Özge Kizir

Eski meclis başkanlarından ve başbakanlardan Hakkı Atun, halkın Mustafa Akıncı’yı Cumhurbaşkanı seçerek değişiklik istediğini gösterdiğini ifade etti. “Akıncı, aldığı teşvik ve cesaretlenmelerle tekrar politikaya girdi. Çok erken bir zamandan itibaren de propagandaya girişti ve çok güçlü bir performans ortaya koydu.

Akıncı’nın aldığı yüzde 60’lık oyun içerisinde Derviş Eroğlu’nun oldukça önemli bir payı olduğunu düşünüyorum. Eroğlu’nun muhtemel seçmenleri sandığa gitmedi ve bazıları da Eroğlu’nun aleyhine çalıştı. Sandığa gitmeyenlerin büyük bir kısmı bence Eroğlu’na tepkiliydi” diyen Atun, Eroğlu’nun tecrübeli bir politikacı olarak, bu sonucu öngörmesi ve görevini bitirmiş olması gerektiğini ifade etti. Atun, “Kendisini daha çok tatmin eden bir durumda görevinden ayrılmalıydı” şeklinde konuştu.

“Politika hayat boyu sürdürülecek bir iş değil”

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Lefkoşa milletvekili Ersin Tatar’ın yaptığı bir konuşmaya dikkat çeken Atun, Tatar, ‘Politika hayat boyu sürdürülecek bir iş değildir. Çünkü çok zor bir iştir ve zor koşullarda uğraşarak çalıştıktan sonra ayrılması doğaldır. O kişinin yaşayacak hayatı da vardır’ diye konuşmuştu. Gerçekten de öyle olması gerekiyor. Beni de seçim dışı bıraktıklarını rahatlıkla söyleyebilirim. Bugün gördüğüm sevgi ve desteğe baktığımda, benim seçimi kaybetmemem gerekirdi ama kıymetim bilinmedi” dedi.

“Anavatan-yavruvatan sözlerinden rahatsız olmamamız gerekiyor”
Akıncı’nın Eroğlu’ndan çok daha genç birisi olduğunu ifade eden Atun, yeterli deneyime sahip olduğuna ve hakkıyla seçimi kazandığına, bundan sonra da başarılı olabileceğine inandığını vurguladı. Atun, “Halkı tatmin eden sözler söyleyerek Saraya çıktı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile karşılıklı yaptığı konuşmada zannedersem akılcı bir biçimde sözün altında kalmama ve halka verdiği izlenimi teyit etmeye çalışmıştır. O konuda anavatan-yavruvatan sözlerinden rahatsız olmamamız gerekiyor. Kıbrıs Türkü olarak biz Türkiyesiz bir şey olmayacağını her zaman söyleyen birisiyiz. Onun için bu kelimelerden rahatsız olmamamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Bunu söyleyememek benim pısırıklığımı ortaya koyar”

“İstemediğimiz durumlarda, ben olayım, Rauf Raif Denktaş olsun her zaman söyleyebildik. Ben eleştirimi de yapabilirim. Erdoğan’dan daha kıdemli bir politikacı olduğumu söyleyerek, yanlış gördüğüm bir şeyi elbette söylüyorum… Bunu söyleyememek benim pısırıklığımı ortaya koyar” diyen Atun, Cumhurbaşkanı yemin törenine TC Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın gelmesinin iyi niyet göstergesi olduğunu ifade etti.

“Nami en uygun görüşmecidir”

Akıncı’nın en önemli görevinin görüşmecilik olduğunu belirten Atun, bir düşünce kuruluşu olarak kendilerinin de çalışmalarını yıllardır sürdürdüklerini kaydederek, “Biz politikadan ayrılan ve politikayı ve Kıbrıs sorununu iyi bilen kişileriz. Tamamıyla tarafsız olarak bu konuda fikir üretmekteyiz ve en önemli zamanlarda da fikirlerimizi açıklamaktayız” dedi.

Görüşmeci olarak seçebilecek en uygun ismin Özdil Nami olacağını belirten Atun, “Bu konudaki performansını zaman zaman eleştirmemize rağmen, en uygun görüşmecidir” ifadesini kullandı. Tasvip edilmeyen bir tavizin söz konusu olması halinde hemen ikazda bulunacaklarına dikkat çeken Atun, Rum kesimini çok iyi tanıdıklarını söyledi.

“Anastasiadis diyor ki, Akıncı çok ümit veren bir söylem içindedir”

Mehmet Ali Talat’ın müzakereler için 5 yıl çabaladığını belirten Atun şunları söyledi: 

“Dün Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in yeni yemin vererek Yunanistan’a gelen Büyükelçinin beyannamesini okudum. Orada Anastasiadis diyor ki, ‘Akıncı çok ümit veren bir söylem içindedir. Gerek Yunanistan, gerek Avrupa Konseyi, gerekse Anastasiadis bu konuda büyük bir iyimserlik ortaya koyuyor. Yanlış anlaşılmaması için bütün temennimiz Akıncı’nın başarılı olması ve Kıbrıs sorununu bir çözüme ulaştırabilmesidir diye bir konuşması vardır’ dedi. Kazanımların korunması gerekiyor, Rum ve Yunan tarafı bu konuda farklı düşünüyor. Bu durumda Akıncı ve Nami nasıl yaklaşacak, elbette bunu merak etmekteyiz. Bekleyip göreceğiz.” 

“Güven artırıcı önlemlerin mahiyetini dinler dinlemez ‘bu bir şakadır’ dedim”

Güney Kıbrıs Rum kesiminin açıkladığı güven artırıcı önlem paketine değinen Atun şunları söyledi:  

“Ben bu güven artırıcı önlemlerin mahiyetini dinler dinlemez ‘bu bir şakadır’ dedim. Çünkü bunun tutar bir tarafı yoktur.  Bir kere son derece samimiyetsiz ve iyi niyetten uzaktır. Eğer Beşparmak Dağları’nda mayın varsa; 41 sene geçti, bu dağlarda basmadığımız yer kalmadı, bizden evvel askerler adım adım taradı buraları, neden söylemedi? İyi niyet varsaydı neden söylemedi? Paket, çirkin bir şakadır. Akıncı açısından bakarsak, bu yenemeyecek bir durumdur.”

“Anastasiadis bu konuda samimi değildir”

Hakkı Atun, Güven Artırıcı Önlem olarak, Güney’deki bütün camilerin açılmasının ortaya konulduğunu, ancak Güney’de yaşayan çok az Türk olduğunu, dolayısıyla camiye gidecek cemaatin olmadığını belirtti. Atun, “Biz hiçbir kiliseyi yıkmadık. Belki bazılarının bakımını yapamadık, ama çoğunu camii yaptık. Akıncı’nın olumsuz bir hava içine girmemeye çalışacağını tahmin ediyorum, ama Anastasiadis bu konuda samimi değildir” dedi.

“Bize yaptıklarını kolay kolay unutup güvenemeyiz”

Rum kesiminin Akıncı’ya karşı bu kadar iyi olmalarının nedenini anlayamadığını ifade eden Atun, “Akıncı gelse ne yapabilir? Eğer bizi Kıbrıs Cumhuriyetinin içine yamalamak ve bizim devletimizi tasfiye etmek istiyorsa -ki niyetleri budur, bu niyetin dışında olduklarını göremiyorum-, iki kurucu devlet esasına göre yaşayabileceğimiz bir barış ortamı sunulacağını düşünmüyorum. Bize yaptıklarını kolay kolay unutup, güvenemeyiz. Çünkü bu konuda fikri sabit olduklarını çok iyi biliyoruz” şeklinde konuştu. 

İlerleyen zamanlarda Kıbrıs Türkünden kilise ve manastırların isteneceğini belirten Atun, bu durumun çok tehlikeli bir oyun olduğunu vurguladı.