CTP BG -UBP Koalisyon hükümetinin programı üzerindeki görüşmelere Cumhuriyet Meclisi’nde başlanması öncesi, Başbakan Ömer Kalyoncu BRT’ye açıklamalarda bulundu.

Başbakan Kalyoncu geçmiş koalisyon hükümetinde yaşanan krizlerin bu hükümet döneminde yaşanmaması için samimi davranmak gerektiğini kaydederek, oluşacak olası krizleri kısa sürede atlatma hedefleri bulunduğunu kaydetti.

Başbakan, “Siyasette kriz olmadan önce önlemek için samimiyet gerekir, ama her zaman bunu yüzde yüz başaramazsınız. Yine de krizler çıkar. Hedef, sorunları erken zamanda atlatmak, ülke yararına yola devam edebilmektir. Umarım bu kez daha az kriz çıkar çünkü ne yaparsanız yapın, farklı iki yapı bir araya gelmiştir ve bir koalisyon oluşturmuştur. Buradan da bir kriz çıkabilir, ama önceden bunları giderme yönünde adımlar atma konusunda beceri sahibi olmamız lazım. Krizleri kısa sürede atlatma gibi bir hedefimiz var” dedi.

Başbakan Kalyoncu, bakan görevlerinin verilmesi ile ilgili basına yansıyan tartışmalara da açıklık getirdi.

“ ‘Birbirlerini yediler’ biraz fazla abartma bir şeydir” diyen Başbakan, “Ben ortaya çıkan bu sonucun ülkeye hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

“Siyaset sadece partilileri tatmin etme yeri değildir” ifadesini de kullanan Kalyoncu, partisel çıkarlarla yapılan politikanın çok uzun vadeli olamayacağını, ülkenin genel çıkarlarını görerek hareket edilmesi gerektiğini belirtti.

Kıbrıs Türk halkının kendisi ve ülkesi ile ilgili kararları herhangi bir müdahale olmaksızın, özgür iradesi ile vermesi gerektiğini de kaydeden Kalyoncu, “Bize zorla bir şeyin dayatılması noktasını aşmamız lazım” dedi.

Kalyoncu, “Bütün ülkeler birbirine bağımlıdır, bu bağımlılığı en az düzeye getirmek lazım ki kararlarınızı rahat alabilesiniz. Bu şu anlama da gitmemelidir. Biz bölgede başkalarının çıkarlarını, mesela Türkiye’nin çıkarlarını gözetmeyeceğiz, sadece kendi çıkralarımızı gözeteceğiz Kıbrıs’ta, gibi bir görüşe doğru da yaklaştırılmamalıdır” dedi.

Başbakan, polisin sivile bağlanması konusuna da açıklık getirdi.

Bugüne kadar geçici 10’uncu madde kaldırılmadan polisin sivile bağlanmasının mümkün olmayacağı yönünde tartışmalar olduğunu anımsatan Kalyoncu, hukukçuların geçici 10’uncu madde kaldırılmadan da bunun mümkün olabileceğini ortaya koyduğunu kaydetti.

“Buradaki sorun, polisin sivil hükümete bağlanmasıdır” diyen Kalyoncu, UBP ile hükümet kurarken bu konuyu görüştüklerini ve geçici 10’uncu madde tartışmalarını bir tarafa bırakarak, önce polisi hükümete bağlarız sonra da anayasa değişikliğine gidebiliriz şeklinde bir konuşma gerçekleştirdiklerini anlattı.

Polisin sivile bağlanması konusunda bir yasa yaptıklarını ve siyasi partilere gönderdiklerini de kaydeden Kalyoncu, “Polisin sivile bağlanması konusunda izlenmesi gereken kurallar olmalı. Siyasetçiler her aklına geldiğinde polisin içine eline uzatmamalıdır” dedi.

Ulusal Birlik Partisi’nin bu konuda farklı düşündüğü iddialarına da açıklık getiren Kalyoncu, UBP’nin daha önce hükümet programına polisin sivile bağlanması konusunu yazdığını belirterek, “Konuyla ilgili yasa hazırdır, gerçekleşmesi için bir ‘itme’ yapacağız” ifadesini kullandı.

Başbakan, Seçim ve Halk Oylaması ile tek seçim bölgesi konularında koalisyon ortağı Ulusal Birlik Partisi ile içerik bakımında aynı görüşte olmadıklarını, bu konuda konsensus sağlamak için çalıştıklarını da kaydetti.

Kalyoncu, “Bu alanlarda demokrasinin tam anlamıyla işlemesi lazım, bunun için herkesin görüşü alınarak hazırlanmasında yarar var” dedi.

Ömer Kalyoncu Başkanlık sistemi konusunda ise, “Şu anda bunu değiştirecek durumda değiliz, parlamenter sistem var, anayasayı bile değiştiremedik dolayısıyla Başkanlık sistemine geçmeyi tartışmak doğru değil” dedi.
CTP’nin özelleştirmeye karşı olduğunu da yineleyen Başbakan Kalyoncu, bu konuda UBP ile nasıl bir uzlaşı noktasına gidiliyor sorusuna karşılık şöyle dedi:

“Özelleştirme, şu anda piyasayı izlediğimiz zaman göreceksiniz ki, bir sermaye grubunun zengin edilmesinden başka bir işe yaramayacak. Ama genel olarak ülkede değişmesi gereken çok şey var. Çalışma düzeni bir kaos içerisinde bulunmaktadır. Hem Ticaret Odası ve Sanayi Odası, hem de çalışanlar açısından çok büyük bir kaos var. Hiçbir düzen ve disiplin yok. Herkes kendini kurtardığı noktadan hareket etmeye çalışıyor ve yasalar işlemesin noktasında, kim becerirse o rahat eder gibi bir mantık içerisindedir”.

Ülkede şu anda iş yasasının uygulanmadığı için rekabet edilemediğini de kaydeden Kalyoncu, “Burada hep kaybeden zayıf olur. Sosyal devletten bahsediyorsak, bu devlet, yurttaşlara adil davranmak zorundadır. Adil davranmak istiyorsanız bu tür yönetimleri bugün kullanmayalım biz CTP olarak özelleştirmeye karşıyız, muhatabımız da buna itiraz etmedi” şeklinde konuştu.

Başbakan, özel sektörde sendikalaşma konusuna da değindi.

Kalyoncu, çalışma yaşamında ekonomi ve ticaret örgütlerinin örgütlü olduğunu, çalışanların da neden örgütlü olamayacağını sorarak, bu konuda adım adım ilerlenmesi gerektiğini kaydetti.

Sendikalaşma konusu üzerinden politika yapılmaması gerektiğini de dile getiren Başbakan, “Önemli olan herkesin eve daha çok ekmek götürmesi. Biz ekonominin büyümesinden yanayız, insanların daha sağlıklı yaşayabilmesi için, daha iyi eğitim alabilmesi için tabi ki daha çok kazanması lazım, ama herhangi birinin de piyasadan çekilmesini isteyecek hakkımız yok” dedi.

Kıbrıs müzakere sürecinde bir sonuca ulaşılması durumunda referandumun geçekleşmesi için ellerinden gelen çabayı da ortaya koyacaklarını vurgulayan Kalyoncu, “Bunu Ulusal Birlik Partisi ile birlikte düzenleyeceğiz” dedi.

Kıbrıs konusunda olumlu gelişmeler yaşandığını anımsatan Başbakan, Rum tarafı ‘hayır’ demediği sürece olumlu bir sonuca ulaşmanın mümkün göründüğünü belirtti.

Kalyoncu “Biz insanlarımızdan oluşacak sonucu iyice tartışmasını istiyoruz, çünkü bu geleceğimizle ilgilidir. Umarım iyi bir sonuca ulaşırız. Geleceğimizin sağlam ve garantide olması bizim de istediğimizdir” şeklinde konuştu.

Görev süresini tamamlayan Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça’ya ilişkin olarak da konuşan Başbakan, Akça’nın görev süresi boyunca çok tartışmalı bir süreç yaşandığını ve haklı haksız eleştiriler yapıldığını anımsattı.

Başbakan, “Dolayısıyla söylenecek fazla bir şey yok. Görevini bitirdi, yeni görevinde başarılar diliyoruz” dedi.