Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk'la ortak basın toplantısı gerçekleştirdi. Erdoğan konuşmasında "Avrupa'nın kaderini ve geleceğiniz Türkiye'den ayrı düşünmek mümkün değildir" dedi.

Belçika'nın başkenti Brüksel'deki Avrupa Parlamentosu'nun ardından Avrupa Konseyi'ne geçen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk'la bir araya geldi. Görüşmenin ardından Tusk ile basın toplantısı gerçekleştiren Erdoğan,"Bilhassa bölgesel sorunların arttığı bir dönemde bu ziyaret ayrı bir anlam taşıyor. AB ile diyalog ve istişarelerimizin derinleşmesini arzu ediyoruz. AB ile bu noktada aday ülke olarak etraflı görüş alışverişinde bulunmak ve bölgemiz için ortak politikalar geliştirmek her iki tarafın da faydasınadır. Avrupa'nın kaderini ve geleceğiniz Türkiye'den ayrı düşünmek mümkün değildir" diye konuştu.

AB'nin Türkiye açısından stratejik bir tercih olduğunu vurgulayan Erdoğan, "AB ile müzakere sürecimizin suni siyasi engellerden arındırılarak tekrar canlandırılması gerektiğini belirttim. Özellikle AB ile vize serbestisi diyaloğumuzun geliştirilmesine önem atfediyoruz. Bu konularda Sayın Tusk ile mutabıkız ve kendisinin konsey başkanı olarak göstereceği liderliğe güveniyoruz" sözlerini kullandı.

Mülteciler sorununun önemine dikkat çeken Erdoğan, "Türkiye olarak 4 yılı aşkın bir süredir Suriye'den ve Irak'tan kaçan mültecilere kapımızı açmak suretiyle onlara en üst düzeyde ilgi alakayı gösteren ülke biziz. Bunu hiçbir ayrım yapmadan gerçekleştirdik ve Türkiye'ye gelenleri de farklı ülkelere asla göndermedik. Bugün ülkemizde 2,5 milyona yakın şu anda göçmen var. Bunların 300 bini Irak'tan 2,2 milyonu da Suriye'den. Bunlar Müslüman'dır, Ezidi'dir, Hıristiyan'dır demedik, hepsini kabul ettik. Ve şu ana kadar yapmış olduğumuz harcama 7,8 milyar doları buldu ve bize tüm dünyadan gelen destek 417 milyon dolardır. Fakat biz şu ana kadar açık kapı politikasıyla kabul devam ettik. Şu ana kadar Avrupa'nın tamamındaki mülteci veya göçmen sayısı 250 bin kadar. Ve bizim yılbaşından şu ana kadar Akdeniz'den Ege'de sahil güvenlik botlarımızla topladığımız insan sayısı 60 bini buldu. Biz onları ölüme mahkum etmedik" ifadelerine yer verdi.

Türkiye'nin baştan beri uluslararası toplum adına bu yükü tek başına omuzladığını, insani ve vicdani duruşunu açıkça ortaya koyduğunu belirten Erdoğan, "Milletimiz yeri gelmiş evini sofrasını gönlünü ihtiyaç sahiplerine sonuna kadar açmıştır. Suriye krizinin sebep olduğu sığınmacı akınıyla son dönemde AB ülkelerinin de daha yoğun bir şekilde yüzleşmeye başladığını görüyoruz. Avrupalı dostlarımız bu konuda ortak bir tutum belirleme çabası içindeler. Türkiye olarak bu konuda her türlü işbirliğine açık olduğumuzu ifade ettim" dedi.

"MÜCADELEMİZİN HEDEFİ ELİ KANLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN BELİNİ KIRMAKTIR"

Tusk ile ülkemiz ve tüm bölgemiz için kritik önemi haiz olan terör konusunu da ele aldık diyen Erdoğan, "Türkiye gerek DAİŞ terör örgütü gerek PKK ve DHKP-C terör örgütleriyle karalı bir mücadele yürütüyor. Hem eli kanlı teröristlere karşı vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamaya çalışıyor hem de özgürlük ve güvenlik dengesinin korunmasına azami hassasiyet gösteriyoruz. Bu konuda bir hususun altını özellikle çizmek isterim. Türkiye'nin mücadelesi belli bir etnik gruba ya da kimliğe yönelik asla değildir. Mücadelemizin hedefi öncelikle Kürt vatandaşlarımızın hayatına kasteden eli kanlı terör örgütünün belini kırmaktır" sözlerini vurguladı.

"2002'den bu yana attığımız adımlara bakıldığında demokratik adımlardan, özgürlüklerden ve elde ettiğimiz kazanımlardan asla geri dönülmeyecektir" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Terör örgütüne müzayir çevrelerin kendi cürümlerini örtmek için bilhassa Avrupa'da sürdürdüğü kara propagandalara asla kulak asılmamalıdır. Terörle etkin mücadelenin anahtarı uluslararası işbirliği ve dayanışmanın arttırılmasıdır" şeklinde konuştu.

"MÜLTECİ SORUNUNU ENGELLEMEK İÇİN ATILMASI GEREKEN 3 ÖNEMLİ ADIM VAR"

Mülteci krizinin sebebinin Suriye'deki savaş ve devlet terörü estiren Esed rejimi olduğunu bir kez daha hatırlatan Erdoğan şunları söyledi; "Eğer mülteci sorununu engellemek istiyorsak atılması gereken 3 önemli adım var. Bunun bir tanesi eğit-donattır, ikincisi terörden arındırılmış bölge ilanıdır, üçüncüsü de uçuşa yasak bölgenin ilanıdır. Türkiye olarak işin içinde yaşayan bir ülke olarak bizim tespitlerimizdir. Bizim 911 kilometre Suriye sınırımız var, 350 kilometre Irak sınırımız var. Burada tehdit altında olan ülke biziz. Ve bütün bunlar karşısında da yine ülkemize gelen sığınmacılara mültecilere kapımızı kapatmadık."

"PKK'NIN MEŞRUİYET KAZANMA ÇABALARINA FIRSAT VERİLMEMELİDİR"

"AB üyesi ülkeler PKK terör örgütünü terör örgütü olarak kabul ettiği halde bazı ülkelerin uygulamada maalesef bunu es geçmeleri bizleri üzmektedir" sözlerini kullanan Erdoğan, "Teröre karşı ortak mücadeleyi bir defa tereddütsüz sürdürmek durumundayız ve Türkiye bu hususta kararlıdır. Bu terör örgütünün Suriye'de DAİŞ'le savaş kisresi altında meşruiyet kazanma çabalarına fırsat verilmemelidir. Açık ve net konuşuyorum PYD, PKK gibi bir terör örgütüdür ve beraber çalışmaktadırlar. Bu noktada iyi terörist kötü terörist olamaz. DAİŞ de terör örgütüdür, PYD, PKK da terör örgütüdür. AB ülkelerinin de bu noktada aynı hassasiyeti göstereceğine inanıyorum" diyerek konuşmasını sonlandırdı.