Özge Kizir

Kartal Harman’ın sunup yönettiği ‘Ayaküstü 1 Saat’ programının önceki akşamki konuğu KKTC Karadeniz Kültür Derneği Başkanı Baki Aygün oldu. 

Sayıyı tamamlama şeklinde sistemin uygulandığını eleştiren Aygün, “Karma kaldı desek diyelim ki kaldı ama tercihlerin yapılması gerekiyor. Sayıyı tamamlamak gibi sistem uygulanıyor. Ben hiçbir zaman yönetilenlere suç bulmuyorum. Yönetenler suçludur. Kötü yönetenlerin mazeretidir. Ben de bir dönem aday oldum. Meclisin çoğunluğunun her dönemde doktor olması konusunda 3’te 1’i doktordur. Seçim listesinde tek unvanları yazılan kişiler doktorlardır. Böylece doktorlar bir adım önde başlıyorlar. İnsanların tercihlerini tam yapabildiği kişiler yoktur. O nedenle tamamlamak için oy verirler. Aynı şekilde bu asla kazanmaz deyip de alınan oylar vardır. Vatandaş örgütlü değildir ama politikacı örgütlüdür.”

“Karma sistem ideolojileri öldüren bir sistemdi ve biz buna karşı çıktık”

Karma sistem ve oy kullanımı konusunda değerlendirmede bulunan Aygün, “Karma hem çok farklı ideolojik gruptaki insanların seçimde karma sistemi sayesinde işbirliği yapmasına, seçim entrikalarına, listelerin dolaşmasına ve mevcut adayların kendi partilerinin mühürlerinin kırılmasına sebep olan bir sistemdir. Hem ideolojileri öldüren, hem de ahlaki olarak sistemi doğru yerden başlatmayan bir sistemdi ve biz buna karşı çıktık” şeklinde konuştu.

“Partilerin örgütsel yapılarını zayıflatıyor”

 3 büyük partinin karma sistemin kalkması yönünde görüşleri olduğunu ifade eden Aygün, “3 büyük partinin genel başkanları bu karma sisteminin kalkması yönünde görüşleri olduğunu söylediler. Olay ‘vekiller istemiyor’ şekline dönüştü. Karmanın kalkması gerektiğini düşünüyorum. Karmanın partilerin örgütsel yapılarını zayıflattığını düşünüyorum” dedi.

“Bu sistemle kamu reformu yapamazsınız”

Aygün, sözlerine şöyle devam etti: 

“Tercih sistemi konusunda mecburen kendi istediği dışında ya taktik ya da sallama oy veriyor. Biz bu ülkenin yönetimden sorumlu temelinin seçim sistemi olduğunu düşünüyoruz. O yüzden bu yasayı çok önemsedik. Bu yasanın doğru yapılması halinde birçok sorunların çözülebileceğini düşünüyoruz. Herkesin şikâyet ettiği bir başka konu ise kaç yıldır da yapılmaya çalışılan kamu reformudur. Her yıl başka bir şekle dönüşmüştür. Bu sistemle kamu reformu yapamazsınız.

“Eskisinden daha beter bir yasadır”

Sizin önce esas olarak seçim sisteminde doğru düzgün bir reform yapmanız gerekir. Bu yapılan eskisinden daha beter bir yasadır. Çok sorunlar ortaya çıkaracaktır. Televizyonda bu konuyla ilgili açıklamaları dinledim. Bence başka bir çelişki vardır. Önceki yasada bölgeye mühür verirseniz o parti bütün adayları 1 oy alır. Lefkoşa’da 16 oy alır. Bağımsız ise 1 oy alır. 1’e 16 düşünün bağımsıza 16 oy verecek ki denk gelmesi gerekiyor. Şimdi ‘bağımsız adayların seçilmesini kolaylaştırıyoruz’ gibi komik bir gerekçe vardı. Açık söylemek gerekirse bu yalandır. Bağımsızların seçilememesinin sebebi bu çarpan sistemiydi. Şimdi 1’e 50 yaptınız. Kendi içerisinde çelişki içeriyor. Bunu söylediğimizde savunma olarak ‘örgütlü bir yapıyı korumak zorundayız’ diyorlar. O zaman neden karma sistem yaptınız? Örgütlü yapı karma sisteminin neresindedir?”

“Yasa hatalarla doluydu ki yasayı geri çektiler”

Vatandaşın bağımsız seçme hakkı olmadığı, vekilin ise bağımsız olma hakkı olduğu sorusunu yanıtlayan Aygün, “Bunlar hep kendi üzerinde çelişen şeylerdir. Seçim yasasında komiteye kimse çağrılmadı. Sadece Savcılıktan hukuki görüş alma adına kişiler çağrıldı. Buna rağmen yasa hatalarla doluydu ki yasayı geri çektiler. Bana göre halen daha hata vardır. Teknik hatalar vardır. Karma oyda ‘en az 24 en çok 50 oy’ deniliyor. Her bölgenin yarısı kadar. Bir bölge tektir. Yarısını aldığınızda oysa, bunu yanlış hesapladınız dedim. Yarın seçmen sayısı değişirse değişecektir. Bugüne göre yapılmıştır. Eğer 4’lü bölgede tekli rakama düşerse o zaman teke düşer. Yasayı yapanlar bugünü düşünmüşler. Bana göre etik değildir” şeklinde konuştu.

 “Herkes her bölgeye ve istediği kişiye verebilecek olmasını ben de olumlu görüyorum”

Yeni yasanın bir tek olumlu tarafının olduğunu belirten Aygün, sözlerine şöyle devam etti: 

“Bir tek olumlu taraf görüyorum. Herkesin, her bölgeye ve istediği kişiye oy verebilecek olmasını ben de olumlu görüyorum. Herkesle biz bunu tartışmaya hazırız. Bölgeler korunuyor. Her bölgenin sayısı vardır. Eski ile farklı olarak herkes her bölgedeki vekile göre oy verecek. Bu sadece sorun değildir. Kaldı ki bölgeleri koruyorsun. O zaman bölgeleri kaldırın. Diğer bölgeler için de bu geçerlidir. Bölgeler olsa herkes Lefkoşa’dan girer diyorlar. Tercih sayılarını azaltırsanız bölgeler korunur. Yani herkes Lefkoşalı adaylara oyunu veremeyecek. Lefkoşa’da 16 aday var. 

“Gördüğüm kadarıyla 50 kişinin kişisel iç düzeniymiş gibi bir sistem olmuştur”

Çok daha ayrıntılı tartışılması gereken konulardır. Fakat gördüğüm kadarıyla 50 kişinin kişisel iç düzeniymiş gibi bir sistem olmuştur. Bunu kamuoyunda da çok tartışmadılar. İnşallah sonuçlarını göreceğiz. Tek bölgeye koyarsınız ve bütün ada bir seçim bölgesi olur. Gerçek anlamda herkes her yerin vekili olur. Örneğin İskeleli bir seçmen gerçekten kendi bölgesinin adayının gitmesini istiyorsa bırakın İskele’deki adayına oy versin.”

“Türkiye ile olan bir ilişkide veya anlaşmada nedense KKTC ve kendi irademizde inanılmaz bir hassasiyet vardır”

Koordinasyon Ofisi konusunda değerlendirmede bulunan Aygün, “2014 yılında yapılmış bir anlaşma, ama meclisten geçmeyen bir anlaşmadır. Ben olumsuz bir şey görmedim. Tam tersi olarak projelere destek olarak gördüm. Biz bu ülkede siyasetin nasıl finanse edildiğini konuşmamız gerekir. Türkiye ile olan bir ilişkide veya anlaşmada nedense KKTC ve kendi irademizde inanılmaz bir hassasiyet vardır. Hepimiz saygı duyarız. Öbür taraftan Türkiye dışında bir konu olduğunda kimsenin kılı kıpırdamıyor. Bu hassasiyeti gösterenler bayrak olduğunda aynı hassasiyeti göstermiyorlar” ifadesini kullandı.

“Bana göre gerçekten bu ülkenin doğru yönetim şeklinin tartışılması gerekir”

Yasada ideolojik çukurların olduğuna değinen Aygün, “Bu yasada da ideolojik çukurlar var ve belli kesimler bu çukurlardan çıkamıyorlar. Bu tür yardımların kaynağı TC kaynağı olduğu halde her yere yardım KKTC makamları bunu yaparken makamından ayrılarak mı bu yapılıyor. Biz bütün bunları değerlendirdiğimizde ülkede 2 taraf oluştu. Bana göre gerçekten bu ülkenin doğru yönetim şeklinin tartışılması gerekir. TC’nin burada bugüne kadar bir sürü yardımları oldu. Koordinasyon ofisini destekliyoruz” dedi.

“Kıbrıs Türkü dediğimiz kültür de Anadolu’dan gelmiş bir kültürdür”

Kültür ötekileştirmesi konusunda ise Aygün, “Kıbrıs Türkü dediğimiz kültür de Anadolu’dan gelmiş bir kültürdür. Türkiye’nin her tarafında şive farklıdır. Kıbrıs’ta da farklıdır. Bugün ayrı bir devlettir, ama Anadolu Türk kültünün güzel bir rengidir. Bunu tamamen bambaşka bir şeymiş gibi söylemenin anlamı yok diye düşünüyorum. Bir korku yaratılmış durumda. İşin gerçeği herkes bu korkuları yaşayabilir. 70 milyon ırk ve nüfus. Bunun içerisinde farklı farklı kültürler yer almaktadır.” şeklinde konuştu.