Suna Erden

Yürürlükte olan “Uyuşturucu Maddeler Yasası”bu maddeleri ithal edenler, satanlar kadar tasarrufunda bulunduranlara da (kullanıcılar) hapis cezası öngörüyor. Bağımlıların cezaevi yerine tedavi merkezlerine gönderilmesini sağlayacak yasal düzenleme için son bir yıldır uğraş verilse de uyuşturucu sorununun gün geçtikçe artmaya devam ettiği günümüzde henüz bir sonuca varılamadı. Bağımlılar da hapse gönderilmeye devam edilirken, halen bir tedavi merkezinin olmayışı da yasa değişse dahi bağımlıların nerede tedavi edileceği sorusunu akla getirdi. Konuyla ilgili Star Kıbrıs’a konuşan Fikrin ve Hukukun Üstünlüğü Hareketi Başkanı Avukat Barış Mamalı, KKTC’de alkol, tütün, uyuşturucu kullanımının yaygın olduğunu, buna rağmen devletin önleyici tedbirler almadığını söyledi. Zararlı maddelerin kullanım oranının yüksek olduğu böyle bir ülkede mutlaka bağımlılıkları tedavi edici merkezler olması gerektiğini kaydeden Mamalı, bağımlıların tedavi merkezleri yerine cezaevine gönderildiğini, değiştirilmesi öngörülen “Uyuşturucu Maddeler Yasası”nın ise aynı şekli ile kaldığını ifade etti. 

DEVLET BU İŞE BAKMALI 

Sosyal medya üzerinde uyuşturucu ile ilgili kampanyalar düzenlendiğini kaydeden Mamalı, “Toplumun zararlı alışkanlıklardan uzaklaştırılması, devletin işi olmalıdır”ifadesini kullanarak,bu yönde hükümetlerin yazılı ve görsel medyada kampanyalar düzenlemesi gerektiğini söyledi. Sadece uyuşturucu maddeler değil, kullananı etkilediği kadar aile ve sosyal çevreyi etkileyen alkol, tütün gibi maddeler için de önlem alınması gerekliliğine vurgu yaptı. Mamalı, Avrupa Birliği ülkelerinde 2008 yılında yapılan geniş bir araştırmada insan sağlığına, aile düzenine ve sosyal çevreye en çok zarar veren etkenin alkol olduğuna dair bilimsel veri elde edildiğini söyledi. 

GÖZARDI EDİLEN GERÇEK: ALKOL VE TÜTÜN 

KKTC’de alkol, tütün ve uyuşturucu kullanımının yaygın olduğunu kaydeden Mamalı, yapılan araştırmalarda hintkenevirinin alkol ve tütünden daha az zararlı olduğunun ortaya çıktığını ifade etti. Anayasada devletin, “İnsan sağlığını ve aile hayatını korumakla” yükümlü olduğunu kaydeden Mamalı, ancak hükümetlerin ne uyuşturucuyu ne de alkol ve tütün kullanımını önleyici herhangi bir tedbir almadığını söyledi. 

ÖZEL BİR MERKEZ ŞART 

Zararlı maddelerin kullanım oranının yüksek olduğu böyle bir ülkede mutlaka bağımlılıkları tedavi edici merkezler olması gerektiğini kaydeden Mamalı,özel bir merkez olmadığı için bağımlıların ruhsal hastalıkları olan kişilerle aynı ortamda tedavi edilmeye çalışıldığını, bunun devletin, “İnsanlar içsin,ölsün, sağlıklarını kaybetsin”demesi ile aynı anlama geldiğini ifade etti. 

İÇENLER, SATANLAR AYNI KEFEDE 

Bağımlılıkları tedavi merkezi olmadığı gibi yasal düzenleme yapılmadığı için uyuşturucu içenlerle satanların aynı kefeye koyulduğunu dile getiren Mamalı, uyuşturucu maddeler yasasında değişiklik yapılması gerektiğini, bağımlılarla uyuşturucu ithal edip, satanların aynı kefeye konulup cezaevine gönderildiğini, bu uygulamanın değişmesi gerektiğini ifade etti. 

CEZAEVİ ÇÖZÜM DEĞİL, İÇMEYE DEVAM EDİLİYOR 

Cezaevine gönderilen bağımlıların tedavi edilmedikleri için krize girmesi gerektiğini ancak şuana kadar böyle vakalar yaşanmadığını dile getiren Mamalı sözlerini şöyle sürdürdü: “Bağımlıların cezaevine gönderilmesinin ıslah edici bir yöntem olmadığı açıkça ortaya çıktı.Bağımlıların devletin ve mahkemelerin denetiminde tedavi merkezlerine gönderilmesi gerekir.En basit bir bağımlı bile cezaevinden çıktığında daha da bağımlı hale gelmektedir.Eğer bir bağımlıysanız cezaevinde uyuşturucu madde bulamazsanız krize girersiniz.Ancak şuana kadar cezaevinde uyuşturucu krizine giren vakalara rastlanılmadı.Tedavi olmuyorsanız ve krize de girmiyorsanız demek ki cezaevinde aynı performansta uyuşturucu kullanmaya devam ediyorsunuzdur.” 

YASA DEĞİŞSE DE MERKEZ YOK 

Mamalı, uyuşturucu maddeler yasasının değiştirilmesi ve bağımlıların tedavi olacakları merkezlere gönderilmesi gerektiğini ancak yasa değişse dahi bu kez de özel bir merkez bulunmadığını dile getirerek, “İktidarlara baskı yapılmalı, uyuşturucu ve zararlı diğer maddeler konusunda adım atmalarını sağlamalıyız” dedi.