Sosyal Riskleri Önleme Vakfı’na bağlı faaliyet gösteren kadın sığınma evinin kapanmasına tepkiler sürüyor.

Baraka Kültür Merkezi’nden yapılan “Cami değil sığınma evi” başlıklı yazılı açıklamada, Sosyal Riskleri Önleme Vakfı'nın, bir süredir gönüllü emekleri ve özverili çabalarıyla yürüttüğü kadın sığınma evini kapatma kararı almasının, bir yandan üzüntü, diğer yandan sorumlulukla karşılandığı belirtildi.

Sığınma evinin devletin görevi olduğu ifade edilen açıklamada, kadına şiddetin oldukça yaygın yaşandığı ülkede halen gerek şiddeti önleyici, gerek şiddet gören kadın direnişçiyi destekleyici, gerekse şiddet uygulayanı caydırıcı şekilde cezalandıran mekanizmaların ısrarla oluşturulmadığı kaydedildi.

Baraka açıklamasında şöyle denildi:

“Kadına yönelik şiddet, polisinden yargısına, sığınma evinden sağlık ve eğitim sistemine uzanan geniş bir yelpazede, kadın haklarını ve kadın özgürleşmesini ön plana alan, sürekli bir devlet politikası olarak ele alınmalıdır. Politikalar oluşturulur ve uygulanırken, bu alanda mücadele eden, deneyim biriktiren örgütlerin katkısı ve işbirliği çok önemlidir ve ülkemizde bu katkı ve işbirliğini sağlayacak, kadın dayanışmasına inanan pek çok örgüt de vardır.”

Gelen giden hiçbir hükümetin bu konularda çabasının görülmediği belirtilen açıklamada, “Kadın sığınma evi, şiddet gören kadınlara hukuksal destek sağlanması veya kamusal kreş gibi kadın dostu projelere hiç bir zaman kaynak ayrılmazken, kadın düşmanı olduğunu AKP rejimine bakarak açıklıkla gördüğümüz, dayatma Sünni İslam projelerine her zaman fazlasıyla kaynak bulunabiliyor!” ifadelerine yer verildi.

Baraka Kültür Merkezi açıklamasında, ataerkiyi, baskıyı ve şiddeti değil özgürleşmeyi yaşama isteği vurgulanarak, “’Cami değil sığınma evi’ diyoruz ve kadın dayanışmasıyla bunu başaracağımıza inanıyoruz” denildi.