Bilindiği üzere; Mehmet Veçhi'nin polis gözetiminde iken ölümünün araştırılması için, Bakanlar Kurulu kararı ile bir "Soruşturma Komitesi" oluşturulmuş ve bu Komite Kasım ayı başında soruşturmasını tamamlayıp raporunu sunmuştu. Bu raporda; görevli polis örgütü mensuplarının, "Mehmet Vechi'yi koruma görevini yerine getirmeyerek ve onu onur kırıcı muameleye tabi tutarak hem K.K.T.C. Anayasası'nın 14. ve 15. maddelerini, hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS)2.ve 3. maddelerini insan hakları bağlamında ihlal ettiği" sonucuna varılmış; ancak bu ihlallerle ilgili olarak "Ne yazık ki ceza yasasında ve/veya mevzuatımızda bu işlemlerin bir karşılığı yoktur, bir cezai kovuşturma yapılamayacağı kanaatindeyiz." denilmişti.

Hareket tarafından yapılan açıklamada; "söz konusu rapor incelendiğinde, görevli Polis Örgütü mensuplarının Mehmet Veçhi'yi koruma görevini yerine getirmediğinin ve Mehmet Veçhi'yi onur kırıcı muameleye tabi tuttuğunun tespit edildiği görülmektedir" denildi. Bu tespitlere rağmen; aynı raporda yer alan "cezai soruşturma yapılamayacağı" savının doğru olmadığı yönünde kanaatlerinin olduğunu belirten Toparlanıyoruz Hareketi, bu kanaatlerine temel teşkil eden hususları şöyle açıkladı: "Fasıl 154 Ceza Yasası altında yer alan madde 105A kamu hizmetinde görevli bir kişinin görevinin gereklerini yerine getirmeyi ihmal etmek suretiyle başkalarının haklarını haleldar etmesi veya kamunun zararına sebep olması halinde hafif bir suç işlemiş olacağı ve bir yıla kadar hapis cezasına çarptırılabileceği düzenlenmektedir." Soruşturma raporu incelendiğinde görevli polis mensuplarının Mehmet Veçhi'nin kişi dokunulmazlığının, hayat ve vücut bütünlüğünün korunmasında yeterli özen gösterilmediği, bir başka deyişle ihmal etmek suretiyle korumadığı anlaşılmaktadır.

Buna ilaveten, Ceza Yasası madde 107: "Görevini yaptığı sırada kişilere karşı, görevinin ve durumun gerektirdiği ölçüyü aşarak, görevinin yerine getirilmesi için gerekli olandan fazla güç kullanan zor kullanma yetkisine sahip bir kamu personeli ağır bir suç işlemiş olur ve beş yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilir." Soruşturma raporu incelendiğinde müteveffa Mehmet Veçhi'nin görevli polis mensupları tarafından "itiraf almak amacıyla onur kırıcı ve aşağılayıcı muamele maruz bırakıldığı, yani fiziksel güç olmasa da aşırı derece bir psikolojik baskıya tabi tutulduğu" anlaşılmaktadır.

Tüm bunlardan hareketle; Soruşturma Komitesi'nin "Polis Örgütü mensuplarının cezai kovuşturmaya tabi tutulamayacağı" görüşünün gözden geçirilmesi gerektiğini ifade eden Toparlanıyoruz Hareketi, Bakanlar Kurulu'nun, yeniden bir değerlendirme yapmasının şart olduğunu savundu. Bu olayın sonucunun, tutukluluk süresi içinde yeni ölümlerin veya kötü muamele görmenin önlenmesine yönelik bir örnek olmasının önemine de değinen Toparlanıyoruz Hareketi; tüm bunların ışığında, gerekirse yeni bir komite oluşturarak raporun yeniden ele alınması için Bakanlar Kurulu'nu göreve çağırdıklarını ve bu amaçla kendilerine bir mektup gönderdiklerini açıkladı. Mektupla ilgili sonucun kamuoyuyla da paylaşılacağını belirten Toparlanıyoruz Hareketi, adalete ve hukuka aykırı olan her türlü uygulamanın karşısında olmaya devam edeceklerini vurguladı.