Çiğdem Aydın

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Kemal Dürüst, aylık en düşük 5 bin, en yüksek 11 bin TL maaş alan Sivil Havacılık Dairesi çalışanlarının, Kıbrıs üzerinden geçen uçaklar için de ek ödenek talep ettiklerini belirterek “bunu yapmaya hakkım yok. Zaten yapmam,  yapamam”dedi.    

Diyalog’a konuşan Bakan Dürüst, sivil havacılık çalışanlarının 19 Ekim’den itibaren süresiz greve gideceği ve hükümetin buna engel olamayacağı yönündeki haberleri değerlendirirken, bu tür konuların ulusal güvenliği ilgilendirdiğini söyledi ve gerekenin yapılacağını ifade etti.

Kemal Dürüst, Diyalog’un sorularını şöyle yanıtladı: 

Soru: Hava trafik kontrollereleri geri sayım yapıyor. Bu kez grev yasağı  konamayacağını  belirtiyorlar. Peki 19 Ekim’de grev kararı alınırsa kalırsa  ne yapmayı düşünüyorsunuz ? 

Yanıt: İlk olarak kimsenin kendileriyle görüşmediği doğru değil. Sivil Havacılık Dairesi kendileriyle müteakip zamanlarda görüşmüştür, şahsen müsteşarım kendileriyle bir heyet oluşturarak görüştü. Fakat hükümeti değil devleti aşan pozisyonda istekleri olursa buna hiçbir zümrenin veya hiçbir kesimin; buna yalnızca Hava Trafik Kontrolörleri arkadaşların istekleri için değil, kim olursa olsun devleti aşan istekleri olursa buna cevap verilmez. Ama istekleri makul olursa her zaman giderilebilir. 

Diyalogdan kaçan ne ben ne de ekibimdir. Bu şok eylemler doğru değil. Bu ilk defa yapılan bir şey değil, bunu kamuoyu da çok iyi biliyor. Yıllardan beridir grev kaldırmanın üçüncü defada hükümetin yetkisinde olmadığını bilen bu arkadaşlar bu filmi hep aynı şekilde yapıyor. Ben çalışanın hakkını gasp etmek için Bakanlar Kurulu’na başvuran bir kişi değilim. Neden yapayım bunu? Ama onlar grev yapacak diye, hasta haliyle Türkiye’ye ameliyat olacak olanların gitmekte olduğu, turizme darbe vuracak şekilde turistleri yerlerde bekletme, sınava girecek öğrencinin çıkış yapamamasından kaynaklı giremediği bir sınavdan tüm hayatının etkilenmesine, iş adamları milyonlarca lira zarar etmesin diye bu yasağı koyduk. Uçak firmaları, 100 bin dolarlarca zarara uğramasın diye bu grev yasağını koyduk. Hükümet birileri grev yapsın da ülkenin geneli zarar görsün noktasında değildir. Ne Kemal Dürüst ne de başkan ne de hükümetin diğer üyeleri… 

Oradaki arkadaşların istekleri var ve biz bu istekleri hiçbir zaman yapmayacağız demedik ama “hayır bu olacak” noktası doğru değil. 

Soru: Peki tam olarak istenen nedir? Bunları karşılayamaz durumda mısınız?

Yanıt: Açık söylüyorum; verilemeyecek olan bir şeyin verilebileceğini mi düşünüyorlar? Havadan gelen uçakların tümünden ek ödenek istiyor arkadaşlar, bunu ilk kez burada söylüyorum. Bizim hava sahamızdan geçen ve bizim hava kontrolümüzde olan kendilerinin hizmet verdiği ama Türkiye Cumhuriyeti’nin tanınmış bir ülke olması ve bizim tanınmamış bir ülke olmamızdan dolayı, geçmiş dönemlerde bizim kulemizin siyaseten ülkemize katkı sağlayacağı düşünülerek görev başında olan hava kontrolörlerinin o uçaklara da verdiği bir hizmet söz konusudur. Şu anda bizden o havadan geçen her uçak başına pay almamız isteniyor. Bunu ben şahsen yapamam yapmam da. Gidip Türkiye’ye Sivil Havacılığa “aman oraya hizmet veriliyor, sizin aldığınız parayı aktarın da biz de bu arkadaşlarımıza verelim” noktasındadırlar. Ben bunu yapmam net söylüyorum. Gerekli görülürse açıklarım, gerekli görülürse otururum her hava kontrolörünün kaç para maaşı olduğunu da deklere ederim. Yaparım bunu. Şu anda sendikalarla kavga etmek doğru değil, çok iyi çalışan arkadaşlar da var. Ama sırf birkaç kişinin çıkarları olacak diye, ‘biz bir grev yaptık üçüncüyü de yaparız ülkeyi kilitleriz’ noktasındaysalar buyurun yapın o zaman. Buyurun kilitleyin bu ülkenin hava trafiğini… Hastalar uçamasın, iş adamlarının imzalayacakları milyon dolarlık anlaşmaları imzalamaya gidemesinler.” 

Soru: Size verdikleri 60 günlük sürenin dolmasına az kaldı. Bu durumda ne yapacaksınız?

Sivil Havacılık Dairesi ulusal güvenlik meselesidir. Personeli de bu ulusal güvenliğin bir parçasıdır. Kim alıyor bu kontrolörleri işe? Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti hükümetleri alıyor. KKTC hükümetleri bu arkadaşları Kamu Hizmeti Komisyonu ile alıyor, yurt dışına gönderiyor bir eğitim verdiriyor. Buraya gelsin de bu ülkenin hava trafiğini kilitlesin diye vermiyor bu hizmeti kendilerine. 

İsteyen kızar, isteyen bana saldırır ama benim ülkem bir ada ülkesidir. Bana Ulaştırma Bakanlığı görevi verildi, en iyi şekilde yürütmeye çalışıyorum. Herkesin haklarını korumaya çalışırım ama 5 dakika kala ‘ben uçmuyorum grev yapıyorum işlem yapmıyorum’ diyeceksiniz. Rüştünüzü mü ispatlayacaksınız bu şekilde? Bir gün de kalsa 31 saniye de kalsa yasağın bitmesine tavrım aynıdır değişmeyecek. Kimse bir ülkenin ulusal güvenliği ile dans edemez, ulusal güvenliğini hafife alamaz. 41 gün sonra da gereken neyse yapılır, 1 gün sonra da yapılır. Bu ülkede artık her isteyenin, her istediğini, istediği anda yapabileceği bir noktada değiliz.