İşte Bağımsızlık Yolu'nun yayımladığı mesaj:

Ada halklarının ortaklaşan barış talepleri, özellikle Kıbrıs’ın kuzeyinde çözümden ve barıştan yana net bir tavır sergileyeceği vaadi ile yola çıkan Akıncı’nın Kıbrıslı Türk halkı tarafından seçilmesi ile iyice yükselmiştir. Bu doğrultuda da iki toplumun seçilmişleri bir müzakere süreci başlatmışlardır.

Ancak son aylarda müzakereleri yürüten Akıncı ve Anastasiadis yapmış oldukları görüşmeleri büyük bir gizlilik içerisinde yürütmekte ve yapılacak bir anlaşmanın sonucunda olumlulukları ve olumsuzlukları yaşayacak olan iki halka adeta üç maymunu oynayarak halkları anlaşma dışında tutmaya çalışmaktadır.

Yapılan basın açıklamalarına bakıldığında görüşmeciler farklı açıklamalar yapmakta, hatta birbirlerini yalanlama noktasına kadar gelmektedirler. Görüşmelerin kapalı kapılar ardında gizli bir şekilde gerçekleşmesi, bilgi kirliliği ve söylentilere sebep olmakta ve bu da anlaşma umudu olan halklar üzerinde huzursuzluğu körüklemektedir.
Yıllardır bu huzursuzluk üzerinden faşizm ve bölünmüşlük ile beslenen halklar ve barış düşmanları adanın her iki yakasında da yine bu huzursuzluktan faydalanmakta ve efendilerine itaatkar bir şekilde hizmet etmekteler. Görüşmecilerin bilmesi gereken geçmişte yaşanan kanlı sürecin sebep olduğu acıların yarattığı korkuların üstesinden gelmenin ve tekrardan halklar arası nefret tohumları ekilmesini engellemenin yolunun halkların kendi barışlarını çizmesi olduğudur. Bunu yaratmak da halkların sürece dahil edilmeleri ile mümkündür.

Yapılacak bir anlaşmanın sağlıklı ve sağlam bir temele oturması, yıllardır doğup büyüdükleri topraklardan sürgün edilenlerin, gözü yaşlı anaların acısı ancak bu şekilde dindirilip gerçek bir barışın temelleri atılabilir.

Tüm bu nedenlerle Bağımsızlık Yolu olarak:

Şu ana kadar gelinen noktanın ortak bir basın açıklaması ile halklara duyurulması, tüm görüşmelerin ardından basın aracılığı ile bilgilendirmeler yapılmasını talep ediyoruz.

Süreç içerisinde yaşanan anlaşmalar ve anlaşmazlıklar iki halk ile paylaşılmalı, görüşmeler üzerindeki gizlilik kaldırılarak bilgi paylaşımı yolu ile dedikodu ve provokasyonlar ortadan kaldırılmalıdır.

Barış yanlısı demokratik kitle örgütleri her iki taraftan da süreç içerisine dahil edilerek halkların daha katılımcı bir şekilde görüş ve endişeleri göz önünde bulundurulmalıdır.

İki toplumlu etkinliklerin her iki taraftan siyasiler tarafından desteklenerek önü açılmalı, gerçekleştirilecek olan barış yanlısı etkinliklere maddi ve manevi olanak sağlanmalıdır.

Barışı masada değil, halkların kaynaşması ile gerçekleştiği göz önünde bulundurularak ortak mücadelenin önü açılmalıdır.

Özellikle üç kritik başlık olan mülkiyet, garantiler ve göçmen sorunları ile ilgili yapılan tüm görüşmeler, varsa anlaşma sağlanmış hususlar derhal halkların bilgisine getirilmeli, nabız tutularak onay alınmalıdır.

Sürdürülen süreç ile ilgili yol haritası açıklanmalı, varılacak karar veya anlaşmalar oldu bittiye getirilmeden halkın bilgisine getirilerek, halk ile birlikte şekillendirilmelidir.

Sonuç olarak tüm görüşme sürecinden halklar haberdar edilerek, karar mekanizmasına dahil edilmelidir. Görüşmeler sonrasında gerçekleştirilecek olan referandum ile iki halkın kaderi bir cümlelik soruya verilecek evet veya hayır cevabına mahkum edilmemelidir. Halkların içine sinmeyen bir anlaşma ancak adayı işgal altında tutan emperyalist güçlerin ve onların işbirlikçilerinin işine yarayacak ve halklar açısından patlamaya hazır bir bomba görevi görecektir. Unutulmamalıdır ki barışın ve özgürlüğün meşalesini sadece halklar yakar.