Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, MHP lideri Bahçeli'nin sıkıyönetim çağrısına, "Sıkıyönetim ilan edildiği dönemlerde ne büyük faturalar ödediği biliniyor Türkiye'nin. Bir daha vesayet o hal dönemlerine dönülmeyecektir. Böyle bir teklifi yapılmamış kabul ediyoruz" dedi.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Başbakanlık Yeni Bina'da düzenlediği basın toplantısında son dönemdeki terör saldırıları ve toplumsal olaylara ilişkin açıklamalarda bulundu. Kurtulmuş, yaptığı konuşmada, "20 temmuz'dan bu yana meydana gelen terör olaylarında bütün güvenlik güçlerimiz, şehit kardeşlerimize Cenab'ı Allah'tan rahmet, yakınlarına, milletimize başsağlığı diliyorum. Bu sefer ateş Türkiye'nin her yerini yaktı, bu saldırılarda hayatını kaybedenler içinde Kürtler var, Kürtçe ağıtların yakıldığı şehit cenazeleri var. Camilerden, cemevlerinden kaldırdığımız şehitlerimiz var. Milletin bekasını korumak hepimizin görevidir. Bu olaylar sırasında hayatını kaybeden sivil vatandaşlarımız da var. Maalesef bu ortamda sivil kayıpların da olduğunu biliyoruz. Türkiye bir günde tesadüfen bu noktaya gelmedi. Bu ortama girilmesini isteyen ne hükümet ne devlettir. Bu ortama girilmesini tercih ederek bilinçli bir şekilde ortaya koyan terör örgütüdür" ifadelerini kullandı.

11 Temmuz'da terör örgütünün Türkiye'de çatışmasızlık dönemini sona erdirdiğini ilan ettiğini belirten Kurtulmuş, "20 Temmuz'dan sonra da bir anda 3 terör örgütünün birden kumandası kimlerin elindeyse kumandasına basmışlar, 3 terör örgütü ciddi bir faaliyetlerine başlamışlardır. Her türlü yalanı meşru kabul ederek, "Tek başına iktidar çıkmadığı için terör ortamını başlattılar" şeklindeki iftirayı kara propaganda kampanyasını başlattılar. Ne tek başına iktidar, ne bir saniyelik iktidar bile bir insanın canından daha değerli değildir. Bunu bilen insanlar olarak terörün sona erdirilmesi için bütün çabamızla gayret ettik. Bunu ortaya çıkaran, bu çatışmasızlığı sona erdiren terör örgütünün kendisidir, o terör örgütlerine emir veren kumanda merkezleridir. Bunu çarpıtmaya çalışmak akılla izanla bağdaşmaz. Siyasi gerekçelerle de terör örgütünün ortaya koyduğu kara propaganda asla kabul edilebilir değildir. Bizim için bir insanın canı dünyadaki bütün iktidarlardan çok daha değerli, hürmete şayandır. Bu terör ortamıyla birlikte istemediğimiz birtakım olaylarla da karşı karşıya kalıyoruz" dedi.

BASIN KURULUŞLARINA YAPILAN SALDIRILAR

Bazı basın yayın organlarına yapılan saldırılara değinen Kurtulmuş, "Bazı basın organlarına yapılan son derece çirkin saldırıların varlığı hepimizi rahatsız ediyor. Hükümet olarak bunu telin ediyor, bunun arkasındaki güçleri kınadığımızı ifade ediyoruz. Basın organlarını sorumluluk sahibi olması lazım, basın organlarının yazdıkları her cümleye, görüntüye dikkat etmeleri gerekiyor. Basın organlarımızın her birisinin televizyon gazeteleri yöneteceğine inanıyoruz. Memnun olmayanlar kendi memnuniyetsizliklerini, kaba kuvvetle, ortaya koyamazlar. Medyaya yapılan saldırıları kınıyor, bu saldırılara asla müsamaha etmeyeceğimizi, ilgililer hakkında soruşturma açılacağını bilinmesini istiyoruz" şeklinde konuştu.

VATANDAŞLARA TEPKİLERİNİ KOYMA KONUSUNDA DUYARLILIK ÇAĞRISI

Vatandaşlara tepkilerini koyma konusunda duyarlılık çağrısında bulunan Kurtulmuş, "Herhangi bir siyasi partinin mensuplarını, işleri benimsemiyor olabiliriz, bunlara tepi koyabiliriz ama bunları yaparken demokrasinin önemli unsurlarından biri olan siyasi partilere zarar vermek, parlamentoda temsilcisi bulunan partilere zarar vermek kabul edilebilecek şeyler değildir. Tepkilerimizi ortaya koyarız, bunları uslüb içinde ortaya koyarız. Bu tepkilerimizi içimizin yandığı bugünlerde bu tepkilerimizi milletimize yakışan şekilde vakur bir şekilde ortaya koyarız. Bütün vatandaşlarımızı tepkilerini dile getirirken, duyarlılık içinde hareket etmeye herkesin hakkını korumaya davet ediyoruz" açıklamasında bulundu.

"TERÖR ÖRGÜTLERİNİN BU OYUNUNA GELMEYEREK YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ"

Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu ülkenin birliği ve dirliğini ortadan kaldırmak isteyenlerin en önemli argümanlarından birisi Türkü Kürde, Aleviyi Sünniye kırdırma politikası, bu oyuna gelmeyeceğiz. Bu memlekette Türk'ün, Kürt'ün, Alevinin, Sünni'nin de birlikte yaşamaktan başka şansı yoktur. Biz hep beraber birlikte barış içinde kardeşliğimizi, komşuluğumuzu koruyarak yolumuza devam edeceğiz. Bu zor zamanları da atlatacağız. Terörün ve hainliğin karşısında dimdik dururak, bu vatanın birliği dirliği için düşmanımızı bilerek yolumuza devam edeceğiz. Hain, hainliklere inat daima barış, kardeşlik demokrasi diyeceğiz. Türkiye asla demokrasi, barış, adalet ve karşılıklı saygıdan, bu yodan geriye dönmeyecek. Terör örgütlerinin bu oyununa gelmeyerek yolumuza devam edeceğiz."

"BOŞUNA ÜMİTLENMESİNLER, KARDEŞÇE VE DOSTÇA YAŞAYACAĞIZ"

Birileri Türkiye'nin bu zor zamanları aşamayacağını zannettiğine dikkati çeken Kurtulmuş, "Boşuna ümitlenmesinler, dostça kardeşçe yaşayacağız. 78 milyonumuzun tamamının ortak şehirleri olarak kıyamete kadar özgür milletin şehirleri olarak yaşamaya devam edecek. Terörden büyük şeklide rahatsızlık duyan bölge halkının da bir an evvel bu terör örgütünün bertaraf edilerek normale dönülmesini istediğini biliyoruz. Türkiye bu zor dönemi aşacaktır. Bütün milletimize bir kere daha vakur bir şekilde teröre karşı durmaya davet ediyorum. Kanunsuz eylem yapanların, teröre bulaşanların karşısına sivil halkımız değil onların hakkından gelecek olan silahlı kuvvetler, emniyet güçlerimizdir. Demokrasiyle güvenlik dengesini çok iyi bir şekilde dengeleyip en kısa zamanda bunu bitireceğiz" ifadelerini kullandı.

SON DÖNEMDEKİ TERÖR SALDIRILARINDA İSTİHBARAT ZAAFİYETİ OLDUĞU İDDİALARI

Kurtulmuş, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, son dönemdeki terör saldırılarında bir istihbarat zaafiyeti olup olmadığını sorması üzerine Kurtulmuş, "Iğdır ve Dağlıca'da normal rutin faaliyetlerini sürdüren, Dağlıca" ve Iğdır'da operasyon yol, yol temizleniyor. Öylesine hain bir saldırı ki insanın kanı donuyor. İçine misket, demir parçalarını koyarak bombayı patlatıyor. Bu terör örgütünün ne kadar iki yüzlü propoganda yaptığını ortaya koyuyor. Bunlarda istihbarat zaafiyeti var mı? Her gün emniyet kuvvetlerimize, silahlı kuvvetlerimize gelen yüzlerce istihbarat var. Bunların içinde önemli bir kısmı istihbarat alındığı için önleniyor ama maalesef bir kısmı da önlenemiyor. Bunların hepsi yeniden gözden geçiriliyor. Güvenlik zirvelerinde bu mücadele mühim olan sonuç almaktır. Hem yüzlerce farklı olayla ilgili istihbarat toplayacak, anında müdahale edecek hem de müdahale ederken sivil vatandaşlarımızın kılına zarar vermemek için azami çaba sarfedeceksiniz. Eksiksiz bir şekilde sivil vatandaşlarımıza zarar vermeyecek bir operasyon yürütülmeye çalışılıyor" diye konuştu.

MUHALEFETİN DAĞLICA İDDİALARI

Muhalefetin şehit sayısının daha fazla olduğu yönündeki iddialarının hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, "Bunların hepsi Türkiye'de kamuoyunu dehşete düşürmek, infiali artırmak, daha şiddetli bir şekilde hasım haline getirmek için yapılan tezgahın parçasıdır. Terör örgütü aynı şekilde çok ciddi belki bunun kadar ciddi propaganda savaşı yürütüyor. Birtakım iddialar, sayılar, görüntüler bunların hepsi bu propagandanın parçasıdır ve tamamına yakını yanlış ve yalandır. Birtakım görüntüler var, bunların hepsi inceleniyor. Bu görüntülerin önemli bir kısımının geçmiş dönemlere ait görüntüler olduğu, Dağlıca'da o gün puslu bir hava vardı, medyaya servis edilen görüntüler bahar ortamında çekilen görüntülerdi. Dağlıca ile ilgili silahlı kuvvetler bünyesinde bir soruşturma yapılıyor. Önümüzdeki günlerde belki önümüzdeki saatlerde bu rapor paylaşılacak" açıklamasında bulundu.

AK Parti İstanbul Milletvekili Abdurrahim Boynukalın hakkında partinin izleyeceği yolun sorulması üzerine Kurtulmuş, "Partinin alacağı karardır. Bu saldırıyı kınadığımızı en yüksek ortamda ifade ediyorum. Parti bu konuda nasıl karar alacak göreceğiz" dedi.

"ÇÖZÜM SÜRECİNİ ORTADAN KALDIRAN TERÖR ÖRGÜTÜNÜN BİRTAKIM UNSURLARIDIR"

Bir gazetecinin, çözüm sürecine ilişkin sorusuna Kurtulmuş, "Çözüm süreci, Türkiye için bir büyük umut. Çözüm sürecine bir günde gelinmedi. Uzun süredir devlet tarafından red ve asimilasyon politikaları Türkiye'ye ağır bedel ödetti. Sonuçta en başta söylediğimi tekrarlamak istiyorum, bir kişinin dahi hayatını kurtarmak dünyadaki bütün iktidarlardan daha önemlidir. Samimiyetle atılan her adım terör örgütü tarafından birtakım ikircikli politikalarla boşa çıkartıldı. Çözüm sürecini ortadan kaldıran terör örgütünün birtakım unsurlarıdır. Terör örgütü samimi olarak çözüm sürecinden yana olsaydı buna ilişkin açıklamalar yapardı. Hem çözüm sürecini bitirecek hem büyük ümitleri ortadan kaldırıp sonra da "Çözüm sürecini hükümet kaldırdı" diye propaganda yapacaksınız. Çözüm sürecinin ruhuna aykırı davranan, baltalayan bizatihi ortadan kaldıran örgütün kendisidir. Bu süre içinde örgüt silahları bırakmadığı için bugün silahlı çatışmalar içine girdiğini görüyoruz" diye konuştu.

Bir gazetecinin, "Dağlıca saldırısında sonra operasyonun devam ettiğini biliyoruz. Özellikle sınır ötesi operasyon noktasında bir kara operasyonu var mı?" sorusuna Kurtulmuş, "Şu anda yapılan sınır ötesindeki PKK karargah, depolarının hava operasyonlarıyla yok edilmesidir. Örgütün lojistik tarafının imha edilmesidir. TSK'dan alınan bilgilere göre Dağlıca'dan sonra çok sayıda hava operasyonuyla örgütün lojistik imkanlarının önemli bir kısmına zarar verilmiştir" karşılığını verdi

"Her gün neredeyse Türkiye'nin birçok yerinde protestolar oluyor" diyen Kurtulmuş, "Çok kapsamlı ve çok boyutlu bir mücadele yürütülüyor. Eş zamanlı olarak çok sayıda terör örgütüyle mücadele ediliyor. Güvenlik güçleri önemli tedbirler alıyorlar, ancak bu patlayıcıların önemli bir kısmının gübre olarak kullanılan Amonyum Nitrat'tan istifade edilerek patlayıcı olarak kullanıldığını biliyoruz. Dağlıca'daki yol, olay meydana gelmeden evvel iki taraflı olarak araçlarla konvoya çıktılar, patlama yerine gelene kadar bombaları patlatarak geldiler. Tam burada bir askerimiz, kabloyu fark eden askerimiz şehit edildi. Zor bir bölgede olay meydana geldi. Son derece geniş bir coğrafyada farklı şehirler ilçelerde eşzamanlı sürdürülen terörle mücadele süreci var" diye konuştu.

BAHÇELİ'NİN SIKIYÖNETİM ÇAĞRISINDA BULUNMASI

Kurtulmuş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sıkıyönetim çağrısında bulunmasına ilişkin, "İnadına barış, inadına kardeşlik. Terör örgütü ne istiyor, Türkiye olağan bir demokratik düzenle yönetilmesin. Biz neyi savunuyoruz, neyi savunmak zorundayız? Burada öyle bir dönemdeyiz ki partiler arası uçurumları büyütmenin anlamı yok. Olağanüstü dönemlere dönüşülmesi gibi teklifleri kayda değer dahi bulmayız. Milletimiz bir tablo ortaya koyacak. Millet neye karar verirse bunu her türlü eleştirilerimizi başımızın üzerinde tutmak zorundayız. MHP, AK Parti, CHP, HDP de böyle davranmak zorunda. sıkıyönetim ilan etmek çok kolay. Sıkıyönetim ilan edildiği dönemlerde ne büyük faturalar ödediği biliniyor Türkiye'nin. Bir daha vesayet o hal dönemlerine dönülmeyecektir. Böyle bir teklifi yapılmamış kabul ediyoruz. Teröre karşı mücadelede gelin hep beraber duralım. Bütün partiler teklifini hükümete iletsinler ama hiçbirimizin aklında sıkıyönetim geçmesin" şeklinde konuştu.

HDP'LİLERİN ÖNLEMLER KONUSUNDA ZAAFİYET OLDUĞU YÖNÜNDEKİ İDDİALARI

HDP'lilerin önlemler konusunda zaafiyet olduğu yönündeki iddialarının sorulması üzerine Kurtulmuş, "Bu iddia asılsızdır. HDP'nin de Türkiye'de 6 milyon insanın oyuyla seçilmiş meşru bir parti olduğu, TBMM'de varlığının Türkiye'de barışın sağlanmasına katkı gösterebileceğini her platforma ifade ettik. Bu süreç içerisinde oluşan tepkileri bütün siyasi partilerimiz meşru siyasi partilerdir. Bir siyasi partiyi beğenmeyebiliriz ama herkes meşru olarak bu gösterileri yapmak durumundadır. Herkes sözünü söyleyecek protestosunu ortaya koyacak ama bunu meşruiyet içinde yapacak. HDP'ye yapılan saldırılarda, AK Parti'nin yönlendirici olduğu külliyen yalandır. "Aman dikkat edin siyasi partilere saldırı olmasın" diye olayları tezkin etmeye çalışıyoruz. Burada herkese sorumluluk düşüyor. Bir kez daha bütün siyasi partilere yapılan saldırıları demokrasiye yapılan saldırılar olduğunu düşünüyorum. Birinci önceliğimiz kardeşliğimizdir" dedi.

Seçim güvenliği konusunda Türkiye'nin her yerinde seçim güvenliğini sağlayacak tedbirlerin alınacağını da dikkati çeken Kurtulmuş, titiz bir çalışmanın yapılacağını ifade etti.

Bir soru üzerine AK Parti'nin İstanbul Milletvekili Abdurrahim Boynukalın'ın yaptığı açıklamaları hatırlatan Kurtulmuş, "Boynukalın'ın da kendisi yaptığı açıklamada görüntülerde de ortaya çıkıyor. Protesto kısmında olduğu ve taşlama, taşkınlık, saldırı kısmında asla yer almadığını ifade etmiş. Tekraren söylüyorum, bizler bütün basın kuruluşlarımızın sorumluluk içinde hareket etmesini arzu ederiz. Herhangi bir basın kuruluş bizim istediğimiz gibi yayın yapmıyorsa o saldırın da doğru olmadığını ifade etmek isterim" diye konuştu.

Başka bir gazetecinin, "Operasyon yetkisi valilerde olmaya devam edecek mi? Askere mi verilecek?" sorusuna Kurtulmuş, "Allah aşkına terörle mücadele ediyorsunuz, asker, emniyet mensupları bunların arasında ne fark var. Bütün sivil ve asker emniyet güçlerimizin tamamı kusursuz bir koordinasyon içinde hareket ediyor. Bu eski dönemden de "Askerler bilir siviller bilmez, bir adım sonrası olağanüstü, sıkıyönetim olsun" bu geçti, bu eski Türkiye'yi ait alışkanlıktır. "TSK mensuplarımızın, komutanlarımızın şöyle bir operasyon yapalım" deyip de izin verilmediği operasyon da söz konusu değildir" cevabını verdi.