Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Bugün Suriye, Irak çok zor durumda, Rusya ekonomisi daralıyor böyle bir tablo var. Bütün bunlara rağmen geçen sene Türkiye ekonomisi yüzde 2,9 büyüdü, bu sene yüzde 3 civarında büyümesini bekliyoruz" dedi.

Eski Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Ankara Milletvekili Adayı Ali Babacan, TGRT Haber televizyonunun canlı yayında İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Ekonomik gelişmelere değinen Babacan, "Türkiye'nin pek çok alanda olduğu gibi ekonomideki başarısı da gerçekten artık dünyanın her yerinde tescil edilmiş durumda. 13 yıllık AK Parti iktidarları dönemindeki ekonomik sonuçlar inkar edilemeyecek sonuçlar. Tabii ki bu 13 yıl içerisine baktığımızda daha iyi, daha sıkıntılı yıllarımız da oldu. Bugün Suriye, Irak çok zor durumda, Rusya ekonomisi daralıyor böyle bir tablo var. Bütün bunlara rağmen geçen sene Türkiye ekonomisi yüzde 2,9 büyüdü, bu sene yüzde 3 civarında büyümesini bekliyoruz. Bu rakamlar sadece bizim açıkladığımız rakamlar değil, uluslararası kuruluşların da teyit ettiği rakamlar. Hükümet kurulamadı, geçiş hükümeti var ama bu seçim hükümetine baktığımızda seçim hükümetinin başkanı Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu. Bu hükümetin ekonomik kadrolarına bakın bunlar AK Parti'nin kadroları. Bunların hepsi AK Partili Bakanlar, dolayısıyla ekonomi yönetiminin de işi AK Parti ekibi götürüyor" ifadelerini kullandı.

Ekonomik verilere "elbise giydirildiği" yönündeki iddialara ilişkin konuşan Babacan, "Seçim döneminde bunlar oluyor. Her seçim döneminde bunu yapıyorlar. Her bir seçime 2-3 ay kala bunların hepsi tartışılır. Seçimden sonra bunlar unutulur. Bu rakamlar güvenilir rakamlardır" diye konuştu.

KİŞİ BAŞINA GAYRİ SAFİ MİLLİ HASILA İLE İLGİLİ TARTIŞMALAR

Kişi başına gayri safi milli hasıla ile ilgili tartışmalara değinen Babacan, "Hesap metoduyla ilgili tartışma oldu. Bu yılki orta vadeli programında satın alma gücü paritesine göre olan rakamlar kondu. Özellikle, kurlar çok çok hareketli olduğu için, gelişmekte olan ülkelerin kurlarındaki dalgalanmalar meydana geldiği için hem milli gelirdeki trendi hem de ülkelerin birbirine göre refah seviyesini mukayese etmek de piyasa kurları gerçekleri açıklamakta biraz geri kaldı ama burada gizlenen saklanan bir şey yok. Çok basit iki tane toplama, çarpma, çıkarma bölmeyle onları zaten hesaplayabiliyorsunuz, gizli saklısı zaten burada yok. Çok basit aritmetik işlemlerle milli geliri hesaplamak zaten mümkün" dedi.

DOLAR KURUNDAKİ İNİŞ ÇIKIŞLAR

Dolar kurundaki iniş ve çıkışların ekonomiye nasıl yansıyacağı konusunda değerlendirmede bulunan Babacan, "Kur, faiz ve borsa en önemli göstergeler bunlar. Nihayetinde üç önemli göstergeye baktığımızda gelişmekte olan ülkelerin tümünde bu üç göstergeyle ilgili geçtiğimiz dönem içerisinde bir bozulma yaşandı. Bu bozulma sadece Türkiye'ye ait değil, gelişmekte olan ülkelerin pek çoğunda yerel para birimi değer kaybetti, faizler arttı, borsa düştü. Çin Borsa'sı yüzde 35-40 değer kaybetti. Bu gelişmeler gelişmekte olan ülkelerin hepsinde yaşanıyor ama Türkiye gelişmekte olan ülkelerin ortalamasından daha fazla etkilendi bu dönemde. Biz, gelişmekte olan ülkeler içerisinde parası daha çok değer kaybeden, faizi daha çok artan, borsası daha çok düşen ülkeler arasındayız bu bir gerçek. Burada da bizim kendi iç meselelerimiz etkili oluyor. Kendi meselelerimiz, bir de bu coğrafyadaki güvenlik ortamı, Türkiye'nin cari açığının oluşu, üstüne üstlük Türkiye'de iç siyasette meydana gelen belirsizlik" diye konuştu.

Babacan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Eğer, 1 Kasım seçimlerinde güçlü bir kurulursa bu kurulacak hükümet açıklanan orta vadeli program, AK Parti'nin seçim beyannamesindeki ilkelerle hareket ederse o hedeflere doğru adımlar atarsa o zaman bu tablo iyileşir. Türkiye'nin bütün ekonomik göstergeleri, güçlü hükümetle beraber bu iyileşir."

Enflasyon beklentisini piyasa faizini oluşturan önemli faktör olduğunu anlatan Babacan, güçlü bir hükümet, siyasi istikrar, doğru ekonomi politikalarının olması durumunda Türkiye'nin ekonomik göstergelerinin iyileşeceğine dikkati çekti. Babacan, siyasi istikrarın olmazsa olmaz olduğunu ama bunun tek başına yeterli olmadığını ve doğru ekonomi politikalarının da uygulanması gerektiğini belirtti.

1 KASIM ÖNCESİ, AK PARTİ'NİN EKONOMİK VAATLERİNE CHP'NİN GETİRDİĞİ ELEŞTİRİLER

AK Parti'nin 1 Kasım Milletvekili Genel Seçimleri öncesi AK Parti'nin ekonomik vaatlerine ilişkin olarak CHP'nin getirdiği eleştirileri değerlendiren Babacan, "Söylediğimizin arkasında reel artışlar vardır, emeklimize zam verip de kafamızın arkasından, "Nasıl enflasyon üretiriz de geri alırız" böyle bir şey kesinlikle olmaz. Hesaplar kitapsız çalışmalar, açıkladığı vaatlere bakın daha henüz hesabını yapamamış durumdalar. Seçim beyannamelerini açıkladılar, vaatlerini ortaya koydular, daha bu vaatlerin maliyetini hesap edemiyorlar" şeklinde konuştu.

"İKTİDAR OLACAĞIM" İDDİASINDAKİ BİR SİYASİ PARTİNİN ÖNCE HESAP KİTAP BİLMESİ LAZIM"

Babacan, "CHP'nin vaatlerinin yaklaşık 150 ila 180 milyar arasında tutacağı görülüyor fakat onlar daha söylediklerinin hesabını yapamamış durumdalar. Hesap koyamamış durumdalar. Rakamlar söylüyorlar, afaki. Bizim teknik ekibimiz gülüyor, bunlar nasıl hesap diyorlar, hayretle karşılıyorlar. İktidar olacağım iddiasındaki bir siyasi partinin önce hesap kitap bilmesi lazım" dedi.

"Bu kadar para dağıtacağım" dediler ne oldu?" diye soran Babacan, "Bizim söylediğimiz bin 300 TL'lik asgari ücret onların söylediği asgari ücretten çok daha geniş yankı buldu çünkü halk biliyor ki AK Parti söylediği zaman bu olur, öyle bir inanç ve güven var. Biz onların hiçbir konuda söylediklerinin aynısını söylemedik. Emeklilerimiz, asgari ücret alan vatandaşlarımız var, biz de o kesimler için farklı şeyler açıkladı. Açıklananların hesabını yaptık. (0,7 oranında) Yüzde birden bile daha aşağı bütçe açığı söz konusu bugün Meclis'e gönderilen bütçede. Meclis'e gönderilen bütçenin altında da AK Parti'nin açıkladığı seçim beyannamesinin altında da Sayın Başbakanımızın imzası var, bu iki doküman birbiriyle uyumlu. Biz, sadece vaat vermedik" ifadelerini kullandı.

EMEKLİ MAAŞLARI VE ASGARİ ÜCRETTE YAŞANACAK ARTIŞ

Emekli maaşları ve asgari ücrette yapılacak artışa ilişkin değerlendirmede bulunan Babacan, "1 Temmuz'dan itibaren bin liranın altında maaş alanlara yüz lira vermiştik, memur emeklilerimize toplu sözleşme gereği artı bir yüz lira almaya başladılar. 1 Ocak'tan itibaren de, yalnız buna kanuni düzenleme gerekiyor, Meclis'in açılması gerekiyor. 1 Ocak'tan itibaren de tüm emeklilerimize tekrar bir artı 100 lira aylık, yani yıllık bin 200 lira artış söz konusu. Asgari ücrette ilgili söylediğimiz bin 300 lira da 2016 yılı için geçerlidir" şeklinde konuştu.

Bütçede ilave bir vergi kaleminin düşünülmediği ve vergi oranlarında da herhangi değişikliğinin öngörülmediğini anlatan Babacan, KDV, Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi'nde de bir oran öngörülmediğini ifade etti.

Babacan, cari açığa ilişkin, "Bunun sebepleri yapısal, bunun çözümleri de yapısal reformlar geçecek" dedi.