Nadire Bahadi

Eski eser yönünden oldukça zengin olan Mağusa, bu özelliği sayesinde Güney’den ve yurtdışından her gün yüzlerce turist ağırlıyor. Tarihi Suriçi, burçlar ve kaleyi saran hendek başlı başına turistlerin ilk uğrak mekanıyken, bölgede çok sayıda bulunan kilise ve tekkeler de turistlerin ziyaret rehberinde ön sırada yer alıyor. Sivil toplum örgütleri her fırsatta Mağusa’nın turizmden daha fazla pay alması gerektiğini dile getirse de, turizm ürünün en önemli öğesi olan eski eserler, bakımsızlıktan ve pislikten dökülüyor. Turizm Bakanlığı ile Belediye ise bu duruma seyirci kalmaktan öteye geçmedi.  

Atai: Tarihi eserlerin çöküş hızı, koruma çalışmalarının çok ötesinde

Mağusa İnisiyatifi aktivistlerinden Serdar Atai eski eserlerin temizlik konusunun en büyük sıkıntılardan biri olduğunu söylerken, Güven Artırıcı Önlemler paketinin bir an önce hayata geçirilmesi ile Mağusa’daki kültürel mirasın bakım ve onarımının hızlandırılacağına dikkat çekti.

Mağusa İnisiyatifi ve Mağusa Suriçi Derneği aktivistlerinden Serdar Atai, Mağusa’da sayıca oldukça fazla olan eski eserlerin temizlik sorunun yanında çökme tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu ifade etti. İnisiyatif ve dernek olarak Güven Artı Önlemler paketinin uygulanması konusunda ısrarcı olmaların bir sebebinin de Mağusa’nın kültürel mirası olduğunu söyleyen Atai, Maraş’ın yasal sahiplerine iade edilmesinin ve Mağusa Limanı’nın uluslararası trafiğe açılmasını ve Suriçi’nin UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne başvuru sürecinin önünü açacağını savunduklarını dile getirdi.

Önce durum tespiti yapılmalı

Güven Artırıcı Önlemler kapsamında öncelikle çokuluslu bir Teknik Uzmanlar Heyeti’nin Maraş, Liman ve Suriçi’nde durum tespiti ve fizibilite çalışması yapmak üzere erişim sağlayabilmesi gerektiğini ifade eden Atai, uzmanların değerlendirme raporları neticesinde yine oluşturulacak uluslararası bir yatırım fonundan hibe ve kredilerle Maraş’ın yeniden imarı, Mağusa Limanı’nın turizm limanına dönüşümünün yanı sıra Suriçi’ndeki mevcut binaların pansiyonculuk veya turistik eşya satışına yönelik dönüşümleri uzun vadeli kredi ve hibelerle desteklenmesi gerektiğini belirtti.

3-(1).jpg

UNESCO hedefi

Suriçi’nin UNESCO listesine dahil edilmesi sürecinin başlatılmasının mali kaynak ve uzmana sahip bazı kuruluşların da diplomatik engellerden sıyrılarak Mağusa’daki kültürel mirasla ilgili acil görev üstlenmelerinin önünü açacağını ifade eden Atai, “açıktır ki İki Toplumlu Kültürel Miras teknik komitesi her ne kadar buradaki tarihi eserleri etap etap koruma altına alsa da bu yetersizdir. Çünkü bu gün Mağusa Suriçi’ndeki tarihi eserlerin çöküş hızı, koruma çalışmalarının ötesindedir” şeklinde konuştu.