğlu isimli şahıs tarafından Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi ile Din İşleri Başkanı Prof. Dr. Talip Atalay ve Din İşleri Başkanlığı aleyhine açılan davada, davacının talebini Vakıflar İdaresi avukatının kabulü üzerinden, Lefke’de bulunan üç camiden sabah ezanında hoparlör kullanımını men eden bir yürütmeyi durdurma kararı alındığını kaydetti.

Atalay, mahkemede alınan kararın muhatabının; “Din İşleri Başkanlığı ve Din İşleri Başkanı değil, Vakıflar İdaresi olduğunun görüldüğünü” ifade ederek, “Dolayısıyla bu karar, Din İşleri Başkanlığını bağlayıcı herhangi bir sonuç doğurmamaktadır. Mahkeme kararı Din İşleri Başkanı ve Başkanlığıyla ilgili herhangi bir hüküm içermemektedir” dedi.

KKTC’de din ile ilgili bütün uygulamaların KKTC Din İşleri Başkanlığı Yasası çerçevesinden Din İşleri Başkanı’nın yetki ve sorumluluğunda olduğunu vurgulayan Atalay, “Vakıflar İdaresi veya başka bir kurumun dini konularda herhangi bir yetki ve sorumluluğu yoktur. Dolayısıyla böyle bir davada muhatap Din İşleri Başkanlığı olmalıdır” ifadesini kullandı.

Atalay, şöyle devam etti:

“Üzülerek belirtmeliyim ki, KKTC ve Türkiye basını ve sosyal medyada konuya ilişkin yapılan yazı, haber ve değerlendirmelerde mahkeme kararıyla Kıbrıs’ta ezanın yasaklandığı, ezanların susturulduğu şeklinde bir algı oluşmuştur. Bu algı gerçeği yansıtmamaktadır. Asırlardır olduğu gibi bugün de Kıbrıs’ımızda ezanlar okunmaya devam etmektedir.  Kıbrıs Türkü bu konuda duyarlıdır, varlığını muhafaza ettirmek ve kimliğinin gereği olarak ezan sesinin susmaması için mücadele vermiştir, büyük bedel ödemiştir.  Her toplumda bireysel olarak farklı inanç ve kanaat sahipleri olabilir, onların bu konudaki farklı yaklaşımları kendilerini bağlar, bu konuda olduğu gibi, KKTC halkına teşmil edilemez.

Kamuoyunda kullanılan dilin ve yaklaşımların sağduyulu, vicdanları yaralamayacak nitelikte olması konusunda hepimizin hassas davranması en önemli arzumuzdur”