Baykan Gürses Özdağ

Türkiye’den gelen suyun yönetim ve işletilmesi konusunda aylardır süren tartışmaları ve varılan uzlaşıyı HAVADİS’e değerlendiren Başbakan Ömer Kalyoncu, “geldiğimiz aşamaya imza koyan Başbakan olarak vicdanen rahatım” dedi. Ülkenin su fakiri bir ülke olduğunu hatırlatan Başbakan Kalyoncu, “ Bu anlaşma için çok uğraştık, iyi bir sonuç aldık” dedi. Bazı çevrelerin bu konuda atılan imzayı peşkeş çekme diye nitelemesinin yanlış olduğunu söyleyen Kalyoncu, “Bize yollanan suyun evlere ulaşmasını peşkeş çekmek olarak yorumlamak doğru değildir. Bu suyu bize isterlerse yollarlardı. Bu su bizim suyumuz değil, bize yolladılar” diye konuştu. Suyun fiyatının İrsen Küçük ile Cemil Çiçek’in imza koyduğu anlaşma çerçevesinde belirleneceğini de hatırlatan Başbakan Kalyoncu, “İhale uluslararası bir ihale ile açık eksiltme ile olacak. Herkes ben daha aza yapabilirim diyerek teklif atacak. İhtiyacımız olan bir sudan bahsediyoruz. Daha neyin kavgasını yapabiliriz” diye konuştu. “Peşkeş çekiliyor söylemi bir alışkanlık haline dönüştü” diye konuşan Başbakan, “İhale yasaya göre belirlenecek. Yasayla yapılacak bir işleme hala peşkeş çekileceği iddiası kahve dedikodusundan öteye geçmez” diyerek yanıt verdi.

Soru: Aylardır süren tartışmanın sonrasında Ankara’da su anlaşmasına imza koydunuz. Neler yaşandı bu süreçte? Bu tartışma neden bu kadar uzadı?

Kalyoncu: Nisan 2015’de Türkiye’nin bize gönderdiği bir mektup vardı. Bu mektuba uzun bir süre cevap verilemedi. Biz hükümet olunca ve ben Başbakan olunca konuyla ilgilenilmeye başlandı. Bazı mektuplar teati edildi.

Ama Türkiye tarafının itirazlarıyla karşılaştık. Bizim belediyeler vasıtasıyla işletme isteğimiz Türkiye tarafından reddedildi. Dünyada eşit devletler ve eşit güçler yoktur. Herkes gücü oranında bir pazarlık masasında yer alır ve gücü oranında bir sonuç elde eder. Ortaya çıkan sonuç da budur. Bu biraz uzun sürdü.
Nedeni kendi içimizdeki tartışmalardan, dengenin yerine oturması için verilen uğraşlardan dolayı uzun sürdü. Bu sonuç peşkeş çekme gibi yorumlanıyor. Biz su fakiri bir ülkeyiz. Kurak geçen yıllar oldu. Bize yollanan suyun evlere ulaşmasını peşkeş çekmek olarak yorumlamak doğru değildir. Bu suyu bize isterlerse yollarlardı. Bu su bizim suyumuz değil, bize yolladılar. Masada bize güçler dengesini de göz önüne aldığınızda böyle yapacaksınız dediler. Suya korkunç bir ihtiyaç var. Biz daha ne kadar geciktirebilirdik ki. Tuzlu su almakla kalmıyoruz aynı zamanda susuzluk da çekiyoruz. İyi uğraştık, iyi bir sonuç aldık.

Soru: Ankara’da imza koyacağınız gün kriz mi yaşadınız? O gün yeni bir metinle mi karşılaştınız?

Kalyoncu: Son noktaya kadar pazarlık devam etti dersem daha doğru olur. Son noktaya kadar konuyla ilgili uğraşıldı. En son nokta da bizim hükümetten geçirdiğimiz metin orada imzalandı.

UBP de ön planda oldu

Soru: Bu tartışmalarda neden CTP tek başına sorumluluk aldı?

Kalyoncu: UBP de ön planda oldu. Heyet olarak gidildi. Onlar da bu işin içindeydi.

Soru: Bir yalnızlaşma hissetmediniz mi?

Kalyoncu: CTP kendini öyle hissetmez. Biz derdimizi muhataplarımıza da anlatabiliriz. Sonuşta ikimiz beraber olumlu bir sonuç elde ettik.

Soru: Parti içinde de tartışmalar yaşandı. Bunu disiplinsizlik, yönetim zafiyeti gibi algılayanlar oldu. Bu tartışmalar niye medya önünde oldu?

Kalyoncu: Doğrusu bu boyutta yapılmamalıydı. Medya önünde de yapılmamalıydı. Herkesin kendi kendine bir oto kontrol uygulaması gerekir. Ama bir de parti içi disiplin meselesidir. Buna da dikkat edilmesi lazım

Bakanlarımla tartışmam…

Soru: Sizinle bakanlarınız arasında bile tartışmalar oldu…

Kalyoncu: Ben bakanlarımla tartışmadım. Benim bakanlarıma yönelik değildi söylediklerim. Söylediğim şey açıkça muhatabımıza yönelikti. Yapmaması gereken bir şeyi yaptı onun için muhatabımıza yönelikti. Dikkat ederseniz bu konuda da imza iki başbakan arasında gerçekleşti.

Önemli olan sonuçtur, tartışılanlar değil

Soru: CTP size göre bu süreçten yıpranarak mı çıktı? Bakanlara çok ciddi eleştiriler oldu.

Kalyoncu: Bazı şeyler unutulur, önemli olan sonuçtur. İyi bir sonucun orta yere çıkmasıdır. Bu su sürekli çeşmelerden akacaksa, içme suyu kalitesinde olacaksa bir süre sonra fiyatı şimdiki sudan biraz daha yüksek bile olsa o bile dikkate alınmayacak. Bunlar gelip geçici itirazlardır, bir süre sonra farklı şeyleri konuşuyor olabiliriz. DSİ tarafından arıtılan suyun evlere ulaşmasından sonra farkı görmeye başlayacağız.

Ben rahatım…

Soru: Kıbrıslı Türkler için kayıptır, teslimiyettir denilen yaklaşımlar var. Bunun siyasi açılımdan ziyade yaşam bulacak kısmın açıklaması daha önemlidir. Vicdanen rahat mısınız bu anlaşmaya imza atan bir başbakan olarak?

Kalyoncu: Ben rahatım. Bu suyun fiyatı, İrsen Küçük ile Cemil Çiçek arasında imzalanan anlaşmada suyun satış bedeli yatırım finansman ve işletme yenileme maliyetlerini karşılayan makul bir kar oranıyla fiyat değişikliklerini dikkate alan taraflar arasında imzalanacak anlaşmada belirlenecek diyor. Bu unsurları dikkate alınacak. Açık, uluslararası ihale ile açık eksiltme ile ihaleye çıkacak. Herkes ben daha aza yapabilirim diyerek teklif atacak. Suyun fiyatı önemlidir bu noktada. Ve bizim ne kadar yararlanabileceğimizdir. İhtiyacımız var. Daha neyin kavgasını yapabiliriz. Yaptığımız kavga bence yeterlidir. Bundan sonra suyun en yararlı şekilde kullanılması önemlidir. Üstelik de Kıbrıs tarafı olarak Nisan 2015’de bize gönderilen metinden 13 değişiklik yaptık.

Şartname için yardım alacağız

Soru: Esas yoğunluk bundan sonra olacak. Tarımın planlanması, kullanımı, ihale süreci konularında çalışmalar ortaya konulmalı. Şartnamenin belirlenmesi lazım. Bu konulara hükümet hazır mı?

Kalyoncu: Şartname süreci şimdi başlıyor. Bu konuda bilirkişilerden yardım isteyeceğiz. Bizim bu şartnameyi hazırlayacak yeterlilikte envanterimizde çok sayıda insanın olduğunu söylemek mümkün değil.

Soru: Türkiye’den yardım isteyecek misiniz?

Kalyoncu: Daha başka yerlerden de isteyeceğiz. İngiltere’den ve Türkiye’den bir bilirkişi getirebiliriz.

Kahve dedikodusu

Soru: Türkiye’deki bir firmaya peşkeş çekileceği söyleniyor. Suya karşı çıkanların en güçlü argümanı da bu oluyor. Sizde öyle bir izlenim oluştu mu?

Kalyoncu: Bu bir alışkanlık haline geldi. Peşkeş çekileceği iddiası. Bu ihale ile belirlenecekse ve yeni ihale yasamızı da geçiriyoruz. Önemli bir reformdur bu. Yasayla yapılacak bir işleme hala peşkeş çekileceği iddiasında bulunmak kahve dedikodusundan öteye geçmez. Sonuçta Türkiyeli bir firma da alabilir, yabancı bir firma da alabilir. Ama önemli olan bunun ihale ile belirlenmesidir.

Yasa hazır

Soru: Önümüzde bir Ercan Havalimanı örneği var.

Kalyoncu: O yüzden bir yasa hazırlandı. İhale yasası vardır. O çok alel acele yapılmış bir işti. Bu uzun zaman şartnamesi hazırlanacak ve ihaleye çıkılacak bir konudur. Hükümet bir koalisyon hükümetidir. Çok sayıda göz olayın üstündedir.

Soru: Bu süreçte belediyelerin bu alanda faaliyet gösteren personellerinin geleceği tartışıldı. Anlaşmaya göre u personelin durumu ne olacak?

Kalyoncu: Personel öncelikle değerlendirilecek. Bunun nasıl değerlendirileceği ve belediyelere nasıl katkı konulacağı ihale sürecinde bizim usatalığımıza bağlı oalcak. Belki de bu personeli hibir şekilde belediyelerden koparmayacağız. Ama belki de o bölgenin büyüklüğüne göre kullanılacak eleman sayısı belirlenecek onların işçi maliyetine şirket katkıda bulunacak. Şirketin yönetiminde belediyeler birliğinden de bir kişi bulunacak. Bu sorunu aşmamız lazım. Bizim çalışan insanlar açısından KKTC mevzuatı uygulanacak. İstediği yerden istedği işçiyi alıp gelemeyecek. Kilit personel dıuşında çalışacak olan insanlar bizim mevzuatımıza göre belirlenecek. Şimdiden epey sayıda Kıbrıslı mühendis ve çalışan insan var. 1 yıldan beridir çalışanlarımız var.

Soru: Bir yıllık sürede suyun kullanımı nasıl olacak?

Kalyoncu: Su barajda bekletilmeyecek, DSİ bunu belediyelere vermeye başlayacak. İhale sonuçlanıncaya kadar verilecek.

Ekonomik program da tartışılacak

Soru: Sudaki tartışmalar ekonomik programın hazırlanmasında da yaşanır mı?

Kalyoncu: Mümkündür. Uzun sürmeyecek. Ekonomik programla ilgili tartışma uzun süremeyecek. Kısa sürede atlatırız.

Soru: TC Başbakanı Davutoğlu ile yaptığınız görüşmede bunu ne kadar ele aldınız?

Kalyoncu: Bir miktarını ele aldık. Kalem kalem ele almadık. Karşılıklı oturup konuştuğumuzda dinlendiğimizi görüyorum. Ama bürokratlar düzeyinde sürdüğünde problemler çıkabiliyor. Bürokratların da kötü iş yaptığını söylemek istemiyorum. Herkes aldığı yetki oranında davrandığı için ve o yetkinin dışına çıkamadığı için oralarda problem oluşur. Ama erken zamanda aşabileceğimizi düşünüyorum.