Bakanlığın öğretmenler günü kutlama programı düzenlediği AKM salonunun önünde Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) ile Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) pankartlı eylem yapıp, açıklamalarda bulundu.

İLK TÖREN ATATÜRK ANITI’NDA… ÖĞRETMENLER SAYGI DURUŞUNDA BULUNDU

Lefkoşa’daki ilk tören saat 09.30’da, Atatürk Anıtı’na çelenk konulmasıyla başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından anıta çelenkler konuldu.

Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst’ün ardından Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası Başkanı Tahir Gökçebel’in çelenk koyduğu törende, KTOEÖS grubu 1 dakikalık saygı duruşunda da bulundu.

AKM’NİN İÇİNDE TÖREN, DIŞINDA EYLEM

Öğretmenler Günü ikinci kutlama programı Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Törende sırasıyla KTOEÖS Genel Başkanı Tahir Gökçebel ile Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst birer konuşma yaptı.

Gökçebel’in konuşması sırasında bir grup öğretmen sahnede pankart açtı. Konuşmaların ardından meslekte 25 yılını dolduran öğretmenlere plaketleri takdim edildi.

Lefkoşa Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi korosunun İstiklal Marşı ve Öğretmen Marşı’nı okuduğu törende, opera sanatçısı Vasfiye Çakartaş da sahne alıp, çeşitli şarkılar seslendirdi.

Tören devam ederken, KTÖS ve KTOEÖS AKM’nin avlusunda pankart açtı. Eylemde, KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil ile KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel birer açıklama yaptı.

Sendikacılar “Öğretmeniz birlikteyiz susmayacağız”, “Karanlığa ışık tutun”, “Dogmatik değil, kamusal, bilimsel, demokratik ve çağdaş eğitimi yılmadan savunmaya devam edeceğiz”, “Bu memleket bizim. Siz göç edin. Göç Yasası’na hayır”, “Eğitim, üretim için, üretim özgür ülke için, özgür ülke özgür halk içindir” ve eski Yüksek Mahkeme Başkanı Şafak Öneri’nin “Göç Yasası”na ilişkin eleştirel açıklamasının yer aldığı pankartlar açtı.

DÜRÜST: “ÖĞRETMENİM HEP MAAŞLA, KAZANÇLA ANILMASIN.. VERDİĞİ EĞİTİMLE ANILSIN”

Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst, törende yaptığı konuşmada, kendisinin de bir öğretmen olduğunu ve 20 yıllık iş hayatının 10 yılında okullarda, 10 yılında da parlamentoda çalıştığına işaret ederek, öğretmenlerin önünde saygıyla eğilmek gerektiğine inandığını ve bunu her fırsatta dile getirdiğini söyledi.

Dürüst, öğretmenin 1974 öncesinden KKTC’nin kuruluşuna kadar verilen mücadeleye yaptığı katkı kadar, ulusal birlik, barış, dünyaya açılım için verdiği mücadele önünde de saygıyla hürmetle eğildiğini kaydetti.

Kemal Dürüst, “Makamlar geçicidir ama öğretmen olma gururunu içinde taşıyan, beyninde Atatürk ilkeleri, İslami duygularla, askeri nüanslarla birlikte dünyaya açılmaktan kaçmayan, kültürüne sahip çıkabilen öğretmenlerle birlikte mücadele etmekten gurur duyuyorum” dedi.

Öğretmenin görevinin her koşulda gelecek nesillere hizmet etmek olduğuna işaret ederek, öğretmenin neden yola çıktığını unutmaması gerektiğini kaydeden Dürüst, şöyle devam etti:

“Öğretmenlik değişen bir ünvan değildir. Önünde saygıyla eğilmek gereken bir ünvandır. Öğretmenimin başı her zaman havada ve dik olsun. Öğretmenimin başı hiç düşmesin. Öğretmenim hep maaşla, kazançla anılmasın. Öğretmenim hep hizmetle, verdiği eğitimle anılsın”

Dürüst, öğretmenin, her koşulda gelecek nesilleri yetiştirmek adına yola çıktığını unutmaması gerektiğini belirterek, “Hiç kimse bu ülkede her şey kötüdür diyemez. Eksiklikler olabilir ancak demokrasiyi benimsemiş bir KKTC, Türkiye’nin desteğiyle ileriye gitmektedir” dedi.

“Bugün güzellikleri konuşma günüdür. Öğretmenin önemini anlatma günüdür” diyen Dürüst, sözlerini “Daha iyi koşullar her zaman arzu edilendir. O da olacak. Öğretmenlere güvenimiz tamdır. Öğretmenin özellikle imajının daha saygın bir noktaya gelmesi arzu ettiğimiz bir hedeftir” şeklinde tamamladı.

GÖKÇEBEL: “EĞİTİM ALINIP SATILAN BİR MAL, ÖĞRENCİ BİR MÜŞTERİ, ÖĞRETMEN İSE ARACI”

KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel de konuşmasına, “Bir ülkede öğretmen dik duramıyorsa, bitirilmişse, mücadeleden soğutulmuşsa, hiçleştirilmişse, o ülkenin geleceği bitmiş demektir” sözleriyle başladı.

24 Kasım’ın “cunta yönetimi” tarafından ve niçin verildiğini bilerek törene katıldıklarına işaret eden Gökçebel, “Her gün öğretmenler günü olmalı, elleri öpülmeli, saygı duyulmalı” dedi. Gökçebel, Atatürk’ün öğretmenlerle ilgili vecizlerini hatırlatarak, öğretmenin statüsüne vurgu yaptığı sözlerini dile getirdi.

Gökçebel, devletin kamusal  hizmet üretmekten vazgeçtiğini, özelleştirme hamlelerinin büyük şirketlerin önünü açmak için yapıldığını belirterek, “Kamu küçültülürken her alanı denetleyen düzenleyen baskıcı bir polis devleti oluşmaktadır” şeklinde devam etti. Sosyal ve hukuk devletinden vazgeçildiğini savunan Gökçebel, eğitim ve diğer temel hizmetlerin özel şirketlere devredildiğini ileri sürdü. Tahir Gökçebel, “Devlet yurttaş yetiştirmekten, sağlık vermekten dahi vazgeçmiştir. Artık 
sağlık, eğitim alınıp satılan bir mal, öğrenci bir müşteri, öğretmen ise aracı yapılmıştır” dedi.

Eğitimin sınıf atlayabileceği bilimsel, demokratik, laik, parasız ve nitelikli bir kamusal hizmet olmaktan çıkarılmak istendiğini savunan Gökçebel, eğitimde hakim olduğunu ileri sürdüğü anlayışı şu şekilde tanımladı:

“Okullar demokrasinin, toplumsal gelişimin değil, duvarları yükselen, korumaları artırılan birer hapishaneye, öğretmenler geleceğin aydın nesillerini yetiştiren değil, devletin gardiyanı yapılmalıdır.. Öğretmen aydın, donanımlı, kültürlü olmamalı. İstihdamı, maaşı, çalışma şartları, geleceği garanti olmamalı. Örgütlü olmamalı. Rekabetçi sistemde performansına siyasilerin denetlendiği, silik bir kişilik olmalıdır. İşçi sınıfının çocuklarını yetiştiren ve bu kültürün sınırlarında kalmalıdır. Geniş kesimlerin gittiği devlet okullarının niteliksizleştirilmesi için her yıl öğretmeni, müdürü, muavini, şefi, hademesi, sekreteri, bütçesi eksik olmalı, burada görev yapan öğretmen değeri olmayan biri olmalıdır.. Bütün öğretmenler iş, maaş, gelecek v.s. güvencesinden yoksun olmalı ama özel okullardakiler daha itibarlı olmalıdır”

ELCİL: “ÖĞRETMEN AYDINLIKTIR, GELECEKTİR. ÖĞRETMEN BİLİM, İLİM DEMEKTİR”

KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil de konuşmasında, Atatürk’e başöğretmenlik ünvanının verildiği gün olan 24 Kasım’ın, “1980 askeri müdahalesi sonrasında öğretmene uygulanan baskıyı ört bas etmek ve itibar kazandırmak adına” öğretmenler günü olarak kutlanmaya başlandığını söyledi.

Elcil, “Bugün, eğitimin ve öğretmenin önemini vurgulamak, ülkenin gerçeklerini ortaya koymak açısından önemlidir. Ancak bugün bir istismar günü olarak kullanılıyor. Öğretmenin manevi kişiliğinde mesleği istismar edilmekte. Bu nedenle biz bugünü kutlama olarak kabul etmiyoruz. Reddediyoruz” dedi.

Öğretmenler gününde “Kukla Oyunu” sahnelendiğini ileri süren Elcil, bir yandan öğretmen mesleğini itibarsızlaştırmaya çalışanların diğer yandan da öğretmenleri onore edici hareketler sergilediğini savundu.  Şener Elcil, Türkiye’deki “gerici” eğitim sisteminin burada da uygulanmaya çalışıldığını ileri sürerek, hükümet edenlerin de “kukla hükümet” olarak bunları aynen uyguladığını iddia etti.

Elcil, Milli Eğitim Bakanı Dürüst’ün törende yaptığı konuşmasında İslami değerlere atıfta bulunmasını da eleştirerek, “Türkiye’deki gerici, yobaz hükümet ve uygulamalarının yansımasını, yalakalıkla bir kez daha ortaya koydu” ifadesini kullandı.

Şener Elcil, “Biz öğretmeniz. Öğretmenin görevi, öğretmektir. Ülkede gericilere, yobazlara, şeyhlere yer bırakmayacağız. Fırsat vermeyeceğiz. Gericilik bizim kaderimiz değildir.. Öğretmen aydınlıktır, gelecektir. Öğretmen bilim, ilim demektir” dedi.

Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştırma politikalarının bir süreden beridir devam ettiğini, öğretmenlerin özellikle maaşları, çalışma koşulları ve özlük haklarına çok ciddi saldırılar bulunduğunu iddia eden Elcil, hazırlık ödeneğine ilişkin yasal düzenlemeyi de eleştirerek, kısıtlanmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.