Özge Kizir

Ekonomist Mustafa Baturalp Kıbrıs sorununa bulunacak bir çözümde muhtemel ekonomik riskleri Haberal Kıbrıslı gazetesine değerlendirdi. Ada ekonomilerinde ticaretin çok önemli olduğunu vurgulayan Baturalp, iki ayrı devlet olarak devam edilmemesi halinde, fazla sürüm nedeniyle acenteliklerin Rumlara geçeceğini, Türklerin de “müşteri” konumuna düşeceğini söyledi.

Baturalp, “Ada ekonomilerinde ticaret çok önemlidir. Gerek hizmet, gerek turizm, gerekse ticaret sektörü, ada ekonomisinde en önemli yerlere sahiptir. Dolayısıyla ticareti en kısa zamanda eline geçirebileceklerdir. Bütün acenteleri Rumlar sahiplenecek. Çünkü nüfus yönünden onlar fazla olduğu için bütün üretici firmalar sürümü öne çıkaracaklardır. En fazla sürümü kim yaparsa acenteliği ona verir. Bu günümüzde böyledir. Dolayısıyla bütün acentelikler de Rumlara geçecek. Biz sadece onların müşterisi konumuna geçeceğiz. Eğer ayrı iki devlet, her yönüyle bağımsız ve kendi kararlarını alamazsak, zaman içerisinde Rumlara teslim oluruz. Barış olsun, ama şu andaki gibi iki ayrı devlet olarak yaşayalım diyorum” dedi. 

“Rumlara güvenmiyorum”

Kıbrıslı Rumlara güvenmediğini vurgulayan Baturalp, yaşı itibarıyla hatırladığı 1958’li yıllardan itibaren yaşananlardan dolayı Rumlara güvenmediğini dile getirdi. Baturalp, ekonomik açıdan bakıldığında ise Rumların, Kıbrıslı Türkleri hep “köfteci” veya “muhallebici” diye baktıklarını kaydetti.

“4 seneye yakın Beşparmak Dağları’nda mücahitlik yaptım”

Çözüm sürecinde barıştan yana olduğunu ifade eden Baturalp, “Evet, biz de barış olmasından yanayız. 4 seneye yakın Beşparmak Dağları’nda mücahitlik yaptım. 1974 Harekâtını da yaşadık. Haliyle kimse harp istemiyor. Hele çocuk ve torun sahibi ise kesinlikle harptan kaçınır. Ben bunlara karşıyım. Barış olmasını isterim” ifadesini kullandı. 

“Türk’ten Türk’e kampanyaların olduğu dönemi de yaşadım”

İki bölgeliliğin olması gerektiğini belirten Baturalp, “İki bölgeli toplumla barış olabilir, ama bunu Rumlar kesinlikle kabul etmiyor. 1960’lı yılları yaşayan biriyim. Türk’ten Türk’e kampanyaların olduğu dönemi de yaşadım. Lokmacı barikatında TMT’cilerin nöbet beklediği günleri hatırlıyorum. Hep Rum tarafından alışveriş yapıyorlardı. Bizim tarafımızda alışveriş yapan yoktu. Hala daha bu düzen devam ediyor” dedi.

“Rumlar toprak satmayı kesinlikle kabul etmiyorlar”

Baturalp, sözlerine şöyle devam etti: 

“Türk insanımız hep sulhtan yanadır. Kinci değiliz. Birçok şeyi kısa zamanda unuturuz. Rumlar öyle değildir. Dolayısıyla 1974 harekâtını kesinlikle asırlarca unutmayacaklardır. Eninde sonunda Kıbrıs’ın hepsini almak için ENOSİS kelimesini değiştirerek devam ettireceklerdir. Geçen gün yapılan açıklama bu şekildeyse ve 100 bine yakın Rum bizim tarafa geçecekse, inanıyorum ki kısa bir zamanda birçok yerleri satın alacaklardır. Türkler olarak emlakımıza sahip çıkamıyoruz. Rumlar toprak satmayı kesinlikle kabul etmiyorlar. Zaman içerisinde küçük topraklarımızı alacaklardır. Ekonomik yönden bakıldığında Rum nüfusu bellidir. Yani 4 katıdır.”

“Avrupa’dan Türk milletine finansman gelmez”

Avrupa’dan finansman sağlamanın mümkün olmayacağını belirten Baturalp, “Avrupa’dan Türk milletine finansman gelmez. Rum tarafına verebilirler. O da kendi mallarının alınması içindir. Bugün Müslüman ülkelerle daha iyi geçiniyorlar. Rum cumhuriyeti bütün dünya ülkeleriyle kardeş gibidir. Örneğin Mısır Müslüman bir ülkedir ve Mısır’la işbirliği yapılıyor. Bütün ülkelerle her türlü askeri anlaşmayı yapabiliyor. Böyle pozisyonda olan bir toplumla ortak yaşayacağız. Onların hala ENOSİS fikirleri devam ediyor. ‘Barış barış’ diye diz çöktük yalvarıyoruz. Eğer Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın beklediği şekilde bir barış olsa dahi çok kısa zaman sonra Rumlara teslim olacağız” dedi.