Cumhuriyet Meclisi’nde bugün onaylanması beklenen Hükümet Programı’nda DAÜ’nün 3 ay içinde özerkleştirilmesi hedefleniyor. Oysa UBP’nin Hükümet Programına uyma hedefi olmadığı netleşti.

HÜKÜMET PROGRAMINA AYKIRI: Yeni hükümetin, hükümet programı Cumhuriyet Meclisi’nden onay almadan kendisi ile çelişkiye düştüğü DAÜ’ye gönderilen mektup ile ortaya çıkarken, üniversitenin 3 ay içerisinde özerkleştirileceği iddialarının doğru olmadığı gündem geldi. Bir yandan DAÜ’nün siyasetten arındırılması yönünde yasa çalışması yapılırken, Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst’ün gerçek hedeflerinin farklı olduğu ortaya çıktı.

HUKUKİ DAYANAKSIZ İŞLER: Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst’ün 22 Temmuz günü DAÜ’ye gönderdiği yazı ile üniversiteye yaptığı ilk siyasi müdahaleye tepkiler devam ederken, Kemal Dürüst’ün gönderdiği yazının hukuki dayanağının olmadığı da ortaya çıktı. Dürüst’ün ihtiyati tedbir kisvesi altında, üniversiteye gönderdiği mektupta yetkilerini aştığı, “DAÜ’de yapılacak olan genel ve tüm işlemlerin ve uygulamaların ve benzer sair tüm işlemelerin durdurulması” yönünde bir talepte bulunmasının hukuki hiçbir dayanağının olmadığı anlaşıldı.

OSHAN SABIRLI

Yeni hükümetin, hükümet programı Cumhuriyet Meclisi’nden onay almadan kendisi ile çelişkiye düştüğü DAÜ’ye gönderilen bir mektup ile ortaya çıktı. Hükümet programında kısa vade olarak belirtilen ve DAÜ’nün 3 ay içerisinde özerkleştirileceği savunulurken yapılan çalışmalar hükümet programına tezatlıklar oluşturuyor. Bir yandan DAÜ’nün siyasetten arındırılması yönünde yasa çalışması da yapılırken, Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst’ün gerçek hedeflerinin farklı olduğu ortaya çıktı.

DAU-sen2ENDİŞELER ARTTI

Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde daha önce yaşanan birçok yolsuzluk ve üniversitenin göz göre göre batağa sürüklenmesine fırsat veren Bakan Kemal Dürüst’ün, yeniden bu göreve getirilmesi sonrasında DAÜ ile ilgili endişeler yine arttı. CTP-BG ile UBP hükümetinin bakanlar kurulunun oluşması ile Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’na atanan Kemal Dürüst’ün, DAÜ’ye siyasi müdahale başlatması ve üniversitenin siyasetten arındırılması yönünde mecliste ciddi çalışmalar yapılan bir aşamada, üniversiteye yeniden siyaset bulaştırılması hedefinin olduğu 22 Temmuz günü DAÜ’ye gönderilen yazı ile netleşti.

ÖZERKLEŞME YERİNE YENİDEN SİYASET

Cumhuriyet Meclisi’nde hali hazırda AT-HOC komitede görüşülürken ve DAÜ Yasa Tasarı’nın yakın bir zamanda yasallaşması için çalışmalar yapılacağı ifade edilirken atılan adımların yine hükümet programı ile bağdaşmadığı göze çarpıyor. CTP-UBP Hükümet programı için özerkleştirmede 3 ay gibi bir hedef konulmasına karşın, Bakan Dürüst’ün yetkisini aşarak, üniversiteyi yeniden karıştırmaya çalıştığı ortaya çıktı.

YASAYA AYKIRI DAVRANIŞ

DAÜ Mütevelli Heyeti Başkanlığı’na Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst imzası ile gönderilen yazıda;

“Milli Eğitim Bakanlığı olarak, Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde yapılacak olan genel ve tüm işlemlerin, uygulamaların ve benzeri sair tüm işlemelerin, ihtiyati tedbir maksatla, yönetsel hizmetlerin, sağlıklı bir oluşumda yürütülmesi için, yeni Mütevelli Heyetinin (Board of Trustee) atanmasına müteakip yapılmasına ve şu an itibariyle yapılan genel ve tüm işlemlerin, uygulamaların Milli Eğitim Bakanlığı ile istişare edilerek yapılması hususunda gereğinin yapılmasını saygılarımla rica ederim” ifadeleri kullanıldı. Dürüst’ün böylesi bir yazıyı yazmaya yasal olarak yetkisi olmadığı anlaşıldı.

YASA NE DİYOR?

18/86 sayılı Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı ve Doğu Akdeniz Üniversitesi Kuruluş Yasası’nın “Vakıf Yöneticiler Kurulunun Oluşumu ve Atanması” yan başlıklı 5’inci maddesi

5 (1) “Vakıf Yöneticiler Kurulu, Vakfın ve Üniversitenin en yüksek karar organıdır ve 9 üyeden oluşur.”

5.(2) “Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkan ve üyeleri, Bakanlar Kurulunun önerisi üzerine Cumhurbaşkanınca 6 yıllık bir süre için atanırlar. Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkan ve üyelerinin görevleri, atanma koşullarına uygun olarak, yazılı gerekçe gösterilmek kaydıyla herhangi bir zamanda sona erdirebilir” şeklinde ifade ediliyor.

Aynı Yasa’nın “Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun Görev ve Yetkileri” yan başlıklı 7’nci maddesinin 1’inci fıkrası ise “Vakıf Yöneticiler Kurulu, Vakıf ile Üniversitenin ve onu oluşturan birimlerin en yüksek düzeyde karar organıdır” şeklinde düzenlenmiş durumda.

YETKİLERİNİ AŞTI

Bakan Dürüst, Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkan ve üyelerinin görev ve yetkilerinin, Vakıf ile Üniversitenin ve onu oluşturan birimlerin en yüksek düzeyde, karar organı olarak Bakanlar Kurulunun önerisi ile Cumhurbaşkanı tarafından sona erdirilmediği sürece devam ettiği gerçeğini göz ardı ederek yetkilerini aştı.

YASAL DAYANAKTAN YOKSUN

Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı ve Doğu Akdeniz Üniversitesi tüzel kişiliğe sahip iki ayrı kurum olduğu gerçeğinde, yasa ile düzenlenen, Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakıfı’nın tüzel kişiliğinin temsilcisinin Vakıf Yöneticiler Kurulu başkanı olduğu, Üniversitenin tüzel kişiliğinin temsilcisinin ise Rektör olduğu yasa ile net şekilde ortada duruyor. Yasa ışığında, görevlerinin başında olan yasal temsilcilerin Yasa’dan kaynaklanan yetkilerini ve Üniversitede yapılacak olan genel ve tüm işlemleri uygulamaları ve benzeri tüm düzenlemeleri, ihtiyati tedbir olarak yeni bir mütevelli heyetinin atanmasına müteakip kullanılması yönündeki beklenti hukuki açıdan yasal bir dayanaktan yoksun şekilde.

DÜRÜST DÖNEMİNDE KAOS YAŞANDI

Bakan Dürüst, daha önceki bakanlık döneminde üniversitede yozlaşma yaşanmasının da mimarlarından gösterilirken, DAÜ Üniversite Öncesi Eğitim Kurumları’nın (DAK, DAİ ve kreşinin) Doğa Okullar Grubu’na bedavaya verilmesine göz yumarken, DAÜ’de ciddi huzursuzluk yaratan çalışanların Toplu İş Sözleşmesi haklarının gasp edilmesine ve DAÜ Yabancı Diller ve Hazırlık Okulu’ndan 50 öğretim görevlisinin işten atılmasına onay vermişti.