ÖNCE GÖZLERİNİ AÇTI: Barış Ünverdi, geçirdiği trafik kazası sonrasında iki yıl yalnızca soluk alıp verdi. Annesi Rahime Ünverdi dışında herkes ondan ümidi kesti. Bilinci kapalı geçen iki yılın ardından mucizevi bir şekilde gözlerini açan Barış, azmetti ve yeniden yaşama tutundu

BUGÜN DİMDİK AYAKTA: Barış, gözlerini açtığı gün, kaza olduğu gece tartıştığını anımsadığı nişanlısını aradı, ancak o yanında yoktu. Bu Barış için bir kamçı oldu, azmetti yeniden konuşmaya başladı. Yavaş yavaş kol ve bacaklarını oynattı. Bugün yardım almadan tek başına ayakta duruyor 

İKİ YIL SİLİNDİ: Barış Ünverdi kazanın olduğu geceyi ve ondan sonra yatakta geçen iki yılı hiç hatırlamıyor. Kazayı ve kazada arabada olan arkadaşı Ramazan Karataş’ın yaşamını yitirdiğini, kaza sonrasında nişanlısının onu terk ettiğini başkalarından öğrendi

“ÖLMEK İSTEDİM”: Barış Ünverdi: Nefesimi bile boğazımdan açılan deliğe takılan hortum ile alıyormuşum. Tüm bunları öğrenmek çok acıydı ama en acısı da arkadaşımın artık hayatta olmadığı gerçeğiydi. Dünyam yıkıldı. Ben de ölmek istedim

AMAÇSIZCA YAŞIYOR: Barış Ünverdi, hayata ikinci kez “merhaba” demesine rağmen mutsuz. Kazadan sonra beden sağlığı ile birlikte aşkını ve arkadaşlarını da kaybeden talihsiz genç, artık gelecek planları yapmak bir yana, hayal bile kurmuyor

Barış Ünverdi, 27 Ekim 2011 gecesi Meriç köyünde aşırı sürat nedeniyle kullandığı aracın kontrolünü kaybetti. Araç yoldan çıktı takla attı ve bir evin duvarına vurarak durdu. Barış ve arabadaki arkadaşı Ramazan Karataş ağır yaralandı. Ramazan, tüm uğraşlara rağmen kurtarılamadı. Barış Ünverdi ise bilinci kapalı ve felçli bir şekilde yatağa mahkum kaldı. İki yıl boyunca ne bir kelime konuştu ne de gözlerini açtı. Annesi Rahime Ünverdi, hiçbir zaman ümidini kesmedi. O zaman 20 yaşında olan oğluna bebek gibi baktı. Altını değişti, yemek borusundan açılan kanalla onu besledi ve hep ümit etti. 

Mucize gerçekleşti

Geçirdiği trafik kazası sonucu 2 yıl yatağa bağımlı yaşayan Barış Ünverdi, bir gün mucizevi bir şekilde gözlerini açtı. Doktorları bile iyileşeceğine inanmıyorken Barış, yaşama sımsıkı tutundu ve imkansızı başardı.

Kaza gününü ve sonrasında geçen 2 yılı halen hatırlamadığını kaydeden Barış, kendisinin de olup biteni bir yabancı gibi başkalarından dinleyerek öğrendiğini, birçoğuna da inanmakta güçlük çektiğini söyledi.

foto-(4)s.jpg

Parasızlık hayatının 2 yılına mal oldu

Paşaköy’de ailesi ile birlikte ikamet eden 23 yaşındaki Barış Ünverdi, Meriç köyünde 27 Ekim 2011 tarihinde aşırı sürat ve dikkatsizlik nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek kullanımındaki FF 720 plakalı araç ile kaza yapmış ve yanındaki arkadaşı Ramazan Karataş ile birlikte ağır yaralanarak hastaneye kaldırılmıştı.

Kazada, ağır darbe alan Karataş, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamazken sürücü Barış Ünverdi, haftalarca Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin yoğun bakım ünitesinde yaşam mücadelesi vermişti.

Barış, birkaç haftalık tedavinin ardından yoğun bakımdan çıkmayı başarmış ancak eski sağlığına kavuşamamıştı.

Barış Ünverdi, bilinç kaybına uğradığı için kimseyi hatırlamıyor, annesini bile tanımıyor, elleri ve ayağı da tutmuyordu. 

Barış’ın tamamen iyileşebilmesi için düzenli olarak fizik tedavi görmesi gerekiyordu. Ünverdi ailesinin maddi imkanları tedavi masraflarını karşılamaya yetmediğinden Barış, yatağa bağımlı yaşamaya mahkum olmuştu. Talihsiz genç, 2 yıl boyunca yatağa mahkum yaşadı.

Artık refakatçisi yok

Kazadan sonra 2 yıl kimseyi tanımadan yatağa mahkum yaşayan Barış Ünverdi, hiçbir tedavi görmeden kazadan 2 yıl sonra önce bilinci açıldı, ardından vücut direnci biraz olsun yerine geldi. Barış son bir yıldır bedensel engelli ancak artık yatağa mahkum değil, bireysel ihtiyaçlarını yardım almadan görebiliyor.

Barış, bugün halen kaza gününü ve kaza sonrasında yatağa bağımlı yaşadığı 2 buçuk yılı hatırlamıyor olsa da artık kendi başına yürüyebiliyor, yemek yiyebiliyor, banyo ve tuvalet ihtiyacını yardım almadan giderebiliyor.

foto-(1)-001.jpg

“Gözlerim nişanlımı aradı”

Hayata ikinci kez “merhaba” diyen Barış Ünverdi, duygularını Havadis okurları ile paylaştı.
Kaza ile ilgili ve sonrasında geçen 2 yıla dair bilincinde hiçbir iz olmadığını gözünü açtığı güne kadar en son nişanlısı ile tartıştığını ve moralinin çok bozuk olduğunu hatırladığını söyleyen Ünverdi, “Zaten o günün akşamı da kaza olmuş, sonraki 2 yıl hiç yok” dedi.

Bilincinin tam olarak ne zaman yerine geldiğini de bilmediğini söyleyen Ünverdi, “Bildiğim tek şey en son nişanlımla tartışmıştık ve benim moralim çok bozuktu. Gözümü açtığımda evimde birçok insan vardı. Benim gözlerimse ilk nişanlımı aradı. Nerede olduğunu soracaktım konuşamadım. Sonra ellerimin ve ayaklarımı hissetmediğimi fark ettim. Zor bir durumdu. Ne oldu, ben neden o durumdaydım, nişanlım neredeydi bilmiyordum. Hayatımdan 2 yıl geçmiş ama ben halen ondan koptuğum yerdeydim” diye konuştu.

“Ölmek istedim”

Barış Ünverdi, bilinci açıldıktan birkaç gün sonra da yavaş yavaş konuşmaya başladığını acı gerçeği ise biraz sorularına aldığı yanıtlardan biraz da kulak misafiri olduğu sohbetlerden öğrendiğini söyledi.

Kazada sırasında arabada yolcu olarak bulunan arkadaşının vefat ettiğini öğrendiğinde ise büyük bir şok yaşadığını kaydeden Barış Ünverdi, “Kaza yaptığımı ve 2 yıldır yatağa mahkum olduğumu, o süreç içerisinde de ölü gibi yaşadığımı öğrendim. Meğer bilincim kapalıymış ve ben bedensel engelli olmuşum. Yürüyemiyor, konuşamıyor, anlamıyor ve hiç tepki vermiyormuşum. Nefesimi bile boğazımdan açılan deliğe takılan hortum ile alıyormuşum. Tüm bunları öğrenmek çok acıydı ama en acısı da arkadaşımın artık hayatta olmadığı gerçeğiydi. Dünyam yıkıldı. Ben de ölmek istedim” dedi.

“Dostlarım kapımı çalmadı”

Öğrendiği acı gerçeklerden sonra yaşadığına sevinemediğini söyleyen Barış Ünverdi, onu hayattan soğutan başka bir gerçeğin de dostlarının vefasızlığı olduğunu söyledi.

Ünverdi, “dost” dediği kişilerin bile kazadan sonra kendisini arayıp sormadığını öğrendiğini ve kalbinin çok kırıldığını belirtti.

Barış Ünverdi, “Kazadan önce yediğim içtiğim ayrı gitmeyen, dost bildiğim arkadaşlarım, kazadan sonra beni hiç arayıp sormamış, ziyaretime gelmemiş. Bu beni derinden üzdü. Türkiye’den bile üstelik de hiç tahmin etmediğim kişiler beni evimde ziyaret ederken en yakın arkadaşım, üstelik de köylüm kapımı çalmamış” dedi.

Barış Ünverdi, nişanlısının da kazadan sonra kendisini terk ettiğini belirtti.

“İnat ettim ayağa kalktım”

Barış Ünverdi, yaşaması bile mucizeyken hiçbir tedavi olmadan bağımlı olduğu yataktan nasıl kalktığı sorusuna ise “İnat” cevabını verdi.

Ünverdi, “Arkadaşım vefat etti, ben sağlımı kaybettim. Dost bildiklerim beni terk etti, nişanlım sakat kaldığımı öğrenince gitti. Tüm bunlar canımı çok acıttı. Bir süre kendimi bıraktım ve iyileşmek istemedim. Sonra nişanlımın başkası ile birlikte olduğunu öğrendim. O gün iyileşip onun karşısına dimdik çıkacağıma dair kendime söz verdim. İnat ettim, hayata sımsıkı sarıldım. Annem ve kardeşlerimin de manevi desteği, sevgisi ile kısa sürede toparlandım. Önce 2 yıl boyunca mahkum olduğum yataktan kurtuldum sonra da 1 yıl kahrımı çeken tekerlekli sandalyeden” diye konuştu.

“Kırık dökük yaşıyorum”

Barış Ünverdi, ayağa kalktığında kalbini kıran tüm gerçeklerle tek tek yüzleştiğini söyledi. Ünverdi, şunları anlattı: “Kendi başıma yürümeye başladığımda ilk köy kahvesine gittim. O dost sandıklarım beni görünce adeta şok oldu. Hiç utanmadan selam verdiler ve3 yıl aradan sonra bana nasıl olduğumu sordular. Hiç birine cevap vermedim. Sonra eski nişanlımın karşısına çıktım. O da aynı keza beni karşısında öyle görünce çok şaşırdı. İntikam alacak, kırgınlıklarımı yüzüne vuracaktım, yapamadım. Beni o halde terk etmiş olsa da ben can çekişirken o hayatına başka sevgiler sokarak devam etmiş olsa da kıyamadım. O benden geçti ama ben geçemedim. Tekrar birlikte olmayı, her şeyi unutup, yeniden başlamayı teklif ettim ama reddedildim. O günden sonra da karşısına çıkmadım. Şimdi yarı buçuk beden sağlığı ile kırık dökük de olsa yaşama devam ediyorum. Geleceğe dair hiçbir hayalim yok. Zaten hayattan bir beklentim de kalmadı. Günü yaşıyorum, ömür dolduruyorum.”

“Ailemin hakkını ödeyemem”

Barış Ünverdi, sağlığına kavuşması için ellerinden gelen çabayı sarf eden annesine ve kardeşlerine minnettar olduğunu söyledi.

“Ailemin hakkını asla ödeyemem” diyen Ünverdi, “Allah kimseyi sağlığı ile terbiye etmesin, düşmanıma bile ailemin yaşadığı acıları yaşatmasın. Kazada ölmüş olsaydım belki de şimdiye ailemin yüreğindeki acı dinecekti. Ama ben bir çektim ailem bin çekti. Ben ölü gibi, olan bitenden habersiz yatarken annem ve kardeşlerimin yürekleri dağlandı. Bir yandan gözlerinin önünde can çekişen ben, bir yandan maddi imkansızlık ve çaresizlik ailemin belini büktü. Ama onların sevgisi ve ilgisi ile hayata döndüm. Haklarını ödeyemem” diye konuştu.